M&A ile İşletme Devralmanın Avantajları ve İşlemleri Hakkında
Çoğunluğunu KOBİ’lerin oluşturduğu Japonya’da, iş devralma konusunda kafa karışıklığı yaşayan birçok işletme bulunmaktadır. Peki Japonya’nın hukuk sistemi hangi tür iş devralmalarına izin vermektedir? Bu formatları, avantajları ve hukuki önlemleri tanıtırken ele alalım.
“İş devralma” denildiğinde, çoğu kişi işletme sahibinin çocuklarına veya akrabalarına işi devretmesini düşünür. Ancak, işin akraba olmayan üçüncü kişilere devredilmesi de mümkündür. Özellikle hastane (klinik) durumunda, işin sadece doktorlar, diş hekimleri gibi lisanslı kişilere devredilebileceği bir kısıtlama bulunmaktadır. Bu nedenle, çocuklar veya akrabalar lisanslı değilse, işin akraba olmayan üçüncü kişilere devredilmesi gerekebilir.
Akraba olmayan üçüncü kişilere iş devredilirken, çalışanların ve ana iş ortaklarının devralınması gibi birçok konunun göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Anonim şirketlerde hisse devralma yöntemi de önemlidir. Öncelikle “Birleşme ve Satın Alma (M&A)” hakkında bir açıklama yapalım.
M&A ve İşletme Devralmanın Farkı
Öncelikle, M&A ve işletme devralma farklı kavramlardır. Her birinin anlamı ve aralarındaki ilişki hakkında öncelikle açıklama yapacağım.
M&A Nedir?
M&A, Mergers & Acquisition’ın kısaltmasıdır ve Türkçeye “Birleşme ve Satın Alma” olarak çevrilebilir. M&A, bir şirketin veya işletmenin yönetim haklarını üçüncü bir tarafa devretme işlemidir. M&A yöntemleri arasında, şirketler hukuku tarafından belirlenen organizasyonel yeniden yapılandırma prosedürleri olan birleşme prosedürleri ve satıcı ile alıcı arasındaki bireysel sözleşmelerle gerçekleştirilen hisse senedi devirleri ve işletme devirleri bulunmaktadır.
Organizasyonel yeniden yapılandırma olarak birleşme, karmaşık prosedürler gerektirdiği için genellikle büyük şirketlere yöneliktir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler veya hastaneler gibi küçük işletmeler M&A gerçekleştirdiğinde, genellikle işletme devirleri veya hisse senedi devirleri kullanılır.
İşletme Devralma Nedir?
Buna karşılık, işletme devralma, işletmenin mevcut yöneticisi dışındaki bir kişiye devredilmesi anlamına gelir. İşletme devralma, kesin bir hukuki terim olmamakla birlikte, genellikle bir yöneticinin emekli olması ve ardından başkanlık görevini bir halefe devretmesi durumunda kullanılır.
Dolayısıyla, işletme devralma her zaman M&A olmak zorunda değildir. M&A, işletme devralma gerçekleştirirken kullanılan yöntemlerden biri olarak kabul edilir.
M&A olmayan işletme devralma örnekleri arasında, hisse senedi devri olmaksızın bir halefin CEO olarak atanması gibi durumlar bulunabilir. Ayrıca, işletme devralması bir vasiyetname ile gerçekleştirildiğinde, sözleşmeye dayalı olmadığı için, kesinlikle M&A kapsamına girmemektedir.
M&A ile İşletme Devralmanın Avantajları
Son zamanlarda, KOBİ’ler ve hastanelerin yöneticilerinin yaşlanması ve halef eksikliği nedeniyle, işletme devralma yöntemleri dikkat çekmektedir. Bazı işletmeciler, işletme devralmayı seçmeyip işlerini sonlandırmak zorunda kalabilirler.
Ancak, işletmenin toplumsal bir anlamı olduğu veya ileri teknolojilerle ilgilendiği durumlarda, işletmenin devam etmesi genellikle daha iyi bir seçenektir. Bu durumda, mevcut yöneticinin hisseleri elinde tutarken sadece CEO’yu halefe devretme seçeneği olabileceği gibi, hisseler dahil tüm işletmeyi halefe devretme seçeneği de olabilir.
Hisseler dahil tüm işletmeyi halefe devretme durumunda, “hisse devri” yapılması gerekmektedir. Ayrıca, bir halef bulunamadığı durumlarda, M&A aracılık şirketleri veya bankaların referansları ile işletmeyi satın alacak bir şirkete, M&A yoluyla işletmeyi devretme durumu olabilir.
M&A ile işletmeyi satmanın satıcı tarafından avantajları şunlardır:
- Halef sorunu çözülebilir
- Çalışanların istihdamı korunabilir
- Satış karı elde edilebilir
Bir işletmeyi M&A yoluyla başka bir işletmeciye satıyorsanız, bir halef seçme ve eğitme ihtiyacınız yoktur. İşletmeyi sıfırdan kuran girişimciler için, kendi yeteneklerini aşan bir halef bulmanın zor olduğunu hissetmek nadir değildir. Ayrıca, çocuklarına işletmeyi devretmek isteyenler de reddedilebilir.
Bir halefiniz olmasa bile işletmenizi sürdürmek istiyorsanız, işletmenizi başka bir işletmeciye satmakla bu sorunu çözebilirsiniz.
Ayrıca, M&A ile işletmenizi sürdürmeyi seçerseniz, çalışanların istihdamının korunma olasılığı artar. Ancak, çalışanların istihdamının tamamen korunup korunmayacağı, hangi M&A yönteminin seçildiğine de bağlıdır. Bu tür işgücü yönetimi konularını daha sonra ayrıntılı olarak açıklayacağız.
Ek olarak, M&A ile hisselerinizi satın alacak bir üçüncü tarafa devrettiğinizde, hissedar olan yönetici hisse devir bedelini elde edebilir. Bu da bir avantajdır.
M&A ile İşletme Devralma Sürecindeki Hukuki Önlemler
M&A yoluyla işletme devralma, varis eksikliği gibi sorunları çözme gibi birçok avantajı vardır. Bu nedenle, gelecekte artması beklenmektedir. Bu bağlamda, işletme devralmayı M&A olarak gerçekleştirdiğinizde hukuki açıdan dikkat etmeniz gereken noktaları aşağıda açıklıyoruz.
Hisse Senedi Devralma
M&A ile bir şirketi tamamen üçüncü bir tarafa devretmek söz konusu olduğunda, genellikle hisse senedi devri yöntemi kullanılır. Hisse senetleri, şirketin kontrol hakkını temsil ettiği için, bunları alıcı olan üçüncü bir tarafa devretmek, şirketi tamamen eski yöneticinin elinden çıkarıp alıcıya geçirir.
M&A’da hisse senedi devri yaparken sıkça karşılaşılan bir sorun, kimin hissedar olduğunun şirket içinde kaydedilmemiş olmasıdır. Aslında, Japon Şirketler Kanunu’na göre, hissedar listesi oluşturmak zorunludur, ancak halka açılmayı düşünmeyen KOBİ’lerin çoğu bu listeyi düzgün bir şekilde hazırlamamış olabilir.
Kuruluşundan uzun yıllar geçmiş veya aile işletmeleri durumunda, şirketin hisse senetlerinin aile üyeleri veya tanıdıklar arasında dağıtılmış olması da nadir değildir. Bazı durumlarda, hisse senetlerini ilk elde eden kişi ölmüş ve miras kalmış olabilir.
Hisse senedi devri yaparken, öncelikle “kimin” “kaç hisse senedi” sahibi olduğunu belirlemek gereklidir. Şirketin hisse senetlerini üçüncü bir tarafa devrettiği, ancak kaydı olmadığı ve kime devrettiğinin bilinmediği durumlarda, baştan başa hisse senedi devri ile M&A gerçekleştirilemez. Bu durumda, eğer işletme devralmak istiyorsanız, işletme devri seçeneğini tercih etmeniz gerekecektir.
İşletme devrinin avantajları ve dezavantajları hakkında ayrıntılı bir açıklama aşağıdaki makalede bulunabilir.
https://monolith.law/corporate/business-transfer-company-split [ja]
Ayrıca, hissedarlar belirlenebilmiş olsa bile, yönetici dışındaki kişilerin hisse senedi sahibi olması durumunda, hisse senedi devrine rıza göstermeme riski de vardır. Bu nedenle, hisse senedi devrini M&A yöntemi olarak kullanmak istiyorsanız, mevcut hissedarların hisse senedi devrine rıza gösterip göstermeyeceğini önceden kontrol etmeniz gerekmektedir.
Miras Payı Stratejisi
Miras payı, yasal mirasçıların bir kısmının yasal olarak elde etme garantisi olan mirasın belirli bir oranını ifade eder. Örneğin, “A, tüm mirasın tek mirasçısıdır” şeklinde bir vasiyetname olsa bile, yasal mirasçılar (merhumun kardeşleri hariç) vasiyetnamenin önceliğine rağmen, miras payına denk gelen bir miktarı talep edebilirler.
Bu miras payına denk gelen para talep hakkına, miras payı ihlal miktarı talebi denir. Miras payı ihlal miktarı talebi, daha önce miras payı azaltma talebi olarak adlandırılan şeye denk gelir. Miras payı azaltma talep hakkı, 2019 yılı Temmuz ayında (Gregorian takvimine göre 2019) yürürlüğe giren değişikliklerle miras hukukunda miras payı ihlal miktarı talep hakkına dönüştürülmüştür.
Aile üyelerinin bir kısmına iş devri ve miras payı arasında çok derin bir ilişki vardır. Örneğin, bir şirketin yöneticisi olan bir ebeveyn, vasiyetname veya yaşam boyu hediye yoluyla, şirketin hisselerini veya gayrimenkullerini varis olan en büyük oğluna devreder. Ancak, bu durumda bile, medeni hukuka göre diğer mirasçılar, iş için varlık miras alan en büyük oğula karşı miras payı ihlal miktarı talep hakkını kullanabilirler.
Geleneksel miras payı azaltma talebinde, talep hakkını kullanmak, hedef olan varlığın (hisseler veya gayrimenkul gibi) ortak payını elde etme etkisi vardı, ancak miras hukukundaki değişiklikler sonrasında miras payı ihlal miktarı talebinde, talep hakkı kullanılsa bile hedef varlığın mülkiyeti etkilenmez ve yeterli olan miras payına denk gelen parayı ödemektir.
Yine de, şirketin varisi olan kişinin diğer mirasçılara önemli bir miktar ödeme yapması gerektiği durumda, bu, şirketin devamı için büyük bir engel olabilir.
Bu nedenle, bir şirket yöneticisi, varisine şirketin hisselerini veya iş için gayrimenkulü devretmek istiyorsa, mutlaka “miras payı stratejisi” uygulamalıdır. Miras payı stratejisi için birkaç yöntem vardır, ancak en güvenilir olanı, miras payı hakkına sahip olan yasal mirasçılardan yaşamları boyunca miras payından feragat etmelerini istemektir.
Yaşam boyu miras payından feragat etme, aile mahkemesinde işlem yapılmasını gerektirir. Bu sırada, feragatın miras payı sahibinin gerçek niyetine dayalı olup olmadığı incelenir, bu nedenle yönetici olan ebeveynin, miras payı feragatının gerekliliği hakkında miras payı sahibine dikkatlice açıklama yaparak onun anlayışını sağlaması önemlidir.
Ayrıca, miras payından feragat etme durumunda, aile mahkemesi, miras payı sahibine miras payına denk gelen bir tazminatın yapıldığını da kontrol eder. Bu nedenle, feragat eden miras payı sahibine belirli bir miktarda para tazminatı veya eğitim masrafları veya evlilik masraflarının yardımı gibi şeyler yapmak da gerekebilir.
İşgücü Yönetimi
M&A ile iş devralmayı seçerken en çok endişe duyulan konu, çalışanların istihdamı olabilir. Aslında, bir işletme sahibinin şirketi kapatmamayı ve iş devralmayı araştırmayı seçmesinin altında yatan nedenlerden biri, yıllar boyunca şirkete hizmet eden çalışanların işlerini kaybetmelerine izin verememe düşüncesi olabilir.
M&A ile çalışanların istihdamının nasıl etkileneceği, seçilen yönteme bağlıdır. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin M&A’sında sıklıkla kullanılan hisse devri durumunda, istihdam sözleşmesine bir etkisi olmaz. Hisse sahipleri değişse bile, şirket kendisi var olmaya devam eder.
Buna karşılık, iş devralmayı seçerseniz, istihdam sözleşmesi etkilenebilir. İş devralma, bir şirketin işletmesini veya varlıklarını başka bir şirkete ayrı ayrı satma yöntemidir. Bu nedenle, sözleşme ilişkilerini devralan şirkete taşımak için her biri için devir işlemleri gereklidir.
Bu, istihdam sözleşmeleri için de geçerlidir ve çalışanların devralan şirkette sürekli olarak istihdam edilmesi için her bir çalışanla yeniden istihdam sözleşmesi yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, iş devralmayı seçerken çalışanların istihdamını korumak istiyorsanız, iş devralma sözleşmesine aşağıdaki maddeleri eklemek için müzakere etmeniz gerekmektedir:
- Satıcı şirketin tüm çalışanları için alıcı şirketle yeni bir istihdam sözleşmesi yapılması
- İş devralmasının ardından, belirli bir süre boyunca istihdam koşullarının ve iş içeriğinin değiştirilmemesi
Sözleşme İlişkilerinin Devralınması
Hisse devri seçeneğini tercih ettiğinizde, iş ilişkileri temelde iş sözleşmesi gibi devralınır. Ancak, iş ilişkisi içerisinde olduğunuz tarafın sözleşme içeriğine bağlı olarak, hisse devri sözleşmenin feshi sebebi olarak belirlenmiş olabilir. Bu nedenle, hisse devri öncesinde gerçekleştirilen ve Due Diligence (DD) olarak adlandırılan süreçte, devam ettirmek istediğiniz ana iş ilişkilerinin sözleşme maddelerini mutlaka kontrol etmeniz gerekmektedir.
Buna karşılık, işletme devri durumunda, satıcı şirketle olan iş ilişkileri doğal olarak devralınmaz. Devralmak istediğiniz iş ilişkileri, satıcı ve alıcı arasındaki işletme devir sözleşmesine ek olarak, iş ilişkileri içerisinde olduğunuz taraftan da ayrı ayrı onay almanız gerekmektedir.
Özet
İş devralma için M&A’yı seçme örneklerinin gelecekte daha da artacağı düşünülmektedir. IT şirketleri söz konusu olduğunda, yöneticilerin EXIT yapmak için M&A’yı kullanmaları da mümkündür. M&A ile EXIT hakkında ayrıntılı bilgi aşağıdaki makalede açıklanmıştır.
https://monolith.law/corporate/exit-by-ipo-m-and-a [ja]
İş devralmayı başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için, hem satıcı hem de alıcı şirketlerin önceden yeterli hazırlık yapması önemlidir. Özellikle, nihai devir öncesi yapılan ve Due Diligence (DD) olarak adlandırılan işlem son derece önemlidir.
Hukuki Due Diligence süreci, ana işlem ilişkilerinin ve istihdam sözleşmelerinin devralınabilir olup olmadığını detaylı bir şekilde inceler ve ayrıca M&A ile hukuki sorunların ortaya çıkma riskini kontrol eder. Bu Due Diligence sonuçları, nihai sözleşme metnine yansıtılır.
Bu işlemleri hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirmek, sadece şirket içi personel ile genellikle zordur. Bu nedenle, güvenilir bir iş devralma gerçekleştirmek istiyorsanız, şirket hukuku ve M&A konusunda deneyimli bir avukata başvurmanız gerekebilir.
Category: General Corporate
Tag: General CorporateM&A