MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japon Telif Hakkı Hukukunda Hakların Paylaşımı ve Hak Sahibinin Belirlenmesi

General Corporate

Japon Telif Hakkı Hukukunda Hakların Paylaşımı ve Hak Sahibinin Belirlenmesi

Japonya’nın içerik endüstrisi, film, animasyon, müzik ve edebiyat gibi çeşitli alanlarda dünya çapında yüksek takdir toplamaktadır. Bu canlı pazarda yer almak ve işlerini genişletmek isteyen şirketler için, Japon telif hakkı yasasının derinlemesine anlaşılması şarttır. Telif haklarının temel prensiplerinde uluslararası ortak noktalar çok olsa da, Japon yasalarında, özellikle ortak yaratım faaliyetleri ve film gibi büyük ölçekli projelerde, iş sonuçlarına ve risk yönetimine doğrudan etki eden özgün düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemeleri doğru bir şekilde kavramamak, hakların belirsizliğine ve beklenmedik anlaşmazlıklara veya iş fırsatlarının kaybına yol açabilir.

Bu makalede, Japon telif hakkı yasasının özellikle karmaşık ve pratikte karar verilmesi gereken iki önemli konusunu uzman bir bakış açısıyla açıklıyoruz. İlk olarak, birden fazla yaratıcının birlikte bir eser yarattığı durumlarda ortaya çıkan ‘ortak telif hakları’ konusunu ele alıyoruz. Burada, hakların devri, tasarrufu ve kullanımına ilişkin katı kurallar ve bu kuralların istisnaları detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. İkinci olarak, ‘telif hakkı sahibi’nin belirlenmesiyle ilgili sorunlar ve özellikle film eserleri için oluşturulan özel hukuki çerçeveyi inceliyoruz. Film endüstrisinin ekonomik gerçeklerini yansıtan bu düzenleme, kimin ekonomik haklara sahip olduğu gibi temel bir soruya, genel prensiplerden farklı yanıtlar sunar. Ayrıca, bu hakların ne kadar süreyle korunduğu, yani telif hakkının koruma süresi hakkında da bilgi veriyoruz. Bu makalenin, Japon yaratıcı endüstrileriyle ilgilenen şirket yöneticileri ve hukuk departmanları için doğru kararlar alabilmelerine yardımcı olmasını amaçlıyoruz.

Japonya’da Ortak Telif Hakkı: Ortak Yaratımlarda Hak Sahipliği ve Kullanım

Bir eserin birden fazla kişi tarafından ortaklaşa yaratılması nadir bir durum değildir. İşte bu tür durumlarda ‘ortak telif hakkı’ devreye girer ve Japon telif hakkı yasası kapsamında bu hakların nasıl ele alınacağına dair özel kurallar uygulanır.

“Ortak Eser” (共同著作物) Kavramının Tanımı

Öncelikle, paylaşılan telif hakkının ortaya çıktığı tipik bir durum olan ortak eser kavramının tanımını doğru şekilde anlamak önemlidir. Japon Telif Hakkı Kanununun 2. maddesi 1. fıkrası 12. bendine göre ortak eser, “iki veya daha fazla kişinin birlikte yarattığı ve her bir kişinin yaratıcı katkısının ayrılarak bağımsız şekilde kullanılamadığı eser” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım iki unsuru içerir. Birincisi, iki veya daha fazla kişinin birlikte yaratıcı faaliyete katılmış olmasıdır. Sadece fikir vermek, danışmanlık yapmak veya yardımcı nitelikte işler yürütmek ortak eser sahibi sayılmak için yeterli değildir. İkincisi, her bir kişinin yaratıcı katkısının ayrıştırılamaz nitelikte bulunmasıdır. Örneğin, birden fazla kişinin birlikte bir müzik eserini yazıp bestelemesi ve kimlerin hangi bölümü oluşturduğunun açıkça ayrıştırılamaması bu duruma tipik bir örnektir. Buna karşılık, bir romanın metni ile ona eşlik eden illüstrasyonlar gibi her bir katkının bağımsız olarak kullanılabildiği haller “birleşik eser” olarak adlandırılır ve ortak eserden farklıdır. Birleşik eserlerde, kural olarak her eser sahibi kendi yaratıcı katkısı üzerinde bireysel olarak haklarını kullanabilir.

Japonya’da Tüm Tarafların Onayı İlkesi ve Hak Kullanımı

Ortak eserlerde olduğu gibi, telif hakkının paylı şekilde bulunduğu durumlarda bu hakkın kullanılmasına ilişkin son derece önemli bir ilke uygulanır. Japon Telif Hakkı Kanunu’nun 65. maddesinin 2. fıkrası, “Paylı telif hakkı, tüm paydaşların ortak rızası olmadıkça kullanılamaz” hükmünü öngörür. Buradaki “kullanım”, yalnızca eserin üçüncü kişilere lisanslanmasını değil, paydaşlardan birinin eseri bizzat kullanmasını da kapsar. Başka bir ifadeyle, paydaşlardan biri tek başına karar vererek eseri yayımlayamaz, bir internet sitesinde yayımlayamaz veya başka bir şirkete lisans veremez. Bu sıkı düzenleme, her bir paydaşın menfaatlerini korumayı ve paydaşlardan birinin tek taraflı işlemleri nedeniyle diğer paydaşların zarara uğramasını önlemeyi amaçlar.

Japonya’da Haksız Yere Anlaşma Reddetmenin Yasaklanması

Ancak, tüm paydaşların onayı ilkesi çok katı bir şekilde uygulanırsa, paydaşlardan biri işbirliği yapmazsa, eserin hiç kullanılamaz hale gelmesine ve ‘deadlock’ durumuna düşülmesine yol açabilir. Bu tür durumları önlemek için Japon telif hakkı yasası önemli bir istisna hüküm içermektedir. Yasanın 65. maddesinin 3. fıkrası, her bir paydaşın ‘haklı bir sebep olmadıkça, önceki fıkranın anlaşmasının oluşumunu engelleyemeyeceğini’ belirtir.

‘Haklı bir sebep’ neyi ifade ettiği yasada açıkça belirtilmemiş olup, her bireysel durum mahkemeler tarafından değerlendirilir. Geçmişteki yargı kararlarına göre, bir paydaşın diğer paydaşlarla yeterli müzakere yapmadan tek taraflı olarak kullanım izni müzakerelerini ilerlettiği durumlarda, diğer paydaşların anlaşmayı reddetmesinin haklı sebepleri olduğuna karar verilmiştir (Osaka Bölge Mahkemesi, 1992 yılı 27 Ağustos tarihli ‘Sessiz Alev Olayı’ kararı). Bu hüküm, sadece muhalefetin değil, makul bir temeli olmayan muhalefetin eserin kullanımını haksız yere engellemesini önlemek içindir. Eğer bir paydaş haklı bir sebep olmaksızın anlaşmayı reddetmeye devam ederse, diğer paydaşlar, o kişinin irade beyanını yerine geçecek bir karar için mahkemeye dava açabilirler.

Hisse Payının Devri ve Hak İhlallerine Karşı Koyma

Japonya’daki telif haklarının ortak sahipliğinden kaynaklanan hisse paylarını üçüncü bir kişiye devretmek veya rehin hakkı kurmak istediğinizde, diğer tüm ortak sahiplerin onayı gereklidir (Japon Telif Hakkı Kanunu’nun 65. maddesi 1. fıkrası). Bu durumda da, ‘geçerli bir neden’ olmaksızın onayı reddetmek mümkün değildir.

Öte yandan, üçüncü bir kişi tarafından yapılan telif hakkı ihlallerine karşı hukuki önlemler alındığında kurallar farklıdır. Japon Telif Hakkı Kanunu’nun 117. maddesine göre, her bir ortak sahip, ihlal edici eylemin durdurulması talebinde bulunabilir. İhlal eyleminin hızlı bir şekilde durdurulması gerekliliği göz önünde bulundurularak, bu konuda tüm ortakların onayı gerekli değildir. Ancak, tazminat talep edildiğinde, her bir ortak sahip esas olarak kendi hisse payına karşılık gelen miktarı talep edebilir.

Bu şekilde, Japon ortak telif hakkı sistemi, her bir ortak sahibin haklarını güçlü bir şekilde koruyan ‘tüm ortakların onayı’ ilkesini benimserken, telif eserlerin kullanılmamasını önlemek için ‘geçerli bir neden’ gibi istisnai hükümler getirerek, hak sahipleri arasındaki çıkarlar ile telif eserlerin sorunsuz kullanımı arasında bir denge kurmaktadır. Şirketler, ortak geliştirme projeleri gibi işleri ilerletirken, gelecekteki anlaşmazlıklardan kaçınmak adına, telif eserlerin kullanım yöntemleri ve karar alma süreçleri hakkında ortak sahipler arasında önceden detaylı bir sözleşme yapılması son derece önemlidir.

Japon Telif Hukuku Altında Film Eserlerine Özgü Hukuki Çerçevenin Belirlenmesi: Hak Sahibinin Tespiti

Japon telif hukukunun temel prensiplerinden biri, bir eseri yaratan ‘yazarın’, ekonomik haklar olan ‘telif haklarını’ başlangıçta elde etmesidir. Ancak, Japon telif hukuku, film eserleri söz konusu olduğunda bu prensibe önemli bir istisna getirmektedir.

Japonya’da Film Telif Haklarına İlişkin Özel Hükümler

Japon Telif Hakları Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrası, film telif haklarının kime ait olduğunu şu şekilde belirtir: “Bir film yapımcısına, ilgili film eserinin yapımına katılma sözü veren bir yazar varsa, o film eserinin telif hakkı söz konusu film yapımcısına aittir.” Burada bahsedilen “film yapımcısı”, Japon Telif Hakları Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının 10. bendine göre, “film eserinin yapımında fikir ve sorumluluğu olan kişi”yi ifade eder ve genellikle finansman sağlama ve üretimin genel yönetimini üstlenen yapım şirketleri veya stüdyolar bu tanıma uyar.

Bu hükmün hukuki anlamı, sadece bir hak devri olmamakla birlikte, “ilk elden atfedilme” kuralı olmasıdır. Yani, yönetmen gibi bir yazar, yaratıcılık anında telif hakkını elde eder ve bu hak daha sonra film yapımcısına devredilmez; bunun yerine, telif hakkı doğduğu andan itibaren doğrudan film yapımcısına ait olarak kabul edilir. Bu özgün düzenlemenin arkasında, film yapımının büyük yatırımlar gerektirdiği ve çok sayıda personelin dahil olduğu büyük ölçekli bir iş olması gibi ekonomik gerçekler yatar. Hakların film yapımcısında merkezileştirilmesi, eserin dağıtımını ve lisans verilmesini kolaylaştırarak film endüstrisine yapılan yatırımları korumayı ve teşvik etmeyi amaçlar ve bu düzenlemenin yasal amacı olarak kabul edilir.

Filmin ‘Yaratıcısı’ Kimdir?

Eğer telif hakkı film yapımcısına aitse, o filmin ‘yaratıcısı’ kim olacaktır? Japon Telif Hakkı Kanunu’nun 16. maddesi (Article 16 of the Japanese Copyright Law) filmin yaratıcısını, ‘yapım, yönetmenlik, yönlendirme, çekim, sanat yönetimi gibi görevleri üstlenerek filmin bütünsel yapısının yaratıcı şekilde oluşmasına katkıda bulunan kişiler’ olarak tanımlamaktadır. Genellikle bu tanıma film yönetmenleri gibi kişiler uymaktadır.

Burada önemli olan bir nokta, filmin yapımında kullanılan orijinal romanın yazarı, senarist, müzik bestecisi gibi kişilerin, kendi romanları, senaryoları, müzikleri için yaratıcı oldukları halde, bu eserlerin birleştiği ‘filmin telif hakkı eseri’ olarak kabul edilmemeleridir. Onlar, filmin bütünsel yapısına katkıda bulunmamış, sadece bir parça olarak kendi telif hakkı eserlerini sunmuşlardır.

Japon Yapım Şirketleri ve Yönetmenlerin Hakları: Telif Hakkı ve Kişilik Hakları

Japon telif hakkı kanununun 29. maddesi, çoğaltma ve dağıtım hakları gibi maddi haklar, yani ‘telif haklarını’ film yapımcılarına atfeder. Öte yandan, yazarın kişisel hakları olarak kabul edilen ‘kişilik hakları’ bu düzenlemenin dışında kalır. Kişilik haklarına, eserin yayımlanıp yayımlanmayacağına karar verme hakkı (yayımlama hakkı), yazar adının gösterilme hakkı (isim gösterme hakkı) ve eserin içeriğinin veya başlığının izinsiz değiştirilmemesi hakkı (bütünlük koruma hakkı) dahildir. Bu kişisel haklar, telif hakkı film yapımcısına geçse bile, yönetmen gibi ‘yazarlar’ tarafından korunmaya devam edilir. Bu nedenle, film yapımcıları, filmi değiştirirken yönetmenin bütünlük koruma hakkını ihlal etmemeye özen göstermelidirler.

Aşağıdaki tablo, film eserlerinde yazar ve film yapımcılarının hak ilişkilerini özetlemektedir.

ÖzellikFilm Yazarı (Örnek: Yönetmen)Film Yapımcısı (Örnek: Yapım Şirketi)
Hukuki StatüYazarTelif Hak Sahibi
Ekonomik Haklar (Telif Hakkı)Sahip DeğilÇoğaltma, dağıtım, yayın hakları gibi tüm ekonomik haklara sahip
Kişisel Haklar (Kişilik Hakları)Sahip (Bütünlük Koruma Hakkı, İsim Gösterme Hakkı vb.)Sahip Değil
Statünün TemeliFilmin bütünsel oluşumuna yaratıcı katkı (16. Madde)Yapım fikri ve sorumluluğu (29. Madde)

Japonya’da Film Telif Hakları İstisnaları ve İş Pratiklerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Japon telif hakkı kanununun 29. maddesinin 1. fıkrasında belirlenen film yapımcılarına telif hakkı atfetme kuralı güçlüdür; ancak, bu kuralın önemli istisnaları bulunmaktadır. İşletmeler, ele aldıkları filmlerin hangi düzenlemeye tabi olduğunu doğru bir şekilde belirlemek zorundadırlar.

İstisna 1: İş Görevi Kapsamında Yaratılan Eserler

29. madde hükümlerinin uygulanmadığı ilk durum, film ‘iş görevi kapsamında yaratılan eser’ şartlarını karşıladığında ortaya çıkar. Japon telif hakkı kanununun 15. maddesi, bir şirketin emriyle ve iş görevleri dahilinde çalışan kişiler tarafından yaratılan ve şirket adına yayımlanan eserler için, aksi bir sözleşme hükmü olmadıkça, bu eserlerin yaratıcısı olarak şirketi gösterir. Örneğin, bir film yapım şirketinin kendi çalışanı olan bir yönetmene film yaptırması bu duruma örnektir. Bu durumda, 29. maddeye göre, şirket sadece ‘telif hakkı sahibi’ olmakla kalmaz, aynı zamanda ‘eser sahibi’ de olur. Sonuç olarak, ekonomik haklar olan telif hakları ve yönetmenin bireysel olarak sahip olması gereken eser sahibi kişilik hakları her ikisi de şirkete ait olur.

İstisna 2: Yayın Amaçlı Filmler

İkinci istisna, yayıncıların yayın amacıyla ürettikleri filmlere ilişkin düzenlemelerdir. Japon telif hakkı kanununun 29. maddesinin 2. fıkrası, sadece yayın amacıyla üretilen filmlerin telif haklarından belirli hakların yayıncılara ait olacağını belirtir. Özellikle, bu eserleri yayınlama hakkı, kablolu yayın yapma hakkı ve yayın için çoğaltma ve bu çoğaltılmış eserleri diğer yayıncılara dağıtma hakkı gibi haklar. Bunların dışındaki haklar, örneğin tiyatroda gösterim hakkı veya DVD olarak satış hakkı gibi haklar genellikle yönetmen gibi eser sahiplerine aittir. Ancak, sözleşmeyle farklı bir düzenleme yapılması mümkündür. Bu düzenleme, yayın gibi belirli bir kullanım amacına uygun olarak hakların kapsamını sınırlayan bir düzenlemedir ve tiyatro için üretilen filmlerden farklı bir iş modelini yansıtır.

Yargı Kararlarından Görülen İş Pratiklerindeki Sorunlar

Bu düzenlemeler mevcut olsa da, özellikle eski filmlerin hak ilişkilerini belirlemek kolay değildir. Fikri Mülkiyet Yüksek Mahkemesi’nin 2010 yılı 17 Haziran tarihli kararı (Dava No: Heisei 21 (Ne) 10050), bu problemin karmaşıklığını gösteren önemli bir örnektir. Bu davada, eski telif hakkı kanunu altında üretilen bir filmin telif hakkının kime ait olduğu tartışılmıştır. Mahkeme, ilgili filmin yönetmenini eser sahiplerinden biri olarak tanırken, hakların sessizce film şirketine devredildiğine karar vermiş ve telif hakkı ihlali iddiasında bulunan film şirketinin durdurma talebini kabul etmiştir. Ancak, aynı zamanda, eski kanun altında filmin eser sahibi olarak yorumlanmasında akademik görüş ayrılıkları olduğunu ve hak ilişkilerinin belirsiz olduğunu gerekçe göstererek, telif hakkının sona erdiğine inanarak DVD satışı yapan davalının kusurunu reddetmiş ve tazminat talebini reddetmiştir. Bu karar, hukuki düzenlemelerin var olmasına rağmen, yorumunun henüz kesinleşmediği alanlarda, hakların kime ait olduğu konusunda farklı görüşlerin olabileceğini göstermektedir. Özellikle tarihi içerik varlıklarıyla çalışırken, hak ilişkilerinin titizlikle incelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Bu şekilde, Japon telif hakkı kanunu, film üretiminin arka planına ve kullanım amacına göre, hakların kime ait olduğu konusunda katmanlı kurallar koymaktadır. Tiyatro için üretilen filmler, şirket içi üretim olan iş görevi kapsamında yaratılan eserler ve yayın amaçlı filmler olmak üzere üç farklı senaryoyu düşünerek, her biri için en uygun hukuki çerçeveyi sunmaktadır. Dolayısıyla, film haklarına ilişkin sözleşme müzakereleri veya M&A işlemleri yapılırken, öncelikle hedeflenen eserin bu kategorilerden hangisine uyduğunu belirlemek, tüm analizin başlangıç noktası olacaktır.

Japonya’da Telif Haklarının Koruma Süresi: Hakların Devam Ettiği Zaman Sınırı

Telif hakları sonsuza kadar devam eden haklar değildir; yasalarla belirlenen bir koruma süresi vardır. Bu sürenin dolmasıyla eserler “kamu malı” haline gelir ve prensip olarak herkes tarafından serbestçe kullanılabilir.

Koruma Süresinin Temel İlkesi

Japonya telif hukukunda koruma süresinin temel ilkesi, Japon Telif Hukuku Kanunu’nun 51. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir ve “yazarın ölümünden sonra 70 yıl” boyunca devam eder. Bu süre, 2018 yılında (2018) yürürlüğe giren bir yasa değişikliğiyle daha önceki 50 yıldan 70 yıla uzatılmıştır. Ancak, bu yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği sırada koruma süresi dolmuş eserlerin hakları yeniden canlandırılmaz.

Temel İlkenin İstisnaları

Bu “ölümden sonra 70 yıl” ilkesinin, eser türüne göre önemli bazı istisnaları vardır.

  • Ortak eser: Birden fazla eser sahibinin bulunduğu bir ortak eser durumunda koruma süresi, en son ölen eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıldır (Japon Telif Hakkı Kanunu madde 51 ikinci fıkra).
  • İsimsiz veya takma adla yayınlanan eserler: Yazarı bilinmeyen veya takma adla yayınlanan eserler için koruma süresi, yayımlandıktan sonra 70 yıl ile sınırlıdır. Ancak, süre dolmadan önce yazarın gerçek adı açığa çıkarsa, temel ilke olarak yazarın ölümünden sonra 70 yıl uygulanır (Japon Telif Hukuku Kanunu’nun 52. maddesi).
  • Kurum adına yayınlanan eserler: Tüzel kişilik sahibi kurumlar adına yayınlanan eserler (iş görevi eserleri gibi) için koruma süresi, yayımlandıktan sonra 70 yıldır (Japon Telif Hukuku Kanunu’nun 53. maddesi).
  • Film eserleri: Film eserleri de, kurum adına yayınlanan eserler gibi, yayımlandıktan sonra 70 yıl olarak belirlenmiştir (Japon Telif Hukuku Kanunu’nun 54. maddesi).

Koruma süresinin hesaplanmasında, yazarın ölümü veya eserin yayımlanması gerçekleşen yılın ertesi yılının 1 Ocak’ından itibaren başlar, Japon Telif Hukuku Kanunu’nun 57. maddesine göre. Örneğin, yazar 2020 yılı içinde ölmüşse, koruma süresi 2021 yılının 1 Ocak’ından başlar ve 2090 yılının 31 Aralık’ında sona erer.

Aşağıdaki tablo, Japon telif hukukunda belirlenen başlıca koruma sürelerini özetlemektedir.

Eser TürüKoruma Süresinin Başlangıç NoktasıKoruma Süresiİlgili Madde
Bireysel eserler (Genel ilke)Yazarın ölümü70 yıl51. madde
Ortak eserEn son ölen yazarın ölümü70 yıl51. madde
İsimsiz veya takma adla eserlerEserin yayımlanması70 yıl52. madde
Kurum adına eserlerEserin yayımlanması70 yıl53. madde
Film eserleriEserin yayımlanması70 yıl54. madde

Bu şekilde, bireysel eserlerde koruma süresinin başlangıç noktası “yazarın ölümü” iken, tüzel kişilik sahibi kurumlar veya tüzel kişilik sahibi bir tarafın hak sahibi olduğu filmler gibi eserlerde “yayımlanma” gibi objektif bir gerçekliğe dayanır. Tüzel kişiliklerin doğal kişiler gibi “ölüm” kavramı olmadığı için, başlangıç noktasını yayımlanma zamanına ayarlayarak, hakların devam süresine açıklık ve öngörülebilirlik kazandırılmıştır. Bu, telif hakkı gibi fikri mülkiyet haklarının yönetimi ve ticaretinin istikrarını sağlamak için mantıklı bir tasarımdır. Dolayısıyla, şirketler fikri mülkiyet portföylerini yönetirken, her varlığın doğasını doğru bir şekilde analiz etmek ve hangi koruma süresi kurallarının uygulanacağını bireysel olarak belirlemek esastır.

Özet

Bu makalede açıkladığımız gibi, Japonya’nın telif hukuku, özellikle birden fazla tarafın yer aldığı yaratıcı faaliyetlerde, uluslararası alanda da özgün hükümlere sahiptir. Ortak eserlerin haklarının kullanılmasında “tümünün onayı” gerektiren katı bir ilke ve film telif haklarını esas olarak üreticiye atfeden özel bir hukuki çerçeve, bunların başlıca örnekleridir. Bu hükümler, yaratıcıların haklarını koruma ve endüstrinin gelişimi gibi iki talebin dengesini sağlamak için tasarlanmıştır, ancak karmaşıklıkları nedeniyle dikkatli bir yaklaşım gerektirirler. Bu kuralları anlamak, sadece hukuki risklerden kaçınmak için değil, aynı zamanda Japonya’daki içerik pazarında iş değerini en üst düzeye çıkarmak için stratejik bir zorunluluktur.

Monolith Hukuk Bürosu, bu makalede ele aldığımız gibi karmaşık telif hukuku sorunları konusunda geniş bir pratik deneyime sahiptir ve hem yerli hem de yabancı birçok müşteriye hizmet vermektedir. Ortak yapım sözleşmelerinin hazırlanması, medya ile ilgili şirketlerin M&A işlemlerinde fikri mülkiyet due diligence’ı, telif hukuku ihlalleriyle ilgili uyuşmazlık çözümleri gibi çeşitli hukuki hizmetler sunmaktayız. Büromuzda, yabancı avukatlık niteliklerine sahip İngilizce konuşan birçok avukat bulunmakta ve hem Japon hukuku konusunda derin uzmanlık bilgisine hem de uluslararası iş uygulamalarına dair anlayışa sahiptirler. Bu benzersiz gücümüzü kullanarak, müşterilerimize net ve etkili hukuki destek sağlayabilmekteyiz. Japon telif hukuku ile ilgili herhangi bir danışmanlık ihtiyacınız varsa, lütfen büromuzla iletişime geçin.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön