Taşıma bantlı bir suşi restoranında rahatsızlık veren ve kasıtlı olarak tabakları yalayan vb. bir kişinin hukuki sorumluluğu nedir?
Bir dönem, çalışanların market içinde buzdolabına girdiği ya da ürünleri izinsiz tükettiği eylemlerin videolarının ve fotoğraflarının sosyal medyada yayılması, ilgili mağazanın belirlenmesi ve hatta boykot hareketlerine kadar gelişen ‘yarı zamanlı terör’ konusu oldu. ‘Yarı zamanlı terör’ örnekleri hala zaman zaman görülse de, son zamanlarda mağaza ziyaretçilerinin ekipman veya ürünleri tahrip etmesi konusu gündeme gelmektedir.
Peki, müşterilerin rahatsız edici davranışlarına karşı hangi türden hukuki sorumluluklar doğar? Bu sefer, döner sushi restoranında ürün ve ekipmanlara yapılan şaka videolarının yayılmasını örnek alarak, bu konuyu açıklamaya devam edeceğiz.
Çok Sayıda Döner Sushi Restoranında Meydana Gelen Rahatsız Edici Davranışlar
2023 yılı Ocak ayında, SNS üzerinde döner sushi restoranlarında müşteriler tarafından yapılan rahatsız edici davranışların videoları peş peşe yayınlandı.
Döner sushi zinciri “Sushiro”da, genç bir erkeğin parmağına tükürdüğü tükürüğü, dönen sushiye sürdüğü veya masada bulunan soya sosu şişesini ve kullanılmamış çay fincanını yalayıp geri koyduğu bir video yayıldı.
Ayrıca, Zensho Holdings’in işlettiği döner sushi zinciri “Hama Sushi”nin mağazalarında, bazı müşterilerin izinsiz olarak sushiye wasabi eklediği bir video SNS üzerinde yayınlandı ve yayıldı, eleştirilere neden oldu. Ayrıca, başkalarının sipariş ettiği sushiyi tabağı almadan sadece sushiyi almak gibi davranışlar da tepki çekti.
Bu tür zararları ciddiye alan mağaza tarafı, zarar raporunu polise sunacak duruma geldi.
Referans makale: Sushiye tükürük, yaladığı çay fincanını geri koyuyor… Sushiro’da da rahatsız edici video, polise danışma (Sankei Gazetesi makalesi)
Raporlara göre, hem cezai sorumluluk hem de hukuki sorumluluk arayan şirketler de var ve gelecekteki gelişmeler dikkatle izleniyor.
Döner Sushi Restoranlarında Rahatsız Edici Davranışların Ceza Sorumluluğu
Döner sushi restoranlarında çeşitli rahatsız edici davranışların videoları yayılmaktadır ve bu tür davranışlar ceza sorumluluğu doğurabilir. Aşağıda, bu makalenin yazıldığı sırada basında yer alan bilgilere dayanarak, oluşabilecek suçlar hakkında açıklama yapacağız.
Fiziksel Tahribat Olmasa Bile Mala Zarar Verme Suçu Oluşabilir
Dönen sushiye tükürmek veya diğer müşteriler için bırakılan soya sosu şişesi veya çay bardağını yalamak ve sonra geri koymak gibi eylemler, mala zarar verme suçu oluşturabilir.
Mala zarar verme suçunun “zarar verme” anlamı, hukuki görüş ve örnek olaylara göre, malın kullanımını bozan her türlü eylemi ifade eder. Yani, malın fiziksel olarak tahrip edilmesi gerekmez, örneğin, bir örnekte, bir tabağa işemek gibi durumlarda da malın kullanımı bozulmuş olarak kabul edilir ve bu suç oluşur (Büyük Karar, Meiji 42 (1909), 16 Nisan, Ceza Kayıtları 15. cilt, 452. sayfa).
Dolayısıyla, elbette belirli bir duruma bağlı olarak, dönen sushiye tükürmek veya diğer müşteriler için bırakılan soya sosu şişesi veya çay bardağını yalamak ve sonra geri koymak gibi eylemler, mala zarar verme suçu oluşturabilir (Japon Ceza Kanunu’nun 261. maddesi).
İşleri Bozma Suçu Oluşabilir
Ayrıca, dönen sushiye tükürmek gibi eylemler, işleri bozma suçu oluşturabilir.
İşleri bozma suçu, yanıltıcı söylentilerin yayılması, hile veya güç kullanarak işleri bozma durumunda oluşur (Japon Ceza Kanunu’nun 233. maddesi son fıkrası, 234. maddesi).
Burada “hile” olarak adlandırılan durum, bir kişiyi aldatmak veya bir kişinin yanılgısını veya bilgisizliğini kullanmak anlamına gelir. Örneğin, bir sushi restoranında, sushiye tükürmek veya soya sosu şişesi veya çay bardağı yalamak ve sonra geri koymak ve bu durumu sosyal medyada paylaşmak durumunu düşünelim. Bu durumu gören izleyiciler, restoranın hijyenik olmadığını düşünerek, bu restoranda yemek yemekten çekinebilirler.
Ayrıca, sosyal medyada paylaşılmaması durumunda bile, yukarıdaki eylemleri gerçekleştiren kişi, restoranın diğer soya sosu şişelerinin de kirletilmiş olabileceğinden şüphelenir. Sonuç olarak, tüm soya sosu şişelerini yıkamak veya duruma bağlı olarak atmak zorunda kalabilirler. Bu şekilde, tek bir kişinin eylemi nedeniyle, restoranın tüm hijyen uygulamalarını gözden geçirmesi gerekebilir. Dolayısıyla, yukarıdaki eylemler, işleri bozma suçu oluşturabilir.
Not: İşleri bozma suçu, suç sonucu gerçekleşmese bile, suç sonucunu doğurabilecek eylemlerle oluşur (soyut tehlike suçu). Yani, suçlu yukarıdaki eylemleri gerçekleştirdiğinde, sosyal medya izleyicilerinin sushi restoranına gitmeyi bıraktığı veya restoranın soya sosu şişelerini veya çay bardaklarını gerçekten yıkadığı veya attığı kanıtlanamasa bile, işleri bozma suçu oluşabilir.
İtibar Suçu Oluşabilir
Sushiye tükürdüğünüz bir videoyu paylaşırsanız, bu restoranda hijyenik olmayan sushi servis edildiği gerçeği, belirsiz birçok kişi tarafından bilinir hale gelir. Bu şekilde, restoranın itibarını zedeleyen bir gerçeği sosyal medyada paylaştığınızda, itibar suçu (Japon Ceza Kanunu’nun 230. maddesi 1. fıkrası) oluşabilir.
İtibar suçunun oluşumu hakkında daha ayrıntılı bilgi için aşağıdaki makaleye bakabilirsiniz.
Referans Makale: İtibar Suçu için Dava Şartları Nelerdir? Kabul Edilen Şartlar ve Tazminat Miktarını Açıklıyoruz[ja]
Suçlu Eğer Reşit Olmayan Bir Kişi İse
Suçlu eğer reşit olmayan bir kişi, yani 18 yaşın altında ise, suç oluşur. Ancak, suçlu 14 yaşın altında ise, suç oluşmaz (Japon Ceza Kanunu’nun 41. maddesi).
Not: 20 yaşın altındaki bir kişi suç işlediğinde, gençlik hukuku uygulanır ve genellikle, suçlunun durumu aile mahkemesi tarafından belirlenir.
Döner Sushi Restoranlarında Rahatsız Edici Davranışlar Karşısında Ortaya Çıkabilecek Medeni Sorumluluklar
Medeni hukuk açısından bakıldığında, rahatsız edici davranışta bulunan müşteri veya onun ebeveyni ne tür bir sorumluluk taşıyabilir?
Rahatsız Edici Davranışta Bulunan Müşterinin Sorumluluğu
Müşterinin rahatsız edici davranışı haksız bir eylemdir ve bu durum restorana zarar verirse, elbette, ilgili fail, haksız fiil nedeniyle tazminat sorumluluğu taşır (Japon Medeni Kanunu’nun 709. maddesi).
Ancak, kişilik olgunluğunun eksikliği veya zihinsel engel nedeniyle failin sorumluluk yeteneği eksikse, tazminat sorumluluğu taşımaz. Bu “sorumluluk yeteneği”, kişinin kendi eylemlerinin doğruluğunu veya yanlışlığını değerlendirebilecek zekâyı ifade eder. Kişilik olgunluğunun eksikliğinden kaynaklanan sorumluluk yeteneği eksikliği hakkında, herkes için geçerli bir yaş sınırı belirlemek zordur, ancak genellikle ilkokulu bitiren 12 yaşındaki bir çocuğun sorumluluk yeteneği olduğu kabul edilir.
Reşit Olmayanın Rahatsız Edici Davranışı İçin Ebeveynler Sorumlu mu?
Ebeveynlere yönelik tazminat sorumluluğu, yukarıda belirtilen “sorumluluk yeteneği”nin varlığına veya yokluğuna bağlı olarak, aşağıdaki iki maddeye dayanarak sorgulanabilir.
Öncelikle, rahatsız edici davranışta bulunan kişi, sorumluluk yeteneği eksik olan küçük bir çocuksa, mağdur, denetim görevini ihlal eden ebeveyni gerekçe göstererek ebeveyne tazminat talebinde bulunabilir (Japon Medeni Kanunu’nun 714. maddesi, 1. fıkra). Bu durumda, ebeveynlere (denetim görevlilerine) yönelik tazminat talebi genellikle daha kolay gerçekleştirilir.
Çünkü, bu denetim ihmalinin kanıtlanması gerekliliği, mağdur tarafından değil, denetim görevlisi tarafından taşınır ve denetim görevlisi olan ebeveynin “denetim görevini ihmal etmediğini” kanıtlaması gereklidir, bu da pratikte oldukça zordur (burada bahsedilen “denetim görevi”, “sonuçların önlenmesi için genel denetim görevi” olarak geniş bir şekilde yorumlanmaktadır).
Öte yandan, rahatsız edici davranışta bulunan kişi, örneğin bir lise öğrencisiyse ve failin sorumluluk yeteneği olduğu kabul edilirse, Japon Medeni Kanunu’nun 714. maddesine dayanarak failin ebeveynine tazminat talebinde bulunulamaz. Bu durumda, elbette failin kendisi tazminat ödeme yükümlülüğü taşır, ancak lise öğrencilerinin genellikle tazminat ödeyebilecek maddi gücü olmadığından, gerçek ödeme beklentisi zordur.
Bu nedenle, mağdur, ebeveynin denetim görevini ihlal ettiği gerekçesiyle, Japon Medeni Kanunu’nun 709. maddesine dayanarak ebeveyne tazminat talebinde bulunmayı düşünebilir. Ancak, 714. maddenin aksine, gerçekte ebeveynin denetim ihmalini mağdurun kanıtlaması son derece zordur, bu nedenle 709. maddeye dayalı ebeveynlere yönelik sorumluluk talebi zor olacaktır. Çünkü, bu kanıtlama, ebeveynin denetim ihmalinin olduğunu destekleyen somut bir gerçeğin varlığını ve ayrıca denetim ihmalinin sonucu ile arasındaki nedensellik ilişkisinin kanıtlanmasını gerektirir, bu da çok yüksek bir engel olarak kabul edilir.
Ek olarak, bu Sushiro olayında, yazı yazıldığı sırada gerçekler açık olmadığından bir şey söylemek zordur, ancak eğer failin ebeveyni, çocuğunun rahatsız edici davranışına eşlik etmişse, ortak haksız fiil kabul edilir ve sorumluluk talebinde bulunulabilir. Öte yandan, eğer ebeveyn orada değilse ve failin çocuğu daha önce suç işlememişse veya polis tarafından gözaltına alınmamışsa, ebeveynin denetim ihmalini gerekçe gösteren tazminat talebi zor olacaktır.
Tazminat Miktarı Ne Olacak?
Sosyal medya üzerindeki gönderilerin başlattığı itibar zararları nedeniyle, restoran işletmesi durdurulabilir, bu süre zarfında satışları kaybedebilir, itibarını geri kazanmak için önlemler alabilir ve bu durum büyük zararlara neden olabilir. Bu tür maliyetler, rahatsız edici davranış ve bu davranışın kaydedildiği video vb. yayınları nedeniyle doğrudan zararlardır, bu nedenle bu maliyetler için tazminat talebinde bulunulması olasıdır.
Ayrıca, bu Sushiro olayında, itibar zararları nedeniyle şirketin piyasa değerinin 170 milyar yen düştüğü bildirildi. Bu tür kayıplar da dahil olmak üzere, tazminat talebinin ne kadar kabul edileceği, rahatsız edici davranış ve yayın ile zarar arasındaki nedensellik ilişkisini mahkemenin ne kadar kabul edeceğine bağlıdır.
Elbette, büyük bir zarar miktarını ödeme yeteneği olan bir kişi olması gerçekçi değildir. 2013 yılında, bir part-time çalışanın bulaşık makinesine girerek sözde “part-time terörü”ne neden olması ve restoranın iflas etmesi sonucu, failden 13.85 milyon yen tazminat talep edilerek dava açıldı. Ancak, bu olayda, gönderen restorana sadece 2 milyon yen ödeyerek bir uzlaşma ile sona erdi.
Bu Sushiro olayında, restoran, fail karşısında kararlı bir tutum sergiliyor ve failin sorumluluğunu sorgulamadan sessiz kalmayacağı görülüyor.
Gönderinin Yayılmasına Katkıda Bulunan Kullanıcılar da Hukuki Sorumluluk Taşır mı?
Yayın yapan kişiye sorumluluk talebinde bulunmak için, yayın anonim bir hesap tarafından yapılmışsa, gönderenin bilgilerini açığa çıkarma talebi adı verilen bir işlemi takip ederek, bu gönderenin kimliğini belirlemeli ve bu kişiye haksız fiil nedeniyle tazminat talebinde bulunmalısınız.
Bu olay, çok sayıda dikkat çekti ve çok sayıda tartışma başlattı ve birçok kişi sosyal medya vb. üzerinden kendi görüşlerini yayınlıyor. Bu gönderilerin içeriğine bağlı olarak, restoran yukarıdaki işlemleri takip edebilir ve her bir gönderenin sorumluluğunu sorgulayabilir. Gönderenin bilgilerini açığa çıkarma talebi hakkında, aşağıdaki makalede açıklanmıştır, lütfen referans alınız.
İlgili Makale: Gönderenin Bilgilerini Açığa Çıkarma Talebi Nedir? Avukatın Yöntem ve Dikkat Noktalarını Açıklıyor[ja]
Özet: İtibar Zararına Karşı Önlemler İçin Bir Avukata Danışın
Bu yazıda, son zamanlarda gündemde olan rahatsız edici davranışlar ve bu tür gönderiler nedeniyle failin hem sivil hem de cezai yükümlülüklerini açıkladık. Bu tür gönderilere bağlı olarak oluşan itibar zararları, şirketlerin son derece büyük zararlar görmesine neden olabilir, bu nedenle hızlı bir şekilde hukuki önlemler almak önemlidir. İtibar zararına karşı önlemlerle ilgili bir sorunuz varsa, lütfen bir avukata danışın.
Hizmetlerimiz Hakkında Bilgi
Monolith Hukuk Bürosu, özellikle IT ve internet hukuku alanında geniş deneyime sahip bir hukuk firmasıdır. Son yıllarda, internet üzerinde yayılan itibar zararları ve iftira bilgilerini göz ardı etmek ciddi zararlara yol açabilir. Büromuz, itibar zararları ve alevlenme önleme çözümleri sunmaktadır. Ayrıntılar aşağıdaki makalede belirtilmiştir.
Monolith Hukuk Bürosu’nun hizmet alanları: İtibar Zararı Önleme[ja]
Category: Internet