MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Toshiba'nın Muhasebe Usulsüzlükleri Analizi: Marka İmajını Koruma ve Kriz Yönetimi Nedir?

General Corporate

Toshiba'nın Muhasebe Usulsüzlükleri Analizi: Marka İmajını Koruma ve Kriz Yönetimi Nedir?

“Toshiba’nın 140 yıllık tarihinde belki de en büyük marka imajı hasarı yaşandı ve bu durumun düzelmesi bir gecede olmayacak.”

Bu ifade, 21 Temmuz 2015’te (Gregorian takvimine göre), sahtekarlıkla ilgili muhasebe sorunlarından dolayı istifa eden Toshiba’nın o dönemki başkanı Hisao Tanaka’nın bir basın toplantısında söylediği bir bölümdür.

Performansın kötüleşmesini gizlemek için üst yönetimin dahil olduğu ve sistemli bir şekilde gerçekleştirilen sahtekarlıkla ilgili muhasebe, marka imajına büyük zarar verdi ve hisse senedi fiyatlarının düşmesine, yatırımcıların çekilmesine neden oldu.

Mali durum kötüleştiğinde, iç kontrolün düzgün çalışmadığı şirketlerde, bankadan kredi almak veya yönetim kadrosunun kendini korumak gibi çeşitli nedenlerle sahtekarlıkla ilgili muhasebe riski artar.

Bir kez sahtekarlıkla ilgili muhasebe ortaya çıktığında, sadece cezai yaptırımlar veya tazminat sorumluluğu gibi hukuki önlemler değil, uzun yıllar boyunca inşa edilen toplumsal güven ve marka imajı gibi maddi olmayan şirket değerleri de düşer ve bu durumun düzelmesi oldukça zor olabilir.

Ancak, sahtekarlıkla ilgili muhasebe keşfedildikten sonra, hızlı bir şekilde uygun önlemler alınarak zararın azaltılması mümkün olabilir.

İşte bu yüzden, bu sefer Toshiba’nın sahtekarlıkla ilgili muhasebe sorununu örnek alarak, sahtekarlıkla ilgili muhasebe ortaya çıktığında marka imajının zarar görmesini önlemek için alınabilecek önlemleri ayrıntılı olarak açıklayacağız.

Toshiba’nın Muhasebe Skandalı Nedir?

Muhasebe Sorunlarının Üç Sınıflandırması

Şirketlerin muhasebe işlemlerinde sorun olarak kabul edilen üç ana kategori vardır: “Uygunsuz Muhasebe”, “Hileli Muhasebe” ve “Bilanço Şişirme”.

Uygunsuz Muhasebe

Uygunsuz muhasebe, kasıtlı ya da dikkatsizlik sonucu doğru bilgilerin kullanılmaması veya yanlış kullanılması sonucu oluşan hatalı muhasebe işlemlerini ifade eder.

Aslında, yasalara aykırı olan “Hileli Muhasebe” ve “Bilanço Şişirme” de Uygunsuz Muhasebe kapsamına girer. Ancak, birçok medya kuruluşu, yasadışılığın açık olmadığı durumlarda “Hileli Muhasebe” ile ayrım yapmak için bu terimi kullanır.

Hileli Muhasebe

Hileli muhasebe, finansal tablolara kasıtlı olarak yanıltıcı bilgiler eklemek veya kaydedilmesi gereken rakamları eklememek gibi eylemleri içerir. Bu, gelirleri gerçekte olduğundan daha iyi göstermek gibi durumları da kapsar. Bu anlamda, “Bilanço Şişirme” de Hileli Muhasebe’ye dahildir.

Bilanço Şişirme

Bilanço şişirme, yönetim kadrosunun kendi çıkarları veya korunma amacıyla “Kar ve Zarar Tablosu” veya “Bilanço” gibi finansal belgeleri manipüle etmesi ve şirketin finansal ve iş durumunu gerçekte olduğundan daha iyi göstermesi anlamına gelir.

Toshiba’da Hileli Muhasebenin Genel Bakışı

Toshiba’nın hileli muhasebe sorunu, 2008 mali yılından 2014 mali yılına (Nisan-Aralık dönemi) kadar uzun bir süre boyunca 150 milyar yenin üzerinde bir kar manipülasyonu olayıdır.

Toshiba, 2008’deki Lehman Brothers krizi sonucu oluşan finansal krizin etkisiyle tarihinin en büyük zararını yaşadı. Ayrıca, 2011 Mart’ındaki Büyük Doğu Japonya Depremi sonucunda, o dönemin ana iş kollarından biri olan nükleer enerji santrali işi de büyük bir darbe aldı.

Bu durumda, yönetim zirvesi, “meydan okuma” adı altında, gerçekleşmesi zor olan kar hedeflerinin yerine getirilmesini sahadan talep etti. Sonuç olarak, hileli muhasebe ile görünürdeki karlar kaydedilmeye başlandı.

Ancak, 2015 Şubat’ında Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na yapılan bir iç ihbar, Toshiba’nın hileli muhasebesinin ortaya çıkmasına neden oldu.

98 kişilik bir üçüncü taraf komite olan avukatlar ve sertifikalı muhasebecilerden oluşan bir araştırma raporunda, yönetim zirvesinin dahil olduğu geniş çaplı bir hileli muhasebe olduğu sonucuna varıldı.

Hileli Muhasebe Yapılırsa Ne Olur?

Hileli muhasebe için “Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu”, “Japon Şirketler Kanunu”, “Japon Ceza Kanunu”, “Japon Medeni Kanunu” gibi çeşitli yasal önlemler belirlenmiştir.

Ceza Hukuku Cezaları

Değerli Menkul Kıymetler Raporu Yanıltıcı Beyan Suçu

Değerli Menkul Kıymetler Raporu’nda önemli konular hakkında yanıltıcı beyanda bulunup sunulduğunda, sadece eylemi gerçekleştiren kişi değil, şirket de cezalandırılır.

Eylemi gerçekleştiren kişiye, 10 yıla kadar hapis veya 10 milyon yen’e kadar para cezası veya her ikisi de uygulanabilir. (Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu Madde 197, Fıkra 1, Bent 1)

Şirkete, 700 milyon yen’e kadar para cezası uygulanabilir. (Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu Madde 207)

Özel İhanet Suçu

Yönetim kurulu üyeleri gibi kişiler, kendi veya başka bir kişinin çıkarı için hileli muhasebe yaparak şirkete zarar verirse, 10 yıla kadar hapis veya 10 milyon yen’e kadar para cezası veya her ikisi de uygulanabilir. (Japon Şirketler Kanunu Madde 960)

Ayrıca, hileli muhasebe ile elde edilen fazla parayı hissedarlara dağıtırsanız, yönetim kurulu üyeleri gibi kişilere 5 yıla kadar hapis veya 5 milyon yen’e kadar para cezası veya her ikisi de uygulanabilir. (Japon Şirketler Kanunu Madde 963)

Dolandırıcılık Suçu

Hileli muhasebe ile performansı veya finansal durumu gerçekte olduğundan daha iyi göstererek finansal kuruluşlardan kredi alırsanız, 10 yıla kadar hapis cezası uygulanabilir. (Japon Ceza Kanunu Madde 246)

Sivil Hukuk Sorumluluğu

Yöneticilerin ve Diğerlerinin Tazminat Sorumluluğu

Yönetim kurulu üyeleri gibi kişiler, kötü niyetle veya ciddi bir hata sonucu mali tablolar gibi belgelerde yanıltıcı beyanda bulunarak üçüncü bir kişiye zarar verirse, bu kişiye karşı tazminat sorumluluğu taşırlar. (Japon Şirketler Kanunu Madde 429)

Ayrıca, değerli menkul kıymetler bildirim formunda yanıltıcı beyan veya önemli bir gerçeğin belirtilmemesi durumunda, şirketin yöneticileri ve diğerleri, bu değerli menkul kıymetleri yanıltıcı beyan veya diğerleri hakkında bilgi sahibi olmadan satın alan veya satan kişilere karşı tazminat sorumluluğu taşırlar. (Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu Madde 21, Madde 22, Madde 24-4)

Şirketin Tazminat Sorumluluğu

Değerli menkul kıymetler bildirim formunda önemli bir konunun yanıltıcı beyanı veya önemli bir gerçeğin belirtilmemesi durumunda, şirket, bu değerli menkul kıymetleri talep eden veya satışa sunan kişilere karşı piyasa fiyatı farkı kadar tazminat sorumluluğu taşır. (Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu Madde 18, Madde 19)

Bunun yanı sıra, Japon Medeni Kanunu Madde 709 (haksız fiil) uyarınca tazminat sorumluluğu gibi durumlar da söz konusu olabilir.

Cezai Para Cezası Ödeme Emri

Şirket, önemli bir konunun yanıltıcı beyanı veya önemli bir gerçeğin belirtilmemesi durumunda değerli menkul kıymetler bildirim formunu sunarsa, belirli bir cezai para cezasının hazineye ödenmesi emredilir. (Japon Finansal Ürünler Ticaret Kanunu Madde 172-4)

Marka İmajının Zararını En Aza İndirme Stratejileri

Marka imajının zararını en aza indirmek için, ① yasalara uygun doğru bir yaklaşım ve ② hızlı ve doğru bilgi paylaşımı gereklidir.

İç Organizasyon Değil, Üçüncü Taraf Komiteler Tarafından Yürütülen Araştırmalar

Hileli muhasebe durumunda, objektif bir araştırma önemlidir, bu nedenle genellikle çıkar çatışması olmayan uzmanlardan oluşan bir “Üçüncü Taraf Komite” kurulur ve gerçek durumun araştırılması, nedenlerin belirlenmesi ve tekrarlanmasının önlenmesi için önlemlerin incelenmesi talep edilir.

Toshiba örneğinde, ilk olarak, o dönemin Muromachi Başkanı’nın başkanlığında, altı üyeden dört tanesi Toshiba’nın mevcut yöneticileri tarafından oluşturulan bir “Özel İnceleme Komitesi” kuruldu ve ertesi ay bir “Üçüncü Taraf Komitesi” kuruldu.

Bu durum sadece bu örnekle sınırlı olmamakla birlikte, bir şirketin skandalı ortaya çıktığında, çıkar çatışması olmayan tarafsız ve adil uzmanlardan oluşan bir “Üçüncü Taraf Komitesi” kurulmalı ve araştırma raporu hızlı bir şekilde yayınlanmalıdır. Bu, toplumsal güven ve marka imajının zararını en aza indirir.

Toshiba’nın neden başlangıçta “Üçüncü Taraf Komitesi” tarafından bir araştırma yapmadığı belirsiz, ancak hileli muhasebe ortaya çıktığında “Üçüncü Taraf Komitesi”ne bir araştırma talep etmiş olsaydı, gerçekler çok daha erken anlaşılmış olacaktı.

Gerçekten de, iç organizasyon “Özel İnceleme Komitesi” tarafından yapılan araştırmada, kar manipülasyonunun miktarı 4.4 milyar yen idi, bir ay sonra kurulan “Üçüncü Taraf Komitesi”nin araştırmasında ise ek olarak 151.8 milyar yen kar manipülasyonu bulundu.

Medya İle İlişkiler, Şirketin Güvenilirliğini Büyük Ölçüde Etkiler

Bireysel ya da kurumsal, hileli eylemler ortaya çıktığında, hızlı ve dürüst bir şekilde gerçekleri açıklamak en iyi medya stratejisi olup, gerçeklerin gizlenmesi veya çarpıtılması durumunu daha da kötüleştirir.

Toshiba’nın bu konudaki ilk aşama medya stratejisi aşağıdaki gibidir:

  • 2015 Nisan – Basın bülteninde, bazı altyapı projelerinin muhasebe işlemleri ile ilgili bir soruşturma gerektiren konuların ortaya çıktığını ve bir “Özel İnceleme Komitesi” kurulduğunu duyurdu.
  • 2015 Mayıs – Basın bülteninde, “Özel İnceleme Komitesi”nin araştırması sonucunda altyapı projeleri ile ilgili “uygunsuz muhasebe işlemleri”nin ortaya çıktığını ve araştırma, nedenlerin belirlenmesi, tekrarlanmasının önlenmesi için önerilerin talep edilmesi amacıyla “Üçüncü Taraf Komitesi”nin kurulduğunu duyurdu.
  • 2015 Haziran – “Özel İnceleme Komitesi” tarafından yapılan kendi kontrolünde “uygunsuz muhasebe işlemleri” olduğu bildirildi.

Bu süreci göz önünde bulundurduğumuzda, Toshiba sürekli olarak “hileli muhasebe” gerçeğini kabul etmeyip “uygunsuz muhasebe işlemleri” olarak duyurdu. Bu nedenle, Üçüncü Taraf Komitesi’nin araştırması sonucunda kurumsal yasa ihlalleri belirlendiğinde, toplumsal güven ve marka imajı daha da büyük zarar gördü.

Yatırımcılara Hızlı Bilgi Paylaşımı

Halka açık şirketlerin, önemli şirket bilgilerini yatırımcılara sağlama yükümlülüğü (zamanında açıklama sistemi) vardır ve Toshiba’nın listelendiği Tokyo Borsası’nın “Menkul Kıymetler Listeleme Yönetmeliği” de aşağıdaki gibi belirtilmiştir.

Şirketin işletme, iş veya mülkiyeti veya listelenen hisse senetleri ile ilgili önemli bir gerçek olduğunda ve yatırımcının yatırım kararını önemli ölçüde etkileyen bir gerçek olduğunda, uygulama kurallarına göre, içeriği hemen açıklamalıdır. (Madde 402, Paragraf 1 (2) x)

Menkul Kıymetler Raporu’ndaki yanıltıcı beyanlar nedeniyle yatırımcılara verilen zararlar silinemez, ancak hızlı bilgi paylaşımı ile sonraki zararların önlenmesi mümkündür.

Toshiba örneğinde, Japon Custody Bankası ve Japon Master Trust Bankası’nın hisse fiyatındaki düşüş nedeniyle tazminat taleplerine karşı yaklaşık 160 milyon yen tazminat emri verildi ve bu davanın dışında, iç ve dış yatırımcılardan açılan davalardaki taleplerin toplam miktarının yaklaşık 1780 milyar yen olduğu belirtiliyor.

Hileli muhasebe ortaya çıktığında hemen bilgi paylaşımı yapılmış olsaydı, bu kadar büyük bir miktar olmayabilirdi ve ayrıca yatırımcıların güvenini kaybetmemiş olabilirdi.

Menkul Kıymetler ve Borsa Gözetim Komisyonu’na İhlallerin Erken Bildirimi

Finansal Menkul Kıymetler ve Borsa Yasası’nda, Menkul Kıymetler Raporu’ndaki yanıltıcı beyanlar gibi ihlaller hakkında, ihlalci yetkililerin cezai işlem uygulanmadan önce ihlal gerçeğini bildirdiği durumlarda, para cezasını %50 indirimli uygulayan bir sistem bulunmaktadır. (Madde 185, Paragraf 7, Madde 14)

Toshiba’nın yönetim kadrosu, Menkul Kıymetler ve Borsa Gözetim Komisyonu veya Finansal Hizmetler Ajansı gibi denetim veya rapor talepleri başlamadan önce, kendi ihlal eylemlerini bildirmiş olsaydı, 7.373.500.000 yen olan para cezası %50 indirimli olabilirdi.

Bu, şirketin toplumsal güvenilirliği veya marka imajı ile doğrudan ilgili olmasa da, uzmanların araştırması sonucunda belirlenebilecek hileli muhasebeyi yıllarca saklamak, yaraları daha da genişletir.

Özet

Hileli muhasebe ortaya çıktığında yanlış bir şekilde ele alınırsa, yıllar boyunca oluşturulan şirketin toplumsal itibarı ve marka imajı büyük ölçüde zarar görebilir.

Ayrıca, ilgili yasalar çok sayıdadır ve sadece paydaşlar değil, aynı zamanda Savcılık, Japon Adalet Ticaret Komisyonu, Japon Finansal Hizmetler Ajansı gibi ilgili kurumlar, halka açık borsalar ve medya gibi kuruluşlara da uygun bir yanıt verilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla, hileli muhasebe ortaya çıktığında, hangi prosedürlerin izleneceğini kendi başınıza belirlemek yerine, konusunda uzman ve deneyimli bir avukata önceden danışmanızı öneririz.

Büromuz Tarafından Alınan Önlemler

Monolith Hukuk Bürosu, özellikle IT ve internet hukuku olmak üzere hukukun çeşitli alanlarında yüksek uzmanlığa sahip bir hukuk firmasıdır. Büromuz, Tokyo Borsası Prime listesindeki şirketlerden erken aşama girişimlere kadar çeşitli durumlar için hukuki incelemeler gerçekleştirmektedir. Eğer bir sorununuz varsa, lütfen aşağıdaki makaleye başvurunuz.

https://monolith.law/contractcreation[ja]

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön