MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japonya'daki İkamet Statüsü Sistemi: Faaliyetler, Statü veya Pozisyon Temelinde İkamet Statüsünün Hukuki Çerçevesi ve Şirket Uygulamalarına Etkisi

General Corporate

Japonya'daki İkamet Statüsü Sistemi: Faaliyetler, Statü veya Pozisyon Temelinde İkamet Statüsünün Hukuki Çerçevesi ve Şirket Uygulamalarına Etkisi

Japonya’da iş yürütürken, yabancı uyruklu insan kaynaklarının kullanımı, kaçınılmaz bir yönetim stratejisi haline gelmiştir. Ancak, yabancıların Japonya’da kalmaları ve herhangi bir faaliyet yürütmeleri için, ‘ikamet statüsü’ olarak adlandırılan yasal bir izne ihtiyaçları vardır. Bu sistemi genel olarak düzenleyen, Japonya’nın ‘Giriş-Çıkış Yönetimi ve Mülteci Tanıma Kanunu’ (bundan sonra ‘Göçmenlik Kanunu’ olarak anılacaktır) ‘dur. Bu kanun, Japonya’ya giriş yapacak ve ikamet edecek tüm yabancılar için, faaliyetlerinin içeriği ve süresini yasal olarak yönetmek için katı bir çerçeve belirlemektedir. Dolayısıyla, bu sistemi doğru bir şekilde anlamak, sadece idari işlemlerin bir meselesi olmanın ötesinde, şirketlerin uyum politikası ve insan kaynakları stratejisinin temelini oluşturan önemli bir unsurdur. Özellikle önemli olan, Göçmenlik Kanunu’nun tüm ikamet statülerini, yasal dayanağını oluşturan kanunun ek tablosuna dayanarak iki ana kategoriye ayırmasıdır. Birincisi, belirli faaliyetleri yürütmek için izin verilen ‘Ek Tablo 1’deki ikamet statüleri’, diğeri ise kişinin durumuna veya statüsüne dayalı olarak verilen ‘Ek Tablo 2’deki ikamet statüleri’dir. Bu sınıflandırma, izin verilen faaliyetlerin kapsamını temelden belirlediği için, şirket yöneticileri ve hukuk departmanı çalışanları için, bu farklılıkları açıkça anlamak son derece önemlidir. Bu makalede, bu iki ikamet statüsü kategorisinin yasal dayanaklarını, somut içeriğini ve şirketlerin üstlenmesi gereken yasal sorumlulukları, yasalar ve mahkeme kararlarına dayanarak açıklayacağız.

Japonya’daki İkamet İzin Sisteminin Hukuki Temeli

Japonya’daki ikamet izin sistemi, tümüyle Göçmenlik Kontrol Yasası’na (Immigration Control and Refugee Recognition Act) dayanmaktadır. Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’nın (1951) 1. maddesi, amacını “ülkeye giriş ve çıkış yapan tüm kişilerin giriş-çıkış işlemlerini ve ülkede ikamet eden tüm yabancıların ikametlerini adil bir şekilde yönetmek” olarak belirlemiştir. Bu “adil yönetim”i gerçekleştirmenin merkezi kavramı “ikamet izni”dir. Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’nın (1951) 2. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendi, “ikamet izni”ni, yabancıların Japonya’ya giriş yaparak ikamet ederken gerçekleştirebilecekleri faaliyetleri sınıflandırmış bir sistem olarak tanımlamaktadır. Yabancılar, bu yasada belirlenen belirli bir ikamet iznine sahip olmadıkça, prensip olarak Japonya’da ikamet edemezler.

Bu sistemin en temel yapısı, ikamet izinlerinin Göçmenlik Kontrol Yasası’nın (1951) ek tablosu ile iki ana kategoriye ayrılmasıdır. Birincisi, “Ek Tablo 1″de belirtilen ikamet izinleri olup, bunlar belirli mesleki veya akademik faaliyetler gibi Japonya’da gerçekleştirilecek “faaliyetlere” dayanarak verilir. Diğeri ise “Ek Tablo 2″de belirtilen ikamet izinleri olup, bunlar Japon vatandaşı ile evlilik ilişkisi veya daimi ikametgâh sahibi olma gibi kişisel “durum veya statüye” dayanarak verilir. Bu sınıflandırma, özellikle yabancıların Japonya’da gerçekleştirebilecekleri iş faaliyetlerinin kapsamında belirleyici farklılıklar yaratır. Şirketler, yabancı bir çalışanı işe alırken veya yönetici olarak kabul ederken, ilk adım olarak ilgili kişinin hangi kategoriye ait ikamet iznine sahip olduğunu veya olma ihtimalini doğrulamaktır; bu, her türlü hukuki risk yönetiminin ilk adımıdır. Bu ikamet izinlerinin yönetimi, yeni girişlerde “İkamet İzni Onay Sertifikası”nın verilmesi için yapılan başvuru, faaliyet değişikliği sırasında “İkamet İzni Değişiklik İzni” için yapılan başvuru ve ikamet süresinin uzatılması için “İkamet Süresi Yenileme İzni” başvurusu gibi bir dizi idari işlemi gerektirir ve şirketler bu süreçleri sürekli olarak yönetmek zorundadır.

Japonya’daki Faaliyetlere Dayalı İkamet İzni: Ek Tablo 1

Ek Tablo 1’de belirlenen ikamet izinleri, yabancıların Japonya’da gerçekleştirecekleri belirli uzmanlık, teknik veya iş faaliyetlerini yürütmelerine izin vermek için verilir. Bu kategorinin en önemli özelliği, ikamet eden yabancıların gerçekleştirebilecekleri faaliyetlerin, esas olarak kendilerine verilen ikamet izni kapsamında sıkı bir şekilde sınırlı olmasıdır. Bu durum, belirli alanlarda uzman yeteneklere sahip kişilerin doğru bir şekilde kabul edilmesini yansıtan, Japon ekonomi politikasının bir yönünü göstermektedir. Şirketler, bu kategoriye ait ikamet izni bulunan yabancıları istihdam ettiğinde, bu kişilerin sahip olduğu uzmanlık ile şirketin sağladığı iş pozisyonunun, yasal olarak belirlenmiş belirli bir kategoriyle uyumlu olduğunu kanıtlama sorumluluğunu üstlenirler. Aşağıda, özellikle şirket yönetimi ile yakından ilgili olan başlıca ikamet izinlerini açıklıyoruz.

Yönetim & İdare

Bu ikamet statüsü, Japonya’da ticaret veya diğer işletmelerin yönetimini yapmak ya da bu işletmelerin idaresinde görev almak için oluşturulmuştur. Özellikle, anonim şirketlerin temsilci direktörleri, yönetim kurulu üyeleri veya şube müdürleri ve fabrika müdürleri gibi pozisyonlar bu statüye dahildir. Bu ikamet statüsünü elde etmek için gereksinimler oldukça katıdır. Öncelikle, işletmenin Japonya içinde fiziksel bir ofisi olması gerekmektedir. Son yıllarda, sanal ofisler genellikle kabul edilmemektedir. İkinci olarak, işletmenin ölçeği, sermaye miktarının veya toplam yatırımın 5 milyon yen (yaklaşık 47 bin dolar) veya daha fazla olması, ya da Japonya’da ikamet eden tam zamanlı personelden en az iki kişiyi istihdam etmesi gerekmektedir. Yönetici olarak görev yapılacaksa, işletmenin yönetimi veya idaresinde en az üç yıllık deneyime sahip olmak ve Japon vatandaşlarının aynı görev için aldıkları ücretle eşdeğer veya daha yüksek bir ücret almak zorunludur. Özellikle ikamet süresinin yenilenmesi sırasında, işletmenin sürekliliği ve istikrarı sıkı bir şekilde denetlenir. Örneğin, mali tablolarda sürekli zarar veya borç fazlası durumu varsa, iş planı veya fon sağlama ile ilgili ek belgelerin sunulması talep edilebilir. Bu, sadece biçimsel gerekliliklerin yerine getirilmesinden ziyade, işletmenin gerçek anlamda sağlıklı olup olmadığının Göçmen Bürosu tarafından değerlendirildiği anlamına gelir.

Teknoloji, Beşeri Bilimler ve Uluslararası İşler

Bu ikamet statüsü, çok geniş bir yelpazede uzman meslekleri kapsar ve pratikte en sık kullanılan çalışma statülerinden biridir. Bu statü, büyük ölçüde üç alana ayrılmıştır. İlk olarak “Teknoloji” alanı, bu alan fen bilimleri, mühendislik ve diğer doğa bilimleri alanlarına ait teknik veya bilgi gerektiren işleri ifade eder ve tipik örnekler arasında IT mühendisleri ve makine tasarım teknisyenleri bulunur. İkinci olarak “Beşeri Bilimler” alanı, bu alan hukuk, ekonomi, sosyoloji ve diğer beşeri bilimler alanlarına ait bilgi gerektiren işleri ifade eder ve planlama, pazarlama, muhasebe gibi işler dahildir. Üçüncü olarak “Uluslararası İşler” alanı, bu alan yabancı kültürlere dayalı düşünce veya duyarlılık gerektiren işleri ifade eder ve çeviri, tercümanlık, dil öğretimi, yurtdışı ticaret işlemleri gibi işler uygun görülür. Bu ikamet statüsünün değerlendirilmesinde en önemli nokta, başvuru sahibinin eğitim geçmişi veya iş deneyimi ile Japonya’da yapmayı planladığı iş içeriği arasında doğrudan ve mantıklı bir ilişkinin bulunmasıdır. Esas olarak, bir üniversite mezunu olmak veya Japonya’daki bir meslek yüksekokulundan mezun olup uzmanlık unvanı kazanmış olmak eğitim gereksinimleri arasındadır. Bu gereksinimi karşılamayan durumlarda bile, “Teknoloji” veya “Beşeri Bilimler” alanlarında on yıl veya daha fazla, “Uluslararası İşler” alanında ise üç yıl veya daha fazla iş deneyimi olanlar, iş deneyimi gereksinimini karşılamış sayılır. 2015 (Heisei 27) yılındaki yasal düzenleme ile daha önce ayrı olan “Teknoloji” ve “Beşeri Bilimler & Uluslararası İşler” ikamet statüleri birleştirilmiş, böylece örneğin bir mühendisin satış yöneticiliğine terfi etmesi gibi, fen ve beşeri bilimlerin bilgisinin entegre olduğu modern kariyer yollarına da esnek bir şekilde uyum sağlanabilmiştir.

Japonya’daki Şirket İçi Yer Değiştirme

Bu ikamet statüsü, yabancı bir iş yerinden Japonya’daki bir iş yerine belirli bir süre için yer değiştiren çalışanlar için oluşturulmuştur. Hedeflenen faaliyetler, Japonya’da ‘teknik, beşeri bilimler ve uluslararası işler’ ikamet statüsüne uygun işlerdir. Yer değiştirmenin şekli olarak, aynı şirket içindeki ana ofis ve şubeler arasındaki geçişlerin yanı sıra, ana şirket, yan şirket ve ilişkili şirketler arasındaki geçişler de dahildir. Bu ikamet statüsünün en önemli gerekliliği, başvuru sahibinin Japonya’ya yer değiştirmeden hemen önce, yurtdışında bulunan ana ofis, şube veya diğer iş yerlerinde sürekli olarak 1 yıldan fazla çalışmış olmasıdır. Bu ikamet statüsünün stratejik önemi, eğitim düzeyi gerekliliğinin olmamasındadır. Örneğin, uzun yıllar iş tecrübesine sahip ancak üniversite diploması bulunmayan yetenekli yöneticileri veya teknisyenleri Japonya’ya göndermek istediğinizde, ‘teknik, beşeri bilimler ve uluslararası işler’ ikamet statüsü eğitim düzeyi gerekliliğini karşılamazken, ‘şirket içi yer değiştirme’ ile, 1 yıldan fazla çalışma şartını sağlayarak yer değiştirme mümkün hale gelir. Ancak, bu ikamet statüsü kesinlikle aynı şirket grubu içindeki geçişleri öngördüğünden, ikamet halindeyken aynı statüyle iş değiştirip başka bir şirkette çalışmak mümkün değildir. İş değiştirmek istenildiğinde, ‘teknik, beşeri bilimler ve uluslararası işler’ gibi başka bir ikamet statüsüne geçiş için yeniden izin başvurusu yapılması gerekecektir.

Yüksek Nitelikli Uzmanlar

“Yüksek Nitelikli Uzmanlar”, belirli bir ikamet statüsü olmayıp, yüksek yeteneklere sahip yabancıları çekmek amacıyla oluşturulmuş bir ayrıcalıklı düzenlemedir. Bu sistem, başvuru sahibinin eğitim düzeyi, iş deneyimi, yıllık geliri, araştırma başarıları gibi kriterleri puanlayarak bir puanlama sistemi kullanır ve toplam puan 70’in üzerine çıktığında “Yüksek Nitelikli Uzman 1. Sınıf” ikamet statüsü verilir. Bu ikamet statüsü, temelini oluşturan faaliyet türüne göre “Yüksek Nitelikli Uzman 1. Sınıf İ (Araştırma faaliyetleri vb.)”, “Yüksek Nitelikli Uzman 1. Sınıf Ro (Uzmanlık ve teknik faaliyetler)” ve “Yüksek Nitelikli Uzman 1. Sınıf Ha (Yönetim ve idari faaliyetler)” olarak sınıflandırılır. Bu ikamet statüsünün sahiplerine, birden fazla ikamet statüsüne ilişkin faaliyetlerin izni, standart 5 yıllık ikamet süresi ve daimi ikamet izni başvurusu için gereken sürenin önemli ölçüde kısaltılması (normalde gerekli olan 10 yıl yerine, en kısa 1 ila 3 yıl içinde başvurulabilir hale gelir) gibi birçok ayrıcalık tanınır. Ayrıca, “Yüksek Nitelikli Uzman 1. Sınıf” statüsünde 3 yıl veya daha fazla süreyle faaliyet gösteren yabancılar, ikamet süresinin sınırsız hale geldiği ve faaliyet kısıtlamalarının neredeyse tamamen kaldırıldığı “Yüksek Nitelikli Uzman 2. Sınıf”a geçiş başvurusu yapabilirler. Bu düzenleme, Japonya’nın uluslararası yetenek kazanım yarışında özellikle yetenekli bireyleri çekme ve onları ülkede tutma konusunda net bir politik niyeti yansıtmakta olup, şirketler için yüksek nitelikli yabancı personel sağlama ve onların uzun vadeli katkılarını alabilme konusunda güçlü bir araç haline gelebilir.

Japonya’da İkamet İzni: Ek Tablo 2

Ek Tablo 1’deki ikamet izinleri belirli “faaliyetleri” izin verme temeli olarak alırken, Ek Tablo 2’de belirlenen ikamet izinleri, başvuru sahibinin sahip olduğu “kimlik veya statü”ye dayanarak verilir. Örneğin, bir Japon vatandaşının eşi olmak veya daimi ikamet sahibi olmak gibi durumlar bu temeli oluşturur. Bu kategorideki ikamet izinlerinin en belirleyici ve önemli özelliği, Japonya içindeki faaliyetler üzerinde esasen bir kısıtlamanın olmamasıdır. Bu, iş faaliyetleri için de geçerlidir ve yasal sınırlar içinde kaldığı sürece, uzmanlık gerektiren işlerden basit işçiliğe kadar herhangi bir meslekte çalışmak yasal olarak mümkündür.

Şirket yönetimi açısından bakıldığında, Ek Tablo 2 ikamet iznine sahip yabancılar, en yüksek esnekliğe sahip ve işe alım açısından hukuki riski en düşük olan adaylardır. Şirketlerin, ikamet izni elde etmek için sponsor olmalarına veya bu kişinin iş tanımının belirli bir ikamet izni kapsamına girip girmediğini sürekli kontrol etmelerine gerek yoktur. İkamet izninin sürdürülmesi iş ilişkisine bağlı olmadığından, işe alım süreci bir Japon vatandaşını işe alırkenkiyle neredeyse aynı şekilde ilerleyebilir. Bu nedenle, eşit yeteneklere sahip birden fazla aday arasında, Ek Tablo 2 ikamet iznine sahip olanlar, işe alım sürecinin kolaylığı ve hukuki istikrar açısından şirketler için son derece cazip adaylar haline gelir.

Aşağıda, Ek Tablo 2’nin başlıca ikamet izinlerini sıralıyoruz.

  • Daimi İkamet Sahibi: İkamet süresi sınırsızdır ve faaliyetler üzerinde hiçbir kısıtlama yoktur. Genellikle Japonya’da 10 yıl veya daha uzun süre kesintisiz ikamet etmek, iyi bir davranışa sahip olmak ve bağımsız bir şekilde geçim sağlayabilmek gibi şartlar izin için gereklidir.
  • Japon Vatandaşının Eşi vb.: Japon vatandaşının eşi, bir Japon vatandaşının çocuğu olarak doğanlar veya Japon vatandaşının özel evlat edinenleri kapsar. İş faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama yoktur.
  • Daimi İkamet Sahibinin Eşi vb.: “Daimi İkamet Sahibi” veya “Özel Daimi İkamet Sahibi”nin eşi ve Japonya’da doğan çocuklar kapsar. Bu ikamet izni de iş faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama içermez.
  • Yerleşik Kişi: Başlıca Japon kökenliler ve diğer özel nedenlerle Japonya’da yaşamalarına izin verilen kişileri kapsayan bir ikamet iznidir. Adalet Bakanı, bireysel durumları göz önünde bulundurarak izin verir ve bu ikamet izni de iş faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama içermez.

Japonya’daki İkamet Statüsü Sistemlerinin Karşılaştırılması: 別表第1 (Ek Tablo 1) ve 別表第2 (Ek Tablo 2)

Japonya’daki ikamet statüsü sistemi, daha önce detaylı bir şekilde açıkladığımız gibi, 別表第1 (Ek Tablo 1) ve 別表第2 (Ek Tablo 2) olmak üzere iki temel kategoriye ayrılmaktadır. Bu ayrım, yabancıların Japonya’daki faaliyetlerinin özgürlük derecesini belirler ve şirketlerin yabancı çalışanları işe alıp yönetmeleri sırasında doğrudan hukuki yükümlülüklerine etki eder. 別表第1 (Ek Tablo 1) ikamet statüsü, belirli uzmanlık gerektiren faaliyetlerin yürütülmesi esasına dayanır ve bu faaliyetlerin kapsamı kesin olarak belirlenmiştir. İşveren, yabancı çalışanın sadece izin verilen faaliyetler kapsamında görev yaptığından emin olma sorumluluğunu taşır. Diğer yandan, 別表第2 (Ek Tablo 2) ikamet statüsü, kişisel durum ve statüye dayalıdır ve faaliyetler üzerinde herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu nedenle, işveren iş tanımını serbestçe belirleyebilir ve ikamet statüsünün sürdürülmesiyle ilgili yönetim yükü büyük ölçüde azalır. Bu temel farklılıkları net bir şekilde anlamak, uygun insan kaynakları stratejileri geliştirmek ve hukuki riskleri önlemek için hayati önem taşır.

İki statü arasındaki farkları özetlemek gerekirse, aşağıdaki tablo gibi olacaktır:

Özellik別表第1 (Ek Tablo 1) İkamet Statüsü別表第2 (Ek Tablo 2) İkamet Statüsü
İzin TemeliJaponya’da gerçekleştirilen belirli uzmanlık gerektiren ekonomik faaliyetlerJapon vatandaşları vb. ile olan kişisel durum veya statü
Faaliyet KısıtlamalarıEsas olarak, izin verilen ikamet statüsü kapsamındaki faaliyetlerle sınırlıdırEsas olarak, faaliyetler üzerinde kısıtlama yoktur
Çalışma KısıtlamalarıSadece izin verilen kapsamda çalışma mümkündür. Basit işçilik genellikle mümkün değildirEsas olarak kısıtlama yoktur. Herhangi bir iş türünde çalışma mümkündür
İşverene Bağımlılık Derecesiİşverene bağımlılık derecesi yüksektir. İşveren değişikliği mümkün olsa da, değişiklik durumunda 14 gün içinde bildirim yükümlülüğü vardır ve faaliyet içeriği değişirse, statü değişikliği gerekebilirİşverene bağımlı değildir. İkamet statüsü, istihdam ilişkisinden bağımsızdır

Japonya’da İkamet İzni Yönetimi ve Şirketlerin Hukuki Sorumluluğu

Şirketler, yabancı çalışanları istihdam ettiğinde, bu kişilerin sahip olduğu ikamet izninin izin verdiği faaliyet sınırlarına uymalarını sağlamakla hukuki olarak yükümlüdürler. İzin verilen faaliyetlerin dışında, özellikle iş ile ilgili faaliyetlere katılmalarını sağlamak, Japonya’nın Göçmenlik Kontrol Yasası’na aykırı “izin dışı faaliyetler” olarak kabul edilir ve bu durum ciddi hukuki sorumluluklara yol açabilir.

Şirketlerin karşılaştığı en doğrudan risk, Japonya Göçmenlik Kontrol Yasası’nın 73. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen “yasadışı çalıştırmayı teşvik etme suçu”dur. Bu hüküm, iş faaliyetleri kapsamında yabancıları yasadışı çalışmaya teşvik eden veya bunu aracı olan kişilere üç yıla kadar hapis veya üç milyon yen (yaklaşık 300 bin TL) para cezası veya her ikisini birden öngörmektedir. Önemli olan, bu sorumluluğun sadece doğrudan işverenlere değil, aynı zamanda geçici işçi olarak çalışanları kabul eden şirketlere de uzanabileceğidir. Geçmişte, bir personel sağlama şirketinden gönderilen yabancı bir çalışanın, ikamet izni kapsamında izin verilmeyen işlerde çalıştırıldığı için, gönderildiği şirketin yasadışı çalıştırmayı teşvik etme suçundan soruşturma konusu olduğu örnekler vardır. Bu, şirketlerin kendi tesislerinde çalışan tüm yabancıların ikamet izinleri ile gerçekleştirdikleri işlerin uyumlu olup olmadığını kontrol etmeleri gerektiğini göstermektedir.

Şirketlerin sorumluluğu sadece cezai yaptırımlarla sınırlı değildir. Sivil hukuk kapsamında tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalma ihtimali de yargı kararları ile ortaya konmuştur. Hiroşima Yüksek Mahkemesi’nin 2021 (Reiwa 3) yılı 26 Mart tarihli kararı, bu konuda önemli bir karar örneğidir. Bu davada, “beceri eğitimi” ikamet izniyle Japonya’da bulunan bir yabancı, izin verilen beceri eğitimi planının dışında işlerde çalıştırılmış ve sonuç olarak izin dışı faaliyetler nedeniyle tutuklanmıştır. Mahkeme, bu yabancıya karşı, doğrudan işveren olan eğitim kurumunun yanı sıra, bu kurumu denetleyen konumda olan yönetim organizasyonunun da izin dışı faaliyetleri önleme konusunda gereken dikkati göstermediği için haksız fiil temelinde tazminat sorumluluğu taşıdığına hükmetmiştir. Bu karar, şirketlerin yabancı personel alımını dış kuruluşlara devretmiş olsalar bile, uyum sorumluluğundan kaçınamayacaklarını açıkça göstermektedir. Kabul eden şirketler, doğrudan bir istihdam ilişkisi olmasa bile, kendi yönetimleri altında çalışan yabancıların faaliyetlerinin yasal olup olmadığını denetleme yükümlülüğü taşır ve bu görevi ihmal etmeleri durumunda sivil hukuk kapsamında sorumlulukla karşı karşıya kalabilirler.

Özet

Japonya’daki ikamet statüsü sistemi, yabancıların Japonya’da gerçekleştirdikleri faaliyet türüne göre onların hukuki durumunu katı bir şekilde belirlemektedir. Bu sistemin temelini, belirli faaliyetlere dayalı olarak izin verilen ‘Ek Tablo 1’deki ikamet statüleri’ ile, kişinin statüsüne dayalı olarak verilen ve faaliyetlerde kısıtlama olmayan ‘Ek Tablo 2’deki ikamet statüleri’ arasındaki temel ayrım oluşturmaktadır. Şirket yöneticileri ve hukuk departmanı çalışanları için, bu iki kategori arasındaki farkı doğru bir şekilde anlamak, yabancı yeteneklerin stratejik kullanımı, uyum sisteminin oluşturulması ve yasadışı çalıştırma suçları gibi ciddi hukuki risklerden kaçınmak için hayati önem taşımaktadır. İkamet statüsünün yönetimi, tek seferlik bir işlem değil, sürekli dikkat ve uzman bilgi gerektiren bir yönetim meselesidir.

Monolith Hukuk Bürosu, Japon göçmenlik hukuku ile ilgili karmaşık hukuki meselelerde, Japonya’daki birçok müşteriye geniş bir deneyim sunmaktadır. Büromuzda, Japonca ve İngilizceye hakim Japon avukatların yanı sıra, yabancı avukatlık niteliklerine sahip uzmanlar da bulunmakta ve global olarak faaliyet gösteren şirketlere güçlü bir destek sağlayacak bir yapıyı hazırlamış bulunmaktayız. İkamet statüsünün yeni alınması için yapılan başvurulardan, uyum sisteminin oluşturulmasına ve olası sorunların ortaya çıkması durumunda yapılacak müdahalelere kadar, uzman görüşlerine dayalı en uygun hukuki hizmetleri sunabilmekteyiz. Bu konuyla ilgili danışmanlık ihtiyacınız varsa, lütfen büromuzla iletişime geçin.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön