Güvenin zedelenmesi nedeniyle işin durması veya satışların azalması nedeniyle oluşan maddi zararlar için tazminat talep edebilir miyim?
Haksız bir eylemle haklarınız ihlal edildiğinde, bu eylemin yasadışı olduğu mahkeme tarafından kabul edildiğinde, failden tazminat talep edebilirsiniz.
Genel olarak, bir iftira davasında kabul edilen zararlar, davacının iftira eylemi nedeniyle maruz kaldığı tazminatlarla sınırlıdır ve maddi zararlar olarak kabul edilen kaçırılan kazançlar vb. nadiren kabul edilir.
Bir şirketin ekonomik yönündeki sosyal değerlendirmesini düşüren kredi iftirasından kaynaklanan zararlar, sadece manevi zararlarla sınırlı kalmayıp, kredi düşüklüğü nedeniyle işlem durdurma veya satış azalması gibi maddi zararlara da yol açabilir.
Kredi iftirasından kaynaklanan zararlar arasında, tazminatlar ve manevi zararlar dışındaki maddi zararlar nasıl ele alınmaktadır?
Gerçek mahkeme örneklerini dikkate alarak ayrıntılı bir şekilde açıklayacağız.
https://monolith.law/reputation/netslander-against-companies[ja]
https://monolith.law/reputation/honor-infringement-and-intangible-damage-to-company[ja]
Maddi ve Manevi Zarar Talepleriyle Açılan Davalar
Kontakt lens üretimi ve satışı yapan bir şirket, satış mağazalarında dağıtılan broşürler ve beraberindeki göz hastanesinde yapılan açıklamalarla, kendi ürünlerinin itibarı ve toplumsal değerlendirmesinin zedelendiğini iddia ederek, haksız fiil temelinde maddi ve manevi zarar talebinde bulunan bir dava örneği bulunmaktadır.
https://monolith.law/reputation/trust-damage-crime-establishment[ja]
Davanın Seyri
Davacı, davalı şirketin işlettiği mağazada, müşterilere karşı aşağıdaki uygulamaların rutin olarak yapıldığını ve bu durumun toplumsal değerlendirmesini ve itibarını zedelediğini iddia etmiştir:
- Davacı şirketin ürünleri hakkında “Su içeriği düşük ve lensler incedir. Bu nedenle, kornea (göz bebeği) yüzeyindeki hücrelerin oksijen eksikliği nedeniyle ölüp soyulma riski vardır” ifadesinin yer aldığı broşürlerin dağıtıldığı
- Beraberindeki göz hastanesinde de “Gözü kolayca yaralar”, “iltihap oluşturma riski vardır”, “kolayca yırtılır” gibi açıklamaların yapıldığı
Davalı mağaza, neredeyse %100 oranında beraberindeki göz hastanesinin doktorlarının yazdığı reçetelerle kontakt lens satmaktadır ve reçete içerikleri beraberindeki göz hastanesinin personeli tarafından bilgisayara girilir ve bu içerik hakkında bitişikteki mağaza ile veri paylaşılır ve yakın bilgi alışverişi yapılır.
Davacının İddia Ettiği Zarar Miktarı
Davacı, davalıların ürünleri hakkındaki iftira ve hakaretlerin davacının toplumsal değerlendirmesini ve itibarını önemli ölçüde düşürdüğünü, bu nedenle davacının büyük manevi zarara uğradığını belirterek, 10 milyon yen tazminat talep etmiştir.
Ayrıca, maddi zararlar için, 2003 yılı Eylül ayından (Gregorian takvimine göre) dava açılıncaya kadar olan 11 aylık dönemdeki işletme karının ihlali nedeniyle zarar miktarının 120 milyon yen olacağını belirterek, bunun bir kısmı olan 50 milyon yenin ödenmesini talep etmiştir.
Davacı, manevi zararlar için 10 milyon yen, maddi zararlar için 50 milyon yen olmak üzere toplamda 60 milyon yen ödeme talep etmiştir.
Mahkemenin Kararı
Mahkeme, “Davacının belirttiği broşür ve açıklamaların, aşağıdaki üç gerçeği belirttiği ve bunların hepsinin davacının toplumsal değerlendirmesini ve itibarını düşürdüğü” sonucuna vardı.
- Diğer ürünlere göre daha kolay yırtılır. (Müşterilere ürünün kalitesinin diğer ürünlere göre daha düşük olduğu izlenimini verir)
- Diğer ürünlere göre gözü daha kolay yaralar. (Müşterilere gözü yaralayabilecek tehlikeli bir ürün olduğu izlenimini verir)
- Kullanıldığında, kornea yüzeyindeki hücrelerin oksijen eksikliği nedeniyle ölüp soyulma riski vardır. (Müşterilere göze zarar verebilecek tehlikeli bir ürün olduğu izlenimini verir)
Mahkeme, “Bunların hiçbirinin gerçek olduğunu kabul edemeyiz ve davalıların bu gerçeklerin doğru olduğuna inanmak için makul bir nedeni olduğunu kabul edemeyiz.” diyerek itibar zedelenmesini kabul etti ve
“Broşür ve açıklamaların içeriği ve bunların genel müşterilere verdiği izlenim, davacının toplumsal statüsü, davalıların haksız fiilinin durumu, bu dava ile ortaya çıkan tüm durumları göz önünde bulundurduğumuzda, davacının uğradığı manevi zararın 5 milyon yen olduğunu kabul etmek uygun olacaktır.”
Tokyo Bölge Mahkemesi, 26 Nisan 2006 (Gregorian takvimine göre) Kararı
dedi.
Ayrıca, maddi zararlar için,
“Maddi zararın miktarını hesaplamanın, doğası gereği önemli zorluklarla karşılaşacağı söylenebilir. Bu tür durumları genel olarak göz önünde bulundurduğumuzda, davacının maddi zararları, zararın doğası gereği miktarını kanıtlamanın son derece zor olduğu durumlar (Japon Medeni Usul Kanunu 248. Madde) kapsamında olmalıdır.”
“Bu nedenle, mahkememiz, duruşmanın tüm özeti ve kanıt incelemesinin sonuçlarına dayanarak, davacının işletme karına eşdeğer zarar miktarını 10 milyon yen olarak kabul edecektir.”
Tokyo Bölge Mahkemesi, 26 Nisan 2006 (Gregorian takvimine göre) Kararı
diyerek, manevi zararlar için 5 milyon yen, maddi zararlar için 10 milyon yen olmak üzere toplamda 15 milyon yen ödeme yapılmasını davalı tarafa emretti.
Burada bahsedilen Japon Medeni Usul Kanunu’nun 248. maddesi,
“Zararın meydana geldiği kabul edilen durumlarda, zararın doğası gereği miktarını kanıtlamanın son derece zor olduğu durumlarda, mahkeme, duruşmanın tüm özeti ve kanıt incelemesinin sonuçlarına dayanarak, makul bir zarar miktarını kabul edebilir.”
Japon Medeni Usul Kanunu Madde 248
şeklindedir. Yüksek Mahkeme de Japon Medeni Usul Kanunu’nun 248. maddesinin aktif olarak kullanılmasını teşvik etmektedir.
Özet
İtibar zararından kaynaklanan maddi hasarın miktarını hesaplamak, doğası gereği oldukça zor olabilir ve çoğu zaman kabul edilmeyebilir.
Mahkemelerin, Japon Medeni Usul Kanunu’nun 248. maddesini (Japanese Civil Procedure Law) aktif bir şekilde kullanmayı düşünmeleri gerekmektedir.
Dava açarken, iddia edilen hasar miktarını hesaplamanız ve belge gibi kanıtların hazırlanması da önemlidir.
Bu tür karmaşık durumlarla başa çıkmak için, hemen bir uzmana başvurmanız önerilir.