MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

Internet

Avukatın 'Tanımlanabilirlik' ve Onun Kabul Edilen Durumlarını Açıkladığı 'İtibar Zedelenmesi' Nedir?

Internet

Avukatın 'Tanımlanabilirlik' ve Onun Kabul Edilen Durumlarını Açıkladığı 'İtibar Zedelenmesi' Nedir?

İftira ve hakaret içeren gönderilerin silinmesi veya gönderenin belirlenmesi için, öncelikle ‘tanımlanabilirlik’ kabul edilip edilmediği sorun olmaktadır.

Peki, ‘tanımlanabilirlik’ tam olarak nedir? Bu makalede, iftira ve hakaret gibi durumlarda ‘tanımlanabilirlik’ ne anlama gelir ve hangi durumlarda ‘tanımlanabilirlik’ kabul edilir, konusunu somut örneklerle detaylı bir şekilde açıklıyoruz.

「Tanımlanabilirlik」 Nedir?

“Tanımlanabilirlik”, iftira ve karalamanın hedefinin kim olduğunu belirleyebilme durumunu ifade eder. Bu, kişilik haklarının ihlali iddialarında, örneğin, itibar zedelenmesi (itibar haklarının ihlali), hakaret (onur duygusunun ihlali), gizlilik ihlali gibi durumlarda, gerçekten “o kişinin” toplumsal değerlendirmesinin düşüp düşmediğini belirlemek için önkoşul olarak sorun olur.

Örneğin, itibar zedelenmesi niteliğinde bir gönderi olsa bile, genel okuyucuların yazılan içeriğin “kendileri” hakkında olduğunu anlamaması durumunda, toplumsal değerlendirme düşmez ve bu nedenle itibar zedelenmesi oluşmaz.

Dolayısıyla, itibar zedelenmesi gibi durumların oluşabilmesi için, ifadenin hedefi ve zarar iddiasında bulunan kişi arasında bir tanımlanabilirlik kabul edilmesi gereklidir ve bu, karar veya geçici tedbirlerin sonucunu belirleyen önemli bir sorun olur.

İlgili Makale: İtibar zedelenmesi davası açma koşulları nelerdir? Kabul edilen gereklilikler ve tazminat miktarları hakkında açıklama[ja]

Not: Hakaret (onur duygusunun ihlali) konusunda, onur duygusu kişinin içsel bir sorunu olduğu ve üçüncü kişilerin bakış açısıyla her zaman ilişkili olmadığı için, tanımlanabilirlik kesin anlamda gerekli değildir. Ancak, en azından “kendilerinin mağdur olduğu” konusunda bir açıklamanın gerektiği belirtilir.

İlgili Makale: Onur duygusunun ihlali nedir? Geçmiş kararlar ve yazılım üzerindeki tedbirler hakkında[ja]

「Tanımlanabilirlik」 Kabul Edilen Durumlar

Genellikle, gerçek ismin belirtildiği durumlarda tanımlanabilirlik kabul edilir. Ancak, gerçek isim belirtilmemiş olsa bile, diğer bilgilerle hedef kişinin belirlenebilmesi durumunda, tanımlanabilirlik kabul edilir ve iftira gibi suçlar oluşabilir.

Örneğin, bir elektronik mesaj panosuna aşağıdaki gibi bir mesaj yazıldığını düşünelim.

“Meslektaşım şirketin parasını zimmetine geçiriyor”

Şirketin parasını zimmetine geçirme eylemi, bir kişinin toplumsal değerlendirmesini düşüren bir durumdur. Eğer bu durum gerçek dışıysa, “meslektaşım”ın onur hakkı ve onur duygusu ihlal edilmiş olur.

Ancak, eğer gönderen anonimse “ben” kimdir bilinmez ve ayrıca birden fazla meslektaşı olabileceği düşünülebilir. Dolayısıyla, “meslektaşım”ın kim olduğu okuyucu için belirsizdir. Bu nedenle, belirli bir kişiyle tanımlanabilirlik kabul edilmez ve iftira veya onur ihlali suçu oluşmaz.

Yine de, aşağıdaki gibi bir gönderi durumunda, iftira suçu oluşabilir.

“A Şirketi’nin satış müdürü şirketin parasını zimmetine geçiriyor”

Bu gönderide de, gerçek isim belirtilmemiştir. Ancak, eğer A Şirketi’nde sadece bir satış müdürü varsa, bu ifadenin belirli bir kişiyi işaret ettiği kolayca tahmin edilebilir ve tanımlanabilirlik kabul edilebilir.

Yani, tanımlanabilirlik değerlendirmesinde, yazının objektif olarak “genel bir okuyucu” tarafından görülmesi ve yazılan hedefin belirlenebilir olup olmadığı önemlidir. Bu, hedefin bir dükkan veya şirket olması durumunda da geçerlidir.

İlgili makale: Bir şirket internet üzerinden iftira ve hakarete uğradığında ne yapmalı? İtibar suçu nedir?[ja]

Burada “genel bir okuyucu” olarak belirtilen kişi, tartışmaya katılan veya önceden belirlenmiş durumu bilen bir kişi olarak kabul edilir. Yani, “tanımlanabilir olup olmadığının belirlenmesi” genel halkın tamamına dayanmaz, ancak toplumun genel kabul görmüş düşüncelerine göre değerlendirilmesi gerektiği anlamına gelir.

Uç bir örnek vermek gerekirse, genel halkın çoğunluğunun bildiği politikacılar veya ünlüler olmadıkça, tanımlanabilirlik kabul edilmez. (Bu noktada, daha sonra tanıtacağımız, isimsiz bir kişinin model alındığı “Taşta Yüzen Balık” davasında da bu konuyu açıklarız.)

Şimdi, gerçek örnekler üzerinden, hangi durumlarda tanımlanabilirliğin kabul edildiğini açıklamaya devam edelim.

İnisiyaller ve Gizli Harfler Kullanılarak Yapılan İftira ve Tanımlanabilirlik

İnisiyaller ve Gizli Harfler Kullanılarak Yapılan İftira ve Tanımlanabilirlik

Elektronik mesaj panolarında ve benzerlerinde, inisiyaller, gizli harfler ve benzeri şeyler sıkça kullanılır ve isimler veya şirket isimleri genellikle doğrudan belirtilmez. Ancak, inisiyaller veya gizli harfler kullanılarak yapılan bir gönderi, karşı tarafı objektif olarak belirleyebileceğimiz durumlarda, tanımlanabilirlik kabul edilebilir.

Elektronik mesaj panosuna yapılan “D partisinin genel sekreteri olan C, bir belediye meclisi üyesi olmasına rağmen bir seks işçisinden hizmet satın aldı” şeklindeki bir gönderi hakkında, “C” inisiyaliyle adı geçen Nakano Belediye Meclisi üyesi, İnternet Servis Sağlayıcısı’na (ISP) gönderenin bilgilerini açıklamasını talep etmiştir.

Bu durumda, “belediye meclisi üyesi” ifadesinin hangi bölgeyi ifade ettiği ve inisiyalle adı geçen C’nin kim olduğu belirtilmemişti, bu yüzden davacının (plaintiff) tanımlanabilirliği sorun olmuştur.

Bu konuda, mahkeme aşağıdaki şekilde belirtmiş ve tanımlanabilirliği onaylamıştır:

“Bu mesaj panosu… internet üzerinde, Nakano bölgesinin sakinleri ve ilgilileri tarafından, ‘Nakano bölgesinin kentleşmesi’ için ‘özerklik, kamu, bölgeyi nasıl tasarlayıp, uygulayıp, gerçekleştireceğiz’ konusunu tartışmak amacıyla oluşturulmuş bir mesaj panosudur.”

“Bu mesaj panosu, Nakano bölgesi politikaları hakkında belirtilen amaçla oluşturulmuş bir mesaj panosu olduğundan, bu panoyu görüntülemek isteyen kişilerin, Nakano bölgesi politikalarına ilgi duyan kişiler olduğu anlaşılır ve davacının Nakano Belediye Meclisi üyesi olan D partisi genel sekreteri olduğu, belirli bir sayıda belirsiz kişi tarafından bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, ‘C meclis üyesi’nin davacıyı ifade ettiği, bu mesaj panosunu görüntüleyen normal bir okuyucu için kolayca anlaşılır.”

Tokyo District Court, October 27, Heisei 20 (2008)

Mahkeme, bu mesaj panosunun Nakano bölgesi politikalarına ilgi duyan belirsiz birçok kişi tarafından görüntülendiğine dikkat çekmiş ve bu tür bir panoyu okuyan kişinin anlayışına göre, ‘C meclis üyesi’nin davacıyı ifade ettiği kolayca anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir.

Yani, bir gönderiyi tek başına bir birim olarak değil, mesaj panosunun doğası da dikkate alınarak, bu tür bir panoyu okuyan kişinin anlayışına göre, gönderinin belirli bir kişiye yönelik olduğunu anlayabiliyorsak, tanımlanabilirlik kabul edilir.

Bu şekilde, inisiyaller veya gizli harfler kullanılsa bile, mesaj panosunun doğası ve önceki ve sonraki gönderilerin bağlamı gibi diğer unsurlar dikkate alınarak, tanımlanabilirlik kabul edilebilir.

Takma İsimler, Sanatçı İsimleri, Geisha İsimleri Kullanılarak Yapılan İftira ve Tanımlanabilirlik

Tanımlanabilirliğin kabul edilebilmesi için, hedef kişinin belirlenebilir olması gereklidir, ancak mutlaka gerçek isminin bilinmesi gerekmez. Yazar olarak kullanılan takma isimler veya sanatçı isimleri geniş çapta bilinir ve sadece ona bakarak hedef kişinin kim olduğunu anlayabiliriz. Bu durumda, gerçek ismi bilinmese bile, hedef kişinin toplumsal değerlendirmesi düşmüş olduğu söylenebilir ve bu nedenle iftira gibi suçlar oluşabilir.

Belirli bir seks işletmesinde 5 yıl boyunca Geisha ismiyle çalışan bir kişi hakkında, bu Geisha ismiyle yapılan iftiranın tanımlanabilir olup olmadığı bir sorun haline gelmiştir.

Mahkeme, bu durum hakkında aşağıdaki gibi bir karar vererek tanımlanabilirliği kabul etmiştir:

“Takma isim, gerçek isimden tamamen farklı olsa bile, toplumda belirli bir düzeyde yerleşmişse, bu takma isimle ilişkilendirilen gönderilerin, bu takma ismi kullanan kişinin kişisel çıkarlarını ihlal edebileceği düşünülmelidir.”

“Davacı, A mağazasında, toplamda yaklaşık 5 yıl boyunca, B takma ismiyle çalışmıştır ve aynı takma ismiyle aynı mağazada çalışan başka biri davacıdan başka kabul edilemez. … Bu takma isim, davacının adı olarak toplumda belirli bir düzeyde yerleşmiş olarak kabul edilebilir, bu nedenle önceki ve sonraki bağlamı da göz önünde bulundurarak, bu bilgi 179’un, davacı hakkında bir gönderi olduğunu kabul etmek uygun olacaktır.”

Tokyo District Court, Heisei 28 (2016) May 9

Yani, takma isim kullanılarak yapılan bir iftira bile, bu takma ismin toplumda belirli bir düzeyde yerleşmiş olduğu ve belirli bir kişiyi belirttiği kabul edilirse, tanımlanabilirlik kabul edilir.

İnitialler veya sansürleme durumunda olduğu gibi, takma isim kullanılan bir gönderi durumunda da, hedef kişinin belirlenebilir olma olasılığı vardır, bu nedenle tanımlanabilirlik kabul edilir ve iftira oluşabilir. “Bir kişinin belirlenebilir olması” için, belirtilen ismin mutlaka “gerçek isim” olması gerekmez.

Kurgusal Karalama ve Tanımlanabilirlik

Romanlar gibi yaratıcı eserlerde, belirli bir kişiye dayanan karakterler kullanılabilir. Model olarak kullanılan kişiye farklı bir isim verilmiş olsa bile, bu modelin gerçek kişi ile kurgusal karakter arasında bir tanımlanabilirlik kabul edilebilir mi?

Kurgusal karalamada, ① kurgu ve gerçeklik karıştığında tanımlanabilirliğin kabul edilip edilemeyeceği ve ② model olarak anonim bir kişinin kullanıldığı durumlarda tanımlanabilirliğin kabul edilip edilemeyeceği olmak üzere iki nokta sorun oluşturur.

Kurgu ve Gerçeklik Karıştığında

Genel bir okuyucuyu temel alarak, eserin tamamının yazar tarafından yaratılan bir kurgu olduğu algılanırsa, gerçek kişilere yönelik iftira vb. durumlar oluşmaz (Tokyo District Court, May 19, Heisei 7 (1995)). Çünkü, okuyucu eseri bir kurgu olarak algılarsa, eserdeki bilgilerin gerçek olaylar olduğunu kabul etmez ve bu durum gerçek kişinin toplumsal değerlendirmesini düşürmez.

Öte yandan, kurgu ve gerçeklik karıştığında bile, kurgusal ve gerçek kısımların ayrılamadığı durumlarda, okuyucu eserdeki karakterin eylemlerinin modelin gerçek eylemleri olduğunu yanılgıya düşebilir. Bu tür durumlarda, kurgusal eser nedeniyle model olarak kullanılan kişinin toplumsal değerlendirmesi düşebilir ve bu nedenle iftira vb. durumlar oluşabilir.

Yani, anlatının gerçekten bir kurgu olup olmadığına bakılmaksızın, genel bir okuyucunun bakış açısından, model olarak kullanılan kişinin gerçek eylemleri olduğunu kabul eden bir durumda, eserdeki karakter ve model olarak kullanılan gerçek kişi arasında bir tanımlanabilirlik kabul edilir.

Anonim Bir Kişi Model Olarak Kullanıldığında

Yüzünde büyük bir tümör olan bir Koreli kadını model olarak kullanan “Fish Swimming in Stone” adlı roman hakkında, model olarak kullanılan kadın, gizlilik hakkının ihlali nedeniyle tazminat ve yayın durdurma talep etmiş bir dava vardır.

Bu davada, kadın (davacı, davalı) ünlü bir kişi olmadığı için, genel okuyucuların çoğunluğu eserdeki karakterin söz konusu kadını model olarak kullandığını belirleyemez ve tanımlanabilirliği kabul edilemez, bu bir tartışma noktasıydı.

İlgili makale: Gizlilik hakkını ayrıntılı bir şekilde açıklar. 3 ihlal gerekliliği nedir?[ja]

Bu konuda, mahkeme, ikinci derece kararında aşağıdaki gibi belirtmiş ve tanımlanabilirliği onaylamıştır.

“Davalının özellikleri arasında, Japonya’da ilkokul 5. sınıfa kadar yaşayan bir Koreli olduğu, Kore’deki bir üniversiteden mezun olduktan sonra Tokyo Sanat Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparak seramik üzerine uzmanlaştığı, yüzünde bir tümör olduğu ve çocukluğundan 12 yaşına kadar sağ tümörün tedavisi için 13 ameliyat geçirdiği, babasının bir üniversite öğretmeni olduğu ve Kore’deki bir konferansta casusluk şüphesiyle tutuklandığı ve daha sonra serbest bırakıldığı ve ailesiyle birlikte Kore’ye döndüğü belirtilebilir. Bu davalının özellikleri, bu romanın “Park Lee Hwa” karakterinin özellikleri olarak belirlenmiştir.”

“Bu davalının özelliklerine bakıldığında, T Üniversitesi’ndeki birçok öğrenci ve davalının günlük olarak etkileşimde bulunduğu kişilerin yanı sıra, davalının çocukluk arkadaşları için de, bu romanın ‘Park Lee Hwa’ karakterini davalı ile tanımlamak kolaydır. Dolayısıyla, bu romanın ‘Park Lee Hwa’ karakteri ve davalı arasındaki tanımlanabilirlik kabul edilir.”

Tokyo High Court, February 15, Heisei 13 (2001)

Bu şekilde, Tokyo Yüksek Mahkemesi, “genel bir kişi” değil, “T Üniversitesi’ndeki birçok öğrenci ve davalının günlük olarak etkileşimde bulunduğu kişiler” ve “çocukluk arkadaşları” gibi davalıyı (davacı) tanıyan kişilerin, eserdeki karakterin davalıyı model olarak kullandığını kolayca belirleyebileceği gerçeği nedeniyle, tanımlanabilirliği onaylamıştır.

Yani, daha önce belirtildiği gibi, durumu bilen kişinin kolayca belirleyebileceği bir durumda, tanımlanabilirlik kabul edilir. Davalıların (romanın yazarları), “genel okuyucuların çoğunluğu davalının özelliklerini bilmiyor, bu yüzden tanımlanabilirliği kabul edilemez” şeklindeki iddiası kabul edilmedi.

Not: Bu dava, gizlilik hakkının ihlali konusuydu, ancak iftira veya onur duygusunun ihlali durumunda tanımlanabilirlik değerlendirmesinde, benzer nedenlerle tanımlanabilirliğin kabul edilebileceği düşünülebilir.

VTuber ve Anonim Hesaplara Yönelik İftira ve Tanımlanabilirlik

VTuber ve diğer sanal varlıklara yönelik tanımlanabilirlik

VTuber ve anonim hesaplar gibi, kişinin (veya “içerideki kişi” olarak da adlandırılır) bilgileri açıklanmaz, sanal karakterin adı, görünümü, kişiliği ve diğer ayarları temel alınarak, SNS gibi internet üzerindeki etkinlikler gerçekleştirilebilir.

Sanal varlıklara yönelik iftira, “içerideki kişi”yi hedef alıp almadığı sorun olabilir. Çünkü, sonuçta karaktere yönelik yapılan bir eylem olduğunda, internet üzerindeki kişilik olan karakterin sosyal değerlendirmesi zarar görür, ancak “içerideki kişi”nin sosyal değerlendirmesi düşmez, bu yüzden belirli bir kişiye yönelik iftira oluşmaz.

Örnekte, “B” adlı bir VTuber olarak faaliyet gösteren bir kişi hakkında, elektronik bir mesaj panosunda, “B”nin internet üzerindeki yayınları hakkında yetiştirme ortamını da içeren eleştirel bir görüş belirtildi ve bu, “içerideki kişi”nin gizlilik hakkı ve onur duygusunu ihlal ettiği gerekçesiyle, internet servis sağlayıcısından (ISP) gönderenin bilgilerinin açıklanması talep edildi.

Bu durum hakkında, mahkeme aşağıdaki gibi bir karar verdi ve “içerideki kişi” olan davacı ile tanımlanabilirliği kabul etti.

“‘B’nin video yayınındaki ses, davacının gerçek sesidir ve CG karakterin hareketleri de motion capture ile davacının hareketlerini yansıtır. ‘B’ olarak video yayını ve SNS üzerindeki yayınlar, karakter olarak ayarlanan kurgusal içerikler değil, karakteri canlandıran kişinin gerçek yaşamındaki olayları içerir. Bu durumda, Vtuber ‘B’nin etkinlikleri, sadece bir CG karakteri değil, davacının kişiliğini yansıtan bir şeydir.”

“Genel izleyicinin normal dikkati ve okuma şekli temel alındığında, bu yayınlar, her birinin ‘B’ olarak yayınlanan davacının eylemlerini eleştiren bir şey olduğunu kabul etmek uygun olacaktır.”

Tokyo District Court, Reiwa 3 (2021) April 26

Yani, “içerideki kişi”nin kim olduğu somut olarak bilinmiyor olsa bile, karakterin “içerideki kişi”nin kişiliğini ve davranışlarını yansıttığı gibi çeşitli durumları göz önünde bulundurarak, karaktere yönelik bir gönderinin belirli bir “içerideki kişi”yi hedef aldığı genel olarak anlaşıldığında, iftira oluşabilir.

Takma ad veya lakap kullanılan durumlar gibi, sanal bir karakter aracılığıyla gerçekleştirilen etkinlikler sosyal değerlendirme konusu olduğunda, kişinin onur hakkı ve onur duygusu belirli durumlarda koruma konusu olabilir. Genel bir kişi için “içerideki kişi”nin kim olduğu somut olarak bilinmiyor olsa bile, iftira oluşabilecek durumlar vardır.

Son zamanlarda dikkat çeken metaverse’de de, avatar aracılığıyla anonim olarak faaliyet gösteren kişilerin sayısının artması beklenmektedir. Metaverse’deki avatarlara yönelik iftira hakkında da, VTuber’lar gibi, kişinin onur hakkı ve onur duygusu belirli ölçüde korunabilir.

Aynı İsim ve Soyisimli Birden Fazla Kişi Bulunması Durumunda Kimlik Belirleme İmkanı

Yayınlanan bir gönderide gerçek isim belirtilmiş olsa bile, aynı isim ve soyisimli birden fazla kişi bulunuyorsa, hedef kişi belirlenmiş sayılmaz ve bu durumda iftira suçu oluşmaz. Ancak, belirtilen ismin aynı isim ve soyisimli kişiler arasında hangisini kastettiği anlaşılıyorsa, kimlik belirleme imkanı kabul edilebilir.

Örneğin, bir gönderide hedef kişinin ismi yanında “avukat” unvanı belirtilmiş ve aynı isim ve soyisimli iki avukat bulunduğu için, hedef kişinin davacı olup olmadığının belirlenebilirliği bir sorun haline gelmiştir.

Bu konuda, mahkeme, gönderinin yapıldığı dönem ve önceki/sonraki gönderilerin içeriği gibi faktörleri de göz önünde bulundurarak, hedef kişinin davacı olma olasılığının objektif olarak yüksek olduğuna karar vermiş ve kimlik belirleme imkanını kabul etmiştir (Tokyo Yüksek Mahkemesi, Heisei 27 yılı (2015) 12 Mart).

Bu şekilde, iftira suçunun hedefi olabilecek aynı isim ve soyisimli birden fazla kişi bulunsa bile, diğer faktörler de göz önünde bulundurularak, belirli bir kişiyi kasteden bir durumun objektif olarak belirlenebildiği durumlarda, kimlik belirleme imkanı kabul edilir.

Sonuç: İftira ve Karalama Konusunda Endişeleniyorsanız Bir Avukata Danışın

Karşı tarafın gerçek adını kullanmadan yapılan iftira ve karalama eylemlerine karşı da, itibar zedelenmesi, onur duygusunun ihlali, gizlilik ihlali gibi durumlar söz konusu olabilir. Somut örnekler üzerinden gördüğümüz gibi, kimliğin belirlenebilirliğini değerlendirirken, sadece sorunlu ifade değil, önceki ve sonraki yazılar, forumun doğası gibi diğer durumlar da dikkate alınarak bireysel ve somut bir değerlendirme yapılır.

Gerçek ad kullanılmadan iftira ve karalama yapıldığında itibar zedelenmesi gibi durumların oluşup oluşmayacağını belirlemek çoğu zaman zordur, bu yüzden internet üzerindeki iftira ve karalama sorunları konusunda deneyimli bir avukata danışmanızı öneririz.

İftira ve karalama durumunda tazminat talebinin ne kadar olacağına dair bilgi için aşağıdaki makaleye göz atabilirsiniz.

İlgili Makale: İftira ve Karalama Suçlularına Karşı Tazminat Talebinin Ne Kadar Olacağı ve Hesaplama Yöntemi[ja]

Hukuk Büromuzun Sunduğu Çözümler

Monolith Hukuk Bürosu, özellikle IT ve hukuk alanlarında geniş deneyime sahip bir hukuk firmasıdır. Son yıllarda, internet üzerinde yayılan itibar zararına ve iftiralara ilişkin bilgiler, “Dijital Dövme” olarak ciddi zararlara yol açmaktadır. Büromuz, “Dijital Dövme”ye karşı çözümler sunmaktadır. Ayrıntılar aşağıdaki makalede belirtilmiştir.

Monolith Hukuk Bürosu’nun hizmet verdiği alanlar: Digital tattoo[ja]

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön