Avukatın Açıkladığı İtibar Zedelenmesinin Kabul Edilmediği 6 Durum
İtibarın iftira ile zedelenmesi durumunda bahsedilen itibar, dışsal bir itibardır ve bir kişiye toplumun verdiği değerlendirmeyi ifade eder. Dolayısıyla, bir kişinin itibarını zedelemek, kişinin toplumsal değerlendirmesini düşürmek anlamına gelir ve bu, hem ceza hukuku hem de medeni hukukta aynıdır.
Toplumun değerlendirmesi gözle görülmez bir şey olduğu için, toplumsal değerlendirmenin gerçekten düştüğünü kanıtlamak zordur. Bu yüzden, hem ceza hukukunda hem de medeni hukukta, bir kişinin toplumsal değerlendirmesini gerçekten düşürdüğünü göstermek gerekli değildir, bu durumun riskini oluşturmuş olmak yeterlidir. İtibarın iftira ile zedelenmesi geniş bir yelpazede tanımlanmış gibi görünse de, gerçek olaylarda birçok durumda iftira ile itibar zedelenmesi olarak kabul edilmez. Bu makalede, “iftira ile itibar zedelenmesi” olarak kabul edilmeyen altı örneği inceleyeceğiz.
İtibar Zedelenmesinin Unsurlarını Karşılamadığı Belirlenen Örnekler
Davalı ve davacı arasında geçmişte gerçekleşen bir dava süreci hakkında, davalının kendi web sitesinde itibar zedeleyici bir metin yayınladığı ve davacının tazminat ve makalenin silinmesini talep ettiği bir durum olmuştur.
Davalı, “alçaklar”, “o kötü niyetli telif hakkı tehdidi”, “B’nin zihinsel durumu normal değil” gibi ifadelerle davacıyı sürekli aşağıladı. Ancak, Tokyo Bölge Mahkemesi (2015),
“Davacının eylemlerini belirten ayrıntılı somut gerçeklerin az olması” ve “davacının adının belirgin olmaması ve takma adla ifade edilmesi” yanı sıra, “yukarıdaki ifadelerin tümünün, davalı ve davacı arasında gerçekleşen dava sürecini davalının bakış açısından açıklama içeriği olduğu” gerekçesiyle, itibar zedelenmesini kabul etmedi.
Tokyo Bölge Mahkemesi 16 Haziran 2015 Kararı
Ancak, “Görüş veya eleştiri olarak kabul edilebilir sınırları aşan, davacının kişiliğine yönelik saldırgan ifadeler olduğu değerlendirilmeli ve tüm ifadeler genel olarak bakıldığında uygunsuz ve huzursuzluk verici ifadeler olduğu söylenebilir. Dolayısıyla, davalı Y1’in eylemleri, davacının itibar duygularını toplumun genel kabul edilebilir düzeyinin üzerinde ihlal eden yasadışı bir eylem olarak kabul edilmesi uygun olacaktır” denilerek, itibar duygularının ihlali kabul edildi ve 300.000 yen tazminat ödemesi ve makalenin silinmesi emredildi. İtibar zedelenmesi kabul edilmese bile, itibar duygularının ihlali gibi durumlar kabul edilebilir.
İtibar duygularının ihlali hakkında ayrıntılı açıklamalar aşağıdaki makalede bulunabilir.
https://monolith.law/reputation/defamation-and-infringement-of-self-esteem[ja]
Belirtilen Gerçeklerin Doğru Olduğu Kabul Edilen Durumlar
2011 yılı Ocak ayında “Haftalık Shincho” ve “Haftalık Bunshun” dergilerinde, Japon Ekonomi Gazetesi’nin bir kadın muhabirine cinsel tacizde bulunduğu iddia edilmiş ve bu durum, o dönem Demokrat Parti’nin Siyasi Araştırma Komitesi Başkan Yardımcısı olan Yukio Edano’nun itibarını zedelediği gerekçesiyle, yayıncılar Shinchosha ve Bungeishunju’ya karşı 10 milyon yenlik tazminat talebiyle dava açılmıştı. Tokyo Bölge Mahkemesi, 2012 yılı Haziran ayında (Gregorian takvimine göre), makalenin önemli kısımlarının doğru olduğunu kabul ederek, davacının talebini reddetti.
Yargı kararında ise,
Bu durumda, ○○ muhabiri kendisi, tanık sorgulaması sırasında, söz konusu ifadenin kendisine cinsel taciz olarak hissettirmediğini belirtmiştir ve bu anlamda, söz konusu ifadenin ○○ muhabiri üzerinde cinsel taciz olarak kabul edilmesi şüpheli olabilir. Ancak, söz konusu Bunshun makalesi ve söz konusu Shincho makalesinin davacının toplumsal değerlendirmesini düşürme nedeni, söz konusu ifadenin karşıdaki kadın muhabiri rahatsız etmesi değil, hükümetin merkezindeki Kabine Sekreteri olan davacının, resmi bir sosyal etkinlik sırasında, cinsel taciz olarak algılanabilecek bir davranış sergilemiş olmasıdır. Bu, davacının politikacı ve insan olarak görüşlerini sorgulamaktadır.
Tokyo Bölge Mahkemesi 12 Haziran 2012 Kararı
olarak belirtilmiştir. Doğruluğunun kanıtlanması durumunda, iftira suçu nedeniyle tazminat talebinin kabul edilmediği bir örnektir.
Iftira suçunun oluşması için gereken koşullar hakkında ayrıntılı açıklamalar aşağıdaki makalede bulunabilir.
https://monolith.law/reputation/defamation[ja]
Toplumsal Değerlendirmenin Düşüş Derecesinin Sınırı Aşmadığı Kabul Edilen Örnek
Fujitsu’nun, CEO’nun istifası konusunda, web sitesinde, basın toplantısında ve genel kurul toplantısında, CEO ile yakın ilişkisi olan yatırım fonları hakkında “anti-sosyal güçlerle ilişkisi olduğundan şüpheleniliyor” ifadesini kullanması, fon yöneticileri tarafından Fujitsu’ya karşı açılan bir dava kapsamında, iftira olarak kabul edildi. Ancak, Tokyo Bölge Mahkemesi, Temmuz 2011’de (2011), toplumsal değerlendirmenin düşüş derecesinin sınırı aşmadığı gerekçesiyle davacıların talebini reddetti.
Kararda şöyle denildi:
“Bu basın toplantısında, katılımcılara, haberlerde belirli bir şirket veya kişiye zarar vermemek için işbirliği yapmalarını isteyen bir belge dağıtıldı… Bu nedenle, davalılar, bu ifade ile davacıların toplumsal değerlendirmesini düşürmemek için dikkatli ve uygun bir özen göstermişlerdir. Ayrıca, bu ifadenin içeriği, temelde, davacılar hakkında anti-sosyal güçlerle ilişkisi olduğundan şüphelenilen bilgi ve belgeler olduğu ve davalı Fujitsu’nun, A’nın bu kişilerle yakın ilişkisini sürdürmesini istemediğini belirten Fujitsu’nun düşüncelerini ifade eden bir nitelikte olup, davacılar hakkında gerçekten anti-sosyal güçlerle bir ilişkisi olduğunu aktif ve somut bir şekilde belirten bir içerik değildir.”
Tokyo Bölge Mahkemesi 19 Temmuz 2011 Kararı
Bu nedenle, “davalı şirketin bir şirket olarak açıklama sorumluluğu talep edildiği bir durumda, ifadenin içeriği ve yöntemi hakkında, davacıların toplumsal değerlendirmesini düşürmemek için dikkatli ve uygun bir özen gösterilerek yapıldığı ve bu nedenle kabul edilebilir bir sınırı aşmadığı, dolayısıyla davacıların itibarını haksız yere zedeleyen yasadışı bir eylem olduğu kabul edilemez” denildi. Bu, toplumsal değerlendirmenin düşüş derecesinin sınırı aşmadığı için iftira kabul edilmediği bir örnektir.
Toplumsal değerlendirme hakkında aşağıdaki makalede detaylı bir açıklama bulabilirsiniz.
https://monolith.law/reputation/defamation-and-decline-in-social-reputation[ja]
Araştırma Yönteminin Güvenilirliğinin Kabul Edildiği Örnekler
Elektronik eşya perakende işi yapan bir davacı, 2008 (Heisei 20) yılında Nikkei Business dergisinde yayınlanan “Müşteri memnuniyetinin en düşük olduğu satış sonrası hizmet” başlıklı makale nedeniyle itibarının zedelendiğini iddia ederek, haksız eylemlere dayalı tazminat ve özür metni yayınlama talebinde bulunmuştur.
Tokyo Bölge Mahkemesi,
“Sıralama tablosu, tüketicilere yapılan bir anketin sonucunda, elektronik eşya perakende bölümünde, davacının en düşük değerlendirmeyi aldığını belirtir ve bu, diğer elektronik eşya perakendecileriyle karşılaştırıldığında, davacının sunduğu satış sonrası hizmetin tüketicilerden en düşük değerlendirmeyi aldığı izlenimini uyandırır. Bu nedenle, davacının toplumsal değerlendirmesini düşürdüğü söylenebilir.”
Tokyo Bölge Mahkemesi, Aralık 2010
dedi. Öte yandan,
“Davalının, bu makaleleri tamamen kamu yararını gözetme amacıyla yayınladığı kabul edilir” ve araştırma yöntemi hakkında da “Sonuçların mantıklılığını garanti etmek için belirli bir dikkat gösterildiği ve keyfi bir araştırma sonucunun ortaya çıkabileceği bir durumun bulunamayacağı” kabul edildi. Bu nedenle, “araştırma sonuçlarının güvenilirliğini tamamen reddetmek mümkün değildir.”
Tokyo Bölge Mahkemesi, 14 Aralık 2010 Kararı
diyerek, davacının talebini reddetti.
Toplumsal değerlendirmeyi düşürse bile, doğru istatistiksel prosedürler altında elde edilen verilere dayanan bir makale olup, gerçekliği ve uygunluğu kabul edildiği için, iftira olmadığı belirlenen bir örnektir.
Görüş veya eleştiri sınırlarını aşmadığı kabul edilen örnekler
“Yalancı Habitüel Adam” başlıklı gazete reklamında itibarının zedelendiği ve onur duygusunun ihlal edildiği gerekçesiyle, eski Japon Meclis Üyesi Suzuki Muneo, “Haftalık Shincho”yu yayınlayan Shinchosha’ya özür reklamı yayınlama ve 10 milyon yen tazminat talep etmiş bir örnektir.
Tokyo Yüksek Mahkemesi, bu makalede eski Meclis Üyesi Suzuki’yi “Yalancı Habitüel Adam” olarak eleştirdi ve görüş belirtme öncesi varsayılan gerçeklerin hepsinin doğru olduğunu veya doğru olduğuna inanmak için makul bir neden olduğunu kabul etti.
“Yalancı Habitüel Adam” eleştirisi ve görüşü, biraz kaba bir ifade olduğu hissi vermesine rağmen, kişisel saldırıya kadar gitmek veya görüş veya eleştiri sınırlarını aşmak gibi bir durum kabul edilemez. Bu nedenle, bu makaledeki itibar zedelenmesi hakkında, yazarın kasıtlı veya hatalı hareketi reddedilir, hukuka aykırı bir durum oluşmaz ve onur duygusunun ihlali de aynı şekilde değerlendirilir.
Tokyo Yüksek Mahkemesi’nin 25 Aralık 2003 (Gregorian Takvimi) tarihli kararı
Bu şekilde, Suzuki’nin talebi reddedildi ve daha sonra Yüksek Mahkeme, Suzuki’nin temyiz başvurusunu kabul etmediği için karar kesinleşmiştir.
Karşıt Görüş Olarak Kabul Edilen Örnekler
NiftyServe’in “Kitap ve Dergi Forumu”ndaki toplantı odası ve patiosunda çıkan tartışmayı konu alan bir dava var. Bu davada, mahkeme karşıt görüş hukukunu kabul etmiştir.
Üye olan davacı A’ya göre, diğer üye B, A’ya hakaret veya iftira niteliğinde yasadışı ifadelerde bulunmaya devam etti. Buna rağmen, Nifty bu ifadeleri görmezden geldi ve yasadışı durumu kabul etti. A, B’nin adres ve adını açıklamasını istediği halde, Nifty bunu yapmadı. Bu, Nifty’ye karşı tazminat talebi ve B’nin gönderici bilgilerini açıklamasını talep eden bir dava.
Tokyo Bölge Mahkemesi,
“İfade özgürlüğü (Anayasa’nın 21. maddesi 1. fıkrası) temel ilkesi gereği, ifade ile yapılan ihlallere karşı, ifade ile karşı koymak esastır. Bu nedenle, mağdur kişi, saldırgana karşı yeterli bir karşı argüman sunmuş ve bu başarılı olmuşsa, mağdurun toplumsal değerlendirmesi düşmüş sayılmaz. Bu tür durumlarda, bazı ifadeleri özellikle seçip ifade sahibine hukuka aykırı eylem sorumluluğu atfetmek, ifade özgürlüğünü kısıtlar ve kabul edilemez.”
Tokyo Bölge Mahkemesi, 27 Ağustos 2001 Kararı
diye belirtti ve davalının ifadeleri, davacının karşı argümanının davacının toplumsal değerlendirmesinin düşmesini engelleyici bir etkisi olduğunu ve davacının davalıya yönelik ifade içeriğinin aşırı ve aşağılayıcı olduğunu kabul etti. Bu nedenle, “Davacının ifadesine karşı karşıt bir ifade olarak kabul edilebilir ve davacının ifadesi aşağılayıcı olduğu sürece, davalının davacıya yönelik ifadesinin bir dereceye kadar aşırı olması kabul edilebilir” diyerek, davalının ifadelerinin yasadışılığını reddetti (karşıt görüş hukuku) ve davacının talebini reddetti.
Görüş veya eleştiri içeren ifadeler hakkında, aşağıdaki makalede ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
https://monolith.law/reputation/expressions-and-defamation[ja]
Özet
İtibar zedelenmesiyle sınırlı olmamakla birlikte, dava açıldığı için mahkemenin tüm iddiaları kabul edeceği anlamına gelmez. İnternet üzerindeki sorunlar hala yeni bir alan olduğu için, yargı kararları da çok fazla değildir. Bu yüzden, özellikle dikkatli bir şekilde hazırlanmalı, strateji belirlenmeli ve dava açılmalıdır. İşte bu yüzden, deneyimli bir avukata danışmanız gerekebilir.
Category: Internet