Programın Kaynak Kodunun Telif Hakkı Kimin Üzerine Olacak?
Telif hakları kanununda, programın “telif hakkı eseri” olduğu açıkça belirtilmiştir.
Ancak, romanlar veya resimler gibi telif hakkı eserlerinden farklı olarak, sistem geliştirme ile ilgili programlar genellikle birden çok çalışan veya çok sayıda kuruluşun işbirliği ile oluşturulmaktadır.
Bu nedenle, haklarla ilgili durumlar genellikle belirsiz hale gelir ve karmaşık anlaşmazlıkların ortaya çıkması kolaylaşır.
İşte bu makalede, programın telif hakkının kime ait olduğu konusunda, çatışmanın kolayca ortaya çıkabileceği noktalar ve çözümler, örnek kararlarla birlikte açıklanacaktır.
Telif Hakkı Yasası Nedir?
Telif Hakkı Yasası (Japon Telif Hakkı Yasası), romanlar, filmler, resimler gibi eserler üzerindeki yazar haklarını korumak ve yaratıcılığı teşvik etmek amacıyla, “kültürel gelişmeyi” desteklemeyi hedefleyen bir yasadır.
Ayrıca, Telif Hakkı Yasası’nın özellikleri arasında, Patent Yasası gibi diğer yasaların aksine, bir eseri yarattığınız anda otomatik olarak hakların doğduğu, devlete kayıt vb. yapmanız gerekmediği belirtilir.
“Program Eserleri” ve “Kaynak Kodu” İlişkisi
Telif Hakkı Yasası’nda, romanlar ve resimler gibi “programlar” da “eserler” kapsamına girer ve Telif Hakkı Yasası’nın koruması altına alınabilir. Bu durum yasada açıkça belirtilmiştir (Japon Telif Hakkı Yasası Madde 10, Fıkra 1, Madde 9).
Madde 10 (Eserlerin Örnekleri)
Bu yasada belirtilen eserler genellikle aşağıdaki gibidir.
Japon Telif Hakkı Yasası Madde 10, Fıkra 1, Madde 9
…
9. Program eserleri
Ayrıca, “programlar” aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.
Bir bilgisayarı çalıştırarak bir sonuç elde edebilmek için bu bilgisayara verilen talimatların birleştirilmiş hali
Japon Telif Hakkı Yasası Madde 1, Fıkra 1, Madde 10-2
Öte yandan, “kaynak kodu” hukuken tanımlanmamış olsa da, genellikle, bir bilgisayara talimatları insan dilinde (JavaScript, Python vb.) ifade eden bir şeyi ifade eder.
Bir bilgisayar, bu kaynak kodunu çevirerek (derleyerek) makine diline dönüştürür ve talimatları bu şekilde uygular.
Dolayısıyla, “programın” yukarıdaki tanımına göre, kaynak kodunun, Telif Hakkı Yasası kapsamındaki “program eserleri” olarak korunduğunu söyleyebiliriz.
https://monolith.law/corporate/internet-technology-system-copyright-problem[ja]
Sistem Geliştirme Aşamasında Ortaya Çıkabilecek
Japon Fikri Mülkiyet Hukuku Sorunları
Sistem geliştirme aşamasında fikri mülkiyet haklarıyla ilgili sorunlar genellikle aşağıdaki iki kategoriye ayrılır.
Telif Hakkı Sahibi Kimdir?
Telif hakkının kime ait olduğu, telif hakkının devrinin başarılı olup olmadığı ve ne zaman gerçekleştiği gibi sorunları içerir.
Sistem geliştirme aşamasında, genellikle birçok çalışanın projeyi ilerletmek için görevleri paylaştığı tedarikçi tarafında, hak sahipliği genellikle belirsiz hale gelir ve karmaşık anlaşmazlıklara yol açabilir.
Ayrıca, tedarikçiden kullanıcıya sonuçların teslim edildiği aşamada da, telif hakkının devredilip devredilemeyeceği gibi konular üzerinde anlaşmazlıklar çıkabilir.
Telif Hakkı İhlali Yapıldı mı?
Bu, bir eserin kopyalanması veya uyarlanması gibi durumlarla ilgili “telif hakkı ihlali olup olmadığı” sorunudur.
Başkasının oluşturduğu “çok benzer” bir programın, “sadece referans alındı” mı yoksa “kopyalandı” mı olduğu gibi sorunlar bu kategoriye girer.
Programla ilgili telif hakkı ihlali sorunları hakkında ayrıntılı bir açıklama aşağıdaki makalede bulunabilir.
https://monolith.law/corporate/copyright-infringement-relatedtothe-program[ja]
Bu nedenle, bu makalede, yukarıda belirtilen sorunların genel görünümünü göz önünde bulundurarak, “telif hakkı sahibinin kim olduğu” konusuna odaklanacağız ve aşağıda açıklamalar yapacağız.
Kaynak Kodunun Telif Hakkının Aidiyeti Hakkında Temel Bilgiler
Telif hakkı hakkında, aidiyet, geliştirme transferi, sözleşme vb. ile ilgili temel bilgileri açıklıyoruz.
Telif Hakkı, “Yaratıcı Kişiye” Aidiyet İlkesidir
Öncelikle, telif hakkının kime ait olduğunu düzenleyelim.
Program durumunda bile, romanlar ve resimler gibi telif hakkı eserlerinde olduğu gibi, telif hakkı yaratıcıya (eseri yaratan kişi) aittir.
Ancak, telif hakkı kanununa göre, iş görevi telif hakkı durumunda, haklar işveren olan tüzel kişiye aittir.
Tüzel kişinin fikri üzerine, bu tüzel kişinin işlerini yürüten kişi tarafından iş görevi olarak oluşturulan programın telif hakkı eserinin yaratıcısı, sözleşme, iş kuralları vb. aksi belirtilmediği sürece, bu tüzel kişidir.
Telif Hakkı Kanunu Madde 15 Fıkra 2 (Japon Telif Hakkı Kanunu)
Yani, bir satıcının çalışanı olarak iş saatleri içinde oluşturulan programın telif hakkı, satıcıya aittir.
Geliştirme İhalesi, Telif Hakkının Transferini İfade Etmez
Telif hakkı, kişilik hakları dışında, transfer veya devir hakkı olan bir haktır.
Ancak, bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta, karşılığında geliştirme işlerini ihale etmek ve telif hakkının devri ayrı meselelerdir.
Ücretli geliştirme ihalesi yapıldığından, teslimatla birlikte programın telif hakkının da devredildiği yanılgısına düşülebilir.
Ancak, telif hakkı kanununa göre, “haklar yaratıcıya aittir” ilkesi geçerlidir ve “haklar, yaratma maliyetini üstlenen kişiye aittir” değildir.
Dolayısıyla, ihaleci hakları da elde etmek istiyorsa, önceden bir sözleşme hazırlamalı ve bu da sözleşme içeriği olarak belirlenmelidir.
Sözleşme vb. Telif Hakkı Devri Hakkında Maddelerin Varlığı
Telif hakkı devri hakkında anlaşmalar aşağıdaki gibi ayrılabilir:
- Sözleşme vb. telif hakkı devri hakkında bir hüküm varsa
- Sözleşme yoksa veya sözleşme vb. telif hakkı devri hakkında bir madde bulunmuyorsa
Sözleşme vb. telif hakkı devri hakkında bir hüküm varsa, doğal olarak, telif hakkı devri karşı taraftan alınabilir. Telif hakkı, devredilebilen bir hak olup, telif hakkı sahibi bunu kabul etmiştir.
Öte yandan, sözleşme yoksa veya sözleşme vb. telif hakkı devri hakkında bir madde bulunmuyorsa, telif hakkı devri hakkında açık bir anlaşma yoksa, telif hakkının devredilmesi mümkün müdür?
Aşağıda, telif hakkı devri hakkında açık bir anlaşma olmadığı durumlarda telif hakkı devrinin başarısını yargı kararlarına dayanarak açıklıyoruz.
Telif hakkının devri hakkında açık bir anlaşma olmadığı durumlarda yargı kararları
Telif hakkının devri hakkında açık bir anlaşma olmadığı durumlarda, telif hakkı devrini onaylayan ve reddeden yargı kararları bulunmaktadır. Bu kararlar arasındaki fark nedir?
Telif Hakkının Devrini Onaylayan Yargı Kararı
Sistem geliştirme ile farklı bir alanda olsa da, aşağıdaki yargı kararı referans alınabilir.
Bir tren istasyonunun girişine yerleştirilecek anıtın tasarımı üzerine, anıtın tasarımını yaratan davacı ile bu tasarımı kısmen değiştirerek anıtı inşa eden il ve il tarafından işi teklif edilen tasarım şirketi arasında, telif hakkı ihlali olup olmadığı tartışıldı.
Bu durumda, davacı ve davalılar arasında açık bir telif hakkı devir anlaşması yoktu. Davalılar, davacının fiilen, söz konusu tasarımın telif hakkının davalılara ait olduğunu ve söz konusu çizimin değiştirilmesini kabul ettiğini iddia etti, bu nedenle telif hakkı ihlali kabul edilemez.
Böylece, bu durumda, telif hakkı devrinin başarısı tartışma konusu oldu ve bu konuda mahkeme aşağıdaki gibi bir karar verdi.
Bu gerçekler (tasarım ücretinin ödenmesi ve tasarımın daha da değiştirilmesi için tasarım görüşmelerinin prosedürünü izlemeksizin onay verilmesi gibi) ve bu anıtın, başlangıçta Gifu İstasyonu’nun güney çıkışına yerleştirilmesi planlandığı ve başka bir kullanımının düşünülmediği göz önüne alındığında, davacının, anıtın yapımında, tasarım şirketi ile arasında, sunduğu çizimlerde çizilen anıtın tasarımı (bu, telif hakkı ile korunan bir sanat eseridir) hakkında, bu tasarımın telif hakkı ile korunacağını kabul ederek, telif hakkını tasarım şirketine devretmeyi (tasarım şirketi daha sonra, yukarıda belirtilen iş teklifi sözleşmesine dayanarak, tüm telif haklarını il’e devredecektir.) en azından dolaylı olarak kabul etti ve anıtın tasarımını sundu ve karşılığında, tasarım şirketi tarafından, davacının talep ettiği miktarda ödeme aldı, bu kabul edilebilir (eğer telif hakkı devri konusunda açık bir anlaşmanın var olduğunu kabul etmek zor ise, davacının, en azından, tasarım şirketi’nin, il’in teklifine dayanarak, davacının tasarımını kısmen kullandığı anıtın tasarım işlerini yürüttüğünü ve il’in bu anıtı inşa ettiğini kabul ettiği ve bu tasarımı sunduğu ve karşılığında ödeme aldığı kabul edilebilir.)
Tokyo Yüksek Mahkemesi, Heisei 16 (2004) 13 Mayıs
Yani, açık bir telif hakkı devir anlaşması olmasa bile, iş sürecindeki çeşitli durumları göz önünde bulundurarak, telif hakkı sahibinin telif hakkını devretmeyi “dolaylı olarak kabul ettiği” sonucuna varılırsa, telif hakkı devri kabul edilebilir.
Telif Hakkının Devrinin Reddedildiği Yargı Kararı
Öte yandan, benzer şekilde telif hakkı devri ile ilgili açık bir anlaşma olmadığı durumlarda, telif hakkı devrini kabul etmeyen yargı kararları da bulunmaktadır.
Bu durumda, davalıya yazılım geliştirme işini teklif eden davacı, davalının söz konusu yazılımın kaynak kodunu teslim etme yükümlülüğünü ihmal ettiği için, borç ihmaline dayalı tazminat ve gecikme zararı ödemesini talep etmiştir.
Davalı, bu davanın kaynak kodunun teslim yükümlülüğünü reddetme öncülüğü olarak, telif hakkı devrini reddetti. Bu nedenle, bu dava da telif hakkı devrinin kabul edilip edilmeyeceği tartışma konusu oldu, ancak mahkeme aşağıdaki gibi bir karar vererek telif hakkı devrini kabul etmedi.
(1) İşbu sözleşmenin yerine getirilmesi ile ilgili telif hakkı devri anlaşmasının bulunmaması
Osaka District Court, 12 Haziran 2014 (Heisei 26)
Davacının iddiası, işbu sözleşmeye dayanarak, işbu yazılım ve işbu kaynak kodunun telif hakkının devredildiği ve buna bağlı olarak, kaynak kodunun teslim yükümlülüğünün de doğduğudur.
Yukarıdaki 1(2)’ye göre, davalının, işbu kaynak kodunu oluşturan kişi olduğu ve işbu kaynak kodunun telif hakkının başlangıçta davalıya ait olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, yukarıdaki 1(2)(3)’teki teklif mektubu vb., davacı ve davalı arasında alınıp verilen belgelerde, işbu yazılım ve işbu kaynak kodunun telif hakkının devri ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.
Yukarıdaki 1’e göre, davalı, davacıya, işbu kaynak kodunun açıklanması veya teslim edilmesi konusunda bir anlaşma yapmamıştır ve davacıdan işbu kaynak kodunun teslim edilmesini talep etmiştir, ancak buna yanıt vermemiştir.
Ayrıca, davacı da, 2011 (Heisei 23) Kasım ayına kadar, davalıdan işbu kaynak kodunun sağlanmasını talep etmemiş, yukarıdaki 1(7)’ye göre, davacı yetkilisi, davalıya, işbu kaynak kodunun sağlanıp sağlanamayacağını sormuştur ve davacı yetkilisi de, yukarıdaki sağlamanın sözleşme yükümlülüğü olmadığını kabul etmiştir.
Yukarıdakilere dayanarak, davalının, davacıya, işbu kaynak kodunun telif hakkını devrettiği veya teslim ettiği konusunda bir anlaşma yaptığı kabul edilemez ve aksine, böyle bir anlaşmanın olmadığı kabul edilmesi uygun olacaktır.
Yukarıdaki kararda, “zımni anlaşma” gibi bir ifade geçmemektedir, ancak telif hakkı devri ile ilgili açık bir anlaşmanın olmadığı öncülüne dayanarak “telif hakkını devretme… konusunda anlaşma” yapıldığını kabul etmediğini belirtmiştir. Bu nedenle, yine de “zımni anlaşma”nın varlığına dayalı bir karar verildiği söylenebilir.
Bunun üzerine, bu durumda telif hakkı devri ile ilgili “zımni anlaşma”nın reddedilmesinin ana nedenleri aşağıdaki gibidir:
- Telif hakkı olan kaynak kodunun açıklanması veya teslim edilmesi başlangıçta talep edilmemiştir
- Kaynak kodunun açıklanması veya sağlanması konusunda sorular sorulmuştur
Yani, bu durumda, telif hakkı devri anlaşması olduğu kabul edilirse, telif hakkı sahibi olarak, başlangıçta telif hakkı olan ürünün teslimini talep etmiş olması gerekir, bu nedenle bu tür bir karar verilmiştir.
Bu şekilde, telif hakkı devri ile ilgili açık bir anlaşma olmadığı durumlarda, tarafların niyetinin ne olduğunu düşünmek gerektiği, tarafların eylemleri vb. durumlarına göre mantıklı bir şekilde değerlendirilir, bu nedenle önceden kimin telif hakkı sahibi olduğunu tahmin etmek zordur.
Dolayısıyla, sözleşme vb. ile önceden telif hakkı sahibini belirlemek, anlaşmazlıkları önlemek için önemli olacaktır.
Kaynak kodun telif hakkı sahibini açıklamanın yolları nelerdir?
Kaynak kodun telif hakkı sahibini netleştirmenin üç yolunu açıklayacağız.
İlgili programın geliştiricisini belirlemek
IT sistemleri genellikle birçok programın bir araya gelmesiyle oluşur ve genellikle birden çok kişi tarafından paylaşılarak oluşturulur. Bu nedenle, ilk olarak tartışma konusu olan programın geliştiricisinin kim olduğunu araştırmak ve belirlemek gereklidir.
Bu durumda, tedarikçi tarafının çalışma programında belirtilen sorumlu kişi bölümünde kimin adının yazılı olduğu veya kaynak koduna eklenen yorum bölümündeki yaratıcı bilgileri gibi şeyler güçlü ipuçları olabilir.
Geliştirici ve şirket arasındaki ilişkiyi düzenlemek
Daha önce belirtildiği gibi, işe bağlı bir eser söz konusu olduğunda, kaynak kodunu yazan kişi değil, bu kişinin işvereni olan tüzel kişiye telif hakkı aittir.
Programın geliştirilmesi, geliştiricinin bağlı olduğu şirketin denetimi altında gerçekleşiyorsa, işe bağlı eser statüsünün nispeten kolayca kabul edileceğini söyleyebiliriz.
Öte yandan, kişisel ilişkilere dayalı “yardım etme” gibi bir ilişkiyi düşündüğümüzde, işe bağlı eser statüsünün tartışma konusu olabileceği bir olasılık vardır.
https://monolith.law/corporate/work-for-hire-copyright-disputes[ja]
Telif hakkı devri konusunda önceden anlaşma yapmayı düşünmek
İşverenin tedarikçiden hakları devraldığını iddia ettiği durumlarda, bu durumu kanıtlama sorumluluğunu üstlenir. Ayrıca, telif hakkı devrinin başarısı veya başarısızlığı, taraflar arasında serbestçe kararlaştırılabilecek bir konudur.
Dolayısıyla, bu tür tartışmaları önceden önlemek için, sistem geliştirmeyi ihale etme aşamasında önceden, telif hakkının aidiyeti, devri, tedarikçiden kullanım izni kapsamı vb. konuları da kararlaştırmak ve sözleşmeye açıkça belirtmek istenebilir.
Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın (METI) model sözleşmesi olarak adlandırılan, hükümetin açıkladığı sistem geliştirme sözleşmesi şablonunda, aşağıdaki gibi bir hüküm referans olarak belirtilmiştir.
Madde 45 (Teslim Edilen Ürünlerin Telif Hakları)
Teslim edilen ürünlerle ilgili telif hakları (Telif Hakları Kanunu’nun 27. ve 28. maddelerindeki hakları da içerir.) A veya üçüncü tarafın daha önce sahip olduğu telif hakları hariç olmak üzere, B’ye aittir.(Devamı yok)
Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı “Bilgi Sistemi Model İşlem Sözleşmesi (Geliştirme (Bazı Planlamaları İçerir), Bakım ve İşletme) 2. Baskı[ja]”
※ A kullanıcı, B tedarikçidir. Yukarıdaki şablon bir örnektir ve telif hakkını tedarikçiye atfeder, ancak kullanıcıya telif hakkını atfeden bir sözleşme de mümkündür.
Özet: Kaynak Kodu ile İlgili Telif Haklarının Kimde Olduğunu Sözleşmelerle Açıkça Belirtelim
Sistem geliştirme sürecinde telif haklarının kimde olduğu konusundaki anlaşmazlıklar, önceden bir sözleşme hazırlayarak önlenebilir.
Ancak, sözleşme hazırlama süreci hukuki bilgi gerektirir. Eğer sözleşme hazırlarken olası sorunları önceden önlemek istiyorsanız, hukuki bilgiye sahip bir avukata başvurmanız güvenli olacaktır.
Telif hakkı sahibi ile ilgili sorunlarınız varsa, lütfen bizimle iletişime geçin.
Büromuz Tarafından Alınan Önlemler
Monolit Hukuk Bürosu, özellikle internet olmak üzere IT ve hukuk alanlarında yüksek uzmanlığa sahip bir hukuk bürosudur. Son yıllarda, telif haklarına ilişkin fikri mülkiyet hakları giderek daha fazla dikkat çekmekte ve hukuki kontrol ihtiyacı artmaktadır. Büromuz, fikri mülkiyet haklarına ilişkin çözümler sunmaktadır. Ayrıntılar aşağıdaki makalede belirtilmiştir.
Category: IT
Tag: ITSystem Development