ICO'nun Hukuki Düzenlemeleri Hakkında Yabancı ve Yurtdışı Örnekler
Yatırımcılardan sermaye toplamak karşılığında yeni bir sanal para birimi çıkarmak, ICO (Initial Coin Offering’in kısaltması) olarak adlandırılır. Aslında, sanal para birimi kendisi temelde, blockchain adı verilen yeni bir teknoloji tarafından desteklenen bir teknolojidir. Bu nedenle, ICO adı verilen bu fon toplama yöntemi ve tarihi de yeni olup, birçok ülkede hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir (Blockchain teknolojisinin sanal para biriminin dolaşımını nasıl desteklediği hakkında daha fazla bilgi için, lütfen başka bir makaleye bakınız).
https://monolith.law/blockchain/blockchain-technology[ja]
Bu makalede, bu ICO’ya yönelik farklı ülkelerin düzenlemelerinde ne tür farklılıklar olduğunu ele alıyoruz. Aynı zamanda, bu ülke farklılıklarını aşarak, şu anda uluslararası toplum veya uluslararası ekonomi genelinde, ICO ile ilgili hangi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu tartışıyoruz.
ICO’nun Yasal Düzenlemelerinin Şekilleri
Çeşitli ülkeler ve Japonya’nın ICO düzenlemelerini sınıflandırırsak, bu düzenlemeler genellikle aşağıdaki dört kategoriye ayrılır:
- ICO’yu tamamen yasaklayan ülkeler
- ICO’yu düzenlemek için mevcut yasal alanların kapsamını genişletmeye çalışan ülkeler
- ICO’yu düzenlemek için özel bir yasal alan oluşturmaya çalışan ülkeler
- ICO’ya özel bir düzenleme getirmeyen ülkeler
Not: Japonya, bu kategorilerden ikincisine (2) dahil olan bir ülkedir. Dolayısıyla, Japonya’da, mevcut yasal alanlarla uyumlu olacak şekilde düşünülürse, ICO’lar yasal kabul edilir. Ancak, Japonya’da ICO gerçekleştirilirken, diğer ülkelerin ICO düzenlemelerine karşı kayıtsız kalınabileceği anlamına gelmez. Bunun nedeni, ICO’nun doğası gereği, çoğu zaman çevrimiçi olarak uluslararası yatırımlar toplanmasıdır. Bu durumda, ICO ile yayınlanan sanal para biriminin (bu durumda genellikle “token” olarak adlandırılır) alıcılarının ikamet ettiği yerin düzenlemelerini de göz önünde bulundurmanız gerekebilir. Bu tür durumlar göz önüne alındığında, ICO’yu yasal olarak gerçekleştirmek için yabancı yasal düzenlemelerin eğilimlerine dikkat etmek önemlidir.
ICO’yu Yasaklayan Ülkeler
Çin
Çin, ICO’ya karşı son derece olumsuz bir tutum sergileyen bir ülkedir. Çin’de, ICO’lar para aklama gibi suçların kaynağı olarak görülür ve çoğunun yasadışı olduğu düşünülür, bu nedenle ICO’lar tamamen yasaklanmıştır.
Çin hükümetinin ICO’ları düzenlemesine rağmen, Hong Kong bu durumun dışındadır. Hong Kong’da, yasal prosedürlere dayalı olduğu sürece, ICO’ların kabul edilebilir olduğu hükümetin görüşüdür. Hong Kong’un ICO düzenlemeleri temelde, Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun politikalarını yansıtır, bu nedenle içerik, Çin’in tamamından tamamen farklı bir felsefeye dayanmaktadır.
Çin, ICO’ya karşı güçlü bir düzenleme uygulamasına rağmen, kripto para birimlerinin dolaşımını destekleyen blockchain teknolojisine devlet politikası olarak teknoloji geliştirmeye odaklanmaktadır. Hükümetin teknolojik yenilikleri yönlendirirken, bu yeni teknolojilerin kullanımı üzerinde hükümetin güçlü yetkisine dayalı düzenlemeler yapma özelliği, blockchain hukuku konusunda da geçerlidir.
Güney Kore
Güney Kore de, dolandırıcılık, piyasa manipülasyonu ve para aklama gibi endişeler nedeniyle, 2017 yılında tüm ICO’ları yasakladı. Güney Kore’de, Samsung Electronics gibi büyük şirketler blockchain teknolojisinin geliştirilmesine hevesli ve ayrıca kripto para birimleriyle varlık yönetimi zaten aktif bir şekilde gerçekleştiriliyor. Güney Kore’nin Fintech durumu, politika ve finans dünyasının adımlarının tam olarak uyuşmadığı bu durumu simgeliyor. Örneğin, ülkede planlanan ICO’ların, bu tür düzenlemelerin etkisiyle yurtdışında gerçekleştirildiği durumlar görülmüştür. Yukarıda belirtilen ICO düzenlemelerinin Fintech endüstrisinin gelişimini engelleyebileceği eleştirisi hala güçlü ve düzenlemelerin gelecekte nasıl değişeceğini izlemeye devam etmek gerekiyor.
ICO’yu Düzenlemeye Çalışan ve Mevcut Hukuk Alanlarını Genişleten Ülkeler
Amerika
Amerika’da, özellikle yetki alınmamış durumlarda, ICO’lar Amerikan Menkul Kıymetler Yasası (Japanese Securities Act) kapsamında düzenlemeye tabi tutulmaktadır. Yani, ICO tarafından çıkarılan tokenler, mevcut menkul kıymet yatırım çerçevesine dayanarak, Menkul Kıymetler Yasası’nda “değerli menkul kıymetler” olarak konumlandırılır.
Not olarak, Amerikan yargısı, bir şeyin değerli menkul kıymet olup olmadığını belirlerken, aşağıdaki dört maddeden oluşan Howey Testi’ni (Howay Testi) kullanır. Bu dört maddeyi tamamen karşılayan durumlar, değerli menkul kıymet olarak kabul edilir ve ICO’lar için de aynı görüş belirtilmiştir.
- Para yatırımıdır. (Para yatırımı olup olmadığı)
- Yatırımdan kar beklentisi vardır. (Yatırıma dayalı bir getiri beklentisi olup olmadığı)
- Para yatırımı ortak bir girişimdedir. (Ortak bir girişime yatırım olup olmadığı)
- Herhangi bir kar, bir promosyon çabası veya üçüncü bir tarafın çabalarından gelir. (Karın başka bir şirketin çabaları sonucu elde edilip edilmediği)
Not olarak, bu kriterlere dayanarak, Amerika’da Bitcoin ve Ethereum’un hukuken menkul kıymet olarak kabul edilmediği düşünülmektedir. Çünkü bu kripto paralar, yatırımların ihraççı şirketin çabalarıyla geri kazanıldığı bir mekanizma olmadığı ve Howey Testi’nin dört gerekliliğini karşılamadığı düşünüldüğü için. Merkezi olmayan bir yapıya sahip kripto paraların durumunda, değerli menkul kıymet olmadığı düşünülmektedir.
Singapur
Singapur, kendi para biriminin nakitsizleştirilmesini hükümet öncülüğünde ilerletmiş bir ülke olmasına rağmen, ICO’ya karşı nispeten temkinli bir tutum sergileyen bir ülkedir. Singapur’da, ICO ile çıkarılan tokenler, menkul kıymetlerin vadeli işlemleri gibi düzenlenmektedir. Ayrıca, hukuki olarak hisse senetleriyle aynı şekilde görülmesi gereken durumlar gibi durumlarda, mevcut değerli menkul kıymetlerle aynı yasal düzenlemelere tabi tutulduğu belirtilmiştir.
Ancak Singapur, yukarıda belirtilen düzenlemelerin uygulanmasının dışında kalınan durumlar için de, hukuki olarak açıkça belirtilmiş düzenlemelerin olduğu bir özelliğe sahiptir (örneğin, yatırımın küçük ölçekli olduğu durumlar gibi).
İsviçre
İsviçre durumunda, blockchain endüstrisini engellememek için ICO düzenlemelerini ilerletmeye odaklanmaktadır. Mevcut finansal ürünlere yönelik düzenlemelerin ICO’ya genişletilmesi yaklaşımı Amerika ve Singapur ile aynıdır, ancak tokenleri sınıflandırma ve her birinin doğasına göre uygulanacak yasaları değiştirme gibi bir sistem tasarımı geliştirmektedir. Tokenlerin sınıflandırılması aşağıdaki gibidir.
1.Ödeme (Payment) Tokeni |
→Sadece ödeme ve tahsilat için kullanılan token türü. Bu durumda, para aklama gibi düzenlemelere tabi olmasına rağmen, değerli bir menkul kıymet olarak kabul edilmez. |
2.İşlevsel (Utility) Token |
→Gelecekte başlatılacak bir işletmenin hizmetlerini almak veya ürünlerle değişim yapma hakkını temsil eden token. Sadece bir değişim kuponu veya indirim kuponu anlamına geliyorsa, değerli bir menkul kıymet olarak kabul edilmez. |
3.Varlık (Asset) Tokeni |
→Temettü alma hakkı veya oy hakkı gibi hakları temsil eden token. Bu durumda, gerçekte hisse senedi ile aynı olduğu düşünülebilir, bu nedenle çeşitli yasal düzenlemeler geçerli olacaktır. Özellikle, bir proje planı (sözde beyaz kağıt) oluşturmanın zorunlu olduğu durumlar vardır. |
Yukarıdaki üç tip temelinde, tokenlere uygulanacak yasal düzenlemelerin içeriğini ayırt etme yaklaşımı benimsenmiştir, ancak gelecekte bu tiplerin tümünü aynı anda karşılayan tokenlerin yayınlanması da doğal olarak beklenmektedir. Bu tür sınırlı durumlarda hangi tür bir muamele göreceği konusunda, örnek olayların birikmesi beklenmektedir.
Her ne kadar İsviçre durumunda, Ethereum dahil olmak üzere dünya çapındaki blockchain şirketlerinin merkezlerinin çoğunun toplandığı bir yer olmasının yanı sıra, ICO’nun zaten çok popüler olduğu bir ülke olmasına rağmen. Bu tür bir geçmiş de göz önüne alındığında, bu endüstrinin uzun vadeli gelişimini hedeflerken, dengeli bir düzenlemeyi hedeflemesi beklenmektedir.
Almanya
Almanya’da, ICO ile çıkarılan tokenlerin içeriği, eğer menkul kıymet olarak kabul edilebilirse (Japon Menkul Kıymetler İzahnamesi Yasası), varlık olarak kabul edilebilirse (Japon Varlık Yatırım Yasası), hisse senedi olarak kabul edilebilirse (Japon Sermaye Yatırım Kodu), bu üç kategoriye ayrılır ve mevcut yasaların uygulanması düşünülür. Bu durumlardan herhangi birine uyan bir durumda, uygulanacak yasal düzenlemelere dayanarak, izahname gibi belgelerin sunulması yükümlülüğü ICO uygulayıcısına yüklenebilir.
Not: ICO ile çıkarılan tokenlerin menkul kıymet olarak kabul edilip edilemeyeceği, aşağıdaki koşulların karşılanıp karşılanmadığına göre belirlenir, bu da yönetimin görüşüdür.
- Devredilebilir olması ve piyasada alınıp satılabilir olması
- Temettüye benzer bir şekilde, üye olarak haklara sahip olması
- Nakit gibi, ödeme aracı olarak bir kullanımının olmaması
- Sahip bilgilerinin blockchain teknolojisi ile kaydedilmiş olması
ICO için Özel Hukuk Alanı Oluşturan ve Düzenlemeye Çalışan Ülkeler
Fransa
Fransa’da, 2017 yılından (Gregorian takvimine göre) itibaren, Fransa Finansal Piyasalar Otoritesi öncülüğünde, kripto para birimleri ile ilgili yasal düzenlemeler ilerletilmektedir. Fransa, ICO’ların nasıl ilerletileceği konusunda yeni bir yasal düzenleme yapmayı planlamakta ve doğrudan “yasal ICO uygulamaları”nı düzenlemeye çalışmaktadır. Özellikle dikkat çeken nokta, ICO organizatörlerine lisans veren bir lisanslama sistemi getirilmiş olmasıdır. Bu, ICO’ya karşı ulusal bir kredi garantisi uygulama girişimidir. Ancak, lisanssız ICO yapmanın kesinlikle yasaklandığı anlamına gelmez. Piyasa gelişimi ve risk yönetimi arasındaki dengeyi sağlama çabası görülebilir.
Cebelitarık
Cebelitarık da, ICO’ları düzenlemek için yasal düzenlemeleri kendi başına ilerleten bir ülkedir. Bu yasa tasarısında, ICO organizatörlerine, para aklama gibi suçları önlemek için uyulması gereken kurallar belirtilmiştir ve bilgi ifşa yükümlülükleri hakkında da düzenlemeler yapılmıştır.
Abu Dabi
Abu Dabi’de, sistem hataları gibi kripto para özgü suç risklerini de göz önünde bulundurarak, ICO’ya yönelik özgün bir yasal düzenleme çerçevesi oluşturulmaktadır. Burada, para aklamaya karşı önlemler ve tüketici koruması gibi konuların yanı sıra, bilgi güvenliği konusunda işletmelerin yükümlülükleri de düzenleme içeriğine dahil edilmiştir.
ICO’ya Karşı Özellikle Düzenleme Yapmayan Ülkeler
Belarus
Şimdiye kadar incelenen ülkelerin örnekleri, derecesi ne olursa olsun, ICO’ya karşı bir tür yasal düzenleme uygulamaya çalışanlardı. Öte yandan Belarus’ta, bu tür ülkelerin aksine, ICO’ya karşı düzenlemeleri mümkün olduğunca gevşeterek yabancı şirketleri çekmeye çalışan bir hareket görülmektedir.
Belarus’ta, kripto para birimlerini ve ICO’ları özellikle yasallaştırmak için bir yasa 2018’de (Gregorian takvimine göre) çıkarıldı, bu ilginç bir gelişmeydi. Ve dünya çapında IT şirketlerini çekmeyi hedefleyerek, kripto para madenciliği, transferi ve ticareti üzerindeki vergi indirimleri ve belirli koşullar altında vize muafiyeti gibi politikalar belirlenmiştir.
Ancak, genel yatırımcıların bilgisizliğinden yararlanan dolandırıcı ICO’ların yaygınlaşma riski konusunda, ülke düzenlemeleri ilerletme eğilimindedir. Örneğin, token satın alırken katılım koşulları belirler ve satın alma için mali güç, eğitim seviyesi, iş deneyimi gibi gereklilikleri dahil eder. Tüketici koruma açısından düzenlemeleri ilerleterek, yabancı şirketlerin çekilmesini ülke ekonomisinin gelişmesine bağlamaya çalışmaktadır.
Özet
Yukarıdaki bilgileri bir tabloda topladık (bu makalede ele alınmayan ülkeler de dahil).
ICO’yu tamamen yasaklayan ülkeler | Çin (Hong Kong hariç), Güney Kore |
Mevcut hukuk alanını genişleterek ICO’yu düzenlemeye çalışan ülkeler | Amerika, İngiltere, Singapur, İsviçre, Almanya, Japonya |
ICO için özel bir hukuk alanı oluşturup düzenlemeye çalışan ülkeler | Abu Dabi, İsrail, Cebelitarık, Fransa, Rusya |
ICO’ya karşı özellikle düzenleme yapmayan ülkeler | Belarus |
ICO ve kripto paralara karşı duruş, ülkeden ülkeye oldukça farklıdır. Ancak bu duruşun olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğu farkını göz ardı edersek, belirli bir ortak kalıp görülebilir. Blockchain gibi yeni teknolojilerin getirdiği teknolojik yenilikler ve kripto paraların ve ICO’ların mevcut finans sektörüne etkileri, adil vergilendirme ve tüketici koruma açısından devletin ne yapması gerektiği sorusu, ülkeye bağlı olmaksızın evrenseldir.
Ayrıca, ICO’ya yönelik yasal düzenlemelerin geliştirilme süreci genellikle aşağıdaki sırayı takip eder:
- Hükümet, dolandırıcı ICO’lara karşı vatandaşları uyarır
- Mevcut yasalarla ICO’nun düzenlenmesini dener
- ICO için özel yasal düzenlemeleri yavaş yavaş ilerletir
Bu, belirli bir yasal düzenlilik olduğu görülebilir.
Japonya’daki gelecekteki düzenlemelerin ne olması gerektiği tartışılırken, ülkelerin duruşlarındaki farklılıklar ve tüm ülkelerin ortaklaşa karşılaştığı günlük teknolojik yenilikler ve ekonomik trendlerin ne olduğunu bilmek önemlidir.
Category: General Corporate
Tag: General CorporateIPO