MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

Internet

Tutuklama Makalelerinin Silinmesi ve 'Unutulma Hakkı', 'Rehabilitasyonu Engellememe Çıkarı

Internet

Tutuklama Makalelerinin Silinmesi ve 'Unutulma Hakkı', 'Rehabilitasyonu Engellememe Çıkarı

İnternet aramasında, başkalarının bilmesini istemediğiniz kişisel bilgilerinizin ortaya çıkması durumuyla karşılaşabilirsiniz. Özellikle, suç geçmişinizin veya tutuklanma kaydınızın başkaları tarafından bilinmesi, sizin için büyük bir dezavantaj oluşturabilir.

AB’de kabul edilen ‘Unutulma Hakkı’, haberlerde ve gazetelerde sıkça gündeme gelmeye başlamıştır. Ancak, bu hakkı kullanarak, size zarar veren makaleleri kaldırmak mümkün müdür?

Burada, ‘Unutulma Hakkı’ ile daha önce kullanılan ‘Rehabilitasyonun Engel Olmaması Hakkı’ arasındaki farkları ve gelecekteki beklentileri açıklıyoruz.

“Unutulma Hakkı”

İnternet üzerinde her an büyük miktarda bilgi birikirken, hem yayın hem de görüntüleme açısından, arama motorlarının rolü giderek daha önemli hale gelmektedir.

Buna karşılık, Avrupa Birliği Adalet Divanı, 2014 yılında (Gregorian takvimine göre) AB vatandaşlarının “unutulma hakkını” (right to be forgotten) kabul etti ve bu doğrultuda Google’dan, yasal olarak yayınlanan borçlar ve bilgiler hakkında arama sonuçlarını silmesini talep etti.

AB Adalet Divanı, veri sahiplerinin “işleme amacıyla ilişkili olarak uygunsuz, önemsiz veya aşırı olduğunda” silme talebinde bulunabileceğini, arama motorlarına, “başlangıçta yasal olan verilerin gereksiz hale geldiği durumlarda web sitesi bağlantılarının” silinmesini talep edebileceğini belirtti. Bu “unutulma hakkı”, Japonya’da da büyük ilgi gördü.

Google arama sonuçlarının silinip silinemeyeceği hakkındaki yargı kararları ve benzeri konular aşağıdaki makalede ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.

https://monolith.law/reputation/delete-google-search[ja]

Çocuk fuhuşu ve çocuk pornografisi yasağına aykırı suçtan dolayı 500.000 yen para cezasına çarptırılan bir erkek, olaydan 3 yıl geçmesine rağmen, ismi ve il adıyla arama yaptığında tutuklandığı döneme ait makalelerin görüntülendiğini belirterek, Google’dan tutuklanmasına ilişkin bilgilerin arama sonuçlarından silinmesini talep etti ve bu talebi Haziran 2015’te (Gregorian takvimine göre) kabul edildi.

Bu kararın iptalini talep eden koruma itirazı hakkında, Aralık 2015’te (Gregorian takvimine göre) Saitama Bölge Mahkemesi, geçici tedbir emrini onayladı ve Google’a tekrar silme emri verdi.

Bu karar, Japonya’da ilk kez “unutulma hakkı”na atıfta bulunan bir karar olarak dikkat çekti.

Aynı kararda, çocuk fuhuşu eylemi nedeniyle tutuklanma ve para cezasının uygulanmasından 3 yıl geçtikten sonra arama silinmesini kabul etti, ancak

Bir kez tutuklanma geçmişi bildirilmiş ve toplum tarafından bilinen bir suçlu bile, kişilik hakları olarak özel hayatının saygı görmesi gereken bir hakkı vardır ve rehabilitasyonunu engellememeli, suçun doğası vb. göz önüne alındığında, belirli bir süre geçtikten sonra geçmiş suçları toplumdan “unutulma hakkı”na sahip olmalıdır.

Saitama Bölge Mahkemesi, 22 Aralık 2015 Kararı (Gregorian takvimine göre)

şeklinde belirtmiştir.

Bir kişi suç işledikten, hüküm giydikten veya hapis cezasını tamamladıktan sonra bir vatandaş olarak topluma geri dönmek ve huzurlu bir yaşam sürmek, o kişinin suçu tekrarlamadan rehabilitasyonu anlamına gelir. Bu durumda, suçu tekrarlamadan belirli bir süre geçmiş kişiler hakkında, tutuklanma geçmişi vb. gösteriminin, “rehabilitasyonu engellememe hakkı”nı ihlal etme riski büyük olabilir.

“Rehabilitasyonu Engellemeyen Fayda” mı “Unutulma Hakkı” mı?

Bugüne kadar, bu tür suçlarla ilgili makaleler, hedef kişinin “yeni oluşturduğu sosyal yaşamın huzurunu bozarak rehabilitasyonunu engellemeyen fayda”nın ihlal edilip edilmediği perspektifinden, “sabıka vb. ile ilgili gerçeklerin yayınlanmaması hukuki fayda” ve “sabıka vb. ile ilgili gerçeklerin, gerçek isim kullanılarak eserlerde yayınlanma gerekliliği”ni karşılaştırarak, ilk durumun üstün olduğu durumlarda sabıka vb. yayınlarının yasadışı olacağı düşünülmüştür (Japon Yüksek Mahkemesi 8 Şubat 1994 tarihli kararı “Non-fiction “Reversal” Case”).

Ancak, bu Saitama Bölge Mahkemesi kararı, yukarıdaki Yüksek Mahkeme kararının gösterdiği “rehabilitasyonu engellemeyen fayda”dan bir adım öteye giderek, “unutulma hakkı” kavramını benimsemiş ve dikkat çekmiştir.

Saitama Bölge Mahkemesi’nin belirttiği karar kriterlerini düzenlersek, aşağıdaki gibi olur:

  1. Tutuklama haberleri olan kişilerin de “rehabilitasyonu engellemeyen fayda”ları vardır
  2. Belirli bir süre geçtikten sonra, geçmiş suçların toplum tarafından “unutulma hakkı” vardır
  3. Tutuklama bilgileri internete yansıdığında, bilgileri silmek ve huzurlu bir yaşam sürmek zor olacağı göz önünde bulundurularak, arama sonuçlarının silinip silinmeyeceği kararlaştırılmalıdır
  4. Erkeklerin tutuklama geçmişinin kolayca görüntülenebileceği riski vardır ve bu durumun zararları hem önemli hem de düzeltmesi zordur

“Unutulma Hakkı” Reddedildi mi?


Mahkeme nasıl bir karar verecek acaba?

Buna karşılık, Tokyo Yüksek Mahkemesi, 2016 yılında (Gregorian takvimine göre) koruma itiraz duruşmasında,

Gizlilik hakkı gibi haklara dayanarak, belirli bir arama sonucunun internet üzerinde görüntülenememesi talebinin kabul edilebileceği durumlar vardır, ancak,

1.Çocuk suçlarındaki tutuklama geçmişi halkın çıkarlarıyla ilgilidir

2.Zaman geçmesine rağmen, tutuklama bilgilerinin kamusal önemi kaybolmamıştır

12 Temmuz 2016 Tokyo Yüksek Mahkeme Kararı

Bu durumu, “Çocuk fuhuşu, ebeveynler için önemli bir konudur ve olaydan yaklaşık 5 yıl geçmiş olmasına rağmen, kamusal önemi kaybolmamıştır” diyerek belirtmiştir. “Unutulma Hakkı”nı kabul ederek, Saitama Bölge Mahkemesi’nin kararını iptal etti ve adamın başvurusunu reddetti.

“Unutulma Hakkı” konusunda, “yasal olarak belirlenmiş bir şey olmadığı ve bu hakkın silme talebinin, geleneksel gizlilik hakkına dayalı silme talebinden farklı olmadığı” sonucuna vardı.

O zamanlar, “Tokyo Yüksek Mahkemesi ‘Unutulma Hakkı’nı reddetti” şeklindeki haberler gazetelerde yer alarak gündem olmuştu.

Yüksek Mahkeme Kararı

2017 yılı Ocak ayında, Tokyo Yüksek Mahkemesi’ne yapılan izinli temyiz başvurusunda, Yüksek Mahkeme, “Bireylerin gizliliklerine ait bilgilerin keyfi olarak yayınlanmaması gerektiği” hükmünü kabul etti ve aşağıdaki kararı verdi.

Bir web sitesinde yayınlanan ve gizlilikle ilgili bilgiler içeren makalelerin URL’leri gibi bilgilerin arama sonuçlarının bir parçası olarak sunulmasının yasal olup olmadığı, söz konusu bilgilerin niteliği ve içeriği, URL’lerin sunulmasıyla kişinin gizlilikle ilgili bilgilerinin ne ölçüde aktarıldığı ve kişinin maruz kaldığı somut zararın derecesi, kişinin sosyal statüsü ve etkisi, makalelerin amacı ve anlamı, makalelerin yayınlandığı dönemdeki sosyal durum ve sonraki değişiklikler, makalelerde söz konusu bilgilerin belirtilmesi gerekliliği gibi, söz konusu bilgilerin yayınlanmaması gereken yasal çıkarlar ve URL’lerin arama sonuçları olarak sunulma nedenleri hakkındaki çeşitli durumları karşılaştırmalı olarak değerlendirmek gerekmektedir. Sonuç olarak, söz konusu bilgilerin yayınlanmaması gereken yasal çıkarların üstün olduğu açıkça belirlenirse, arama işletmecisinden söz konusu URL’leri arama sonuçlarından kaldırmasını talep etmek uygun olacaktır.

Yüksek Mahkeme, 31 Ocak 2017 Kararı

Yüksek Mahkeme, yukarıdaki değerlendirme kriterlerini belirledi ve bu durumda, “Çocuk fuhuşunun çocuklara yönelik cinsel sömürü ve cinsel istismar olarak kabul edildiği ve toplum tarafından güçlü bir şekilde kınandığı ve cezai yaptırımlarla yasaklandığı göz önüne alındığında, hala kamusal çıkarlarla ilgili bir konu olduğunu” ve “Arama sonuçları, başvuru sahibinin yaşadığı ilin adı ve başvuru sahibinin adı gibi koşullarla sınırlı olduğu için, söz konusu bilgilerin aktarıldığı kapsamın belirli bir ölçüde sınırlı olduğunu” belirtti. Bu nedenle, “bilgilerin yayınlanmaması gereken yasal çıkarların üstün olduğu açıkça belirlenemez” ve arama sonuçlarının kaldırılmasını kabul etmedi.

Yüksek Mahkeme’nin kararı, aşağıdaki gibi çeşitli durumları dikkate alarak, sonuçta karşılaştırmalı bir değerlendirme, yani “silmek için nedenler (söz konusu bilgilerin yayınlanmaması gereken yasal çıkarlar) ve silmemek için nedenler (URL’lerin arama sonuçları olarak sunulma nedenleri) hangisi daha büyük” çerçevesinde bir sonuca varmaktır.

Söz Konusu Bilgilerin Yayınlanmaması Gereken Yasal Çıkarların Temelini Oluşturan Durumlar

  • URL’lerin sunulmasıyla kişinin gizlilikle ilgili bilgilerinin ne ölçüde aktarıldığı
  • URL’lerin sunulmasıyla kişinin maruz kaldığı somut zararın derecesi

Vaka Bazında Her İki Durumun da Geçerli Olduğu Durumlar

  • Söz konusu bilgilerin niteliği ve içeriği
  • Kişinin sosyal statüsü ve etkisi
  • Makalelerin yayınlandığı dönemdeki sosyal durum ve sonraki değişiklikler

URL’lerin Arama Sonuçları Olarak Sunulma Nedenlerini Oluşturan Durumlar

  • Makalelerin amacı ve anlamı
  • Makalelerde söz konusu bilgilerin belirtilmesi gerekliliği

Karşılaştırmalı Ölçüm ve “Unutulma Hakkı”

Yüksek Mahkeme’nin yukarıdaki kararı, “ilgili gerçeğin yayınlanmaması yasal çıkarının üstün olduğu durumlar”da “ilgili URL ve benzeri bilgilerin arama sonuçlarından silinmesini talep edebilir” şeklinde, karşılaştırmalı ölçüm kriterini “açıkça” sıkılaştırırken, makale silme gereklilikleri açıkça tanımlanmıştır.

Ayrıca, arama sonuçlarının silinmesi genel olarak gizlilik hakkı çerçevesinde ele alınırken, “unutulma hakkı”na dair tek bir kelime bile bahsedilmemiştir.

Ancak, bunun “unutulma hakkı”nı reddettiği söylenemez. Tokyo Yüksek Mahkeme kararı sırasında da “unutulma hakkı”nın reddedildiği yönünde haberler vardı, ancak bu sadece yeni bir kavram getirmeye gerek olmadan, geleneksel kriterlere göre karşılaştırmalı ölçüm yaparak karar verilebileceğini belirtiyor. Bu yüzden, “unutulma hakkı”na özellikle değinilmemiştir.

Suç Haberlerinin Silinmesi

Suç haberlerinin silinmesi karmaşık bir konudur. Bir yandan, itibar zararı veya iftira nedeniyle onur kırıcı davranışları sorguladığınızda aksine, suç haberleri gerçektir. Haberlerin kendisi gerçek olduğu için, bunların silinmesini talep ettiğinizde, kaçınılmaz olarak “basın özgürlüğü” ile denge sorunu ortaya çıkar.

Yayınların basım ve dağıtımının mahkeme tarafından geçici bir emirle yasaklandığı (önleyici durdurma) durumlar hukuka aykırı olup olmadığı tartışılan durumlarda, Yüksek Mahkeme,

“Bir kişinin karakteri, ahlaki davranışı, ünü, kredisi vb. kişilik değerlerine ilişkin toplumdan alınan objektif değerlendirme olan onur, hukuka aykırı bir şekilde ihlal edildiğinde (ortada bırakılan) kişilik hakları olarak onur hakkına dayanarak, failden, mevcut ihlal eylemlerini ortadan kaldırmasını ve gelecekte oluşabilecek ihlalleri önlemesini talep etmek uygun olacaktır.”

Yüksek Mahkeme 11 Haziran 1986 (1986) Kararı

şeklinde bir karar vermiştir.

Bu Yüksek Mahkeme kararında, durdurmanın kabul edilebilmesi için “ifade içeriğinin gerçek olmaması ve/veya bunun yalnızca kamu yararını hedeflemesi ve ayrıca mağdurun önemli ve belirgin bir şekilde iyileştirilmesi zor bir zarar riski taşıması” gerekliliğini yerine getirmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu durumda, Saitama Bölge Mahkemesi’nin durumunda olduğu gibi tutuklama haberlerinde, haberlerin kendisi gerçek olduğu için, “ifade içeriğinin gerçek olmaması” gerekliliğini karşılamaz ve gazete gibi medya tarafından yapılan haberlerde “yalnızca kamu yararını hedeflemek” kabul edilir. Bu yüzden, Saitama Bölge Mahkemesi’nin farklı bir hukuki yapıya ihtiyaç duyduğunu düşünmüş olabilir ve “unutulma hakkı”nı getirmiş olabilir.

Tabii ki, gerçek olduğu için silinemeyeceği anlamına gelmez. Kişisel bilgilerin sızdırıldığı veya intikam pornografisi gibi durumlar da olabilir. Suçlar dahil geçmişe dair haberlerin silinmesi, sadece genel olarak gizlilik hakkı çerçevesinde ele alınması gerektiği düşünülmektedir.

https://monolith.law/reputation/delete-arrest-history[ja]

Özet

Yüksek Mahkeme kararında “unutulma hakkı” ifadesi geçmemekle birlikte, “unutulma hakkı” kavramının ortaya çıkışı, internetin yaygınlaşmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumun genel çerçevesi hala değişken olduğundan, şu an için bir karar vermek yerine, bu konuyu gelecekteki değerlendirmelere bırakmak mümkün olabilir.

Gelecekte, arama sonuçlarından silme talepleri konusunda, Yüksek Mahkeme’nin karşılaştırmalı değerlendirmesine dayalı kararlar birikmeye devam edecektir. Özellikle, ne kadar süre geçtikten sonra bir kişinin gizlilik bilgilerinin “kamu çıkarına ilişkin konular” olarak kabul edilmeyeceği, yani “zamanın geçişi” unsuru, gelecekteki kararlar için önemli olabilir.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön