Sahte İsim Göstermenin Sorunları Nelerdir? Kişilik Hakları ve İsim Hukuku Örnek Olaylarını Açıklıyoruz
Kişilik hakları, yaşam, beden, özgürlük ve onur gibi, insanların günlük yaşamlarını sürdürürken korunması gereken çeşitli hakları ifade eder ve bu haklar Japon Anayasası’nın 13. maddesi ile güvence altına alınmıştır.
Kişilik haklarının çeşitli yönleri vardır, ancak soyadı, ‘soyadı hakkı’ olarak kişilik haklarına dahil edildiği kabul edilir.
Peki, sahte bir soyadı belirtmek kişilik haklarının ihlali sayılır mı?
‘Soyadı tek başına’, insanın karakteri, erdemi, ünü, kredibilitesi vb. ile ilgisiz gibi görünebilir.
Yanıltıcı bir isim belirtmek kişilik haklarını ihlal eder mi?
Bu isim hakkında ilginç bir durum var.
Davacı, davalı şirketin yayınladığı aylık dergide, kendi ismi ve doğum yeri hakkında yanıltıcı bilgilerin yer alması ve bu durumun itibar dahil kişilik haklarını zedelemesi nedeniyle, davalı şirketlere karşı tazminat ve özür ilanı yayınlama talebiyle dava açmıştır.
İtibar Hakları ve İsimle İlgili Hakların Tartışıldığı Bir Durum
2006 yılı Mayıs ayında aylık dergi ‘WiLL’ de yayınlanan bir makalede, Kuzey Kore’nin Japonları kaçırma sorunu hakkında, Sosyal Demokrat Parti’nin (SDP) tepkisinin yetersiz olduğu iddia edildi. Makalede, “Kaçırma suçlusu Shin Kwang-soo’nun serbest bırakılmasını talep eden ‘SDP Onursal Başkanı'” başlığı atıldı ve “Doi Takako’nun gerçek adı ‘Lee Ko-sun’, yarımadadan geldiği iddia ediliyor” şeklinde, internet üzerinde yayılan ve Doi’nin Koreli olduğunu iddia eden yanıltıcı bir ifade, sanki gerçekmiş gibi sunuldu.
Doi tarafından, “Gerçeğe dayanmayan bir iftira makalesi, Doi’ye yönelik röportajlara dayanmayan tek taraflı bir tahminle oluşturuldu ve kişilik haklarını, itibarını ve güvenilirliğini zedeledi” denilerek, beş ulusal gazeteye özür ilanı yayınlama ve 10 milyon yen tazminat talebiyle dergi şirketi dava edildi.
Her İki Tarafın İddiaları
Davacı, makale içeriğinin aşağıdaki nedenlerle yanıltıcı olduğunu iddia etti.
Japon ebeveynlerin ikinci kızı olarak doğdu, sözde safkan bir “Kobe çocuğu” olarak büyüdü ve ilk seçiminden bu yana, yerel seçmenlerin yoğun desteğini alarak 12 kez üst üste seçildi ve 36 yıl boyunca parlamento üyesi olarak görev yaptı.
Buna rağmen, bu makalede belirtilenler, davacının doğum yerinin Kore Yarımadası olduğunu ve davacının soyadının Koreli bir isim olduğunu yanıltıcı bir şekilde belirtir. Bu, davacının bugüne kadar ki tüm kişiliğini, söylemlerini ve yaşam tarzını tamamen reddeder. Bu makaleyi doğru olduğuna inananlar için, davacının bugüne kadar ki tüm sosyal ve politik faaliyetleri, tüm kişilik ifadeleri tamamen sahte olur ve davacının sosyal değerlendirmesi temelden düşebilir, diye iddia etti.
Ayrıca, davacı, safkan bir “Kobe çocuğu” olarak büyüyen davacının onur duygularını ve kişilik haklarını da ihlal ettiğini iddia etti.
Dolayısıyla, davalıların bu makaleyi yayınlaması ve bu makaleyi yayınlaması, sadece davacının onurunu değil, aynı zamanda davacının onur bilincini ve kişilik haklarını da ihlal eder ve bu, hukuki bir suç oluşturur, diye iddia etti.
Buna karşılık, davalı, bu makalede belirtilen gerçeklerin, davacının Kore Yarımadası’ndan olduğunu ve davacının gerçek adının “Lee Ko-Yun” olduğunu belirtti.
Bu gerçekler, aslında bir kişinin karakteri, erdemi, ünü, kredisi vb. ile ilgisi olmayan ve bu gerçekler, davacının sosyal statüsü göz önüne alındığında, görevlerini yerine getirme yeteneği veya niteliğini değerlendirmek için dikkate alınmaması gereken konulardır. Bu gerçekler, davacının toplumdan aldığı objektif değerlendirmeyi düşürme niteliğinde değildir, diye iddia etti. Bu makale, örneğin “davacının doğum yerini sahte belirtti” veya “vatandaşlığını sahte belirtti” gibi konuları ele almadı ve davacının bugüne kadar ki tüm kişilik ifadelerinin tamamen sahte olduğu izlenimini vermedi, diye iddia etti.
Davacının Kore Yarımadası’ndan olduğu ve gerçek adının “Lee Ko-Yun” olduğu iddiası, davacının sosyal değerlendirmesini düşürmeyecektir, diye iddia etti.
Mahkeme Kararı
Mahkeme öncelikle, ilgili ifadenin, davacının toplumsal değerlendirmesini düşürüp düşürmediği konusunda, makalenin öncelikle, davacının gerçek adının “Lee Gao Jun” olduğu ve Kore Yarımadası’ndan geldiği gibi değer yargısından bağımsız objektif gerçekleri belirttiğini, bu ifadelerin toplumsal değerlendirmeyi düşürebileceğini kabul etti.
Ancak,
Bu makale, Kuzey Kore’nin Japon vatandaşlarını kaçırma olayına karşı Sosyal Demokrat Parti’nin tutumunu eleştiren bir bağlamda olduğundan, genel okuyucunun normal dikkati ve okuma şekliyle, bu ifade, Sosyal Demokrat Parti’nin Kuzey Kore’nin Japon vatandaşlarını kaçırma olayına karşı tepkisinin yetersiz olduğunu düşündüren nedenlerden biri olarak, davacının Kore Yarımadası’ndan geldiğini ve gerçek adının Koreli olduğunu düşündüren bir şey olduğunu belirtiyor. Uzun yıllar boyunca Temsilciler Meclisi üyesi olan ve hatta Temsilciler Meclisi Başkanı ve Sosyal Demokrat Parti lideri olarak görev yapan davacının, Japonya dışındaki ana ülkesinin çıkarlarını öncelikli tutarak, Japonya vatandaşlarının güvenliği gibi çıkarları ihmal ettiği, bir Japon politikacının yapmaması gereken bir eylemde bulunduğu izlenimini veriyor. Davacının toplumsal değerlendirmesini düşürdüğü açıktır.
Kobe Bölge Mahkemesi Amagasaki Şubesi, 13 Kasım 2008
olarak, iftira suçunu kabul etti. Ayrıca, soyadı hakkında,
Soyadı, bir kişinin birey olarak saygı gördüğü temeldir ve kişinin kişiliğinin bir sembolüdür ve kişilik haklarının bir parçasını oluşturur. Bir kişi, kendi soyadını ve doğum yerini kişiliğinin önemli bir parçası olarak görür ve bu konulara güçlü bir bağlılık hisseder (davacının kendi soyadına ve doğum yerine güçlü bir bağlılık hissettiği duruşmanın genel anlamından açıktır.) Bu nedenle, bu ifade, soyadı ve doğum yeri hakkında değer yargısından bağımsız gerçekleri belirtse bile, açıkça yanlış bir gerçeği belirttiği için, bu ifade davacının onur duygularını ve kişisel çıkarlarını ihlal eder.
Aynı
olarak, soyadı ve doğum yeri hakkında değer yargısından bağımsız gerçekleri belirtse bile, kişilik haklarının bir parçası olarak soyadı hakkındaki hakların ihlal edilebileceğini kabul etti ve davalılara 2 milyon yen tazminat ödeme emri verdi, özür ilanı yayınlama gerekliliğini düşük satış miktarı nedeniyle kabul etmedi.
Not, Osaka Yüksek Mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını destekledi ve davalının temyizini reddetti, Yüksek Mahkeme de ilk ve ikinci derece mahkemelerin kararını destekleyen bir karar verdi ve davalının temyizini reddetti, karar kesinleşti.
https://monolith.law/reputation/defamation-and-decline-in-social-reputation [ja]
Sadece İsim Haklarına İlişkin Tartışılan Bir Durum
Bir zamanlar Yahoo! JAPAN tarafından işletilen textream adlı bir forumda, Miyagi ilindeki bir şirketten ayrılan davacı hakkında, “Eski yönetici, takma adı 〇〇〇〇 olan, Japonya’da yaşayan Koreli, ×××’yi merkeze çağıralım!” başlıklı bir makale, 2016 yılı Şubat ayında yayınlandı.
Davacı tarafı, 2017 yılı Haziran ayında “Davacının Japonya’da yaşayan bir Koreli olduğuna dair gerçek olmayan bilgilerin belirtildiği için, davacının kişilik hakları ve itibar hakları ciddi şekilde ihlal edildi” gerekçesiyle, söz konusu makalenin gönderilmesini önlemek için bir önlem alınmasını talep eden bir belgeyi Yahoo! JAPAN’a gönderdi ve nüfus kaydının bir kopyasını ekledi.
Ancak, Yahoo! JAPAN, aynı yılın Eylül ayında silmeyi reddettiği için, davacı aynı yılın Kasım ayında makalenin silinmesi ve tazminat ödenmesi talebiyle dava açtı.
Her İki Tarafın İddiaları
Davacı, söz konusu makalede davacının Japonya’da yaşayan bir Koreli olduğu belirtilmiş, 〇〇〇〇’nin davacının takma adı olduğu ve ×××’nin davacının gerçek adı olduğu belirtilmiştir. Bu, yanıltıcı bir gerçeği belirtmektedir. İnsanlar genellikle kendi isimlerini ve doğum yerlerini kişiliklerinin önemli bir parçası olarak görürler ve bu konulara güçlü bir bağlılık hissederler. Bu nedenle, isim ve doğum yeri hakkında yanıltıcı bir gerçeğin belirtilmesi, toplumda düşük bir değerlendirme yapmasa bile, kişinin kişilik haklarını (kişisel çıkarları) ihlal eder. Davacı, makalenin silinmesini ve silinmemesi nedeniyle haksız fiil temelinde tazminat talep etti.
Buna karşılık, davalı olan Yahoo! JAPAN, söz konusu makale, davacının merkeze geri çağrılması gerektiğini belirtiyor ve davacının şirket için gerekli bir yetenek olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle, söz konusu makale, davacının toplumda düşük bir değerlendirme yapmaz. Ayrıca, kişilik haklarına dayalı makale silme talebini kabul eden Yüksek Mahkeme kararı ve alt mahkeme kararları, bu tür bir durumda mevcut değildir. Bu nedenle, söz konusu makalenin yasadışı olduğuna dair bir inanç oluşturmak mümkün olmadığından, makaleyi silmeme eylemi haksız fiil temelinde tazminat sorumluluğu doğurmaz.
Objektif bir değerlendirme yaparsak, “Takma adı 〇〇〇〇 olan, Japonya’da yaşayan Koreli, ×××’yi merkeze çağıralım!” ifadesi, olumlu bir makale değil, davacının Japonya’da yaşayan bir Koreli olduğunu belirterek, alay eden, rahatsız edici bir makale olduğu düşünülebilir. Bu nedenle, bu durumda şüpheli bir yanıt olduğunu söyleyebiliriz.
Mahkemenin Kararı
Mahkeme öncelikle, davacının Japon vatandaşı olduğunu ve Japonya’da yaşayan bir Koreli olmadığını, davacının gerçek adının 〇〇〇〇 olduğunu ve ××× olmadığını kanıtlarla kolayca belirleyebilir ve söz konusu makalede davacının ismi ve kökeni / vatandaşlığı hakkında yanıltıcı bir gerçek olduğunu kabul etti.
Bunun üzerine, Yüksek Mahkeme’nin önceki kararını belirtti. Bu, aşağıdakidir:
İsim, toplumda, bir kişiyi diğerlerinden ayırt etme ve belirleme işlevine sahipken, aynı zamanda, kişinin kendisi için, kişinin saygı görmesinin temeli ve kişiliğinin sembolüdür ve kişilik haklarının bir parçasını oluşturur. Bu nedenle, bir kişi, isminin başkaları tarafından doğru bir şekilde anılmasını sağlamak için haksız fiil hukuku çerçevesinde koruma alabilir.
Yüksek Mahkeme, 16 Şubat 1988 Kararı
Bunu dikkate alarak, mahkeme, bir kişinin kökeni / vatandaşlığı genellikle kişiliğinin derin bir parçası olarak görülür ve kişiler genellikle kendi kökenlerine / vatandaşlıklarına güçlü bir bağlılık hissederler. Bu nedenle, “söz konusu makale, davacının toplumda düşük bir değerlendirme yapmaz” şeklindeki Yahoo! JAPAN’ın iddiasını reddetti.
Davalı, söz konusu makalenin davacıyı şirket merkezine geri çağırmak için olduğunu ve davacının şirket için gerekli bir yetenek olduğu şeklinde okunabileceğini, bu nedenle söz konusu makalenin davacının toplumda düşük bir değerlendirme yapmadığını iddia ediyor. Ancak, söz konusu makalenin sorunu, makalenin davacının toplumda düşük bir değerlendirme yapmasında değil, makalede davacının ismi ve kökeni / vatandaşlığı hakkında yanıltıcı bir gerçek belirtilmiş olması ve bu nedenle ismi ve kökeni / vatandaşlığı hakkında doğru bir anlayışa sahip olma hakkının ihlal edilmiş olmasıdır.
Sendai Bölge Mahkemesi, 9 Temmuz 2018 Kararı
dedi.
Daha sonra, mahkeme, davalının daha önce belirtilen Yüksek Mahkeme’nin 1988 tarihli kararını bilmek zorunda olduğunu ve söz konusu makalede davacının ismi ve kökeni / vatandaşlığı hakkında yanıltıcı bir gerçek olduğunu, bu durumun ekli belgelerle birlikte sunulduktan bir hafta sonra, 1 Temmuz 2017 tarihinde bildiği kabul edildi. Bu nedenle, davacının tazminatını, 2018 yılı 10 Mayıs tarihindeki duruşmanın sona erdiği tarihe kadar, aylık 15.000 yen olarak kabul etti ve 154.838 yen (hesaplama: 15.000 yen x 10 ay + 15.000 yen / 31 gün x 10 gün) ödeme ve makalenin silinmesini emretti.
Yahoo! JAPAN’ın iddiasına göre, isim ve köken / vatandaşlık hakkında yanıltıcı bir gerçek belirtilmiş ve rahatsız edici bir durum yaşanmış olsa bile, bu durum toplumda düşük bir değerlendirme yapmazsa, kişinin bunu kabullenmesi gerekiyor. Ancak, isim ve köken / vatandaşlığın doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlama hakkı, itibar ve güveni içeren tüm kişilik haklarıdır ve yanıltıcı bir gerçeği belirten ve rahatsız edici bir durum yaratan kişinin ifade özgürlüğünü koruma gerekçesi yoktur.
https://monolith.law/reputation/provider-liability-limitation-law-reques [ja]
Özet
Ifıtıra, haksız saldırı veya taciz durumunda, toplumsal değerlendirmenin düşüp düşmediği sorun olmasa bile, onur hakkı dışındaki kişilik haklarını savunma olanağınız olabilir.
Onur kırıcı bir durum olmadığını düşünseniz bile, deneyimli bir avukata danışmanızı öneririz.
Büromuz Tarafından Alınan Önlemler
Monolith Hukuk Bürosu, özellikle IT ve hukuk alanlarında yüksek uzmanlığa sahip bir hukuk firmasıdır. Son yıllarda, internet üzerinde yayılan itibar zararları ve iftira bilgileri “Dijital Dövme” olarak ciddi zararlara yol açmaktadır.
Yanıltıcı isim bilgileri de ihmal edilirse, göz ardı edilemeyecek kadar ciddi zararlara yol açabilir. Büromuz, bu tür internet üzerindeki bilgi önlemleri ile ilgili çözümler sunmaktadır. Ayrıntılar aşağıdaki makalede belirtilmiştir.
Category: Internet