MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

ICO'nun Avantajları ve Dezavantajları: IPO ile Karşılaştırma

General Corporate

ICO'nun Avantajları ve Dezavantajları: IPO ile Karşılaştırma

Bitcoin gibi kripto paraların piyasa değerindeki ani artış ve düşüşlerin konuşulduğu bugünlerde, kripto para birimleri, varlık yönetiminin bir biçimi olarak, genel olarak yaygın bir kabul görmüştür. Elbette, risk ve getirinin büyük olma eğilimi nedeniyle, bunu ne kadar istekli olabileceğimiz kişiden kişiye değişir, ancak yatırım yapmayı düşünen herkes, en azından kripto para birimine sahip olmakla ilgilenir.

Ancak bu kripto paralar, sadece yatırım hedefi olarak zaten dolaşımda olanları elde etmekle kalmaz, aslında kendileri kripto para biriminin yayıncısı olabilir ve başkalarından yatırım toplama aracı olarak da kullanılabilir. Kripto para birimini kullanarak, para karşılığında yatırım toplama eylemi, IT terimlerinde ICO (Initial Coin Offering’in kısaltması) olarak adlandırılır. Kripto paranın elektronik para gibi mevcut teknolojilerden belirgin bir şekilde farklı olduğu nokta, bu ICO adı verilen yeni fon toplama yöntemini mümkün kıldığıdır. Kripto para adı verilen bu yeni teknoloji, topluma yeni bir fon toplama yöntemi sunar. Bu nedenle, mevcut finans sektörünün durumuna büyük bir etkisi olabilecek bir şey olarak, büyük beklentiler ve endişeler doğar.

IPO ve ICO’nun Ortak Noktaları

Peki, bu “kendi kripto paranızı yayınlama” ve “kripto para kullanarak fon toplama” süreçleri tam olarak nasıl gerçekleşir? Aslında, bu süreçler, mevcut IPO (Initial Public Offering, Türkçe’de Halka Arz olarak bilinir) sürecine oldukça benzer bir şekilde ilerler. IPO hakkında detaylı bir açıklama için diğer referans kitaplarına veya daha ayrıntılı web sitelerine başvurabilirsiniz, ancak aslında IPO hakkındaki temel bilgileri anlamak, ICO hakkındaki anlayışınızı da kolaylaştırır. IPO ile karşılaştırıldığında, ortak noktaları ve farklılıkları göz önünde bulundurarak, ICO’nun avantajları ve dezavantajlarının çoğunun bir madeni paranın iki yüzü olduğunu anlayabiliriz.

ICO ve IPO’nun ortak noktaları nelerdir sorusuna gelirsek, ilk olarak belirtmemiz gereken nokta, her ikisinin de girişimciler için bir fon toplama yöntemi olmasıdır. Örneğin, yeni bir işletme kurarken, çoğu durumda büyük miktarda sermayeye ihtiyaç duyulduğunu söylemeye bile gerek yok. Ne kadar umut dolu bir planınız olursa olsun, eğer yeterli kaynağınız yoksa, bu sadece bir hayal olabilir.

IPO, çok genel bir şekilde açıklamak gerekirse, bir şirketin varlık değerinin bir kısmını temsil eden hisse senetlerini piyasaya sürerek fon toplamayı hedefler. Eğer birçok yatırımcı şirketin işletmesinde gelecek potansiyeli görürse, hisse senedinin piyasa değeri doğal olarak artar ve şirket, işletmesini somutlaştırmak için gereken kaynakları elde eder.

Öte yandan, ICO, bir şirketin yeni bir kripto para birimi olan token yayınlayarak gerçekleştirilir. İşletmenin büyümesiyle birlikte, kripto paranın değer kazanmasını beklemek, halka açık bir şirketin hisse senetleriyle tamamen aynı ilişkide olduğunu söyleyebiliriz.

IPO Uzmanları Denetim Firmaları ve Muhasebecilerdir, Peki ya ICO?

IPO ile fon toplama, şirketin halka açık bir şirket haline gelmesi anlamına gelir. Dolayısıyla, toplumdan gelen güven de buna uygun olacaktır. IPO’nun, Japon Finansal Hizmetler Ajansı, menkul kıymet şirketleri ve borsalar gibi kurumların sıkı denetiminden geçtikten sonra gerçekleşebileceği söylenebilir.

Şirketlerin IPO’ya yönelik destekleri genellikle denetim firmaları ve sertifikalı muhasebecilerin uzmanlık alanıdır. Bunun nedeni, muhtemelen, çeşitli sıkı denetimlerden geçmek için muhasebe denetimi profesyonellerinin bakış açısının yararlı olmasıdır.

Öte yandan, ICO, IPO gibi sıkı denetimler ve karmaşık prosedürler gerektirmez. Aksine, herkesin hızlı bir şekilde harekete geçebilmesi, ICO’nun bir avantajı olarak görülebilir.

Yine de, ICO’nun geleneksel IPO gibi karmaşık prosedürlere ihtiyaç duymaması, idari prosedürler veya hukuki bilgiye ihtiyaç olmadığı anlamına gelmez. Örneğin, bir şirketin çıkardığı token, Japon “Ödeme Hizmetleri Yasası”na göre “sanal para” olarak kabul edilirse, sanal para değişim operatörü olarak kayıt olmak gerekecektir. Ayrıca, sanal para olarak kabul edilmesa bile, ön ödemeli ödeme aracı olarak kabul edilirse, önceden bildirim yapma zorunluluğu doğabilir veya devlete teminat yatırma (depozito) zorunluluğu doğabilir. Yani, prosedürlerle ilgili maliyet ve çaba küçük tutulsa bile, her şeyin serbest olduğu anlamına gelmez. Bu anlamda, hukuki düzenlemelerin açıkça var olduğu ve adeta “raylar” üzerinde ilerleyebileceğiniz IPO, daha “güvenli” olarak kabul edilebilir.

ICO’yu doğrudan düzenleyen bir yasanın olmaması nedeniyle, yasal ve yasadışı olanlar arasındaki çizgiyi belirlemek genellikle zorlaşır ve yasaları temel prensiplere dayanarak yorumlamak daha da önemli hale gelir.

ICO’nun Avantajları

Yukarıdaki bilgileri göz önünde bulundurarak, aşağıda ICO’nun avantajlarını ve dezavantajlarını düzenleyelim. İlk olarak, yönetimsel bir bakış açısıyla avantajları ele alalım.

Avantaj 1: İşlemler Kolay ve Maliyeti Azaltabilir

Finansal Hizmetler Ajansı, menkul kıymet şirketleri ve borsalar gibi denetimler gerekli olmadığından, işlemler kolaydır ve ayrıca muhasebeciye iş verme maliyeti azaltılabilir.
→ Ekonomik maliyeti azaltmanın yanı sıra, hızlı bir şekilde herkesin uygulayabileceği bir avantaj sağlar.

Avantaj 2: Kontrol Haklarını Devretmeden Fon Toplama Mümkün

Hisse senetleri şirketin kontrol haklarıyla bağlantılıdır, ancak ICO, “kontrol haklarını devretmeden fon toplama” olanağı sağlar.
→ Hisse sahiplerinin şirketin kontrol haklarına sahip olması, Japon Şirketler Kanunu ile düzenlenmiştir, ancak kripto para birimleri bu tür bir sistemle ilişkilendirilmez, bu nedenle bireysel olarak özgürce tasarlanabilir. Ancak, “şirketin kontrol haklarını devretmeme” demek, “kontrol haklarını elde edememekle birlikte, bu ICO’ya yatırım yapmanın değeri vardır” kararı verilmedikçe, yatırım toplamak zor olabilir. Bireysel özgür tasarımlar içinde, yatırımcılar için “avantajlar” oluşturmanın gerekliliğini söyleyebiliriz.

Avantaj 3: Şirket Bazında Yapılması Gerekmez

Her zaman şirket bazında yapılması gerekmez, “işletme birimi” veya “bağlantısız birden çok şirket” tarafından da yapılabilir (ancak, bağlantısız şirketler tarafından yapılan örnekler pratikte hiç de yaygın değildir.).
→ Hisse senetleri belirli bir şirketin kontrol haklarıyla birlikte gider, ancak kripto para birimleri bu tür bir sistemle ilişkilendirilmez, bu nedenle bireysel olarak özgürce tasarlanabilir.

ICO’nun Dezavantajları

Bir yandan, aşağıdaki gibi dezavantajları bulunmaktadır.

Dezavantaj 1: Henüz yaygın değil

Hisse senedi yatırımı yapan kişilere kıyasla, ICO ile fon toplama henüz yaygın değildir ve toplanan fon miktarında bir sınırlama vardır.
→ Ancak, hızlı bir şekilde uygulamaya geçme avantajı göz önüne alındığında, genel ilgiyi çekmek için (örneğin web tabanlı) pazarlama gibi alanlara odaklanmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Dezavantaj 2: Dolandırıcılıkla ilişkilendiriliyor

Çok sayıda “dolandırıcılık” benzeri durumlar olduğu için, bir dereceye kadar şüpheyle yaklaşılıyor ve bu da toplanan fon miktarında bir sınırlama yaratıyor.
→ Katı denetimler ve karmaşık işlemleri aşmadan herkesin gerçekleştirebileceği bir durum, dolandırıcılar için de kullanışlı bir durum olabilir. Yatırımcılar açısından bakıldığında, her projenin veya ICO’yu gerçekleştiren kişinin güvenilir olup olmadığı, kendi kararlarına bırakılmıştır, bu nedenle yatırımcılar için ICO’nun belirli bir riski olduğunu söyleyebiliriz.

Dezavantaj 3: Geçmiş örnekler hala az

Toplum genelinde bakıldığında, geçmiş örneklerin birikimi hala yetersiz ve sadece diğer geleneksel örnekleri taklit etmek, yasal bir tasarım yapmayı zorlaştırır.
→ İlgili yasaların bilgisini dikkate alarak, Japon Finansal Hizmetler Ajansı gibi ilgili kuruluşlara yasaların uygulanması konusunda, bireysel sorgulamalar ve müzakereler yapmanın önemi artmaktadır.

Özet

Tekrar etmek gerekirse, karmaşık prosedürlerle boğuşmak zorunda kalmamanın, ICO’nun büyük bir cazibesi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aynı zamanda, “yasaların sıkı olmaması = her türlü hukuksuzluğun kabul edilebilir olduğu” şeklinde bir yanılgıya düşmemek de önemlidir. Karmaşık prosedürleri atlayabilme olanağı, farkında olmadan yasa dışı eylemlere bulaşma riski de taşır. ICO’nun uygulandığı durumda bile, burada halka arz (IPO) ile farklı bir yönü olduğunu ve hukuki bir bakış açısının hala gerektiğini unutmamalıyız.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön