Japonya'nın Giriş-Çıkış Kontrol Sisteminin Hukuki Çerçevesi: Giriş, İkamet ve Çıkış Yönetiminin Açıklaması

Çağdaş küresel ekonomide, çok uluslu şirketlerin Japonya pazarında başarı elde etmeleri için yönetim kadrosu ve uzman personelin stratejik yerleşimi şarttır. Bu bağlamda, Japon giriş-çıkış kontrol sistemi hakkında derinlemesine bir anlayış, sadece idari işlerin ötesinde, kurumsal yönetim ve stratejik risk yönetiminin merkezini oluşturan bir unsura dönüşmüştür. 2023 (Reiwa 5) yılında Japonya’ya yeni giriş yapan kişi sayısı yaklaşık 23,75 milyona ulaşmış ve yıl sonu itibarıyla Japonya’da ikamet eden yabancı sayısı yaklaşık 3,41 milyon kişiye çıkmıştır; bu da Japonya’daki uluslararası insan hareketliliğinin giderek arttığını göstermektedir. Bu makale, Japonya’nın ‘Giriş-Çıkış Yönetimi ve Mülteci Tanıma Kanunu’ (bundan böyle ‘Giriş-Çıkış Kanunu’ olarak anılacaktır) hükümlerine dayanarak, yabancıların Japonya’ya giriş, karaya çıkış ve ülkeden çıkışını düzenleyen hukuki çerçeveyi, sistematik ve uzman bir bakış açısıyla açıklar. Özellikle, Japonya’ya seyahatin ön koşulu olan vize alımından başlayarak, girişteki temel işlemler olan karaya çıkış incelemesi ve çıkış ile yeniden giriş işlemlerine kadar her aşamayı sırasıyla detaylandırır ve hukuki önemini ve uygulamadaki dikkat edilmesi gereken noktaları ortaya koyar.
Japonya’daki Giriş-Çıkış Kontrolünün Temel İlkeleri ve Göçmenlik Kanunu
Japonya’nın giriş-çıkış kontrol sisteminin temelini, 1951 yılında (Showa 26) yürürlüğe giren Göçmenlik Kanunu oluşturur. Bu kanun, Japonya’ya giriş ve Japonya’dan çıkış yapacak herkesin hareketlerini düzenleyen temel ilkeleri belirler.
Japon Göçmenlik Kanunu’nun 1. maddesi, bu kanunun amacını “ülkeye giriş yapacak ve ülkeden çıkış yapacak herkesin giriş-çıkış işlemlerinin adil bir şekilde yönetilmesini sağlamak” olarak tanımlar. “Yönetim” terimi, Japonya’nın giriş-çıkış kontrol sisteminin, ulusal egemenlik temelinde, ulusal çıkarları, kamu düzenini ve iç güvenliği korumak amacıyla, kimin sınırları geçebileceğini sıkı bir şekilde düzenleyen temel bir yaklaşımı olduğunu açıkça gösterir. Bu sistem, Japon toplumuna katkıda bulunacak belirli becerilere sahip uzmanları aktif olarak kabul etme yönünde bir yönü olmasına rağmen, uygulamada son derece sıkı standartlar uygulanır.
Bu hukuki çerçeveyi anlamak için, Göçmenlik Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlanan temel terimleri bilmek önemlidir. Örneğin, “yabancı” terimi, Japon vatandaşlığına sahip olmayan kişileri ifade eder, “pasaport” ise Japon hükümeti veya Japon hükümeti tarafından tanınan yabancı hükümetler tarafından verilen seyahat belgelerini anlamına gelir. Bu işlemler, Adalet Bakanlığı’nın dış birimleri olan Göçmenlik Bürosu’na bağlı “Giriş Kontrol Görevlileri” tarafından, Adalet Bakanlığı’nın belirlediği limanlar ve havaalanları olan “giriş-çıkış limanlarında” gerçekleştirilir.
Bu nedenle, şirketler yabancıları Japonya’ya davet ederken, bu işlemleri sadece basit bir başvuru süreci olarak değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve kamu düzenini öncelikli tutan egemen bir devlete izin talebinde bulunma eylemi olarak algılamaları gerekmektedir. Başvuru belgelerindeki küçük eksiklikler veya tutarsız bilgiler, sadece idari hatalar olarak değil, giriş izni almak için gereken yüksek kanıt standartlarını karşılamadığına dair bir kararla sonuçlanabilir ve başvurunun reddine doğrudan yol açabilir. Kanıt yükümlülüğü tamamen başvuru sahibi ve davet eden şirketin üzerindedir.
Japonya’ya Giriş Süreci: Vize ve İkamet Uygunluk Belgesi
Yabancıların Japonya’ya giriş yapabilmeleri için, genel olarak öncelikle Japonya’nın yurt dışındaki büyükelçilikleri veya başkonsolosluklarında vize almak zorundadırlar. Vize, ilgili yabancının pasaportunun geçerli olduğunu ve vize üzerinde belirtilen koşullar altında Japonya’ya giriş yapmasının önünde bir engel olmadığını gösteren, bir tür tavsiye mektubu gibidir. Ancak, burada son derece önemli olan nokta, vizenin Japonya’ya girişi garanti etmediğidir. Nihai giriş kararı, Japonya’nın giriş limanlarında yapılan karaya çıkış incelemesinde, göçmenlik memuru tarafından verilir.
Bu iki aşamalı süreci kolaylaştırmak için, ‘İkamet Uygunluk Belgesi’ (Certificate of Eligibility, COE) adında bir sistem bulunmaktadır. Bu, yabancıların Japonya’da gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetlerin, Göçmenlik Kanunu’nda belirlenen ikamet uygunluk şartlarına uygun olduğunu, Japonya’nın Göçmenlik Bürosu tarafından önceden inceleyerek onaylayan bir belgedir. Bir şirket yabancı bir çalışanı işe almak istediğinde, öncelikle Japonya içinde bu belgenin verilmesi için başvuruda bulunur ve belge verildikten sonra, belgeyi yurt dışında bulunan kişiye gönderir. Kişi, bu belgeyi yerel Japon büyükelçiliğine sunarak vize başvurusunda bulunur. COE’nin eklenmiş olması, vize verilme işlemlerinin ve Japonya’ya varışta yapılan karaya çıkış incelemesinin hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlayabilir.
Vize verilmesinin hukuki niteliği ile ilgili olarak, önemli yargı kararları bulunmaktadır. Tokyo Bölge Mahkemesi’nin 2010 yılı 8 Temmuz (2010) tarihli kararı (vize verilmesinin reddi işleminin iptali talebi davası), Japon konsolosunun vize verme reddinin, Japonya mahkemelerinde iptalini talep edilebilecek bir ‘idari işlem’ olmadığına karar vermiştir. Mahkeme, bir devletin uluslararası örf ve adet hukuku çerçevesinde yabancıları kabul etme yükümlülüğü olmadığını ve vize verilmesinin devlet egemenliğine dayanan diplomatik bir eylem olduğunu, Göçmenlik Kanunu’nun belirlediği iç hukuk idari işlemlerinden farklı bir nitelik taşıdığını belirtmiştir.
Bu karar, vize verilmesinden sorumlu Dışişleri Bakanlığı’nın dış politika işlevi ile karaya çıkış izninden sorumlu Adalet Bakanlığı’nın (Göçmenlik Bürosu) iç hukuk idari işlevinin hukuki olarak açık bir şekilde ayrıldığını desteklemektedir. Yani, vize verilmesi reddedildiğinde, bu karara karşı Japonya’nın yargı sistemi aracılığıyla itiraz edilemez. Bu, şirketler için ciddi ve kaçınılmaz bir risk oluşturur. Önemli bir yönetici veya uzmanın vizesi verilmediğinde, şirketin hükümete karşı vize verilmesini zorlayacak hukuki bir yola sahip olmamasıdır. Bu riski azaltmanın tek ve en iyi stratejisi, başvurunun ilk aşamalarından itibaren İkamet Uygunluk Belgesi’ni almak ve kusursuz ve ikna edici başvuru belgeleri hazırlamaktır.
Japonya’ya Giriş Denetimi: Yasal İkametin Başlangıcı
Vize alarak Japonya’ya varan yabancılar, giriş limanında bir göçmenlik memuru tarafından giriş denetiminden geçmelidir. Bu denetimi başarıyla geçip pasaportlarına giriş izni damgasını aldıklarında, Japonya’da yasal ikametleri başlamış olur. Japon Göçmenlik Kanunu’nun (Immigration Control and Refugee Recognition Act) 6. ve 7. maddeleri, giriş izni için katı gereklilikler belirlemektedir.
Göçmenlik memuru, aşağıdaki beş koşulun tümüne uygun olup olmadığını değerlendirir:
- Geçerli bir pasaport ve (gerekliyse) vizeye sahip olmak.
- Japonya’da gerçekleştirmeyi planladığınız faaliyetlerin sahte olmaması ve belirli bir ikamet statüsüne uygun olması.
- Planlanan faaliyetlerin, Göçmenlik Kanunu’nun ek tablosunda listelenen ikamet statülerinden birinin kriterlerine (Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen giriş izni standartlarını da içerir) uygun olması.
- Planlanan ikamet süresinin, yasal düzenlemelere uygun olması.
- Japon Göçmenlik Kanunu’nun 5. maddesinde belirtilen giriş reddi sebeplerine (geçmişteki suç kayıtları veya sınır dışı edilme geçmişi gibi) uymamak.
Şirket faaliyetleriyle özellikle ilgili olan başlıca çalışma ile ilgili ikamet statüleri, her biri için özel gereklilikler belirlenmiştir.
Japonya’da ‘Yönetim & İdare’ İkamet İzni
Bu ikamet izni, Japonya’da işletme yönetimi veya idaresi ile uğraşan yabancı kişileri hedef alır. Ana gereklilikler arasında, işletmenin Japonya içinde bağımsız bir iş yeri tarafından sürdürülmesi ve işletmenin ölçeğinin en az 5 milyon yen sermayeye sahip olması ya da Japonya’da ikamet eden tam zamanlı çalışanlardan en az iki kişiyi istihdam etmesi yer alır. Başvuru sırasında, iş planının somutluğu ve gerçekleştirilebilirliği aracılığıyla, işletmenin istikrarını ve sürekliliğini objektif bir şekilde kanıtlamak esastır.
Japonya’da ‘Teknik, İnsan Bilimleri ve Uluslararası Hizmetler’ İkamet İzni
Bu, profesyonel beceri ve bilgiye sahip uzman çalışanlara en yaygın olarak uygulanan ikamet izni türüdür. Temel gereklilik, kişinin yürüttüğü işin içeriği ile ilgili eğitim düzeyi (üniversite veya Japonya’daki meslek okullarında uzmanlaştığı alan) ya da iş deneyimi arasında açık bir ilişki bulunmasıdır. Örneğin, bir üniversitede makine mühendisliği okumuş bir kişinin mühendis olarak çalışması tipik bir örnektir. Ayrıca, alınan ücretin, benzer işlerde çalışan Japon vatandaşlarının aldığı ücretle eşit veya daha yüksek olması da yasal bir zorunluluktur.
Japonya’da ‘Şirket İçi Transfer’ İkamet Statüsü
Bu ikamet statüsü, bir yabancı şirketin ana veya bağlı şirketlerinden, Japonya’daki ilgili şirketlere çalışanların transferi durumunda uygulanır. Başvuru için, başvurucunun transferden hemen önce, yurtdışındaki bir iş yerinde ‘teknik, beşeri bilimler veya uluslararası hizmetler’ kapsamındaki işlerde sürekli olarak 1 yıldan fazla çalışmış olması gerekmektedir. Bu ikamet statüsünün önemli bir özelliği, ‘teknik, beşeri bilimler veya uluslararası hizmetler’ ikamet statüsünden farklı olarak, mutlaka üniversite mezuniyeti gibi bir eğitim düzeyinin gereklilik olarak belirlenmemiş olmasıdır.
Bu ikamet statüleri, her biri farklı amaçlar ve gerekliliklerle donatılmıştır. Şirketler, insan kaynaklarını yerleştirirken, her bir çalışanın geçmişi ve Japonya’daki rolüne uygun olarak en uygun ikamet statüsünü seçmek için stratejik kararlar almak zorundadır. Aşağıdaki tablo, bu üç ana ikamet statüsünün gerekliliklerini karşılaştırmaktadır.
| Öğe | Yönetim/Kurumsal Yönetim | Teknik/Beşeri Bilimler/Uluslararası Hizmetler | Şirket İçi Transfer |
| Ana Hedef Kitle | Yöneticiler, İdareciler | Uzman Meslekler | Ana Şirket/Şube Arası Transferler |
| Eğitim Düzeyi Gerekliliği | Genellikle gerekli değil | İlgili alanda üniversite veya meslek yüksekokulu mezuniyeti genellikle şart | Gerekli değil |
| İş Deneyimi Gerekliliği | İdareciler için 3 yıl ve üzeri | Eğitim düzeyi gerekliliğini karşılamayanlar için 10 yıl ve üzeri (Uluslararası hizmetler için 3 yıl ve üzeri) | Transferden hemen önce yurtdışındaki ilgili şirkette 1 yıl ve üzeri sürekli çalışma |
| İşletme Büyüklüğü Gerekliliği | 500 bin yen ve üzeri sermaye veya 2 ve üzeri tam zamanlı çalışan | Şirketin istikrarı ve sürekliliği değerlendirilir | Şirketin istikrarı ve sürekliliği değerlendirilir |
| Şirketler Arası İlişki | Gerekli değil | Gerekli değil | Ana şirket, bağlı şirket, ilgili şirketler arasında ilişki gereklidir |
Yabancıların bu koşulları karşıladığına karar verildiğinde, ikamet statüsü ve ikamet süresi belirtilen ‘İkamet Kartı’ verilir. Bu kart, Japonya’da orta ve uzun vadeli kalan yabancıların kimlik belgesi olarak işlev görür ve her zaman yanında taşınması zorunludur.
Japonya’dan Çıkış Kontrolü: Yeniden Giriş İzni Sisteminin Önemi
Japonya’da ikamet eden yabancıların geçici olarak Japonya’dan ayrılıp tekrar dönmeleri durumunda, çıkış işlemlerini doğru bir şekilde anlamaları son derece önemlidir. Normal çıkış işlemleri, Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’nın (Immigration Control and Refugee Recognition Act) 25. maddesine dayanarak, çıkış yapılacak liman veya havaalanında göçmenlik kontrol memuruna pasaport sunarak ve çıkış onayını alarak tamamlanır.
Ancak, en dikkat edilmesi gereken nokta, ikamet iznine sahip yabancıların bu çıkış işlemlerini gerçekleştirirken, yeniden giriş için gerekli izni almamış olmaları durumunda, çıkışlarıyla birlikte sahip oldukları ikamet izni ve ikamet süresinin de sona ermesi ilkesidir. Yani, herhangi bir hazırlık yapmadan Japonya’dan ayrıldığınızda, yeniden giriş yapabilmek için vize ve ikamet izni alma işlemlerini baştan yapmanız gerekecektir. Bu tür durumları önlemek için, Göçmenlik Kontrol Yasası iki tür yeniden giriş izni sistemi sunmaktadır.
Birincisi, Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’nın 26. maddesine dayanan normal ‘yeniden giriş izni’dir. Bu, çıkıştan önce ikamet edilen yerin bağlı olduğu bölgesel Göçmenlik Bürosu’nda başvurularak alınan bir izindir. Bu izin, tek seferlik veya geçerli olduğu süre içinde defalarca kullanılabilen çoklu geçerli izin olmak üzere iki türde olup, geçerlilik süresi mevcut ikamet süresi dahilinde en fazla 5 yıl olarak kabul edilir. Önemli bir özellik olarak, kaçınılmaz nedenler varsa, yurtdışındaki Japonya büyükelçilikleri gibi yerlerde geçerlilik süresinin uzatılması talep edilebilir.
İkincisi, Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’nın 26. maddesinin 2’ye dayanan ‘varsayılan yeniden giriş izni’dir. Bu, geçerli bir pasaport ve ikamet kartına sahip yabancıların, çıkış sırasında havaalanında Yeniden Giriş/Çıkış Kayıt Formu (ED Kartı) üzerindeki ilgili bölüme niyetlerini belirterek, önceden herhangi bir işlem yapmadan yeniden girişlerinin izin verildiği daha basit bir sistemdir. Ancak, bu sistemin geçerlilik süresi, çıkış yapılan günden itibaren 1 yıl ile sınırlıdır (ikamet süresi 1 yıldan az ise o süreye kadar) ve yurtdışında süre uzatımı yapılamaz.
Hangi sistemi kullanmanız gerektiğine karar verirken, Japonya’dan ayrılacağınız süreyi dikkatlice değerlendirmeniz gerekmektedir. Aşağıdaki tablo, her iki sistemin ana farklılıklarını özetlemektedir.
| Öğe | Yeniden Giriş İzni | Varsayılan Yeniden Giriş İzni |
| Yasal Dayanak | Göçmenlik Kontrol Yasası 26. Madde | Göçmenlik Kontrol Yasası 26. Madde’nin 2 |
| Başvuru Yeri | Önceden Göçmenlik Bürosu | Çıkışta havaalanı/limanda |
| Geçerlilik Süresi | İkamet süresi dahilinde en fazla 5 yıl | Çıkıştan sonra 1 yıl |
| Yurtdışında Uzatma | Mümkün | Mümkün Değil |
| Ücret | Gerekli | Gerekli Değil |
| Tavsiye Edilen Durum | 1 yıldan fazla çıkış yapma ihtimali olanlar için | Çıkışın 1 yıl içinde olacağı kesin olanlar için |
Yeniden giriş izni konusunda idarenin takdir yetkisinin genişliğini gösteren önemli bir yargı kararı olarak, Yüksek Mahkeme’nin 1998 yılı 10 Nisan tarihli kararı (Yeniden Giriş İzni Reddi İptal Talebi Davası) bulunmaktadır. Bu davada, o zamanlar yabancı kayıt yasasına dayalı parmak izi vermeyi reddeden bir daimi ikamet sahibine, Adalet Bakanı tarafından yeniden giriş izni verilmeyen kararın doğruluğu tartışılmıştır. Yüksek Mahkeme, Adalet Bakanı’nın kararını destekleyerek, yeniden giriş izninin, başvuru sahibinin ikamet durumu, seyahat amacı, iç ve dış durumlar gibi çeşitli faktörlerin kapsamlı bir değerlendirmesi sonucunda verilmesi gerektiğini ve bu kararın, göçmenlik yönetimi sorumluluğunu taşıyan Adalet Bakanı’nın geniş takdir yetkisine bırakıldığını belirtmiştir.
Bu karar, daimi ikamet sahibi gibi en istikrarlı ikamet iznine sahip kişilerin bile, yeniden giriş hakkının mutlak olmadığını ve idarenin takdirine bağlı olarak sınırlanabileceğini göstermektedir. Ayrıca, Göçmenlik Kontrol Yasası dışındaki bir yasanın (bu durumda yabancı kayıt yasası) uyum durumunun, yeniden giriş izni kararında dikkate alınması dikkate değerdir. Bu, Japonya’daki ikamet yönetiminin, sadece Göçmenlik Kontrol Yasası üzerindeki uyumu değil, Japonya’nın genel hukuk düzenine olan uyumu da kapsamlı bir şekilde değerlendirdiğini göstermektedir. Şirketler için bu, kendi bünyelerinde çalışan yabancı personelin uyum yönetiminin, sadece göçmenlik yasasıyla ilgili işlemlerle sınırlı kalmayıp, vergilendirme, sosyal güvenlik ve diğer kamu yükümlülüklerinin yerine getirilmesini de içeren daha geniş bir kapsamda olması gerektiği anlamına gelir. Çalışanların kişisel hukuki sorunları, şirketin işletme faaliyetleri için hayati önem taşıyan uluslararası hareketliliği doğrudan tehdit edebilir.
Özet: Şirketlerin Küresel Stratejileri ve Japonya’daki Giriş-Çıkış Yönetimi Uyum Süreçleri
Bu makalede incelediğimiz üzere, Japonya’nın giriş-çıkış yönetim sistemi, ulusal egemen çıkarları korumak amacıyla sıkı bir hukuki çerçeveye dayanmakta ve uygulaması geniş bir idari takdir yetkisine bırakılmıştır. Yabancıların ülkeye girişi, karaya çıkışı ve ülkeden ayrılışı her aşamada detaylı yasalarla düzenlenmiştir ve şirketlerin küresel insan kaynakları stratejilerini başarıyla yürütebilmeleri için bu kuralları doğru bir şekilde anlamaları ve uymaları şarttır. Uyumun anahtarı, sadece başvuru belgelerini düzenlemekten ibaret değil, egemen yönetim, idari takdir ve başvuru sahiplerine yüklenen yüksek ispat yükümlülüğü gibi, sistemin temelinde yatan hukuki prensiplerin derinlemesine kavranmasında yatar.
Monolith Hukuk Bürosu, Japonya’daki çeşitli müşterilere, bu makalede açıklanan giriş-çıkış yönetimi ile ilgili hukuki hizmetler konusunda geniş bir deneyime sahiptir. Büromuzda, yabancı avukatlık niteliklerine sahip İngilizce konuşan birçok üye bulunmakta ve hukuk ile kültürel engelleri aşan, detaylı ve sorunsuz destek sağlama kapasitesine sahibiz. Şirketinizin küresel insan kaynakları stratejisini Japonya’nın sıkı hukuki çerçevesiyle sorunsuz bir şekilde bütünleştirmek için gerekli olan ortak olarak, biz uzman bilgimizle sizlere destek olmaya hazırız.
Category: General Corporate




















