Japonya şirketler hukukunda şirket birleşmeleri, türleri ve gerekli prosedürler.

Japonya’da şirketler sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücünü artırmayı hedeflerken, organizasyonel yeniden yapılandırma vazgeçilmez bir stratejik seçenek haline gelmiştir. Bu bağlamda, şirket birleşmeleri, birden fazla şirketi bir araya getirerek yeni iş fırsatları yaratma ve yönetim verimliliğini artırma konusunda güçlü bir araç olarak öne çıkar. Birleşmeler, yalnızca iki veya daha fazla tüzel kişiliği birleştirmekle kalmaz, aynı zamanda iş, varlıklar, borçlar ve en önemlisi insan kaynaklarını yeniden yapılandırarak şirketin geleceğini büyük ölçüde etkileyen önemli bir hukuki süreçtir.
Bu makalede, Japonya’nın şirketler hukuku çerçevesinde şirket birleşmelerine odaklanarak, birleşme türleri, detaylı prosedürler, ilgili hissedarlar ve alacaklıların haklarının korunması, ayrıca prosedürleri basitleştiren basit ve hızlı birleşmelerin genel hatları hakkında derinlemesine bir açıklama sunacağız. Japonya’nın şirketler hukuku, birleşmelerle ilgili katı düzenlemeler getirmiştir ve bu yasal gereklilikleri doğru bir şekilde anlamak ve bunlara uymak, birleşmenin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından son derece önemlidir. Birleşmeler, iş ölçeğini genişletme, sinerji etkisi yaratma, maliyetleri azaltma, piyasa rekabet gücünü artırma veya grup içi organizasyonel yeniden yapılandırma gibi çeşitli stratejik hedeflere ulaşmak için güçlü bir araç olarak işlev görür. Örneğin, Japonya’nın şirketler hukuku 749. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendine göre, birleşme karşılığında hisse senedi verilmesi kabul edilmiştir ve bu sayede finansman yükü azaltılarak iş genişletilebilir.
Bu kapsamlı hak ve yükümlülük devri, bireysel varlık devri veya sözleşme aktarımının zahmetini ortadan kaldıran büyük bir avantaj sunarken, hissedarlar ve alacaklılar gibi paydaşlar üzerinde de büyük bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, Japonya’nın şirketler hukuku, birleşmenin etkinliğini sağlarken, bu paydaşların korunmasını amaçlayan detaylı prosedürleri zorunlu kılmaktadır. Bu makale, Japonya’nın şirketler hukuku çerçevesinde birleşmeyi değerlendiren hissedarlar, yöneticiler veya hukuk departmanları için pratik bir rehber olmayı hedeflemektedir. Birleşme süreci karmaşıktır ve birçok hukuki boyutu içerir, ancak bu açıklama sayesinde sürecin genel görünümünü ve her aşamada dikkat edilmesi gereken noktaları netleştirerek stratejik kararlarınızda yardımcı olmayı umuyoruz.
Şirket Birleşmesi Nedir?
Şirket birleşmesi, birden fazla şirketin yasal olarak tek bir yapı haline gelmesiyle gerçekleşen bir organizasyon yeniden yapılandırma yöntemidir. Japon Şirketler Hukuku’na göre, birleşmeler esas olarak “devralma birleşmesi” ve “yeni kuruluş birleşmesi” olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır.
Birleşmenin Tanımı ve Amacı
Birleşme, iki veya daha fazla şirketin bir sözleşme ile birleşerek tek bir tüzel kişilik altında toplanmasını ifade eder. Bu süreçte, sona eren şirketin tüm hak ve yükümlülükleri, devam eden veya yeni kurulan şirkete kapsamlı bir şekilde devredilir [Japon Şirketler Kanunu Madde 2, Madde 27, Madde 28]. Birleşmenin amacı çeşitlidir. Örneğin, iş hacminin genişletilmesi, pazar payının artırılması, rakiplerin ortadan kaldırılması, teknoloji ve bilgi birikiminin elde edilmesi, yönetim kaynaklarının etkinleştirilmesiyle sinerji yaratılması, grup içi organizasyonun yeniden yapılandırılması veya mali sıkıntı yaşayan şirketlerin kurtarılması gibi amaçlar sayılabilir. Özellikle, hisse senetleri karşılığında birleşme gerçekleştirildiğinde, finansman ihtiyacı olmadan ve düşük maliyetle iş genişletme gibi ekonomik avantajlar sağlanır.
Birleşmede hak ve yükümlülüklerin kapsamlı devri, bireysel sözleşme devri veya varlık transferi zahmetini ortadan kaldırarak işlemlerin verimliliğini artırır. Ancak, bu verimliliğin arka planında, birleşmenin alacaklılar veya hissedarların haklarına beklenmedik etkiler yapma olasılığı bulunur. Bu nedenle, Japon Şirketler Kanunu, bu kapsamlı devrin kolaylığından yararlanırken, birleşme tarafı şirketlerin tüm menfaat sahiplerini, özellikle alacaklılar ve azınlık hissedarlarını korumayı amaçlayan sıkı prosedürler zorunlu kılar. Bu sayede, birleşmenin yasal geçerliliği ve ilgili tarafların güveni sağlanarak, şirketlerin sürdürülebilir gelişimi hedeflenir.
Japon Şirketler Hukuku’nun Düzenlediği İki Tür Birleşme
Japon Şirketler Hukuku, birleşmeleri “devralma birleşmesi” ve “yeni kuruluş birleşmesi” olarak ikiye ayırır. Her bir birleşme türü, yasal yapısı ve pratik etkileri açısından önemli farklılıklar taşır.
Şirket Birleşmesi (Japon Şirketler Hukuku Madde 2, Fıkra 27)
Şirket birleşmesi, birleşme sonucunda ortadan kalkacak olan şirketin tüm hak ve yükümlülüklerini, birleşme sonrasında varlığını sürdüren şirketin devraldığı bir yöntemdir. Örneğin, A Şirketi B Şirketi’ni bünyesine kattığında, A Şirketi varlığını sürdüren şirket olur ve B Şirketi tüzel kişiliğini sona erdirir. B Şirketi’nin tüm varlıkları, borçları, sözleşme ilişkileri ve izinleri A Şirketi tarafından devralınır. Bu yöntemin avantajı, varlığını sürdüren şirketin mevcut tüzel kişiliğini koruması nedeniyle, izinlerin yeniden alınması veya sözleşmelerin yeniden düzenlenmesinin genellikle gereksiz olmasıdır. Ayrıca, halka açık bir şirket söz konusu olduğunda, varlığını sürdüren şirketin borsada işlem görmeye devam etme olasılığı yüksektir. Özellikle, varlığını sürdüren şirket, başlangıçta sahip olduğu izinlere ek olarak, ortadan kalkan şirketin izinlerini de devralır. Ortadan kalkan şirketin hissedarlarına, varlığını sürdüren şirketin hisse senetleri, tahvilleri veya nakit gibi karşılıklar sunulabilir. Bu karşılık seçeneklerinin genişliği, finansman esnekliği sağlayarak birleşmenin gerçekleştirilmesindeki engelleri azaltır.
Yeni Kuruluş Yoluyla Birleşme (Japon Şirketler Hukuku Madde 2, Fıkra 28)
Yeni kuruluş yoluyla birleşme, iki veya daha fazla şirketin birleşme sonucu sona erip, yeni kurulan bir şirketin bu sona eren şirketlerin tüm hak ve yükümlülüklerini devraldığı bir yöntemdir. Örneğin, A Şirketi ve B Şirketi yeni kuruluş yoluyla birleştiğinde, A ve B Şirketleri tüzel kişiliklerini sona erdirir ve yeni kurulan C Şirketi, A ve B Şirketlerinin tüm hak ve yükümlülüklerini devralır. Bu yapının ana özelliği, tüm taraf şirketlerin sona ermesi nedeniyle yönetim entegrasyonunun adilliğinin vurgulanmasının kolay olmasıdır. Ancak, yeni kurulan şirket yeni bir tüzel kişilik elde ettiği için, sona eren şirketlerin sahip olduğu izin ve ruhsatlar prensip olarak devralınmaz ve yeni kurulan şirketin bu izin ve ruhsatları yeniden alması gerekir. Ayrıca, Japon hukukuna göre yeni kuruluş yoluyla birleşmede nakit para birleşme karşılığı olarak verilebilir. Ancak, yeni kurulan şirket birleşme yoluyla kurulduğu için, kuruluş anında nakit para bulundurması genellikle beklenmez ve uygulamada hisse senedi karşılığı yaygındır. Bu nedenle, yeni kuruluş yoluyla birleşmede nakit ödeme sistemde dışlanmamış olsa da, pratikte zordur. Yeni kuruluş yoluyla birleşmede, hukuken nakit de karşılığa dahil edilebilir, ancak yeni kurulan şirketin kuruluş anında nakit bulundurmadığı için, uygulamada hisse senedi veya tahvil ile ödeme yaygındır. Halka açık şirketler için, yeni kurulan şirket olarak yeniden halka arz işlemlerinin yapılması gereklidir. Yeni kuruluş yoluyla birleşme, yeni bir kurumsal kültür ve organizasyon yapısını sıfırdan inşa etme fırsatı sunar, ancak bu durum, süreçlerin karmaşıklığını, zaman ve maliyeti artırma eğilimindedir.
Japonya’da emme yoluyla birleşme ve yeni kuruluş yoluyla birleşme seçimi, şirketin stratejik hedefleri, mevcut yasal ve ticari durum ve hissedarlar ile alacaklılar üzerindeki etkiler dikkate alınarak yapılmalıdır. Özellikle, izin ve ruhsatların devri veya halka arzın sürdürülmesi gibi pratik yönler, birleşme sonrası iş sürekliliği ile doğrudan bağlantılı olduğundan, dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
Japonya’da Şirket Birleşmeleri: Devralma ve Yeni Kuruluş Birleşmelerinin Karşılaştırılması
| Öğe | Devralma Birleşmesi | Yeni Kuruluş Birleşmesi |
| Tüzel Kişilik | Devam eden şirket mevcut tüzel kişiliğini korur ve sona eren şirketin tüzel kişiliği sona erer | Tüm taraf şirketler tüzel kişiliklerini sona erdirir ve yeni bir şirket kurulur |
| Hak ve Yükümlülüklerin Devri | Devam eden şirket, sona eren şirketin hak ve yükümlülüklerini kapsamlı bir şekilde devralır | Yeni kurulan şirket, sona eren şirketin hak ve yükümlülüklerini kapsamlı bir şekilde devralır |
| Hissedarlar İçin Karşılık | Hisse senedi, tahvil, nakit gibi esnek seçenekler mümkündür | Yeni kurulan şirketin hisse senedi, tahvil gibi seçeneklerle sınırlıdır, nakit mümkün değildir |
| İzin ve Ruhsatların Devri | Prensip olarak, devam eden şirket sona eren şirketin izin ve ruhsatlarını devralır | Yeni kurulan şirketin izin ve ruhsatları yeniden alması gerekir |
| Borsada İşlem Görme Durumu | Devam eden şirketin borsada işlem görmesi prensip olarak korunur | Yeni kurulan şirket için yeni bir borsa kotasyon süreci gereklidir |
| Tescil Etkinlik Tarihi | Birleşme sözleşmesinde belirlenen tarih | Yeni kurulan şirketin kuruluş tescilinin yapıldığı tarih |
| Kayıt Lisans Vergisi | Devam eden şirketin sermaye artışı üzerinden vergilendirilir | Yeni kurulan şirketin sermayesi üzerinden vergilendirilir |
| Prosedürlerin Basitleştirilmesi | Basit birleşme ve kısaltılmış birleşme uygulanabilir | Basit birleşme ve kısaltılmış birleşme uygulanamaz |
Japonya’da Birleşme Sözleşmesinin İmzalanması
Birleşme sürecinin ilk önemli adımı, birleşme tarafı olan şirketler arasında birleşme sözleşmesinin imzalanmasıdır. Bu sözleşme, birleşmenin temel şartlarını belirler ve sonraki tüm hukuki süreçlerin temelini oluşturur.
Birleşme Sözleşmesinin Hukuki Gereklilikleri
Japonya Şirketler Kanunu’nun 748. maddesi, “Şirketler, diğer şirketlerle birleşebilir. Bu durumda, birleşen şirketler birleşme sözleşmesi imzalamak zorundadır” şeklinde düzenleme yaparak, birleşme sözleşmesinin imzalanmasının birleşmenin hukuki bir gerekliliği olduğunu açıkça belirtir. Bu sözleşme, birleşme tarafları arasındaki anlaşmayı hukuki olarak bağlayıcı kılar ve içeriği, birleşmenin başarısı ve sonraki hukuki etkileri üzerinde doğrudan etkili olur. Birleşme sözleşmesi, birleşmenin hukuki temelini oluşturur ve ilgili taraflar arasındaki hak ve yükümlülük ilişkilerini netleştirmek için vazgeçilmez bir belgedir. Bu sıkı hukuki gereklilikler, birleşmenin şeffaflığını ve kesinliğini sağlamak ve gelecekteki anlaşmazlıkları önlemek için önemli bir rol oynar.
Birleşme Sözleşmesinin İçeriği
Birleşme sözleşmesi, Japonya Şirketler Kanunu tarafından belirlenen yasal içerikleri içermelidir. Bu içerikler, birleşmenin şartlarını netleştirir ve hissedarlar ile alacaklılar gibi menfaat sahiplerinin birleşmenin içeriğini doğru bir şekilde anlamalarını sağlamak için önemlidir.
Devralma birleşme sözleşmesinde, Japonya Şirketler Kanunu’nun 749. maddesinin 1. fıkrasına göre, aşağıdaki hususların belirlenmesi gerekmektedir.
- Devralma birleşmesi devam eden şirket ve devralma birleşmesi sona eren şirketin ticaret unvanı ve adresi
- Devralma birleşmesi sırasında devralma birleşmesi sona eren şirketin hissedarlarına verilecek karşılık (hisse senedi, tahvil, nakit vb.)
- Devralma birleşmesi sırasında devralma birleşmesi sona eren şirketin yeni hisse alma hakkı sahiplerine verilecek karşılık
- Yürürlük tarihi
Yeni kurulan birleşme sözleşmesinde, Japonya Şirketler Kanunu’nun 753. maddesinin 1. fıkrasına göre, aşağıdaki hususların belirlenmesi gerekmektedir.
- Yeni kurulan birleşme şirketinin amacı, ticaret unvanı, merkez adresi, ihraç edilebilir toplam hisse sayısı ve diğer tüzükle belirlenen hususlar
- Yeni kurulan birleşme şirketinin kuruluş aşamasındaki yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri gibi yöneticilere ilişkin hususlar
- Yeni kurulan birleşme sırasında yeni kurulan birleşme sona eren şirketin hissedarlarına verilecek karşılık (hisse senedi, tahvil vb.)
- Yürürlük tarihi
Bu yasal içeriklere ek olarak, taraf şirketler arasında kararlaştırılan isteğe bağlı içerikler de sözleşmeye dahil edilebilir. Sözleşme içeriği, belirli bir madde formatında yazılır ve her madde “Madde 1”, “Madde 2” şeklinde düzenlenir.
Ön Bilgilendirme Belgesinin Hazırlanması
Birleşme sözleşmesinin imzalanmasının ardından, taraf şirketler, birleşmeye ilişkin önemli bilgileri içeren ön bilgilendirme belgesini merkez ofislerinde bulundurmakla yükümlüdür (Japonya Şirketler Kanunu’nun 782. maddesinin 1. fıkrası, 794. maddesinin 1. fıkrası, 803. maddesinin 1. fıkrası). Bu belge, birleşmenin yürürlük tarihinden 6 ay önce başlayarak yürürlük tarihinden 6 ay sonrasına kadar (devralma birleşmesi sona eren şirket için yürürlük tarihine kadar) bulundurulur ve hissedarlar ile alacaklılar, mesai saatleri içinde her zaman bu belgeyi inceleme veya kopyasını talep etme hakkına sahiptir.
Ön bilgilendirme belgesi, birleşme sözleşmesinin içeriği, birleşme karşılığının uygunluğu ile ilgili hususlar, birleşme tarafı şirketlerin mali tabloları ve son mali yıl sonundan sonra meydana gelen önemli mal varlığı devirleri veya borç yükümlülükleri gibi bilgileri içerir. Bu sistemin amacı, birleşmenin hissedarlar ve alacaklılar üzerindeki etkilerini önceden açıklayarak, onların birleşmenin içeriğini yeterince değerlendirmelerini ve gerektiğinde karşıt hissedarların hisse geri alım talepleri veya alacaklıların itiraz prosedürleri gibi haklarını kullanabilmelerini sağlamaktır. Ön bilgilendirme, birleşme sürecinde şeffaflığı sağlamak ve menfaat sahiplerinin bilgiye dayalı kararlar almasını teşvik etmek açısından son derece önemli bir rol oynar.
Japonya’da Hissedarlar Genel Kurulu Onayı
Japonya’da birleşmeler, şirketin organizasyon yapısı ve malvarlığı durumunda köklü değişiklikler yaparak hissedarların haklarını önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle, Japon Şirketler Hukuku, birleşme sözleşmesinin hissedarlar genel kurulu tarafından onaylanmasını zorunlu kılar.
Birleşme işlemi gerçekleştirilirken, hem birleşme sonrası devam edecek olan şirket hem de birleşme ile sona erecek olan şirket, prensip olarak, birleşmenin yürürlüğe gireceği tarihten önceki güne kadar hissedarlar genel kurulu kararı ile birleşme sözleşmesini onaylamak zorundadır. Yeni bir şirketin kurulmasıyla gerçekleşen birleşmelerde de benzer şekilde, yeni kurulan şirketin sona erecek olan şirketi, hissedarlar genel kurulu kararı ile birleşme sözleşmesini onaylamak zorundadır.
Bu hissedarlar genel kurulu kararı, normal bir karar değil, daha katı bir “özel karar” ile alınmalıdır. Özel karar, oy kullanma hakkına sahip hissedarların çoğunluğunun katılımını ve katılan hissedarların oy haklarının üçte ikisinden fazlasının onayını gerektirir (Japon Şirketler Hukuku Madde 309, 2. Fıkra, 12. Bent). Bu, birleşmenin hissedarların yatırdığı sermaye ve gelecekteki kazançları üzerinde büyük bir etkisi olduğu için, daha fazla hissedarın iradesini yansıtmak amacıyla önemli bir koruma tedbiridir.
Belirli durumlarda, daha katı karar gereklilikleri uygulanabilir. Örneğin, sona erecek olan şirketin hissedarlarına verilecek birleşme karşılığının devredilemez hisse senetleri veya ortaklık payları olması durumunda, hissedarlar genel kurulu özel kararı veya tüm hissedarların onayı gerekebilir. Bu düzenlemeler, birleşmenin spesifik içeriğine göre hissedar koruma derecesini ayarlamak ve hissedarların zarar görmesini önlemek amacıyla yapılmıştır. Hissedarlar genel kurulu onayı, birleşmenin yasal geçerliliğini sağlamak ve hissedarların rızasını almak için vazgeçilmez bir süreçtir.
Japonya’da Karşıt Hissedarların Hisse Senedi Satın Alma Talep Hakkı
Birleşmeye karşı çıkan hissedarlar, sahip oldukları hisse senetlerini şirketin adil bir fiyatla satın almasını talep etme hakkına sahiptir. Bu, birleşme gibi şirketin temel değişikliklerinden hissedarları korumak için önemli bir sistemdir.
Hisse Senedi Satın Alma Talep Hakkının Amacı ve Kullanım Şartları
Japonya’nın şirket hukuku, birleşme gibi durumlarda karşıt hissedarların sahip oldukları hisse senetlerini adil bir fiyatla şirketin satın almasını talep edebileceği bir hak (hisse senedi satın alma talep hakkı) tanımlar. Bu hakkın amacı, şirketin yapısal değişiklikleri, özellikle şirketin mali durumunun büyük ölçüde değiştiği ve mevcut hissedarların konumunu önemli ölçüde etkileyen birleşmeler gibi durumlarda, birleşmeye karşı çıkan hissedarlara yatırımlarını geri alma fırsatı vererek koruma sağlamaktır. Bu sayede, hissedarlar, kendi isteklerine aykırı şirket yapısal değişikliklerine zorla uymak zorunda kalmadan, makul bir fiyatla şirketten ayrılabilirler.
Hisse senedi satın alma talep hakkını kullanabilecek “karşıt hissedarlar”, prensip olarak, birleşme onayının hissedarlar genel kurulundan önce birleşmeye karşı olduklarını şirkete bildiren ve genel kurulda birleşmeye karşı oy kullanan hissedarlardır. Ayrıca, genel kurulda oy kullanma hakkı olmayan hissedarlar da karşıt hissedar olarak kabul edilir. Şirket, hissedarlar genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren 2 hafta içinde (yeni kurulan birleşmelerde) veya yürürlük tarihinden 20 gün öncesine kadar (absorbe eden birleşmelerde) hissedarlara birleşme hakkında bildirimde bulunmalı veya ilan etmelidir. Hissedarlar, bu bildirim veya ilan tarihinden itibaren 20 gün içinde, hisse senedi türü ve sayısını belirten bir belgeyi şirkete sunarak hisse senedi satın alma talebinde bulunurlar. Hisse senedi satın alma talebi, yalnızca şirketin onayı alındığında geri çekilebilir.
“Adil Fiyat” Konusundaki Yargı Kararlarının Tanıtımı
Hisse senedi satın alma talep hakkındaki en büyük tartışma konularından biri, “adil fiyat”ın hesaplanmasıdır. Japonya’nın şirket hukuku, “adil fiyat” ile satın almayı öngörse de, bunun somut hesaplama yöntemi açıkça belirtilmemiştir. Bu nedenle, hissedarlar ve şirket arasında fiyat konusunda anlaşma sağlanamazsa, mahkemeye fiyat belirleme başvurusu yapılır. Mahkeme, birleşme olmasaydı ilgili hisse senedinin sahip olacağı objektif değeri (sözde “Nakariseba fiyatı”) temel alarak, birleşmenin getirdiği sinerji etkisini uygun şekilde yansıtan objektif değeri dikkate alarak fiyatı hesaplamanın uygun olduğuna karar vermektedir.
Bu “adil fiyat” yorumuna ilişkin temsilci bir yargı kararı olarak, Rakuten ve TBS’nin hisse senedi satın alma fiyatı belirleme davası bulunmaktadır. Tokyo Bölge Mahkemesi, 5 Mart 2010 (Heisei 22) tarihli kararında, ilgili hisse senedinin satın alma fiyatını hisse başına 1294 yen olarak belirlemiştir. Bu karar, birleşme veya hisse senedi değişimi gibi yapısal yeniden yapılanmalarda “adil fiyat”ın hesaplanmasında, sadece sürecin adilliği değil, aynı zamanda birleşmenin getirdiği sinerji etkisinin fiyat üzerinde ne ölçüde yansıtılacağı konusunda uygulamaya büyük bir etki yapmıştır. Mahkemenin kararı, sadece birleşme öncesi piyasa fiyatını temel almakla kalmayıp, birleşmenin getirdiği şirket değer artışını hissedarların da faydalanabilmesi gerektiği perspektifini de içermektedir ve şirketler, birleşme karşılığının belirlenmesinde bu yargı kararlarının eğilimlerini dikkate almalıdır.
Alacaklının İtiraz Prosedürü
Japonya’da şirket birleşmeleri, sona eren şirketin borçlarını devam eden veya yeni kurulan şirketin üstlenmesi anlamına gelir. Bu durum, alacaklılar için borçlunun değişmesi anlamına gelir ve alacakların tahsilatını etkileyebilir. Bu nedenle, Japon Şirketler Hukuku, alacaklıların menfaatlerini korumak amacıyla belirli prosedürleri zorunlu kılmaktadır.
Japonya’da Alacaklı Koruma Sürecinin Gerekliliği ve Akışı
Japon Şirketler Hukuku, bir birleşme gerçekleştirildiğinde, etkilenen alacaklılar varsa, bu alacaklılara kurumsal yeniden yapılanmanın yapılacağını bildirmeyi ve itiraz etme fırsatı vermeyi öngören “alacaklı koruma süreci”ni yürütmeyi şart koşar. Bu, birleşme sonucunda borçlunun mali durumunun kötüleşmesi ve alacaklıların zarar görme olasılığı göz önünde bulundurularak yapılır.
Alacaklı koruma sürecinin somut akışı aşağıdaki gibidir.
- İlan: Birleşmeye taraf olan şirket, birleşmenin yapılacağını, karşı taraf şirketin ticaret unvanı ve adresini, taraf şirketin mali tablolarına ilişkin hususları ve belirli bir süre içinde (1 aydan az olmayan bir süre) itiraz edilebileceğini Resmi Gazete’de ilan etmelidir.
- Bireysel Bildirim: Resmi Gazete ilanına ek olarak, “şirketin bilmesi mümkün olan alacaklılara” aynı hususları bireysel olarak bildirmelidir. Bu “şirketin bilmesi mümkün olan alacaklılar” arasında küçük alacaklılar da bulunduğundan, uygulamada tüm alacaklı listesi dikkatlice incelenmeli ve eksiksiz bir şekilde bildirim yapılmalıdır. Bireysel bildirim, bildirimin ulaşmasının zaman alması nedeniyle, posta süresi de dikkate alınarak yürütülmelidir.
- Alacaklılara Ödeme vb.: Alacaklı itiraz ettiğinde, şirket ilgili alacaklıya ödeme yapmalı, ya da uygun bir teminat sağlamalı veya ilgili alacaklının ödeme almasını sağlamak amacıyla bir güven şirketine uygun bir mal varlığını emanet etmelidir. Ancak, birleşmenin ilgili alacaklıya zarar verme olasılığı olmadığına karar verilirse bu durum geçerli değildir, fakat uygulamada bu tür bir karar nadiren verilir. Alacaklı, süre içinde itiraz etmezse, ilgili birleşmeyi onayladığı kabul edilir.
Bu alacaklı koruma süreçleri, birleşmenin yürürlüğe gireceği tarihe kadar tamamlanmış olmalıdır.
İtiraz Prosedürünün İhlalinin Birleşmenin Geçerliliğine Etkisi
Alacaklı koruma prosedürü uygun bir şekilde yerine getirilmezse, bu birleşme geçersiz hale gelebilir. Japonya’nın Şirketler Hukuku’nun 828. maddesinin 2. fıkrası, birleşmenin geçersizliğine ilişkin davaları düzenler ve birleşmenin geçerlilik kazandığı tarihten itibaren 6 ay içinde, o tarihte taraf şirketin hissedarı olan kişiler, iflas idarecisi veya birleşmeyi onaylamayan alacaklılar dava açabilir.
Alacaklı koruma prosedürünün ihlali, birleşmenin hukuki istikrarını ciddi şekilde zedeleyen önemli bir kusur olarak kabul edilir. Bu, alacaklıların haklarının haksız yere ihlal edilmesini önlemek için güçlü bir yasal önlemdir ve şirketler, birleşme planlarını oluşturma aşamasından itibaren alacaklı koruma prosedürünü en öncelikli konu olarak konumlandırmalı ve bu prosedürün kesin bir şekilde yerine getirilmesini sağlamalıdır. Prosedürdeki eksiklikler ortaya çıkarsa, birleşmenin geçersiz hale gelmesinin yanı sıra, ilgili tarafların güven kaybına ve büyük miktarda tazminat taleplerine yol açabilir, bu da yönetim açısından büyük bir risk oluşturur.
Japon Hukuku Altında Alacaklı Koruma ile İlgili Yargı Kararlarının Tanıtımı
Japon alacaklı koruma prosedürlerinin uygulanma alanı ve yorumu hakkında yargı kararları önemli bir rehber sunmaktadır. Örneğin, alacaklı koruma prosedürlerinin konusu olan “şirketin bilebileceği alacaklılar”ın kapsamı ve prosedürdeki kusurların birleşmenin geçerliliğine etkisi hakkında birçok tartışma yapılmıştır.
Tokyo Bölge Mahkemesi, birleşmelerdeki alacaklı itiraz prosedürleriyle ilgili olarak, prosedürdeki eksikliklerin birleşmenin geçersizliğine neden olabileceğini ima eden bir karar vermiştir. Özellikle, “şirketin bilebileceği alacaklılar” arasında yer almasına rağmen, itiraz bildirimini almayan alacaklıların birleşmenin iptali için dava açabileceği belirtilmiştir. Bu yargı kararları, şirketlerin alacaklı koruma prosedürlerini sadece biçimsel olarak değil, aynı zamanda tüm “şirketin bilebileceği alacaklılar”a uygun bildirimde bulunarak ve itiraz hakkını güvence altına alarak gerçekleştirmelerinin önemini vurgulamaktadır. Şirket birleşmelerinden sorumlu olanlar, bu yargı kararlarının gelişimini dikkatle izlemeli ve alacaklı koruma prosedürlerinin uygun bir şekilde uygulanmasına özen göstermelidir.
Japonya’da Birleşmenin Etkinlik Kazanması ve Tescil İşlemleri
Japonya’da birleşme, birleşme sözleşmesinin imzalanması, hissedarlar genel kurulunun onayı ve alacaklıların korunması gibi bir dizi sürecin ardından nihai olarak hukuki etkinliğini kazanır. Bu etkinliğin kazanılması ve buna bağlı tescil işlemleri, birleşmenin tamamlanmasını ifade eden önemli bir aşamadır.
Birleşmenin Etkinlik Kazanma Tarihi
Birleşmenin etkinlik kazanma tarihi, birleşme sözleşmesinde belirlenir. Japonya’da emme birleşmesi durumunda, emme birleşmesi devam eden şirket, birleşme sözleşmesinde belirlenen etkinlik kazanma tarihinde, emme birleşmesi sona eren şirketin tüm hak ve yükümlülüklerini devralır. Bu etkinlik kazanma tarihi, taraf şirketlerin anlaşmasıyla değiştirilebilir, ancak bu durumda değişiklik öncesi etkinlik kazanma tarihinden önceki güne kadar değişiklik sonrası etkinlik kazanma tarihinin ilan edilmesi gerekir.
Öte yandan, yeni kurulan birleşme durumunda, yeni kurulan birleşme şirketi, kuruluş gününde, yeni kurulan birleşme sona eren şirketin hak ve yükümlülüklerini devralır. Japonya Şirketler Kanunu’nun 49. maddesine göre, yeni kurulan birleşme şirketi, kuruluş tescili ile kurulur, bu nedenle yeni kurulan birleşmede, kuruluş tescilinin yapıldığı gün birleşmenin etkinlik kazanma tarihi olur.
Önemli bir nokta olarak, alacaklıların itiraz süreci etkinlik kazanma tarihine kadar tamamlanmamışsa veya birleşme durdurulmuşsa, birleşme etkinlik kazanmaz. Bu, birleşmenin hukuki istikrarını ve alacaklıların korunmasını sağlamak için bir düzenlemedir.
Birleşmenin Tescil İşlemleri
Birleşmenin etkinlik kazanmasından sonra, taraf şirketlerin belirlenen tescil işlemlerini gerçekleştirmesi gerekir. Bu tescil, birleşmenin etkinliğini üçüncü kişilere karşı savunmak için zorunludur.
Emme birleşmesi durumunda, etkinlik kazanma tarihinden sonra, devam eden şirket için birleşme nedeniyle değişiklik tescili, sona eren şirket için ise fesih tescili, her iki şirketin de merkezinin bulunduğu yerde iki hafta içinde yapılmalıdır. Emme birleşmesi sona eren şirketin feshi, emme birleşmesi tescilinden sonra üçüncü kişilere karşı savunulabilir. Bu, birleşmenin etkinlik kazanma tarihi ile tescil etkinlik kazanma tarihinin farklı olabileceğini gösterir. Örneğin, etkinlik kazanma tarihinden sonra birleşme sona eren şirketin gayrimenkulü üçüncü bir kişiye devredilmişse, birleşme devam eden şirket, üçüncü kişi kötü niyetli olsa bile, tescil tamamlanmadıkça bu edinimi üçüncü kişiye karşı savunamaz.
Yeni kurulan birleşme durumunda, yeni kurulan şirketin kuruluş tescili ile birleşmenin etkinliği kazanılır. Yeni kurulan birleşme şirketi, belirlenen şartları karşıladığı tarihten itibaren iki hafta içinde, merkezinin bulunduğu yerde kuruluş tescilini gerçekleştirmelidir. Aynı zamanda, yeni kurulan birleşme ile sona eren şirketin fesih tescili de gereklidir. Gayrimenkul gibi hakların devri için de birleşme tescilinden sonra ayrı bir gayrimenkul tescili yapılması gerekir.
Sonrası Açıklama Belgelerinin Hazırlanması
Birleşmenin etkinlik kazanmasından sonra da, şirket birleşme ile ilgili bilgileri açıklama yükümlülüğüne sahiptir. Devam eden şirket (emme birleşmesi durumunda) veya yeni kurulan şirket (yeni kurulan birleşme durumunda), birleşmenin etkinlik kazanma tarihinden sonra gecikmeksizin, birleşme ile ilgili önemli hususları içeren sonrası açıklama belgelerini merkezinde bulundurmalıdır. Bu belgeler, etkinlik kazanma tarihinden itibaren 6 ay süreyle bulundurulacak ve hissedarlar ile alacaklılar bu belgeleri inceleme talebinde bulunabilir.
Sonrası açıklama belgelerinde, birleşmenin etkinlik kazandığı tarih, karşıt hissedarların hisse alım talepleri veya alacaklı itiraz süreçlerinin seyri, devralınan önemli hak ve yükümlülüklerle ilgili hususlar, öncesi açıklama belgelerinde belirtilen hususlar ve değişiklik tescilinin yapıldığı tarih gibi bilgiler yer alır. Bu sonrası açıklama, birleşmenin sonuçlarını ilgililerin doğrulaması ve birleşme sürecinin hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğini teyit etmesi için önemli bir bilgi kaynağıdır. Bu sayede, birleşme sürecinin şeffaflığı sağlanır ve şirket yönetimi güçlendirilir.
Japon Hukukunda Basit ve Kısaltılmış Birleşmeler
Japon Şirketler Hukuku, belirli şartlar sağlandığında birleşme süreçlerinin bir kısmını basitleştirebilecek bir sistem sunmaktadır. Bu sistem, birleşmenin tarafı olan şirketler ve onların hissedarları üzerindeki etkilerin sınırlı olduğu durumlarda, süreç yükünü hafifletmek ve hızlı bir şekilde kurumsal yeniden yapılanmayı mümkün kılmak amacıyla oluşturulmuştur.
Basit Birleşmenin Genel Özellikleri ve Şartları
Basit birleşme, devralan şirketin hissedarlar genel kurulunun onay kararını atlayabileceği bir sistemdir. Bu, birleşmenin devralan şirketin hissedarları üzerinde hafif bir etki yaratacağı düşünüldüğünde uygulanır.
Basit birleşmenin kabul edilmesi için ana şartlar, Japon Şirketler Hukuku’nun 796. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre, devralan şirketin, devralınan şirketin hissedarlarına birleşme karşılığında vereceği toplam defter değeri, devralan şirketin net varlıklarının beşte birini (şirket tüzüğünde daha düşük bir oran belirlenebilir) aşmamalıdır. Bu düzenleme, birleşmenin devralan şirketin mali durumu veya hissedar yapısı üzerinde sınırlı bir etki yaratacağı düşünüldüğünde, hissedarlar genel kurulunda onay gerektiren zaman ve maliyetli süreci atlamayı mümkün kılar. Bu sayede, yönetim esnekliği artar ve hızlı karar alma imkanı sağlanır.
Ancak, basit birleşme durumunda bile, birleşmenin devralan şirketin hissedarlarına zarar verebileceği durumlarda, hissedarlar genel kurulunun onayını atlamak mümkün değildir. Örneğin, birleşme karşılığının devredilemez hisse senetleri olması veya birleşme sonucunda devralan şirketin hissedarlarının sorumluluk üstlenmesi gibi durumlar bu kapsamdadır.
Kısaltılmış birleşme, devralınan şirketin hissedarlar genel kurulunun onay kararını atlayabileceği bir sistemdir. Bu, devralan şirketin devralınan şirketin “özel kontrol şirketi” olduğu durumlarda uygulanır.
“Özel kontrol şirketi,” Japon Şirketler Hukuku’nun 796. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanmıştır ve devralan şirketin, devralınan şirketin toplam hissedar oy haklarının onda dokuzunu (%90) veya daha fazlasını elinde bulundurduğu durumu ifade eder. Bu tür bir kontrol ilişkisi olduğunda, devralınan şirketin hissedarlar genel kurulunda birleşmeyi onaylaması, kararın fiilen devralan şirketin iradesiyle belirleneceği anlamına gelir ve bu nedenle hissedarlar genel kurulunun toplanmasının pratik bir faydası olmadığı düşünülür. Bu nedenle, devralınan şirket tarafında hissedarlar genel kurulunun onay sürecini atlamak kabul edilir.
Kısaltılmış birleşme, özellikle grup içi kurumsal yeniden yapılanmalarda, süreçlerin basitleştirilmesi ve hızlandırılmasına büyük katkı sağlar. Ancak, azınlık hissedarlarının korunması da hala önemlidir. Kısaltılmış birleşme durumunda bile, birleşmeye karşı çıkan azınlık hissedarları, kendi hisselerinin adil bir fiyatla satın alınmasını talep etme hakkına sahiptir. Ayrıca, birleşme karşılığının aşırı derecede haksız olduğu durumlar gibi, birleşmenin yasalara veya şirket tüzüğüne aykırı olduğu durumlarda, devralınan şirketin hissedarları birleşmenin durdurulmasını talep edebilir. Bu koruma önlemleri, süreçlerin basitleştirilmesi sırasında bile azınlık hissedarlarının haklarının haksız yere ihlal edilmemesini sağlamak amacıyla alınmıştır.
Özet
Japon Şirketler Hukuku’na göre şirket birleşmeleri, şirketlerin büyüme stratejileri ve organizasyonel yeniden yapılanmalarında son derece önemli bir hukuki araçtır. İki ana birleşme türü olan devralma birleşmesi ve yeni kuruluş birleşmesi, farklı hukuki etkiler ve pratik sonuçlar doğurur ve şirketlerin stratejik hedeflerine göre dikkatlice seçilmelidir. Birleşme sözleşmesinin imzalanmasından, genel kurul onayına, muhalif hissedarların hisse satın alma taleplerinin kullanılmasına, alacaklıların itiraz prosedürlerine ve etkinlik kazanma ile tescile kadar her aşamada Japon Şirketler Hukuku’nun katı gerekliliklerine uyulması zorunludur. Bu prosedürlerdeki eksiklikler, birleşmenin geçersizliği gibi ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, titiz bir planlama ve uygulama gereklidir.
Özellikle, birleşme karşılığının “adil fiyatının” hesaplanması veya alacaklı koruma prosedürlerinde “şirketin bilebileceği alacaklılar” kapsamı gibi pratikte farklı yorumlanabilecek konular hakkında Japon yargı kararları önemli bir rehber sunmaktadır. Basit birleşme veya kısaltılmış birleşme gibi prosedürlerin basitleştirilmesi, belirli şartlar altında birleşme sürecini daha verimli hale getirir, ancak yine de azınlık hissedarları ve alacaklıların korunmasına ilişkin hukuki yükümlülükler sıkı bir şekilde uygulanır.
Monolith Hukuk Bürosu, Japon Şirketler Hukuku’na göre birleşmeler konusunda geniş bir deneyime sahiptir ve birçok müşteriye stratejik danışmanlık ve pratik destek sağlamıştır. Büromuzda, yabancı avukatlık lisansına sahip İngilizce konuşan birçok uzman bulunmaktadır ve Japonya’nın karmaşık hukuk sistemini uluslararası bir perspektiften anlaşılır bir şekilde açıklayarak, müşterilerimizin karşılaştığı sorunlara doğru çözümler önermektedir. Birleşme ile ilgili hukuki incelemelerden, sözleşme hazırlığına, hissedarlar ve alacaklılarla müzakerelere ve tescil işlemlerine kadar birleşme sürecinin her aşamasında profesyonel destek sunarak, iş hedeflerinizin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktayız. Raporda kullanılan kaynaklar
Category: General Corporate




















