Sistem Geliştirme Anlaşmazlıklarını Müzakereler Yoluyla Nasıl Çözülür?
Sistem geliştirme gibi bir projeyi hukuki bir bakış açısıyla düşündüğümüzde, işi sipariş eden kullanıcı ve satıcı tarafında herhangi bir anlaşmazlık çıktığında, bu tür risklere karşı önlem almak ve tedbirler geliştirmek önemli hale gelir. Ancak, kullanıcı ve satıcı arasında herhangi bir hukuki anlaşmazlık çıksa bile, bu durumun mutlaka dava şeklinde sonuçlanacağı anlamına gelmez. Dava, daha çok son çare olarak görülmelidir. Bu makalede, kullanıcı ve satıcı arasında çıkan anlaşmazlıkların, müzakerelere dayalı olarak nasıl çözüleceği üzerine bilgi verilirken, hukukun dava dışı bağlamlarda nasıl yardımcı olabileceği açıklanmaktadır.
Çatışma Çözümünün Tek Yolu Mahkeme Değildir
Çatışma Çözüm Yöntemi Olarak “Müzakere”
Sistem geliştirme projelerinde, bir tür çatışma ortaya çıktığında, tüm çatışmaların mahkemeye taşınacağı anlamına gelmez. Aksine, çoğu durumda, dava açılmadan önce taraflar arasında müzakerelerle çözülür. Dolayısıyla, hukuki açıdan bakıldığında, sistem geliştirme çatışmalarının çözümünü düşünürken, müzakereler yoluyla karşılıklı olarak kabul edilebilir bir uzlaşma noktası bulma sorunu, pratikte büyük bir önem taşır.
Çatışmayı müzakerelere dayanarak çözmeye çalışırken, hukuki bakış açısını korurken aynı zamanda ona takılıp kalmadan, iş dünyasının kazanç ve kayıplarını dikkate alacak bir soğukkanlılık taşımanın önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Mahkeme ile Çatışma Çözümünün Avantajları ve Dezavantajları
Sistem geliştirme ile sınırlı olmamakla birlikte, genel olarak mahkeme yoluyla çatışma çözümünün avantajı, zorlayıcı gücünde yatar. Yani, mahkeme kararına dayanarak zorla uygulama yapılabilir ve bu, çatışmanın nihai çözümünü sağlar. Mahkeme kararına davalı veya davacının hiçbir onayı alınmasa bile, tarafsız bir konumda olan mahkeme çatışmaya bir son verir.
Ancak, bir dava açıp çatışmayı çözme yöntemi, taraflar arasındaki müzakerelere kıyasla, birçok dezavantajı da beraberinde getirir. Örneğin, bir kez dava açıldığında, genellikle yıllar süren bir süreç başlar ve bu süreçle birlikte, maliyetler de artar. Özellikle IT bağlamında, hâkimlerin IT uzmanı olmadığı açıktır, bu nedenle temel kısımlardan başlayarak açıklama yapma süresi ve çabası daha da büyük olacaktır. Ayrıca, dava açarak karşı taraf ile çatışmaya girmek, ilişkinin sürdürülmesini zorlaştırabilir ve gelecekteki iş ilişkilerinin tamamen sona ermesi endişesi de vardır.
Müzakere ile Çözülen Anlaşmazlıkların Avantajları Nelerdir?
Yukarıdaki dava yoluyla anlaşmazlık çözümünün avantajları ve dezavantajlarına bakıldığında, anlaşmazlıkları dava etmeye gerek kalmadan çözmenin avantajları da açığa çıkar. Aşağıda bunlara bakalım.
Kısa Sürede Hızlı Çözüm Beklenebilir
Dava yoluyla çözüm arandığında, duruma bağlı olarak genellikle yıllık bir süreç gerektiğini göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Ancak, müzakere yoluyla çözüm durumunda, birkaç hafta ila birkaç ay gibi kısa bir sürede sonuca ulaşmak mümkün olabilir.
Maliyetin Düşük Olması Çoğu Durumda Geçerlidir
“Kısa sürede çözüm bulunabilir” şeklindeki müzakere avantajı, hem zaman hem de maliyet açısından tasarruf sağlar. Davalar, dava işlemleri için gereken ücretler (örneğin damga vergisi) genellikle çok yüksek olmasa da, harcanan zaman ve çaba, avukat ücretleri ve şirketin hukuk departmanının personel maliyetlerini artırabilir. Dava için gerekli savunma ve itirazların hazırlanması, işletme karına doğrudan bağlı olmayan bir maliyet olabilir. Öte yandan, müzakere durumunda, birkaç hafta ila birkaç ay gibi kısa bir sürede sonuca ulaşmak mümkün olabilir.
İlişkiler Zarar Görmeden İlişkilerin İyileştirilmesi Beklenir
Ayrıca, anlaşmazlıkların dava yoluyla ciddi bir hale getirilmesi durumunda, müzakere yoluyla çözüm bulunursa ve taraflar tatmin edici bir uzlaşma noktası bulabilirlerse, duygusal bir gerginlik kalmaz ve gelecekteki işlemler için bir engel oluşturmaz.
Müzakere ile Çözümün Dezavantajları da Vardır
Elbette, müzakere yoluyla çözüm arandığında belirli dezavantajlar da vardır. Birincisi, müzakere sonuçları, müzakereye katılanların “müzakere gücüne” büyük ölçüde bağlıdır ve bu, adil bir çözümün garanti edilmesini zorlaştırabilir. İkincisi, ne kadar çok müzakere edilirse edilsin, taraflar bir uzlaşma noktası bulamazsa, sonunda yine dava etmek zorunda kalınabilir.
Dava ve Müzakere, İkisi Arasında Bir Seçim Değildir
Yukarıda, anlaşmazlık çözümü olarak dava ve müzakere arasındaki avantajları ve dezavantajları özetledik. Ancak, dava ve müzakere arasındaki ilişki, birini seçmek zorunda olmaktan çok, birbiriyle yakından ilişkili olduğu şekilde anlaşılmalıdır. Yani, bir dava başladığında, davacı ve davalının her ikisinin de karşılaşabileceği dezavantajlar ve maliyetler tam olarak anlaşıldığında, bu müzakerelerde de kullanılabilir.
Çatışma Çözümünde Müzakere Yöntemleri
Yukarıdaki bilgileri göz önünde bulundurarak, dava olmadan çatışmayı çözmek için müzakere yöntemlerini düzenleyeceğiz. Burada önemli olan, hukuki bakış açısını göz önünde bulundururken, iş dünyasındaki çıkarlar ve kazançları da değerlendirmektir.
İş Dünyasında Güç Dengesinin Farklı Olduğu Durumlarda Müzakere Yöntemleri
Örneğin, aşağıdaki iki taraf arasında bir müzakere düşünelim.
A Şirketi: Büyük bir şirket olup, iş ortaklarını serbestçe seçebilir. Bu gücü kullanarak, iş ortağı olan B Şirketi’nden mantıksız taleplerde bulunuyor.
B Şirketi: Küçük veya orta ölçekli bir şirket (veya serbest çalışan) olup, büyük müşterisi olan A Şirketi ile ilişkilerini bozmak istemiyor. Bu nedenle, A Şirketi ile olan ilişkilerini kötüleştirmek istemese de, mantıksız taleplere nasıl yanıt vermesi gerektiğini düşünüyor.
Bu iki taraf arasında, B tarafının durumu göz önünde bulundurulduğunda, ilk düşünülen şey, işin devamlılığını sağlamak ve büyük ölçüde taviz vererek olabildiğince dostane bir çözüm bulmaktır. Ancak, bu iki taraf arasındaki müzakerenin en önemli noktası “mantıksız talepler”dir. Burada hukuki bir bakış açısı devreye girer.
https://monolith.law/corporate/engineer-joint-enterprise-contract[ja]
Eğer B Şirketi, ilişkinin devamlılığını önemseyerek büyük ölçüde taviz verirse, bu kesinlikle A Şirketi’nin müzakere stratejisinin başarılı olduğu anlamına gelir. Çünkü, A Şirketi’nin kurumsal müzakere gücünü kullanarak, B Şirketi’nden büyük ölçüde tavizler aldığı anlamına gelir.
Ancak, hukuki olarak B Şirketi’nin argümanlarının doğru olduğu durumda, müzakere gücü daha düşük olsa bile, tüm “mantıksız talepleri” kabul etmek her zaman uygun bir müzakere stratejisi olmayabilir. Çünkü, gerçekten dava açılırsa, B Şirketi’nin kazanma ihtimali vardır. Eğer dava açılırsa, A Şirketi, davanın çok zaman ve maliyet almasının yanı sıra, tazminat ödemeye zorlanma gibi bir durumla karşı karşıya kalabilir. Başka bir deyişle, bu durumda A Şirketi, iş dünyasındaki güçlü konumuna aşırı güvenerek, çatışmayı hızlı ve düşük maliyetli bir şekilde çözme fırsatını kaçırmış olabilir.
Yukarıdaki noktaları göz önünde bulundurarak, B Şirketi’nin yapması gereken müzakere adımları da belirginleşir. Örneğin, “Hukuki olarak, bu tür bir görüşe sahibiz ve eğer müzakere ile çözüm bulmak zor olursa, bu görüşü mahkemede savunmaya hazırız” gibi ifadeler kullanılabilir. Buradaki nokta, hukuki olarak haklı olduğunuzu belirterek, diğer tarafın daha esnek bir yaklaşım sergilemesini sağlamak ve müzakere masasına oturmayı amaçlamaktır. Başka bir deyişle, iş dünyasındaki güç dengesini, hukuki ilişkilerin gücü ile dengeleyerek, gerçek müzakereleri daha adil bir şekilde ilerletmektir.
Mahkeme dışı müzakerelerde bile avukatların bilgisi faydalı olabilir
Yukarıdaki konuşma, hatta bir dava durumuna gelmemiş olsa bile, müzakere aşamasında avukatlar gibi hukuk uzmanlarının kullanılmasının faydalı olduğunu belirtir. Pratikte, bir avukata müzakereleri devretmek ve “Eğer bu bir dava olursa, bu tür bir kararın verilme olasılığı yüksek” gibi bir tahminde bulunmak, sonraki müzakere sürecini daha mantıklı hale getirme beklentisini de artırır. Bu şekilde, bir dava durumunda hislerin paylaşılıp müzakerelerin ilerletilmesi, dava sürecinde geçen zamanı, emeği ve maliyeti azaltırken aynı zamanda, dava yoluyla adil bir anlaşmazlık çözümüne benzer avantajlar sağlar. Sadece dava durumlarıyla sınırlı olmamakla birlikte, müzakere aşamasında hukuk bilgisinin faydalı olduğu geniş çapta kabul edilmelidir.
Category: IT
Tag: ITSystem Development