MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japonya Şirket Hukukunda Şirketin Feshi: Anlamı ve Prosedürün Açıklaması

General Corporate

Japonya Şirket Hukukunda Şirketin Feshi: Anlamı ve Prosedürün Açıklaması

Şirketlerin yaşam döngüsünde “dağılma”, son aşamalardan biri olarak kabul edilir. Bu süreç, şirketin ticari faaliyetlerini resmi olarak sonlandırmak ve tüzel kişiliğini ortadan kaldırmak için yasal işlemlerin başlatılmasını ifade eder. Ancak, “dağılma” terimi sık sık “iflas” ile karıştırılabilir. Bu iki kavramı net bir şekilde ayırt etmek, Japon şirketler hukuku (Japanese Corporate Law) anlamında ve doğru yönetim kararları almak için son derece önemlidir. İflas, esas olarak mali yetersizlik gibi finansal çöküş durumlarını ifade ederken, dağılma daha geniş bir neden yelpazesini kapsar. Örneğin, iş hedeflerinin gerçekleştirilmesi, bir halefin olmaması nedeniyle işletmenin gönüllü olarak sonlandırılması veya finansal olarak sağlam bir şirketin, organizasyonel yeniden yapılanmanın bir parçası olarak stratejik bir kararla dağılma seçeneğini tercih etmesi de mümkündür. Bu nedenle, dağılma her zaman yönetim başarısızlığını ifade etmez ve planlı bir kurumsal stratejinin bir parçası olarak uygulanabilir. Şirket dağıldığında, normal ticari faaliyetlerini sürdürme yeteneğini kaybeder ve “tasfiye” aşamasına geçer. Tasfiye işlemleri, şirketin varlıklarını nakde çevirme, borçları ödeme ve kalan varlıkları hissedarlara dağıtma sürecidir. Bu makalede, Japon şirketler hukuku çerçevesinde şirket dağılmasına odaklanarak, yasal anlamını, yasal olarak belirlenen dağılma nedenlerini, uzun süre faaliyet göstermeyen şirketlere uygulanan “varsayılan dağılma” gibi özel bir düzenlemeyi ve bir kez dağılmış bir şirketi yeniden ticari faaliyetlerde bulunabilecek duruma getiren “şirketin devamı” hakkında, somut yasalar ve mahkeme kararlarına dayanarak ayrıntılı bir şekilde açıklama yapacağız.

Japonya’da Şirketin Feshi Nedir?

Japon şirket hukukuna göre, şirketin “feshi”, bir anonim şirketin kâr amacı güden faaliyetlerini durdurması ve hukuki ilişkilerini düzenleyen tasfiye işlemlerine girmesine neden olan hukuki bir gerçekliği ifade eder. Önemli bir nokta, feshin şirketin tüzel kişiliğinin hemen sona ermesine yol açmadığıdır. Feshedilen şirket, o andan itibaren “tasfiye halindeki şirket” olarak var olmaya devam eder ve yalnızca tasfiye amaçları doğrultusunda faaliyet gösterir. Bu, şirketin bir “devam eden işletme (going concern)” olarak iş yapma statüsünü kaybedip, hukuki sonlandırma işlemleri için özel bir varlık formuna geçiş yaptığı anlamına gelir.

Bu geçiş, şirket yönetimi ve özellikle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk ve yükümlülüklerinde temel bir değişikliğe neden olur. Normal iş faaliyetlerini yürüten bir şirketin yönetim kurulu üyeleri, işletmeyi büyüterek hissedar değerini en üst düzeye çıkarma yükümlülüğü taşır. Ancak, şirket feshedilip tasfiye aşamasına girdiğinde, ana görevleri şirket varlıklarını adil bir şekilde yönetmek, tüm alacaklılara karşı borçları eşit bir şekilde ödemek ve ardından kalan varlıkları hissedarlara dağıtmak şeklinde değişir. Bu yükümlülüklerdeki dönüşümü anlamak, fesih sonrası hukuki riskleri yönetmede hayati önem taşır. Japon şirket hukukunun 475. maddesi (Japanese Companies Act Article 475), bir şirket feshedildiğinde, birleşme yoluyla sona erme veya iflas işlemleri devam ediyor olmadıkça, tasfiye işlemlerine başlanması gerektiğini açıkça belirtir. Dolayısıyla, fesih, şirketin faaliyetlerini basitçe durduran bir “kapatma düğmesi” değil, onun hukuki statüsünü ve yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerini kökten değiştiren bir “mod değiştirme düğmesi” olarak anlaşılmalıdır.

Japonya’da Şirketlerin Feshi: Japon Şirketler Hukuku Kapsamında

Japon Şirketler Hukuku, bir anonim şirketin feshedilmesi için belirli nedenleri sınırlı bir şekilde sıralar. Japon Şirketler Hukuku’nun 471. maddesine göre, bir anonim şirket aşağıdaki nedenlerle feshedilir:

  • Ana sözleşmede belirlenen sürenin dolması
  • Ana sözleşmede belirlenen fesih nedenlerinin gerçekleşmesi
  • Genel kurul kararı
  • Birleşme (şirketin birleşme sonucu ortadan kalkması durumunda)
  • İflas işlemlerinin başlatılması kararı
  • Feshi emreden mahkeme kararı

Bu nedenler, şirketin iradesine dayalı gönüllü olanlar ve dış faktörler veya yargı kararları ile zorunlu kılınanlar olarak ikiye ayrılabilir. Özellikle proje bazlı şirketlerde, ana sözleşmede belirli bir süre veya belirli fesih nedenleri önceden belirlenir.

Uygulamada, en yaygın kullanılan fesih yöntemi ‘genel kurul kararı’dır. Bu, şirketin sahipleri olan hissedarların, kendi iradeleriyle şirketin iş faaliyetlerini sonlandırma kararını aldıkları bir süreçtir. Şirketin feshi, varlığının devamı ile ilgili son derece önemli bir karar olduğu için, Japon Şirketler Hukuku’nun 309. maddesinin 2. fıkrasının 11. bendi, normal kararlardan daha katı bir ‘özel karar’ gerektirir. Özel kararın alınabilmesi için, genellikle, oy kullanma hakkına sahip hissedarların yarısından fazlasının toplantıda hazır bulunması ve hazır bulunan hissedarların oylarının üçte ikisinden fazlasının onayı gereklidir.

Bu ‘üçte iki ve üzeri’ şartı, yönetim stratejisi açısından son derece önemlidir. Bu, oy haklarının üçte birinden fazlasına sahip bir hissedarın, fesih kararına karşı çıkarak bunu engelleyebileceği anlamına gelir. Yani, azınlık hissedarlar bile, üçte birin üzerinde bir paya sahip olmaları durumunda, şirketin feshine karşı fiili bir veto hakkı (blokaj hakkı) kazanırlar. Bu durum, özellikle ortak girişimlerin (joint venture) kurulması veya birden fazla ana hissedarın bulunduğu şirketlerin sermaye politikalarında dikkatle değerlendirilmesi gereken stratejik bir unsurdur.

Fesih NedeniDayanak MaddeNitelikAna Özellikler
Ana sözleşmede belirlenen sürenin dolmasıŞirketler Hukuku 471. madde 1. fıkraGönüllüKuruluş sırasında belirlenen sürenin gelmesi durumu.
Ana sözleşmede belirlenen fesih nedenlerinin gerçekleşmesiŞirketler Hukuku 471. madde 2. fıkraGönüllüKuruluş sırasında belirlenen belirli koşulların gerçekleşmesi durumu.
Genel kurul kararıŞirketler Hukuku 471. madde 3. fıkraGönüllüEn yaygın özgür iradeyle fesih yöntemi. Özel karar gereklidir.
Birleşme (ortadan kalkan şirket durumunda)Şirketler Hukuku 471. madde 4. fıkraGönüllüOrganizasyonel yeniden yapılandırmanın bir parçası. Hak ve yükümlülükler devam eden şirkete geçer.
İflas işlemlerinin başlatılması kararıŞirketler Hukuku 471. madde 5. fıkraZorunluMali iflas durumu. Mahkeme süreci gerektirir.
Feshi emreden mahkeme kararıŞirketler Hukuku 471. madde 6. fıkraZorunluHissedarlar arası çatışma gibi kaçınılmaz durumlarda mahkeme tarafından emredilir.

Japon Hukuku Altında Şirketin Feshi Talebi Üzerine Yargı Kararları

Şirketin feshi nedenleri arasında, hissedarların mahkemeye şirketin feshini talep etmeleri gibi özel bir prosedür bulunmaktadır. Japon Şirketler Kanunu’nun (日本の会社法) 833. maddesi, şirketin işlerinin yürütülmesinin aşırı derecede zorlaştığı ve şirkete geri dönülemez zararların oluşabileceği durumlar gibi “kaçınılmaz nedenler” olduğunda, toplam hissedarların oy haklarının onda birinden fazlasına sahip olan hissedarların şirketin feshini dava edebileceğini belirtir. Ancak, mahkemenin şirketin feshine karar vermesi, şirketin tüzel kişiliğini zorla sona erdiren çok güçlü bir önlem olduğundan, bu karar son derece dikkatli bir şekilde verilir.

Bu konuyla ilgili önemli bir yargı kararı olarak, Tokyo Bölge Mahkemesi’nin 2016 yılı 1 Şubat (平成28年2月1日) tarihli kararı bulunmaktadır. Bu dava, hisselerini %50’şer payla sahip olan iki hissedarın tamamen çatıştığı ve yönetim kurulu üyelerinin seçilemediği, şirketin karar alma mekanizmasının tamamen durduğu bir aile şirketiyle ilgiliydi. Hissedarlardan biri, bu çıkmazı aşmak için şirketin feshini talep ederek dava açtı.

Mahkeme, hissedarlar arasındaki çatışmanın ciddi olduğunu ve hissedarlar kurulu ile yönetim kurulunun işlevsiz hale geldiğini tespit etti. Bunun üzerine, şirketin bu şekilde devam etmesinin anlamsız olduğu ve hisse transferi gibi diğer çözüm yollarının da mümkün olmadığı sonucuna vardı. Nihayetinde, mahkeme “işlerin yürütülmesinde aşırı zorluklar” ve “kaçınılmaz nedenler” bulunduğunu kabul ederek, şirketin feshine karar verdi.

Bu kararın gösterdiği önemli nokta, mahkemenin fesh kararının, sadece hissedarlar arasındaki fikir ayrılıkları veya yönetim politikalarındaki çatışmaları gerekçe olarak kabul etmediğidir. Mahkeme, feshi “son çare” olarak konumlandırmakta ve şirketin varlığının artık imkansız olduğu kadar ciddi ve kalıcı işlev bozukluğu durumlarında bu güçlü önlemi devreye sokmaktadır. Ayrıca, mahkeme, fesh talebinin karşı taraf hissedar üzerinde haksız bir baskı oluşturmak için bir hak ihlali olup olmadığını da inceleyebilir. Dolayısıyla, fesh talebi davaları, yönetim çatışmalarını çözmek için bir başlangıç stratejisi olarak değil, tüm müzakere yolları tükenmiş olduktan sonra son çare olarak anlaşılmalıdır.

Japonya’da Uyuyan Şirketlerin Farazi Feshi Sistemi

Japon şirket hukukunda, “uyuyan şirketlerin farazi feshi” adında benzersiz bir sistem bulunmaktadır. Bu sistem, uzun süredir herhangi bir iş aktivitesi göstermeyen ve kayıtlarında değişiklik yapılmamış şirketleri, hukuken feshedilmiş olarak kabul eden bir düzenlemedir. Japon şirket hukukunun 472. maddesinin 1. fıkrası, “uyuyan şirket”leri, yani son kayıt değişikliğinin üzerinden 12 yıl geçmiş anonim şirketleri, bu sistemin kapsamına alır.

Bu sistemin iki amacı vardır. Birincisi, ticaret sicilinin güvenilirliğini korumaktır. Gerçek bir varlığı olmayan şirketlerin sicilde kalması, ticari işlemlerin güvenliğini tehlikeye atabilir. İkincisi, uyuyan şirketlerin suç örgütleri tarafından satın alınarak dolandırıcılık gibi yasa dışı faaliyetlerde kullanılmasını önlemektir. Adalet Bakanlığı, bu sorunlarla mücadele etmek için düzenli olarak uyuyan şirketlerin temizlenmesi işlemini yürütmektedir.

Bu işlem, idari bir süreç tarafından otomatik olarak yürütülür. Örneğin, 2024 (Gregoryen takvimi) yılında yapılan temizlik işlemi aşağıdaki takvime göre gerçekleştirilmiştir:

  1. İlk olarak, 2024 yılının 10 Ekim tarihinde Adalet Bakanı tarafından resmi gazetede bir ilan yayımlanmıştır.
  2. Aynı zamanda, ilgili Adalet Dairesi tarafından hedeflenen uyuyan şirketlerin kayıtlı merkez adreslerine bir bildirim gönderilmiştir. Ancak, bu bildirimin ulaşmaması durumunda bile süreç durdurulmaz.
  3. Bildirimi alan şirketlerin, yani 2024 yılının 10 Aralık tarihine kadar “işlerini henüz sonlandırmadıklarını” bildiren bir beyanname sunmaları veya gerekli yönetim değişiklikleri gibi kayıtları güncellemeleri gerekmekteydi.
  4. Bu süre içinde herhangi bir işlem yapmayan şirketler, 11 Aralık 2024 tarihinde feshedilmiş olarak kabul edilmiş ve kayıt memuru tarafından resmi fesih kaydı yapılmıştır.

Bu sistem, istemeden değerli bir şirketi kaybetme riskini barındırmaktadır. Örneğin, yabancı bir ana şirketin Japonya’da geçici olarak işlerini durdurmuş bir yan şirketi olduğunu düşünün. Bu yan şirket, gayrimenkul veya fikri mülkiyet hakları gibi değerli varlıklara sahip olsa bile, Japon şirket hukukunun talep ettiği yönetim kurulu üyelerinin görev süresi (en fazla 10 yıl) değişikliklerini ihmal eder ve 12 yıl geçerse, otomatik olarak farazi fesih kapsamına girer. Bildirimler kayıtlı adrese gönderildiği için, eğer bu adres eski veya yönetilmeyen bir adres ise, ana şirket yan şirketin feshedilme tehlikesi altında olduğunu fark etmeden süreç tamamlanabilir. Bu, basit bir idari ihmalin telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilecek “idari bir tuzak” olabileceğini göstermekte ve faaliyet durumundan bağımsız olarak, tüm şirketlerin temel hukuki uyumunun önemini vurgulamaktadır.

Japonya’da Şirketin Feshinden Sonra Devamı

Bir şirket bir kez feshedilse bile, belirli koşullar altında, bu kararı iptal ederek iş faaliyetlerine yeniden başlayabilir. Bu işleme “şirketin devamı” denir. Japon Şirketler Kanunu’nun 473. maddesi (日本の会社法第473条), şirketin devamı ile ilgili hükümleri içermektedir.

Şirketin devamı, feshin nedenine göre mümkün olup olmadığına göre değişir. Devam edebilme, ①tüzükte belirlenen sürenin dolması, ②tüzükte belirlenen fesih nedenlerinin gerçekleşmesi, ③hissedarlar kurulunun kararı gibi isteğe bağlı nedenlerle feshedildiğinde mümkündür. Ayrıca, daha önce bahsedilen “dormant şirketlerin varsayılan feshi” nedeniyle feshedilmiş olarak kabul edilen durumlarda da şirketin devamına izin verilir. Bu durumlarda, şirketin likidasyonu tamamlanana kadar, hissedarlar kurulunun özel kararı (Japon Şirketler Kanunu’nun 309. maddesi 2. fıkrası 11. bendi) ile şirketi devam ettirebilirsiniz.

Öte yandan, şirketin devamının mümkün olmadığı durumlar da vardır. Özellikle, birleşme sonucu ortadan kalkma, iflas işlemlerinin başlatılması veya mahkeme tarafından verilen fesih emri ile feshedilmişse, şirketi devam ettiremezsiniz. Bu tür fesihler, şirketin iradesini aşan veya yargısal karara dayanan nihai olarak yorumlanan durumlar olduğu için böyledir.

Özellikle dikkat edilmesi gereken, varsayılan fesih durumunda zaman sınırlamasıdır. Varsayılan fesih nedeniyle feshedilmiş olarak kabul edilen bir şirketin devam edebilmesi, feshedildiği varsayılan tarihten itibaren sadece 3 yıl ile sınırlıdır. Bu 3 yıllık süre, yönetimsel ihmalin düzeltilmesi için verilen bir tür “zaman aşımı” gibidir. Eğer varsayılan fesih gerçeğini 3 yıldan fazla süre fark etmezseniz, o şirketi yeniden canlandırma fırsatı sonsuza dek kaybolur ve likidasyon işlemlerini tamamlamaktan başka bir seçeneğiniz kalmaz. Şirketin devamı, esnek iş kararları almayı mümkün kılan güçlü bir araçtır, ancak kullanımının açık koşulları ve zaman sınırlamaları olduğunu anlamak önemlidir.

Özet

Japon şirketler hukukunda, iflas ve feshetme, bu makalede ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere, açık bir şekilde ayrılmaktadır. Genellikle finansal çöküş durumlarını, örneğin borçların varlıkları aşması gibi durumları ifade eden iflasa karşın, feshetme; iş hedeflerinin gerçekleştirilmesi, bir halefin olmaması nedeniyle gönüllü iş sonlandırılması veya organizasyonel yeniden yapılanmanın bir parçası olarak gerçekleştirilebilir. Bu ayrımı anlamak, Japon şirketler hukuku altında şirketlerin yaşam döngüsünü anlamak için önemlidir.

Monolith Hukuk Bürosu, Japonya’da geniş bir müşteri yelpazesine, bu makalede açıklanan şirket feshetmeleri de dahil olmak üzere, şirket yaşam döngüsüyle ilgili çeşitli hukuki hizmetleri sunmuş ve bu alanda zengin bir deneyime sahiptir. Büromuzda, Japon avukatlık sertifikasına sahip olmanın yanı sıra, İngilizce konuşan yabancı avukatlık sertifikalarına sahip uzmanlar da bulunmakta ve bu sayede uluslararası vakalarda dil engeli olmaksızın en yüksek standartlarda hukuki destek sağlayabilmekteyiz.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön