MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

Internet

Yanlış Bilginin Yayılması ve Genişlemesinin Hukuki Sorumluluğu Nedir? Tutuklama Örnekleri Üzerinden İki Ceza Sorumluluğunu Açıklıyoruz

Internet

Yanlış Bilginin Yayılması ve Genişlemesinin Hukuki Sorumluluğu Nedir? Tutuklama Örnekleri Üzerinden İki Ceza Sorumluluğunu Açıklıyoruz

1 Ocak 2024 (Reiwa 6) tarihinde, Ishikawa prefektörlüğündeki Noto Yarımadası’nı büyük bir deprem vurdu ve ciddi hasarlara yol açtı. Felaket bölgesinin bir an önce iyileştirilmesi beklenmektedir. Felaket bölgesinin durumuyla birlikte, sosyal medyada yayılan ‘yalan haberler’ de dikkat çekti. Noto Yarımadası depremi sırasında sosyal medya platformu X üzerinde sahte kurtarma çağrıları yaptığı için, 25 yaşındaki bir erkek Temmuz 2024’te dolandırıcılık suçundan tutuklandı.

Referans: Nikkei Gazetesi | Felaket Zamanlarında Sosyal Medya Yalan Haberleri, Polisin Sert Tutumu – Dikkatsiz Yayılma Konusunda Uyarı[ja]

Sosyal karışıklığa yol açabilecek yalan haberler. Yalan haber yaymanın motivasyonu olarak, internet üzerinde dikkat çekmek düşünülebilir, ancak sadece karışıklıktan zevk alan kötü şaka yapanlar tarafından da yalan haber yayıldığı görülmektedir. Geçmişte, COVID-19 salgını sırasında da çeşitli yalan haberler ortaya çıkmış ve yayılmıştır. Deprem gibi büyük doğal afetler sırasında, yayılan yanlış bilgiler nedeniyle insan hayatını tehlikeye atan durumlar bile gelişebilir.

Yalan haberlerin yayılması ve dağıtılması durumunda hangi tür yasal sorumluluklar söz konusu olabilir? Burada, gerçek yalan haber vakalarını tanıtarak, konu hakkında açıklamalar yapacağız.

Japonya’da Yayılan Dedikoduların Ceza Sorumluluğu

Japonya'da Yayılan Dedikoduların Ceza Sorumluluğu

Dedikodu yaymak, aşağıdaki iki suç kapsamına girebilir.

Burada “olasılık” ifadesini kullanmamızın sebebi, Japonya’nın mevcut yasalarında ‘dedikodu yayma’ eylemini doğrudan yasaklayan veya cezalandıran bir kanunun bulunmamasıdır. Hatta toplumsal bir karışıklığa yol açsa bile, ‘dedikodu yaydığı’ gerekçesiyle tutuklanmak veya cezalandırılmak söz konusu değildir.

Fakat, yayılan dedikodunun sonucunda başkalarının haklarını ihlal ettiği durumlar ayrıdır.

Bu makalede,

  • İtibar Zedeleme Suçu/Yanıltıcı İşlem Engelleme Suçu
  • Onur, Şeref ve Saygınlığın Zedelenmesi

olmak üzere iki cezai yaptırıma odaklanarak açıklamalar yapacağız. Her bir durumda suçun nasıl oluştuğunu inceleyeceğiz.

Japonya’da Kredi İtibarını Zedeleyen Suç & Hileli İş İşlemlerini Engelleme Suçu

Japon Ceza Kanunu, kredi itibarını zedeleyen suç (Madde 233, ilk fıkra) ve hileli iş işlemlerini engelleme suçu (aynı madde, ikinci fıkra) ile ilgili hükümler içermektedir.

“Bir kişinin itibarını bozacak veya iş işlemlerini engelleyecek şekilde yalan haber yaymak veya hile kullanmak suretiyle hareket eden kişi, üç yıla kadar hapis cezası veya beş yüz bin yen para cezasına çarptırılır.”

Japon Ceza Kanunu Madde 233

Bu suçlar, bireylerin ve tüzel kişiliklerin ‘itibarını’ ve ‘iş faaliyetlerinin özgürlüğünü’ koruma amacı taşımaktadır.

Burada, ‘yalan haber yaymak’ ifadesi, objektif gerçeklere aykırı söylenti veya bilgileri belirsiz veya çok sayıda kişiye yayma eylemini ifade eder. ‘Hile’ ise, bir kişiyi aldatmak veya kişinin yanılgısından veya bilgisizliğinden yararlanmak anlamına gelir.

Şimdi, hileli iş işlemlerini engelleme suçu ile ilgili gerçek bir örneğe bakalım. Hileli iş işlemlerini engelleme suçu, yukarıda belirtildiği gibi ‘hile kullanmak’ ve ‘iş işlemlerini engellemek’ eylemleriyle işlenir.

‘İş işlemleri’, ekonomik fayda sağlamayı amaçlayan ticari işletmelerin yanı sıra, kar amacı gütmeyen faaliyetleri (gönüllü çalışmalar, kulüp etkinlikleri, mezun dernekleri, yerel yönetimler vb.) de kapsar. ‘Engelleme’, iş işlemlerinin engellenmesi ihtimalinin ortaya çıktığı durumu ifade eder. İş işlemlerinin gerçekten engellenmesi sonucu ortaya çıkmış olsa da, sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, engelleme ihtimalinin varlığı ‘engelleme’ olarak kabul edilir.

2016 yılında (Heisei 28) Kumamoto depremi sırasında, “hayvanat bahçesinden bir aslan kaçtı” yalanını yaydığı için bir adam hileli iş işlemlerini engelleme suçu ile tutuklanmıştır. Ancak, adam daha sonra suçlamadan muaf tutulmuştur (savcılık takipsizliği).

Tutuklanan adam, Kumamoto depreminin hemen ardından, X (eski Twitter) üzerinde “Şaka yapma, deprem yüzünden yakınımdaki hayvanat bahçesinden bir aslan kaçtı – Kumamoto” ifadesi ve şehir içinde dolaşan bir aslanın fotoğrafını paylaşmıştır.

Gerçekte aslan kaçmamış olduğundan, söz konusu gönderi objektif gerçeklere aykırıdır. Ve X (eski Twitter), internet üzerinde belirsiz sayıda kişiye yayılacak şekilde tasarlandığından, adamın eylemi ‘yalan haber yaymak’ olarak kabul edilmiştir.

Ayrıca, bu gönderi 20.000’den fazla kez paylaşılmış ve Kumamoto Şehir Hayvanat Bahçesi’ne 100’den fazla soruşturma telefonu gelmiş, hayvan barınaklarının kontrolü gibi işlemler aksamıştır.

Bu nedenlerden dolayı, adamın yukarıdaki gönderisiyle Kumamoto Şehir Hayvanat Bahçesi’nin iş işlemlerini engellediği için, hileli iş işlemlerini engelleme suçu işlendiği sonucuna varılmıştır.

Japonya’da İftira Suçu

Bir kişinin onurunu kamuya açık bir şekilde zedeleyen ve gerçekleri açığa çıkaran kişi, bu gerçeklerin varlığına bakılmaksızın, üç yıla kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılabilir.

Japon Ceza Kanunu Madde 230

Bu suç, kişinin onurunu koruma hakkını temel alır. Burada bahsedilen “onur”, bir kişinin toplumsal değerlendirmesine işaret eder.

“Kamuya açık bir şekilde” ifadesi, açığa çıkarılan gerçeklerin belirsiz veya çok sayıda kişi tarafından fark edilebilecek durumu ifade eder. Ayrıca, “gerçekler” kişinin toplumsal değerlendirmesini düşüren somut gerçekleri kapsar.

Dahası, “onur” bir kişi hakkındaki toplumsal değerlendirmeyi yeterli kılar ve “onurun zedelenmesi”, kişinin toplumsal değerlendirmesini düşüren somut gerçeklerin kamuya açık bir şekilde ifşa edilmesiyle gerçekleşir; onurun gerçek ve somut bir şekilde ihlal edilmiş olması gerekmez.

Şimdi, gerçekte iftira suçu nedeniyle tutuklanan bir olaya bakalım. Facebook’ta bir döner sushi restoranının ürünlerine yabancı madde karıştığına dair yalan bir içerik paylaşan bir adam, iftira şüphesiyle tutuklandı.

Adam, bir restoranda sushi yedikten sonra kırmızı cam parçalarının karıştığını ve “ağzının kesildiğini” iddia etti. Adamın raporunu alan ailesi, sosyal medyada bir gönderi paylaştı ve bu durum, gerçekliği de dahil olmak üzere, geniş çapta yayılarak tartışma yarattı.

Bu tür bir paylaşımın ardından, polis ve sağlık müfettişleri tarafından yapılan incelemelerde “karışma şüphesi olan hiçbir şeyin olmadığı” doğrulandı.

Bu olayda, adamın paylaşımı, sushiye yabancı maddenin karıştığı “gerçeğini” sosyal medyada paylaşarak “kamuya açık bir şekilde” ifşa etti. Bu durum, sushi restoranının “onurunu” “zedelediği” için iftira suçu oluşabilir.

Japonya’da Bir Söylentiye ‘Gerçek’ Olduğuna İnanıldığında Ne Yapılmalı?

Bir Söylentiye 'Gerçek' Olduğuna İnanıldığında Ne Yapılmalı?

Peki ya bir söylentinin yayıncısı bunun ‘gerçek’ olduğuna inanıyorsa durum ne olur?

Japon Ceza Kanunu’nun (刑法) 230. maddenin 2. fıkrasının 1. bendinde, eylemin kamu yararıyla ilgili bir gerçeğe dayandığı ve amacın yalnızca kamu yararını gözetmek olduğu kabul edilirse, gerçeğin doğruluğunu değerlendirip, gerçek olduğunun kanıtlanması durumunda, bu eylem cezalandırılmaz.

230. maddenin 2. fıkrasının 1. bendi

230. maddenin 2. fıkrasının 1. bendinin yanı sıra, yargı kararlarına (Japon Yüksek Mahkemesi’nin 1969 (Showa 44) yılı 25 Haziran tarihli kararı) göre, gerçekliğin kanıtlanamaması durumunda bile, güvenilir belge ve temellere dayanarak makul bir gerekçe olduğunun kanıtlanması halinde, suçun kastı olmadığı ve dolayısıyla iftira suçu oluşmadığı yönünde bir yorum yapılması uygun bulunmuştur.

Yine de, yanlış inanç konusunda ‘güvenilir belge ve temellere dayanarak makul bir gerekçe’ eksikse, sorumluluk hala devam eder, bu nedenle dikkatli bir şekilde bilgi paylaşımı yapılması önerilir.

Yalan Haberleri Silmek Japon Hukuku Altında Hukuki Sorumluluktan Kurtulmanızı Sağlar mı?

Eğer bir haberin “yalan olduğunu” fark edip, gönderiyi silseniz bile, yukarıda bahsedilen cezai sorumluluktan kurtulmanız mümkün değildir.

Japonya’da dolandırıcılıkla işi engelleme suçu ve iftira suçu, somut bir zarar meydana gelmemiş olsa bile, eylemin kendisi zararın oluşma riskini taşıdığı için suç teşkil eder. Bu nedenle, yalan haber yayıldığında, büyük bir kargaşa veya zarar meydana getirdiğinde veya olay büyüdüğünde, panik yapıp gönderiyi silmek anlamsızdır.

Ayrıca, internet üzerinden bir gönderi yaptığınızda, hesabınızı veya sosyal medya uygulamanızı silseniz bile, IP adresiniz veya internet servis sağlayıcınızın sahip olduğu abone bilgileri gibi kayıtlar saklı kalır ve gönderenin kimliği belirlenebilir. “Anonim bir sosyal medya hesabım var” ya da “Uygulamayı sildim, dolayısıyla hiçbir kanıt kalmadı” gibi düşünceler geçerli değildir. Düşüncesizce yapılan gönderiler önerilmez.

Japonya’da SNS Üzerinden Yayılan Yanlış Bilgilerin Hukuki Sorumluluğu

SNS'de Yayılma

X ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında “repost” veya “beğeni” gibi yayılma işlevleri bulunmaktadır. Sosyal medyada bilgileri kolaylıkla yayabilirken, sansasyonel yanlış bilgilerin hızla yayılma riski de vardır.

Peki, yanlış bilgiyi ilk yayınlayan kişi değil de, yayılmasına katkıda bulunanlar Japon hukuku altında nasıl bir hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabilir?

Sonuç olarak, yanlış bilginin yayılmasına katkıda bulunmuş olmak da, suçlanabileceğiniz durumlar olabileceği için dikkatli olmak gerekmektedir.

Bu, sivil davalarda ikinci derece mahkeme kararı olan bir olaydır, ancak eski Osaka Valisi Toru Hashimoto, eski Twitter (şimdi X) üzerinde kendisi hakkında yapılan bir gönderiyi yeniden paylaşan bir gazeteciye karşı hakaret davası açmış ve haklı bulunmuştur.

Bu olayda, “gönderiyi yapan kişi” değil, “yayılmasına katkıda bulunan kişi”nin hukuki sorumluluğu tartışılmıştır. Mahkeme, başkasının sosyal değerini düşüren içeriği yeniden paylaşan kişinin, yasal bir mazereti olmadıkça “davranışın geçmişi, niyeti veya amacı ne olursa olsun hukuki sorumluluk taşıyacağını” belirtmiştir. Bunun üzerine, orijinal gönderinin Hashimoto’nun sosyal değerini düşüren bir içerik olduğu ve yeniden paylaşan gazetecinin ihmalkar olduğuna karar verilmiştir.

Bu şekilde, parmaklarınızın ucunda kolayca bilgi aktarabilen sosyal medyanın yayılma gücü, beklenmedik hukuki sorumluluklar doğurabilir.

Japonya’da Asılsız İddialar Sonucu Oluşan İtibar Zararına Karşı Nasıl Önlem Alınır?

İtibar zararı, temelsiz söylentiler nedeniyle maruz kalınan zararı ifade eder (『大辞泉』dan alınmıştır). Özellikle ekonomik ve sosyal zararlar bu duruma örnektir. Yayılan asılsız iddialar nedeniyle şirketler itibar zararına uğrayabilirler.

İnternet üzerindeki asılsız iddialar, yukarıda belirtildiği üzere, bir gönderi silinse bile, IP adresleri gibi gönderenle ilgili bilgiler belirli bir süre için internet servis sağlayıcıları tarafından log olarak saklanmaktadır. Bu bilgilerden yola çıkarak göndereni tespit etmek mümkün olabilir.

Göndereni tespit etmek, göndereni cezai olarak şikayet etmeyi veya sivil dava yoluyla tazminat talep etmeyi mümkün kılar. Japonya’da itibar zararına uğradığınızda nasıl bir yol izlemeniz gerektiği hakkında daha fazla bilgiyi aşağıdaki makalede bulabilirsiniz.

İlgili makale: İtibar Zararı Nedir? Maruz Kalındığında Alınacak Önlemler Hakkında Açıklayıcı Bilgi[ja]

Özet: Dedikodu ve İtibar Zararları İçin Avukata Danışın

Sosyal medyada yayılan dedikodular, afet zamanlarında ciddi sosyal kargaşaya yol açabilir. Hafife alınan bir paylaşım bile, Japonya’da iftira, kredi itibarının zedelenmesi veya dolandırıcılık gibi suçlarla cezalandırılabilir. Ayrıca, dedikoduları yayma eylemi de benzer suçlamalara maruz kalabilir.

Sosyal medya üzerinden kolayca bilgi paylaşımı ve yayılımı yapılabilmesi, bilgiyi paylaşırken daha dikkatli olmayı gerektirir. Özellikle sansasyonel bilgiler söz konusu olduğunda, paylaşmadan önce haber kaynaklarına veya hükümet açıklamalarına başvurarak, dikkatli bir şekilde gerçekleri doğrulamak (faktör kontrolü) önemlidir.

Monolit Hukuk Bürosu Tarafından Sunulan Çözümler

Monolit Hukuk Bürosu, IT ve özellikle internet ile hukukun her iki alanında da zengin deneyime sahip bir hukuk firmasıdır. Son yıllarda, internet üzerinde yayılan itibar zedelenmesi ve iftira gibi bilgilerin göz ardı edilmesi ciddi zararlara yol açabilir. Firmamız, itibar yönetimi ve kriz durumlarına yönelik çözümler sunmaktadır. Aşağıdaki makalede bu konuda daha fazla bilgi bulabilirsiniz.

Monolit Hukuk Bürosu’nun Uzmanlık Alanları: Japonya’daki Halka Açık Şirketlerin İtibar Yönetimi[ja]

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön