MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japon Şirketler Hukuku'nda Hissedarların Kâr Paylaşımı: Kâr Dağıtımı ve Kendi Hisselerinin Geri Alımına İlişkin Yasal Düzenlemeler

General Corporate

Japon Şirketler Hukuku'nda Hissedarların Kâr Paylaşımı: Kâr Dağıtımı ve Kendi Hisselerinin Geri Alımına İlişkin Yasal Düzenlemeler

Bir anonim şirketin iş faaliyetlerinden elde ettiği kârı, sahipleri olan hissedarlara geri kazandırması, kurumsal yönetimin temel faaliyetlerinden biridir. Hissedarlara yapılan bu kâr dağıtımı, genellikle “temettü” olarak bilinir, ancak Japonya’nın şirket hukuku, hissedarlara mal varlığı dağıtımı konusunda katı bir yasal çerçeve sunar. Bu çerçevenin amacı, hissedarların çıkarlarını güvence altına alırken, aynı zamanda şirketin alacaklılarını koruma gibi bir diğer önemli gereklilik arasında denge sağlamaktır.

Japonya’nın şirket hukuku tarafından belirlenen hissedarlara yönelik ana dağıtım yöntemleri, iki büyük kategoriye ayrılır. Birincisi “kâr payı dağıtımı” olup, bu genellikle temettü ödemesi (dividends) olarak anlaşılır. İkincisi ise “kendi hisselerinin bedelli geri alımı” olup, şirketin kendi hisselerini hissedarlardan geri satın alması, yani kendi hisse geri alımları (share buybacks) olarak bilinir. Bu iki yöntem, biçim olarak farklılık gösterse de, şirketin mal varlığını hissedarlara aktarma açısından ekonomik olarak ortak bir temele sahiptir. Bu nedenle, Japonya’nın şirket hukuku, her iki yöntemi de birleşik bir düzenleme altında tutar.

Bu düzenlemenin merkezinde, “dağıtılabilir miktar” kavramı yer alır. Bu kavram, şirketin hissedarlara dağıtabileceği mal varlığının toplamına bir üst sınır koyarak, şirketin mal varlığının aşırı şekilde dışarı çıkmasını önleyen bir “dalga kıran” işlevi görür. Bu düzenlemeye aykırı yapılan dağıtımlar “yasadışı temettü” olarak kabul edilir ve dağıtıma katılan yönetim kurulu üyeleri ile dağıtımı alan hissedarlar, ciddi yasal sorumluluklar üstlenir.

Bu makalede, öncelikle Japonya’nın şirket hukuku tarafından belirlenen “kâr payı dağıtımı” ve “kendi hisselerinin bedelli geri alımı” işlemlerinin somut prosedürlerini açıklayacağız. Ardından, bu dağıtım faaliyetlerini düzenleyen “dağıtılabilir miktar” düzenlemesinin amacını ve temel düşüncesini ortaya koyacağız. Son olarak, bu düzenlemeye aykırı davranıldığında ortaya çıkan yasal sorumlulukları, son yıllardaki mahkeme kararlarıyla birlikte detaylı bir şekilde analiz edeceğiz.

Hissedarlar İçin Dağıtımın Temel Yöntemleri

Japonya’nın Şirketler Hukuku, hissedarlara kar payı dağıtımı için prosedürleri açıkça belirler. İlke olarak, tüm hissedarların karar alma sürecine önem verirken, belirli şartları karşılayan şirketler için daha hızlı yönetim kararları alabilmelerini sağlayan istisna hükümleri de bulunmaktadır.

Kar Payı Dağıtımı

Kar payı dağıtımı, bir şirketin biriktirdiği kârı hissedarlarına dağıtmasının en temel yoludur. Japon Şirketler Kanunu’nun 453. maddesi, anonim şirketlerin (kendi hisselerini elinde bulunduran şirketler hariç) hissedarlarına kar payı dağıtımı yapabileceğini belirtir.  

Bu dağıtımı gerçekleştirmek için temel prosedür, genel kurul toplantısında alınan bir karardır. Japon Şirketler Kanunu’nun 454. maddesinin 1. fıkrasına göre, bir şirket kar payı dağıtımı yapmak istediğinde, her seferinde genel kurul kararı ile aşağıdaki hususları belirlemelidir.  

  1. Dağıtılacak varlık türü (nakit veya diğer varlıklar) ve bunların defter değeri toplamı. Ancak, şirket kendi hisselerini dağıtamaz.  
  2. Hissedarlar arasında dağıtılacak varlıkların tahsisine ilişkin hususlar. Bu genellikle, her bir hissedarın sahip olduğu hisse sayısına orantılı olarak dağıtılacağı anlamına gelir.  
  3. Kar payı dağıtımının yürürlüğe gireceği tarih.  

Bu genel kurul kararı, genellikle çoğunluk oyu ile kabul edilen “olağan karar” ile yeterlidir.  

Ancak, yasa her zaman genel kurul kararını şart koşmaz. Daha hızlı bir dağıtım sağlamak için, belirli koşullar altında yönetim kuruluna bu karar yetkisi devredilebilir. Örneğin, yönetim kurulu bulunan şirketler (yönetim kurulu kurulu şirketler), tüzüklerinde belirterek, mali yıl içinde bir kez olmak üzere, yönetim kurulu kararı ile kar payı dağıtımı yapabilirler. Bu genellikle “ara dönem kar payı” olarak adlandırılır.  

Ayrıca, denetçi atanmış olan ve daha sıkı bir yönetim yapısına sahip şirketler için, Japon Şirketler Kanunu’nun 459. maddesi uyarınca, tüzüklerinde belirterek, kar payı dağıtımına ilişkin kararları prensip olarak yönetim kuruluna devretmek mümkündür. Bu düzenleme, özellikle halka açık şirketler gibi, değişen iş ortamına esnek bir şekilde uyum sağlarken kar dağıtım politikalarını yürütmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.  

Not olarak, kar payı nakit dışındaki varlıklarla (ayni dağıtım) da yapılabilir. Ancak, ayni dağıtım yapıldığında, hissedarlara bunun yerine nakit talep etme hakkı (nakit dağıtım talep hakkı) verilmezse, hissedarlar üzerindeki etkisi büyük olarak değerlendirileceğinden, daha sıkı kabul şartları gerektiren “özel karar” genel kurulda gereklidir.  

Japonya’da Kendi Hisselerinin Bedelli Olarak Edinilmesi

Japonya’da kendi hisselerinin bedelli olarak edinilmesi, yani hisse geri alımı, hissedarlara sermaye iadesi yapmanın önemli bir yoludur. Şirketin, hissedarlardan bedel ödeyerek kendi hisselerini edinmesi, şirketten hissedarlara fonların geri akışı açısından, kâr payı dağıtımı ile ekonomik olarak benzerlik gösterir.  

Bu süreç, prensip olarak iki aşamalı bir onay sürecinden geçer. İlk olarak, Japonya’nın Şirketler Kanunu’nun 156. maddesi uyarınca, genel kurulun olağan kararı ile kendi hisselerinin edinilmesi için bir “çerçeve” belirlenir. Bu kararda aşağıdaki hususlar belirlenmelidir.  

  1. Edinilebilecek hisse türleri ve toplam sayısı.
  2. Hisselerin edinimi karşılığında verilecek para vb. içeriği ve toplam tutarı.
  3. Hisselerin edinilebileceği süre (1 yılı aşamaz).  

Bu genel kurul kararı, şirket yönetiminin sınırsız kendi hisselerini edinmesini önlemek ve diğer hissedarlara beklenmedik etkileri engellemek için hissedarlar tarafından kontrol mekanizması olarak işlev görür. Bu onaylanmış çerçeve içinde, yönetim kurulu olan şirketlerde, yönetim kurulu, bireysel edinimlerin zamanı ve fiyatı gibi somut koşulları belirler. Bu sayede, tüm hissedarlara adil bir satış fırsatı sağlanması garanti edilir.  

Kâr payı dağıtımında olduğu gibi, kendi hisselerinin edinilmesinde de daha verimli bir prosedürü mümkün kılan istisna hükümleri bulunmaktadır. Özellikle halka açık şirketler gibi piyasadan kendi hisselerini edinen şirketler için, Japonya’nın Şirketler Kanunu’nun 165. maddesinin 2. fıkrası, tüzükte belirtilmişse, yalnızca yönetim kurulu kararı ile kendi hisselerinin edinilmesine karar verilebileceğini belirtir. Bu hüküm sayesinde, genel kurula gitmeden, piyasa koşullarına göre hızlı bir şekilde kendi hisselerinin edinilmesi mümkün hale gelir ve birçok Japonya’daki halka açık şirket tarafından benimsenmiştir.  

Japon Şirketler Hukuku Altında Hissedar Dağıtımlarını Düzenleyen Sermaye Kaynağı Düzenlemeleri

Bir şirketin hissedarlara mal varlığı dağıtımı yaparken izlemesi gereken prosedürleri belirledikten sonra, bir sonraki mesele “ne kadar dağıtım yapılabileceği” yani miktar sınırlamasıdır. Japon Şirketler Hukuku, bu konuda “dağıtılabilir miktar” olarak adlandırılan katı bir sermaye kaynağı düzenlemesi getirmektedir.

Dağıtılabilir Tutar Düzenlemesinin Amacı

Dağıtılabilir tutar düzenlemesinin en önemli amacı, şirketin alacaklılarının korunmasıdır. Japonya’daki anonim şirket sisteminde, hissedarlar yalnızca yatırdıkları sermaye miktarı kadar sorumluluk taşır ve bu “sınırlı sorumluluk” olarak adlandırılır. Dolayısıyla, şirketin borçlarının nihai ödenmesi için kaynak, yalnızca şirketin sahip olduğu varlıklardır. Eğer şirket, herhangi bir kısıtlama olmaksızın hissedarlara varlıklarını dağıtabilirse, şirketin varlıkları tükenebilir ve alacaklılar ödemelerini alamama riskiyle karşı karşıya kalabilir.  

Bu tür durumları önlemek amacıyla, Japonya’nın Şirketler Kanunu’nun 461. maddesi, kâr payı dağıtımı veya kendi hisselerinin bedelli olarak geri alımı gibi hissedarlara para veya benzeri değerlerin verilmesi işlemlerinin defter değeri toplamının, bu işlemin geçerlilik tarihindeki “dağıtılabilir tutarı” aşmaması gerektiğini açıkça belirtir. Bu düzenleme, şirket varlıklarının korunmasını zorunlu kılar ve alacaklıların menfaatlerini korumak için temel bir kuraldır.  

Dağıtılabilir Tutar İlkesi

Dağıtılabilir tutar, kavramsal olarak, şirketin net varlıkları arasında, şirketin varlığını sürdürmesi için yasal olarak saklanması gereken “sermaye” ve “yedek akçe” dışında kalan kısma, yani “kâr yedeklerine” karşılık gelir. Sermaye ve yedek akçe, alacaklılara karşı teminat olarak işlev görmesi gereken şirketin temel varlıkları olduğundan, bunların dağıtılması prensip olarak izin verilmez.  

Önemli olan, bu dağıtılabilir tutarın, yılda bir kez yapılan mali kapanışta belirlenen statik bir değer olmamasıdır. Japonya’da kanun, dağıtım işleminin “etkinlik kazandığı gün” itibarıyla dağıtılabilir tutarı esas alır ve bu, en son mali yıl sonu bilançosunu temel alarak, sonrasında yapılan kendi hisse senetlerinin satışı veya sermaye azaltımı gibi önemli işlemleri yansıtarak, her dağıtımda dinamik olarak hesaplanması gerektiği anlamına gelir. Bu hesaplamanın karmaşıklığı, ileride bahsedileceği gibi büyük şirketlerdeki düzenleme ihlallerinin bir nedeni olabilir.  

Ayrıca, Japon Şirketler Kanunu’nun 458. maddesi, dağıtılabilir tutarın hesaplanmasından ayrı olarak mutlak bir alt sınır belirler. Herhangi bir kâr yedeği dağıtımı, şirketin net varlıklarının 3 milyon yenin altına düşmesine neden olacaksa gerçekleştirilemez. Bu, şirketin asgari mali temelini koruma gerekliliğidir.  

Japonya’da Kar Dağıtımı ve Kendi Hisselerinin Satın Alınmasının Karşılaştırılması

Japonya’da gördüğümüz gibi, kar dağıtımı ve kendi hisselerinin bedelli olarak satın alınması, her ikisi de hissedarlara sermaye iadesi sağlayan işlemlerdir ve aynı dağıtılabilir miktar kısıtlamasına tabidir. Ancak, bu işlemlerin prosedürleri ve şirket ile hissedarlara olan etkileri farklılık gösterir. Kar dağıtımı, tüm hissedarlara sahip oldukları hisse sayısına göre eşit şekilde yapılırken, kendi hisselerinin satın alınması, hisse satan hissedarlarla yapılan bireysel bir işlem olup, dolaşımdaki hisse sayısını azaltarak hisse başına kâr (EPS) gibi unsurlar aracılığıyla hisse fiyatını etkileyebilir.

Japon Hukuku Altında Düzenlemelere Aykırılık Durumunda Yasal Sorumluluk

Dağıtılabilir tutarı aşarak hissedarlara yapılan dağıtımlar “yasadışı temettü” olarak kabul edilir ve Japon Şirketler Hukuku, ilgili taraflara sıkı yasal sorumluluklar yükler. Bu sorumluluk yapısı, öncelikle şirketin varlıklarını hızlı bir şekilde geri kazandırmayı ve ardından nihai kayıpları ilgili taraflar arasında adil bir şekilde paylaştırmayı amaçlayan iki aşamalı bir yapıya sahiptir.

Japon Şirketler Hukuku’nun 462. maddesi, yasadışı temettü durumunda aşağıdaki kişilerin, şirketle birlikte, dağıtılan varlıkların tamamına (sadece aşan kısım değil) eşdeğer bir miktarı ödemekle yükümlü olduğunu belirtir.  

  1. Yasadışı dağıtımı alan hissedar  
  2. Dağıtımla ilgili görevleri yerine getiren iş yürütücüsü (yönetim kurulu üyesi vb.)  
  3. İlgili dağıtım önerisini genel kurul veya yönetim kuruluna sunan yönetim kurulu üyesi  

Bu “müteselsil sorumluluk,” şirketin yukarıdaki herhangi bir kişiden toplam tutarın ödenmesini talep edebileceği anlamına gelir. Bu güçlü düzenleme sayesinde, şirket hızla kaybedilen varlıkları geri kazanabilir.

Ancak, her bir tarafın sorumluluğu farklılık gösterir. Yönetim kurulu üyeleri gibi iş yürütücüleri, görevlerini yerine getirirken dikkatli davrandıklarını, yani kendi hatalarının olmadığını kanıtlarlarsa bu ödeme yükümlülüğünden kurtulabilirler. Öte yandan, hissedarların şirkete karşı ödeme yükümlülüğü, başlangıçta, dağıtımın yasadışı olduğunu bilip bilmediklerine (iyi niyetli veya kötü niyetli olup olmadıklarına) bakılmaksızın geçerlidir.  

Sorumluluğun ikinci aşaması, ilgili taraflar arasındaki rücu ilişkisidir. Örneğin, hatalı bir yönetim kurulu üyesi şirketin talebine yanıt vererek toplam tutarı ödediğinde, bu yönetim kurulu üyesi, yasadışı bir dağıtım olduğunu bilerek alan “kötü niyetli” hissedara, aldığı tutarı ödemesi için talepte (rücu) bulunabilir. Ancak, Japon Şirketler Hukuku’nun 463. maddesi, yasadışı olduğunu bilmeden alan “iyi niyetli” hissedara karşı rücu yapılamayacağını belirterek, iyi niyetli hissedarları korur.  

Bu yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu, tüm hissedarlar kabul etse bile, dağıtılabilir tutarı aşan kısım için muaf tutulamaz. Bu, kaynak düzenlemesinin sadece hissedarların çıkarlarını değil, aynı zamanda alacaklıların korunmasını amaçlayan zorunlu bir hukuk kuralı olduğunu açıkça gösterir. Japon Yüksek Mahkemesi de, kaynak düzenlemesine aykırı olarak yapılan kendi hisselerinin alımının geçersiz olduğunu uzun zamandır belirtmiştir (Yüksek Mahkeme 5 Eylül 1968 kararı).  

Bu düzenlemelerin önemi, son yıllardaki örneklerden de anlaşılmaktadır. 2022 yılında, büyük bir üretim şirketi olan Nidec Corporation, dağıtılabilir tutarın hesaplanmasında hata yaparak yasadışı bir ara temettü ve kendi hisselerini satın alma işlemi gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır. Bu örnek, dağıtılabilir tutarın hesaplanmasının son derece karmaşık olduğunu ve büyük şirketler ile denetim firmalarının bile gözden kaçırma riski taşıdığını göstermektedir. Ayrıca, geçmişte Olympus olayında, büyük miktarda sahte hesaplarla şişirilmiş kârlar üzerinden yapılan yasadışı temettüler sorun olmuş ve eski yönetim, hissedar temsil davasında büyük miktarda tazminat ödemeye mahkum edilmiştir (Tokyo Bölge Mahkemesi 27 Nisan 2017 kararı gibi). Dahası, mahkemeler sadece biçimsel değil, aynı zamanda özde de değerlendirme yapma eğilimindedir ve tek hissedar olan yönetim kurulu üyesine ödenen aşırı yönetici tazminatının, özde dağıtılabilir tutar düzenlemesini aşan yasadışı bir temettüye denk geldiğine karar verdikleri örnekler de bulunmaktadır (Tokyo Bölge Mahkemesi 14 Temmuz 2022 kararı).  

Özet

Bu makalede, Japon Şirketler Hukuku kapsamında hissedarlara kar payı dağıtımının ana yöntemleri olan “kâr payı dağıtımı” ve “kendi hisselerinin bedelli alımı” ile her iki yöntemi de kapsayan temel düzenleme olan “dağıtılabilir tutar” düzenlemesini açıkladık. Bu sistemler, hissedarlara kar payı dağıtımı gibi şirketlerin önemli bir misyonu ile şirketin mali temelini koruma ve alacaklıları koruma gibi toplumsal talepler arasında denge kurmak amacıyla titizlikle tasarlanmıştır. Prosedürler, prensip olarak hissedarların iradesine saygı gösterirken, belirli koşullar altında yönetim kurulunun hızlı karar almasına olanak tanır ve mali kaynak düzenlemelerine aykırı davranıldığında, hem yönetim kurulu üyelerine hem de hissedarlara ciddi hukuki sorumluluklar yüklenir. Son yıllarda tanınmış şirketlerdeki örneklerin gösterdiği gibi, bu düzenlemelere uyum, şirket yönetiminde son derece önemli bir konudur.

Monolith Hukuk Bürosu, Japon Şirketler Hukuku ile ilgili hukuki konularda, yurt içi ve yurt dışındaki birçok müşteriye zengin bir danışmanlık geçmişine sahiptir. Hissedarlara dağıtım yöntemlerinin belirlenmesi, dağıtılabilir tutara uyum konusunda danışmanlık ve diğer şirket hukuku ile ilgili çeşitli işlemlerin yapılandırılması ve risk yönetimi konularında uzman bilgi sunar. Büromuzda, yabancı avukatlık lisansına sahip ve ana dili İngilizce olan birçok hukuk uzmanı bulunmaktadır ve uluslararası müşterilerin Japonya’nın karmaşık yasal düzenlemelerini doğru bir şekilde anlamalarını ve uygun şekilde yanıt vermelerini sağlamak için kapsamlı bir destek sistemi sunmaktadır. Bu makalede ele alınan konularla ilgili danışmak isterseniz, lütfen büromuzla iletişime geçin.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön