MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japonya'daki İkamet Yönetim Sistemi: Şirketlerin Uyumluluk ve Risk Yönetimi Açısından Ele Alınışı

General Corporate

Japonya'daki İkamet Yönetim Sistemi: Şirketlerin Uyumluluk ve Risk Yönetimi Açısından Ele Alınışı

Globalleşmenin ilerlemesi ve Japonya’daki nüfus dinamiklerindeki değişiklikler ışığında, birçok Japon şirketi için yetenekli yabancı uzmanların temini, iş büyümesi için vazgeçilmez bir yönetim stratejisi haline gelmiştir. Ancak, yabancı uzmanları istihdam edip, yeteneklerini en üst düzeyde kullanabilmek için, sadece insan kaynakları ve işçi yönetimiyle sınırlı kalmayan, özel hukuki bilgi gereklidir. Özellikle, Japonya’daki yabancıların faaliyetlerini düzenleyen temel yasa olan ‘Japon Giriş-Çıkış Yönetimi ve Mülteci Tanıma Kanunu’ (bundan sonra ‘Giriş-Çıkış Kanunu’ olarak anılacaktır) temelindeki ikamet yönetim sisteminin derinlemesine anlaşılması, modern kurumsal yönetim ve risk yönetiminde son derece önemli bir unsurdur. Bu sistem, Japonya’da ikamet eden tüm yabancıların hukuki statülerini belirler ve faaliyet alanlarını katı bir şekilde sınırlar. Bu nedenle, şirketlerin bu yasal sisteme uygun hareket etmeleri ve bunu uygun bir şekilde uygulamaları, sadece hukuki sorumluluktan kaçınmakla kalmaz, aynı zamanda yabancı çalışanların yeteneklerini güven içinde sergileyebilecekleri bir ortam hazırlar ve şirketin sürekli büyümesini destekleyen bir temel oluşturur. Bu makalede, şirket yöneticileri ve hukuk departmanı çalışanlarının bilmesi gereken Japonya’daki ikamet yönetim sisteminin merkezini, yani ikamet izin sistemi, ülkeden çıkış ve yeniden giriş işlemleri ve ilgili hukuki riskler hakkında, spesifik yasalar ve iş uygulamalarına dikkat ederek uzman bir bakış açısından açıklamalar yapılacaktır.

Japonya’da İkamet Yönetiminin Temelleri: İkamet Statüsü Sistemi

Japonya’da yabancıların yasal olarak kalabilmeleri ve faaliyet gösterebilmeleri için, Göçmenlik Kanunu tarafından belirlenen ‘ikamet statüsü’nden birini edinmeleri ve sürdürmeleri kesin bir önkoşuldur. Bu ikamet statüsü sistemi, Japonya’nın ikamet yönetim idaresinin temelini oluşturur ve yapısını anlamak, uyumun ilk adımıdır.

İkamet Statüsü Sisteminin Temel İlkeleri

Japonya’daki ikamet statüsü sistemi, bireylerin belirli faaliyetleri gerçekleştirmelerine bireysel olarak izin veren ‘izin verme ilkesi’ne dayanır. Kanun, yasaklanan faaliyetleri sıralamak yerine, her bir ikamet statüsü için izin verilen faaliyetlerin kapsamını sınırlı bir şekilde belirler. Bu çerçevede, özellikle gelir getiren faaliyetler olmak üzere, izin verilen kapsamın dışındaki faaliyetler, ayrıca özel izin alınmadıkça temel olarak yasaktır. Bu ‘varsayılan olarak izinsiz’ yapısı, şirketlerin yabancı çalışanlarının iş içeriğini yönetirken sürekli olarak farkında olmaları gereken temel bir ilkedir.

İkamet statüleri, temellerine göre büyük ölçüde iki kategoriye ayrılır.

Birincisi, Japonya’da gerçekleştirilecek faaliyetlere odaklanan ‘faaliyet statüsü’dür. Örneğin, ‘Teknik, İnsani Bilimler ve Uluslararası Hizmetler’ veya ‘Yönetim ve İdare’ gibi, izin verilen belirli uzmanlık ve teknik faaliyetlerde çalışmaya izin verilir.

İkincisi ise, kişinin durumuna veya statüsüne odaklanan ‘ikamet statüsü’dür. Bu kategoriye ‘daimi ikamet edenler’ veya ‘Japon eş vb.’ dahildir ve bu ikamet statülerine sahip kişiler, temel olarak faaliyet içeriğinde sınırlama olmaksızın, işlerini serbestçe yapabilirler.

Şirketlerin uyum ve risk yönetimi açısından bakıldığında, bu iki kategorinin önemli farklılıkları vardır. Faaliyet statüsüne sahip çalışanları işe alan şirketler, çalışanların iş içeriğinin ikamet statüsü tarafından izin verilen sınırların dışına çıkmadığından emin olmak için sürekli olarak yönetme sorumluluğu taşır. Öte yandan, ikamet statüsüne sahip çalışanlar için, Göçmenlik Kanunu kapsamında iş faaliyetleriyle ilgili sınırlamalar bulunmadığından, şirket tarafından yönetim yükü büyük ölçüde azalır. Bu fark, insan kaynakları stratejilerini planlarken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir unsurdur.

İkamet Kartı: Statü ve Çalışma İzni Belgesi

Orta ve uzun vadede Japonya’da ikamet eden yabancılara, Adalet Bakanlığı tarafından ‘ikamet kartı’ verilir. Bu kart, sadece bir kimlik belgesi değil, ikamet yönetimi açısından önemli bilgilerin toplandığı resmi bir belgedir. Kartın üzerinde, isim, uyruk, doğum tarihi gibi temel bilgilerin yanı sıra, ikamet statüsü türü, ikamet süresinin bitiş tarihi ve en önemlisi ‘çalışma kısıtlamasının olup olmadığı’ açıkça belirtilmiştir.

Göçmenlik Kanunu’nun 23. maddesi, orta ve uzun vadeli ikamet edenlere ikamet kartını sürekli taşıma yükümlülüğü getirir. Şirketler için, ikamet kartı, işe almayı düşündükleri yabancının çalışma statüsünü doğrulamak için tek ve kesin bilgi kaynağıdır. Adayların sözlü beyanları veya kendilerini tanıtma çabaları yetersizdir ve iş sözleşmesi imzalanmadan önce ikamet kartının aslını kontrol ederek, çalışmanın izin verilip verilmediğini ve izin verildiyse kapsamının ne olduğunu doğru bir şekilde anlamak yasal olarak gereklidir. Bu doğrulama işlemi ihmal edilirse, şirket yasa dışı çalışmayı teşvik etmekle suçlanabilir ve bu, uyum açısından ciddi bir kusur oluşturur.

Japonya’da İş Dünyasında Önemli Olan İkamet İzinleri

Şirket faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olan ikamet izinleri çeşitlilik göstermektedir, ancak özellikle yönetim kademesi ve uzman profesyonellerle ilgili iki ikamet izni, gereksinimleri ve uygulamaları açısından doğru bir anlayış gerektirir.

Yönetim ve İdare

‘Yönetim ve İdare’ ikamet izni, Japonya’da işletme yönetimi veya idaresiyle ilgili faaliyetlerde bulunacak yabancıları hedef alır. Bu, anonim şirketlerin temsilci direktörlerini, yönetim kurulu üyelerini ve şube müdürlerini içerir. Bu ikamet izni için yapılan incelemede, başvuranın kişisel geçmişi yanı sıra, işletmenin somutluğu, istikrarı ve sürekliliği de sıkı bir şekilde değerlendirilir.

Belirli gereksinimler arasında, işletmenin Japonya içinde bir iş yeri sağlamış olması, işletmenin büyüklüğünün belirli bir standardı karşılaması (örneğin, en az iki tam zamanlı personel çalıştırılması veya sermaye miktarının veya yatırım toplamının 5 milyon yen veya daha fazla olması gibi) ve iş planının somut ve gerçekleştirilebilir olması yer alır. Özellikle, işletmenin sürekliliği konusunda, son mali tablolarda borçların varlıkları aşması gibi durumlarda finansal durum sıkı bir incelemeye tabi tutulur.

Son yıllarda, bu ikamet izni için gereksinimler daha da sıkılaştırılmıştır. Örneğin, başvuranın veya tam zamanlı personelin belirli bir seviyede Japonca becerisine sahip olmasını talep eden bir sistem getirilmesi yönünde düzenlemeler yapılıyor olması, yetkililerin sadece formel gereksinimlerin karşılanmasını değil, Japonya içinde işletmeyi gerçek anlamda yönetme yeteneği ve isteğini önemsediğinin bir göstergesidir. Şirketler, bu ikamet izniyle yabancıları davet ederken, sadece şirketi kurmakla kalmayıp, işletmenin somut ve sürdürülebilir olduğunu objektif belgelerle kanıtlamaları gerekmektedir.

Teknik, Beşeri Bilimler ve Uluslararası İşler

‘Teknik, Beşeri Bilimler ve Uluslararası İşler’ ikamet izni, çalışma amaçlı ikamet izinleri arasında en temsilci olanlardan biridir. Doğa bilimleri alanına ait teknik veya bilgi gerektiren işler (Teknik), hukuk, ekonomi, sosyoloji gibi beşeri bilimler alanına ait bilgi gerektiren işler (Beşeri Bilimler) veya yabancı kültür temelli düşünce veya duyarlılık gerektiren işler (Uluslararası İşler) bu izin kapsamındadır. Örnek olarak, IT mühendisleri, makine tasarımcıları, muhasebe ve finans uzmanları, danışmanlar, tercümanlar ve çevirmenler, dil öğretmenleri, tasarımcılar sayılabilir.

Bu ikamet izni için onay almanın en önemli gereksinimi, başvuranın eğitim geçmişi veya iş deneyimi ile Japonya’da yapacağı iş arasında doğrudan ve mantıklı bir ilişki olmasıdır. Örneğin, ‘Teknik’ veya ‘Beşeri Bilimler’ alanlarında, genellikle, ilgili alanda uzmanlaşmış bir konuyu içeren bir üniversiteden mezun olmak veya on yıldan fazla iş deneyimine sahip olmak gereklidir. ‘Uluslararası İşler’ alanında ise, tercüme ve dil öğretimi gibi işler dışında, genellikle üç yıldan fazla iş deneyimi gereklidir.

Önemli bir nokta, bu ikamet izninin, uzmanlık veya teknik bilgi gerektirmeyen basit işlerde çalışmayı kabul etmediğidir. Eğitim ve iş deneyimi ile iş içeriğinin uyuşmaması, ikamet izni başvurularının reddedilmesinin en yaygın nedenlerinden biridir. Bu nedenle, şirketler işe alım sırasında adayın uzmanlığı ile atayacakları işin içeriğinin uyumlu olduğundan emin olmalı ve başvuru belgelerinde bu ilişkiyi açıkça belirtmelidir. Ayrıca, istihdam sonrasında da, çalışanın iş içeriğinin başvuru sırasındaki iş tanımından sapmadığı ve basit iş olarak değerlendirilebilecek faaliyetlere girişmediği sürekli olarak kontrol edilmelidir, bu da uyum açısından zorunludur.

Japonya’da İkamet Eden Yabancılar İçin Gerekli İşlemler

Yabancıların Japonya’da ikamet etmeleri süresince, durumlarındaki değişikliklere bağlı olarak çeşitli yasal işlemler gerekmektedir. Bu işlemleri uygun bir şekilde yerine getirmek, istikrarlı bir ikametin sürdürülmesi için temel bir öneme sahiptir.

Japonya’da İkamet Statüsü Değişikliği İzni

Japonya’da ikamet statüsüne sahip yabancılar, mevcut ikamet statüsüyle izin verilen faaliyetlerin ötesine geçerek başka bir ikamet statüsüne uygun faaliyetlerde bulunmak istediklerinde, önceden ‘İkamet Statüsü Değişikliği İzni’ başvurusunda bulunmaları ve izin almaları gerekmektedir. Bu prosedür, Göçmenlik Kanunu’nun (Nyūkoku Kanri-hō) 20. maddesinde belirlenmiştir. Örneğin, ‘Öğrenci’ ikamet statüsüne sahip bir öğrenci, mezuniyet sonrası Japonya’daki bir şirkette istihdam edilerek uzman bir pozisyonda çalışmak istediğinde, ikamet statüsünü ‘Teknik, İnsan Bilimleri Bilgisi, Uluslararası Hizmetler’ gibi bir statüye değiştirmesi gerekmektedir.

İkamet statüsü değişikliği başvurusu, sadece kayıt bilgilerinin güncellenmesi işlemi değildir. Bu, yeni ikamet statüsünün gerekliliklerinin tamamını karşılayıp karşılamadığının değerlendirildiği, esasen yeni bir ikamet statüsü başvurusuna eşdeğer olan katı bir incelemedir. İnceleme yetkilileri, başvuru sahibinin sunduğu belgelere dayanarak, yeni faaliyet içeriğinin uygunluğunu, başvuru sahibinin uygunluğunu ve Japonya’daki ikamet süresinceki davranışlarını da dahil olmak üzere, geçmiş ikamet durumunu kapsamlı bir şekilde değerlendirir.

Japonya’da İkamet Süresi Yenileme İzni

Japonya’da her ikamet statüsü için, Adalet Bakanlığı yönetmeliği ile belirlenen bir ikamet süresi bulunmaktadır. İkamet kartında belirtilen ikamet süresinin bitiş tarihini geçerek Japonya’da kalmaya devam etmek isteyenler, sürenin dolmasından önce “İkamet Süresi Yenileme İzni” başvurusunda bulunmalıdırlar. Bu işlem, Göçmenlik Kontrol Kanunu’nun (Immigration Control and Refugee Recognition Act) 21. maddesine dayanarak yapılmaktadır. Başvurular, genellikle ikamet süresinin bitiş tarihinden yaklaşık 3 ay öncesinden itibaren mümkündür.

Bu yenileme başvurusu, ikamet durumuna ilişkin düzenli bir uyum denetimi yönünü de taşımaktadır. İnceleme yetkilileri, başvuru sahibinin hâlâ verilen ikamet statüsüne uygun faaliyetleri dürüstçe yürütüp yürütmediğini ve ahlaki bir sorunun olup olmadığını yeniden değerlendirirler. Örneğin, “Yönetim & İdare” ikamet statüsüne sahip kişiler için şirketin sağlıklı bir şekilde yönetilip yönetilmediği kontrol edilirken, “Teknik & Beşeri Bilimler & Uluslararası İşler” statüsünde olanlar için uzmanlık alanlarındaki mesleki görevlere devam edip etmedikleri sorgulanır.

Eğer ikamet süresinin bitiş tarihine kadar bir karar verilmemişse bile, süre dolmadan önce yenileme başvurusu kabul edilmişse, orijinal ikamet süresinin bitiş tarihinden itibaren en fazla 2 ay süreyle yasal olarak ikamet etmeye devam edebileceğiniz bir “özel dönem” tanımlanmıştır. Bu, inceleme sürecindeki gecikmeler nedeniyle yasadışı ikamet durumuna düşülmesini önlemek için önemli bir düzenlemedir.

Japonya’da Yeterlilik Dışı Faaliyet İzni

Japonya’da ikamet statüsüne sahip yabancılar, mevcut ikamet statülerinin izin vermediği gelir getiren faaliyetlerde bulunmak istediklerinde, bu faaliyetlerin asıl işlerini engellemediği sürece önceden ‘Yeterlilik Dışı Faaliyet İzni’ almak zorundadırlar. Bu izin, Göçmenlik Kontrol Kanunu’nun (Immigration Control and Refugee Recognition Act) 19. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak verilir.

Bu izin esas olarak iki türde verilir. Birincisi, ‘Öğrenci’ veya ‘Aile Kalışı’ gibi ikamet statülerine sahip kişilere yönelik ‘Genel İzin’dir. Bu izin, bazı iş kolları hariç, prensip olarak haftada 28 saate kadar olan çalışmayı kapsamlı bir şekilde onaylar. Diğeri ise, mesleki yeterliliklere sahip uzmanların, yan iş olarak konferanslar vermek veya danışmanlık yapmak gibi faaliyetlerde bulunmaları durumunda, faaliyet içeriğine ve sözleşme yapılan tarafa göre bireysel olarak verilen ‘Bireysel İzin’dir.

Şirketler, öğrencileri yarı zamanlı işçi olarak istihdam etmek istediklerinde, yalnızca ikamet kartında yeterlilik dışı faaliyet izninin olup olmadığını kontrol etmek yeterli değildir. Haftalık 28 saatlik zaman sınırlaması, diğer işverenler altında yapılan çalışma saatleriyle birlikte hesaplanır. Bu nedenle, şirketlerin, haftalık 28 saati aşmamak üzere bir sistem (kişisel beyan, taahhüt, yan iş başvuru süreci vb.) kurmaları ve aşım belirtileri varsa düzeltmeleri gerekmektedir. Bu yönetimi ihmal edip sonuç olarak çalışanların sınırı aşmasına neden olurlarsa, şirketler yasa dışı çalışmayı teşvik etmiş olarak kabul edilme riskiyle karşı karşıya kalabilirler.

Japonya’da Sürekli Oturum İzni

“Sürekli Oturum İzni”, Japonya’daki Göçmenlik Kanunu’nun (入管法) 22. maddesinde düzenlenen, kişinin oturma statüsünü “Sürekli Oturum Sahibi” olarak değiştirmesine izin veren bir düzenlemedir. Sürekli oturum sahibinin statüsü, oturma aktivitelerinde herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve oturma süresi sınırsız olduğu için, diğer oturma statülerinden farklı olarak, oturma yönetimi önemli ölçüde hafifletilir. Bu, Japonya’daki yaşam temelinizi son derece istikrarlı hale getirir.

Sürekli Oturum İzni alabilmek için, Göçmenlik Kanunu’nun 22. maddesinin 2. fıkrasında belirlenen üç katı gerekliliği karşılamak zorunludur. Birincisi “iyi davranış” (iyi davranış gerekliliği), ikincisi “yeterli varlık veya beceriye sahip olmak” (bağımsız geçim gerekliliği) ve üçüncüsü “kişinin sürekli oturumunun Japonya’nın çıkarlarına uygun olduğunun kabul edilmesi” (ulusal çıkar uygunluk gerekliliği)dir. Ulusal çıkar uygunluk gerekliliği genellikle, kişinin sürekli olarak 10 yıldan fazla Japonya’da ikamet etmesi, vergilerin ve sosyal sigorta primlerinin gibi kamu yükümlülüklerini düzgün bir şekilde yerine getirmesi gibi unsurları içerir.

Sürekli Oturum İzni incelemesi son derece dikkatli bir şekilde yürütülür ve standart işlem süresi 4 ay olarak belirlenmiş olmasına rağmen, gerçekte 6 aydan 10 aya veya daha fazla sürebilir. Başvuranın Japonya’daki tüm oturma süresi boyunca yasalara uygunluk durumu detaylı bir şekilde incelendiğinden, geçmişteki küçük ihlaller veya tutarsızlıklar iznin reddedilmesine neden olabilir.

Japonya’da Geçici Çıkış ve Yeniden Giriş

Japonya’da ikamet eden yabancıların, iş veya özel nedenlerle Japonya’dan geçici olarak çıkış yapmaları ve daha sonra aynı ikamet statüsüyle yeniden giriş yapabilmeleri için, çıkış öncesinde uygun prosedürleri tamamlamaları gerekmektedir. Bu prosedürleri ihmal etmek, sahip olunan ikamet statüsünün geçersiz olmasına ve Japonya’ya dönmek için yeniden baştan ikamet statüsü belgesi almak üzere başvuru yapılmasını gerektirebilir.

Yeniden Giriş İzni Sisteminin Genel Bakışı

Çıkış sonrası yeniden girişi kolaylaştırmak için iki tür sistem bulunmaktadır: “Yeniden Giriş İzni” ve “Varsayılan Yeniden Giriş İzni”. Hangi sistemin kullanılacağı, çıkış süresi ve amacına bağlı olarak dikkatlice seçilmelidir.

“Yeniden Giriş İzni”, Göçmen Bürosu’nun 26. maddesine dayanan bir sistem olup, çıkış öncesinde yerel göç idaresinde başvurulması ve izin alınması gerekmektedir. Bu izin, bir yıldan uzun süreli çıkışlar planlandığında kullanılır. İzin, tek seferlik veya geçerlilik süresi içinde defalarca kullanılabilen çoklu izin şeklinde olabilir ve en fazla 5 yıl süreyle verilebilir, bu süre mevcut ikamet süresiyle sınırlıdır.

Öte yandan, “Varsayılan Yeniden Giriş İzni”, Göçmen Bürosu’nun 26. maddesinin 2’ye dayanan daha basit bir sistemdir. Bu sistem, geçerli bir pasaport ve ikamet kartına sahip orta ve uzun vadeli ikamet edenlerin, çıkış sonrası bir yıl içinde Japonya’ya yeniden giriş yapma niyetlerini, çıkış sırasında havaalanındaki göçmenlik memuruna çıkış kaydı (ED Kartı) ile bildirmeleri durumunda, önceden izin başvurusu yapmalarına gerek kalmadan yeniden giriş yapmalarına izin verir.

Risk Yönetimi Açısından Sistemin Seçimi

“Varsayılan Yeniden Giriş İzni”, işlemlerin basit olması ve ücret gerektirmemesi nedeniyle, kısa süreli iş gezileri veya seyahatler için yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu sistemin ciddi riskleri vardır. En büyük zayıflığı, bir yıl olan geçerlilik süresinin (veya ikamet süresinin dolmasından önceki tarih) Japonya dışından uzatılamamasıdır. Beklenmedik bir hastalık, yerel politik istikrarsızlık, işin uzaması gibi herhangi bir nedenle, bir yıl içinde Japonya’ya yeniden giriş yapılamazsa, sahip olunan ikamet statüsü otomatik olarak geçersiz olur. İkamet statüsü geçersiz olduğunda, sürekli ikamet izni başvurusu için biriktirilen sürekli ikamet süresi de sıfırlanır.

Şirketlerin kriz yönetimi açısından, çalışanların yurtdışı seyahatlerinin biraz bile uzama ihtimali varsa veya yaklaşık bir yıl sürecek uzun vadeli bir durum söz konusuysa, maliyet ve çaba harcanarak olsa bile, çıkış öncesinde normal “Yeniden Giriş İzni” alınması tavsiye edilir. Bu, çalışanların istikrarlı ikamet statülerini korumak ve beklenmedik durumlar nedeniyle iş kesintilerini önlemek için önemli bir sigorta tedbiri olarak kabul edilebilir.

Aşağıda, iki sistemin ana farklılıkları özetlenmiştir.

Karşılaştırma KriterleriYeniden Giriş İzniVarsayılan Yeniden Giriş İzni
Hukuki TemelGöçmen Bürosu’nun 26. MaddesiGöçmen Bürosu’nun 26. Maddesinin 2
Muhtemel Kullanım SenaryolarıBir yıldan uzun sürebilecek çıkışlarBir yıl içindeki çıkışlar
En Uzun Geçerlilik Süresi5 yıl (mevcut ikamet süresi dahilinde)Çıkıştan itibaren 1 yıl (ikamet süresinin dolmasını geçmeyecek şekilde)
Başvuru İşlemleriÖnceden göç idaresinde başvuruÇıkış sırasında havaalanında bildirim
ÜcretGerekliGerekli değil
Yurtdışından UzatmaBelli koşullar altında mümkünMümkün değil

Şirketlerin Sorumluluğu ve Hukuki Riskler: Yöneticilerin Perspektifi

Yabancı çalışanların ikamet yönetimini uygun şekilde gerçekleştirmek, şirketlerin sosyal sorumluluğunun yanı sıra, ciddi hukuki riskleri önlemek için bir yönetim zorunluluğudur. Özellikle, yasadışı çalışma ile ilgili sorunlar, şirketlerin itibarını ciddi şekilde zedeleyebilir ve ağır cezai yaptırımlara yol açabilir.

Yasadışı Çalışmayı Teşvik Etme Suçu

Göçmenlik Kanunu’nun 73. maddesinin 2. fıkrası, “Yasadışı Çalışmayı Teşvik Etme Suçu”nu düzenlemektedir. Bu suç, iş faaliyetleri kapsamında, çalışma izni olmayan yabancıları istihdam etmek veya ikamet izniyle izin verilen faaliyetlerin ötesinde çalıştırmak gibi eylemleri cezalandırır. Ayrıca, yabancıları yasadışı çalışma faaliyetleri için kendi kontrolü altına almak veya bu tür faaliyetleri aracılık etmek de cezalandırılabilir eylemler arasındadır. Yasal ceza, 3 yıla kadar hapis veya 3 milyon yen (yaklaşık 30 bin dolar) para cezası veya her ikisinin birleşimi şeklinde, oldukça ağırdır.

Bu suçla ilgili en dikkat edilmesi gereken nokta, aynı maddenin 2. fıkrasının hükümleridir. Bu fıkra, yasadışı çalışmayı teşvik eden eylemleri cezalandırır ve ilgili yabancının yasadışı çalışan olduğunu “bilmiyordum” durumlarında bile “ihmal varsa” cezalandırılacağını belirtir. Bu, işverenlere, yabancı çalışanların ikamet ve çalışma izinlerini sıkı bir şekilde kontrol etme yükümlülüğü getirir. İkamet kartının kontrolünü ihmal etmek gibi temel yükümlülükleri yerine getirmemek, “bilmiyordum” savunmasını geçersiz kılar. Gerçekten de, insan kaynakları şirketleri, inşaat şirketleri, restoranlar, Japonca okulları gibi çeşitli sektörlerde şirketler bu suçtan dolayı soruşturulmuş ve yetkililerin aktif bir şekilde yasaları uyguladığı görülmüştür.

Ceza Sorumluluğundan Sivil Sorumluluğa: Hiroşima Yüksek Mahkemesi’nin 2021 (Reiwa 3) Mart 26 Tarihli Kararı

İkamet yönetimindeki eksiklikler sadece cezai yaptırımlar veya idari işlemlerle sınırlı kalmaz. Son yıllarda, şirketlere doğrudan sivil tazminat sorumluluğu yükleyen yargı kararları ortaya çıkmıştır ve bu eğilim, yöneticiler tarafından ciddiye alınmalıdır.

Bunun sembolik bir örneği, Hiroşima Yüksek Mahkemesi’nin 2021 (Reiwa 3) Mart 26 tarihli kararıdır. Bu olayda, “ekmek üretimi” beceri stajyeri olarak istihdam edilen bir yabancı, şirketin emriyle, beceri staj planının dışında bir restoranda bulaşık yıkama ve salon hizmetleri gibi işlerde çalıştırılmıştır. Sonuç olarak, bu beceri stajyeri, yetkisiz faaliyet şüphesiyle tutuklanmış ve gözaltına alınmıştır.

Bu olayda mahkeme, şirkete ve onun temsilci direktörüne, beceri stajyerine tazminat ödemesi yapılmasını emretmiştir. Kararın gerekçesi, şirketlerin risk yönetimi açısından son derece dikkate değerdir.

Öncelikle, mahkeme, plan dışı işleri emretmenin iş sözleşmesi üzerindeki yükümlülüklerin ihlali olduğunu belirtmiştir. İkinci olarak, daha önemli bir nokta olarak, şirketin çalışanlarına Göçmenlik Kanunu’na aykırı faaliyetlerde bulunmalarını emreden iş talimatları vermeme yükümlülüğü olduğunu ve bu yükümlülüğe aykırı davrandığını belirtmiştir. Şirket tarafı, denetim kuruluşuyla danıştıklarını iddia etmiş, ancak mahkeme, yasalara uygunluk konusunda nihai sorumluluğun işveren olan şirketin kendisine ait olduğunu belirterek bu iddiayı reddetmiştir. Ayrıca, mahkeme, yabancı çalışanların şirketin talimatlarına güvenmelerinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, çalışan tarafının sorumluluğunu sorgulamamıştır.

Bu kararın taşıdığı anlam büyüktür. Göçmenlik Kanunu ihlali gibi kamu hukuku sorunlarının, çalışandan şirkete doğru özel hukuk sorunlarına, yani tazminat taleplerine doğrudan bağlandığını göstermesi açısından önemlidir. Yani, şirketler çalışanların ikamet izinlerini uygun şekilde yönetmez ve izin verilen faaliyetlerin dışında işlerde çalışmalarını emrederse, sadece idari cezalara maruz kalmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanlar tarafından, kaçırılan kazançlar veya manevi tazminat gibi özel tazminat talepleriyle karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, ikamet yönetiminin sadece düzenlemelere uyum sorunu olmaktan çıkıp, iş ilişkileri, şirket tazminat sorumluluk sigortası ve kapsamlı kurumsal yönetimle ilgili temel bir yönetim meselesi haline geldiğini göstermektedir.

Özet

Japonya’daki ikamet yönetim sistemi, bireysel izinlere dayalı katı bir çerçevede oluşturulmuş olup, işleyişi karmaşıktır. Şirketler için bu sistemi doğru bir şekilde anlamak ve uymak, artık sadece bir yönetim işlevinin parçası değildir. Bu, yabancı yetenekler gibi değerli iş kaynaklarını koruyup şirketin büyümesini desteklemek için temel bir uyum aktivitesidir. İkamet statüsünün dikkatli bir şekilde doğrulanması, iş kapsamının sürekli yönetilmesi ve çeşitli prosedürlerin uygun şekilde yerine getirilmesi konusunda ihmalkâr davranılması durumunda, riskler cezai yaptırımlardan sivil tazminat sorumluluğuna kadar son derece büyüktür.

Bu karmaşık ve uzmanlık gerektiren hukuk alanında doğru bir şekilde ilerlemek için derin uzmanlık bilgisi ve geniş pratik deneyim şarttır. Monolith Hukuk Bürosu, Japonya’nın göçmenlik hukuku ile ilgili her yönü üzerinde, uzun yıllara dayanan hukuki hizmet sağlama konusunda zengin bir deneyime sahiptir ve birçok yerli ve yabancı müşteriye hizmet vermiştir. Büromuzda, yabancı avukatlık niteliklerine sahip kişiler de dahil olmak üzere, birden fazla İngilizce konuşan uzman bulunmakta ve bu sayede uluslararası iş ortamındaki çeşitli ihtiyaçlara kesinlikle yanıt verme kapasitesine sahibiz. Müşterilerimizin hukuki riskleri kesin bir şekilde azaltmalarını ve küresel yetenekleri istikrarlı ve uyumlu bir şekilde kullanabilmelerini sağlamak için kapsamlı destek sunuyoruz.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön