MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japon Şirketler Hukuku'nda Şirket Bölünmesinin Durdurulması ve Geçersizliği: Hukuki Çerçeve ve Yargı Kararlarının Analizi

General Corporate

Japon Şirketler Hukuku'nda Şirket Bölünmesinin Durdurulması ve Geçersizliği: Hukuki Çerçeve ve Yargı Kararlarının Analizi

Japon Şirketler Hukuku’na göre şirket bölünmesi, şirketlerin organizasyonel yeniden yapılandırma stratejilerinde son derece önemli bir araçtır. İşletmelerin odaklanması ve seçimi, grup içi yeniden yapılandırma, birleşme ve devralmalarda iş devrinin alternatifi gibi çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Ancak, şirket bölünmesi doğası gereği, şirketin mal varlığı, iş faaliyetleri ve hissedarlar ile alacaklılar gibi menfaat sahiplerinin hakları üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Bu nedenle, Japon Şirketler Hukuku, şirket bölünmesinin uygulanmasında sıkı prosedürel ve maddi gereklilikler belirlemiştir ve bu gereklilikler uygun şekilde karşılanmadığında, menfaat sahiplerini korumak için yasal çözüm yolları sunulmaktadır.

Bu makalede, bu yasal çözüm yolları arasında özellikle önemli olan “şirket bölünmesinin durdurulması” ve “şirket bölünmesinin geçersizliği” konularına odaklanarak, bu yasal çerçeveyi, somut gereklilikleri ve ilgili Japon mahkeme kararlarını detaylı bir şekilde açıklayacağız. Şirket bölünmesinin durdurulması, uygunsuz bir şirket bölünmesinin gerçekleştirilmeden önce önlenmesi için alınan önleyici bir tedbirdir ve Japon Şirketler Hukuku’nun 804. maddesinde düzenlenmiştir. Öte yandan, şirket bölünmesinin geçersizliği, zaten yürürlüğe girmiş olan bir şirket bölünmesinin yasal geçerliliğini geriye dönük olarak kaybettiren bir sonradan alınan tedbirdir ve Japon Şirketler Hukuku’nun 814. maddesinde dayanağını bulur.

Bu yasal araçlar, şirket bölünmesinin yasallığını ve adilliğini sağlamak ve menfaat sahiplerinin haklarını korumak için vazgeçilmez bir sistemdir. Özellikle, Japon pazarına yatırım yapmayı düşünen yabancı yatırımcılar, Japonya’da iş yapan şirketlerin yöneticileri veya hukuk departmanı çalışanları için, Japon hukuk sistemindeki bu çözüm yollarının anlaşılması, uygun iş kararları ve risk yönetimi yapabilmek için son derece önemlidir. Şirket bölünmesinin uygun şekilde gerçekleştirilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek riskleri ve bu risklere karşı yasal karşı koyma yollarını anlamak, beklenmedik yasal anlaşmazlıklardan kaçınmak ve şirketin sürdürülebilir büyümesini desteklemek için gerekli bir bilgi olacaktır.

Bu makale, şirket bölünmesinin temel açıklamalarını asgari düzeyde tutarak, durdurma ve geçersizlik gibi belirli yasal çözümlere odaklanarak, okuyucuların Japon Şirketler Hukuku’ndaki bu ileri düzey kavramları derinlemesine anlamalarını amaçlamaktadır. Durdurma talebi ve geçersizlik davasının her birinin yasal doğası, uygulanan Japon Şirketler Hukuku’ndaki dayanakları ve bunların hangi somut durumlarda kullanıldığı açıkça belirtilecektir. Ayrıca, bu yasal tedbirlerin Japon mahkemelerinde nasıl yorumlandığı ve uygulandığı, somut mahkeme kararlarıyla derinlemesine incelenecektir. Son olarak, durdurma ve geçersizliğin yasal ve pratik farklılıklarını karşılaştırarak, her bir seçeneğin hangi durumlarda uygun olduğunu değerlendireceğiz.

Japonya’da Şirket Bölünmesinin Durdurulması

Japonya’da şirket bölünmesinin durdurulması, uygunsuz bir şirket bölünmesinin gerçekleştirilmesini önlemek amacıyla alınan önleyici bir hukuki tedbirdir. Bu, şirket bölünmesinin yürürlüğe girmesinden önce, belirli şartların karşılanması durumunda, bu işlemin durdurulması amacıyla talep edilir.

Japon Şirketler Kanunu’nun 804. maddesinin 1. fıkrası, şirket bölünmesinin yürürlüğe girmesinden önce, hissedarların belirli şartları karşılaması durumunda, şirket bölünmesinin durdurulmasını talep edebileceğini düzenlemektedir. Bu düzenleme, şirket bölünmesinin hissedarların çıkarlarını haksız bir şekilde zedeleme olasılığı bulunduğunda, bu işlemin önleyici bir şekilde durdurulmasını sağlamak içindir.

Durdurma talebinde bulunabilecek kişiler, yalnızca şirket bölünmesinin yürürlüğe gireceği tarihe kadar ilgili şirketin hissedarı olan kişilerdir. Talep gerekçeleri olarak, Japon Şirketler Kanunu’nda esas olarak aşağıdaki türler belirlenmiştir:

  • Şirket bölünmesinin prosedürü veya içeriği, yasalara veya ana sözleşmeye aykırı olduğunda.
  • Şirket bölünmesi, son derece adaletsiz bir yöntemle gerçekleştirildiğinde.
  • Şirket bölünmesi, hissedarların maruz kalacağı zararlar göz önüne alındığında, şirket bölünmesinin amacını gerçekleştiremeyecek durumda olduğunda.

Mahkeme, durdurma talebi yapıldığında, şirket bölünmesi nedeniyle hissedarların maruz kalacağı zararların derecesini, şirket bölünmesinin amacını ve diğer koşulları bütüncül bir şekilde değerlendirerek durdurmanın mümkün olup olmadığını belirler. Durdurma, şirketin iş faaliyetlerine ciddi bir etki yapabileceğinden, mahkemenin dikkatli bir değerlendirme yapması gerekmektedir.

Japon Hukuku Altında İhtiyati Tedbir Kararlarına İlişkin Yargı Kararlarının Analizi

Japon şirket bölünmelerine ilişkin ihtiyati tedbir talepleri, doğası gereği şirketin yönetim kararlarına doğrudan müdahale ettiği için, mahkemeler genellikle bu taleplerin şartlarını sıkı bir şekilde yorumlama eğilimindedir.

Tokyo Bölge Mahkemesi 3 Şubat 1991 Kararı

Bu karar, Japon şirket bölünmelerine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin tartışıldığı bir davadır. Mahkeme, şirket bölünmesine ilişkin ihtiyati tedbirin kabul edilebilmesi için, bölünme işlemlerinin veya içeriğinin yasalara veya şirket tüzüğüne aykırı olması ve bu aykırılığın hissedarların haklarını ciddi şekilde zedelemesi gerektiğine hükmetmiştir. Ayrıca, ihtiyati tedbirin şirket yönetimine büyük etkisi olduğu için, bu şartların sıkı bir şekilde yorumlanması gerektiği görüşünü belirtmiştir. Bu karar, ihtiyati tedbir taleplerinin şartlarının sıkı olduğunu açıkça ortaya koymakta ve sadece biçimsel bir ihlalin ihtiyati tedbirin kabul edilmesini zorlaştırdığına dair uygulamada bir eğilim göstermektedir. Japonya’da bir şirket bölünmesi bir kez kararlaştırılıp uygulama aşamasına geçtiğinde, bu süreci durdurmak, sadece şirket için değil, aynı zamanda ilgili iş ortakları ve çalışanlar için de büyük bir karmaşa ve zarar yaratma potansiyeline sahiptir. Japon yargısı, yönetim kararlarının saygı görmesi ve şirketlerin öngörülebilirliğinin sağlanmasına önem vermektedir. Bu sıkı şartlar, hissedar koruması ile şirket faaliyetlerinin özgürlüğü arasında bir denge gözetilerek oluşturulmuştur.

Tokyo Bölge Mahkemesi 20 Kasım 1998 Kararı

Bu davada, Japon şirket bölünmelerinde hissedarlara yönelik olumsuz etkiler tartışılmıştır. Mahkeme, şirket bölünmesinin son derece adaletsiz bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini değerlendirirken, hissedarların maruz kaldığı olumsuz etkilerin objektif olarak ciddi olup olmadığını önemsemiştir. Özellikle, bölünme karşılığının adilliği önemli bir değerlendirme unsuru olarak vurgulanmıştır. Bölünme karşılığının hesaplanmasının uygunsuz olması durumunda, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilme olasılığının arttığını ve şirket bölünmesinin planlama aşamasında adil bir karşılık hesaplamasının önemini vurgulamaktadır. Japon Şirketler Hukuku’nun 804. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendi, “son derece adaletsiz bir yöntem”i ihtiyati tedbir sebeplerinden biri olarak belirtmektedir, ancak bu kavram soyuttur. “Son derece adaletsiz” olarak neyin kabul edileceği, bireysel davalardaki somut durumlar, özellikle bölünme konusu işin değerlemesi veya hissedarlar arasındaki çıkar çatışmalarının varlığı gibi birçok unsuru kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi gerektirir. Bu soyutluk, mahkemelerin bireysel davalara göre esnek kararlar vermesini mümkün kılarken, talep sahipleri için öngörülebilirliği azaltan bir faktör olmaktadır. Uygulamada, bu şartı ispatlamak için uzman finansal analizler, değerlendirmeler ve detaylı olgusal iddialar ve ispatlar gereklidir.

Japonya’da Şirket Bölünmesinin Geçersizliği

Japonya’da şirket bölünmesinin geçersizliği, zaten yürürlüğe girmiş olan bir şirket bölünmesinin hukuki durumunu geriye dönük olarak ortadan kaldıran, sonradan uygulanan bir hukuki çözüm yoludur. Bu, şirket bölünmesi sürecinde veya içeriğinde ciddi bir kusur olduğunda, bu etkinin reddedilmesi amacıyla ileri sürülür.

Japon Şirketler Kanunu’nun 814. maddesinin 1. fıkrası, şirket bölünmesinin yürürlüğe girmesinden sonra, geçersizliğini iddia etmek için bir dava (geçersizlik davası) açılabileceğini belirtir. Geçersizlik davasını açabilecek olanlar, şirket bölünmesinin tarafı olan şirketler, hissedarlar, alacaklılar veya şirket bölünmesi nedeniyle hakları zarar gören kişilerdir ve bu, tedbir talebine göre daha geniş bir talep sahibini kapsar.

Geçersizlik davası, şirket bölünmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılmalıdır. Bu süre, şirket bölünmesiyle ortaya çıkan hukuki durumun erken bir şekilde istikrara kavuşturulması amacıyla belirlenmiş bir süre olup, bu süre geçtikten sonra geçersizlik davası açılamaz.

Geçersizlik davası, yalnızca şirket bölünmesi sürecinde veya içeriğinde kanun veya tüzüğe aykırı ciddi bir kusur olduğunda kabul edilir. Japon Şirketler Kanunu, belirli geçersizlik sebeplerini açıkça belirtmemiştir, ancak içtihat ve doktrinlerde aşağıdaki sebepler öne sürülmektedir:

  • Ciddi usuli kusurlar:
    • Genel kurul kararının yokluğu veya kusuru (çağrı sürecinde ciddi bir kusur, karar içeriğinde ciddi bir kusur gibi).
    • Alacaklı koruma prosedürlerinin yerine getirilmemesi veya ciddi bir kusur.
    • Şirket bölünme planının hazırlanması ve saklanması yükümlülüğünün yerine getirilmemesi.
  • Ciddi maddi kusurlar:
    • Bölünme karşılığının aşırı derecede adaletsiz olması durumu.
    • Şirket bölünmesinin amacının yasadışı veya haksız olması durumu.

Mahkeme, sadece geçersizlik sebeplerinin varlığını değil, aynı zamanda geçersizliğin tanınmasının hukuki istikrara etkisini, ilgili tarafların güveninin korunmasını ve kusurun ciddiyetini de bütüncül bir şekilde değerlendirerek karar verir.

Geçersizlikle İlgili Japonya’daki Yargı Kararlarının Analizi

Geçersizlik davası, halihazırda gerçekleştirilmiş bir şirket bölünmesinin hukuki geçerliliğini ortadan kaldırmayı amaçladığından, etkisi geniş kapsamlıdır. Bu nedenle, mahkemeler geçersizlik nedenlerinin “ciddiyetini” titizlikle değerlendirir.

Tokyo Bölge Mahkemesi 27 Ocak 2006 (Heisei 18) Kararı

Bu karar, şirket bölünmesinde alacaklı koruma prosedürlerindeki kusurların tartışıldığı bir davadır. Mahkeme, Japonya’nın Şirketler Hukuku’ndaki alacaklı koruma prosedürlerinin (Japonya Şirketler Hukuku Madde 789, Madde 799 gibi) alacaklıların haklarını korumak için zorunlu hükümler olduğunu ve bu prosedürlerde ciddi kusurlar bulunması durumunda şirket bölünmesinin geçersizlik nedeni olacağını belirtti. Ancak, kusurun derecesi hafifse, geçersizlik tanınmayabileceğini ima etti. Bu karar, alacaklı koruma prosedürlerinin önemini vurguladı ve bu prosedürlerin ihlalinin şirket bölünmesinin geçersizliğine doğrudan yol açabileceğini gösterdi. Japonya’nın Şirketler Hukuku, alacaklı korumaya büyük önem verir ve bu prosedürlerde eksiklikler varsa, diğer şartlar yerine getirilmiş olsa bile, şirket bölünmesinin genel geçerliliği sorgulanabilir.

Osaka Bölge Mahkemesi 18 Mart 2010 (Heisei 22) Kararı

Bu davada, şirket bölünmesinde genel kurul kararındaki kusurlar tartışıldı. Mahkeme, genel kurul kararında, şirket bölünmesinin onaylanması için gerekli olan özel karar şartlarını karşılamayan ciddi bir kusur bulunması durumunda, bu şirket bölünmesinin geçersiz olacağını belirtti. Özellikle, çağrı prosedürlerindeki yasal ihlaller veya karar içeriğindeki ciddi hataların geçersizlik nedeni olabileceğini ifade etti. Bu karar, genel kurul kararlarının yasallığının şirket bölünmesinin geçerliliğinin temelini oluşturduğunu yeniden teyit etti.

Tokyo Bölge Mahkemesi 10 Temmuz 2015 (Heisei 27) Kararı

Bu karar, şirket bölünmesinde bölünme karşılığının adilliğinin tartışıldığı bir davadır. Mahkeme, bölünme karşılığının objektif olarak bakıldığında aşırı derecede adaletsiz olması durumunda, bunun şirket bölünmesinin esaslı geçersizlik nedeni olabileceğini belirtti. Ancak, bu değerlendirmenin uzman değerlendirmeleri veya piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi çok yönlü bir bakış açısıyla titizlikle incelenmesi gerektiğini ifade etti. Bu karar, bölünme karşılığının adilliğinin geçersizlik nedeni olabileceğini netleştirdi ve hissedarların ekonomik çıkarlarının korunması açısından önemli bir emsal teşkil etti.

Yargı Kararlarının Gösterdiği Eğilimler

Bu yargı kararları, Japonya’nın Şirketler Hukuku’nun geçersizlik nedenlerini açıkça sıralamamasına rağmen, prosedürel kusurların (alacaklı koruma, genel kurul kararları) ve esaslı kusurların (bölünme karşılığının adaletsizliği) geçersizlik nedeni olarak tanındığını göstermektedir. Ancak, her iki kusur türü için de “ciddiyet” sorgulanır. Örneğin, alacaklı koruma prosedürlerindeki hafif eksiklikler geçersizlik olarak tanınmayabilir. Bu durum, geçersizlik davasının sadece biçimsel bir ihlale dayanarak kolayca kabul edilmeyeceğini ve şirket bölünmesinin geçerliliğini geriye dönük olarak ortadan kaldıran ciddi sonuçlar doğurabileceği için, mahkemelerin bu değerlendirmede kusurun niteliğini, derecesini ve ilgili taraflara olan etkisini titizlikle değerlendirdiğini göstermektedir. Uygulamada, geçersizlik davası açan taraf, sadece yasal ihlali belirtmekle kalmayıp, bu ihlalin şirket bölünmesinin temelini sarsacak kadar “ciddi” olduğunu somut bir şekilde kanıtlamak zorundadır.

Ayrıca, Japonya’nın Şirketler Hukuku Madde 814, 1. fıkra, geçersizlik davasının şirket bölünmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılması gerektiğini belirtir. Bu kısa süre, şirket bölünmesinin geçersizliğini iddia etmek isteyen ilgili taraflar için hızlı bilgi toplama ve hukuki değerlendirme gerektirir. Özellikle, bölünme karşılığının adaletsizliği gibi esaslı kusurları iddia etmek isteyenler için uzman değerlendirmesi gerekeceğinden, bu süre içinde yeterli hazırlığı tamamlamak bir zorluk teşkil eder. Bu süre sınırlaması, halihazırda gerçekleştirilmiş şirket bölünmesinin hukuki istikrarını önemseyen Japonya’nın hukuk sisteminin tutumunu güçlü bir şekilde yansıtır ve geçersizlik davalarının kötüye kullanılmasını önleme rolü de üstlenir.

Durdurma ve Geçersizliğin Karşılaştırılması

Şirket bölünmesinin durdurulması ve geçersizliği, her ikisi de uygunsuz bir şirket bölünmesine karşı yasal çözümler sunar, ancak amaçları, talep sahipleri, dava açma zamanları, etkileri ve pratik özellikleri açısından belirgin farklılıklar gösterir. Bu farklılıkları anlamak, uygun bir yasal strateji geliştirmek için hayati önem taşır.

Durdurmanın amacı, şirket bölünmesinin uygunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesini önlemek için önleyici bir tedbirken, geçersizliğin amacı, zaten yürürlüğe girmiş olan uygunsuz bir şirket bölünmesinin yasal etkilerini geriye dönük olarak ortadan kaldırmaktır. Bu zaman çizelgesi farkı, her bir yasal aracın stratejik anlamını büyük ölçüde etkiler.

Talep sahipleri konusunda da farklılıklar vardır. Durdurma talebini yalnızca hissedarlar yapabilirken, geçersizlik davasını şirket bölünmesinin tarafı olan şirketler, hissedarlar, alacaklılar veya şirket bölünmesi nedeniyle hakları zarar gören kişiler açabilir. Geçersizlik davası, talep sahiplerinin kapsamını daha geniş tutar.

Dava açma zamanı, durdurma için şirket bölünmesinin yürürlüğe girmesinden önce, geçersizlik için ise şirket bölünmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde olarak belirlenmiştir. Bu 6 aylık süre, şirket bölünmesiyle ortaya çıkan yasal durumun erken bir şekilde istikrara kavuşturulması amacıyla bir sınırlama süresidir.

Etkiler açısından, durdurma talebi kabul edilirse, şirket bölünmesinin yürürlüğe girmesi engellenir. Öte yandan, geçersizlik davası kabul edilirse, şirket bölünmesi geriye dönük olarak geçersiz hale gelir. Bu, şirket bölünmesinin hiç gerçekleşmemiş gibi bir yasal etki yaratır ve ilgili taraflar üzerinde geniş kapsamlı etkiler doğurur. Geçersizlik kararı, üçüncü şahıslara karşı da etkili olan genel bir etkiye sahiptir.

Pratik farklılıklar olarak, durdurma, gelecekteki zararları öngörüp kanıtlamayı gerektirdiği için, geçersizliğe göre kanıt yükü daha yüksek olma eğilimindedir. Geçersizlik, zaten meydana gelmiş kusurları kanıtlamayı gerektirdiğinden, bazen olgusal durumun belirlenmesi daha kolay olabilir. Şirketin alacağı etkiler de farklıdır. Durdurma, şirket bölünmesinin gerçekleştirilmesini engellediği için, şirket açısından planların sekteye uğraması gibi ciddi bir etki yaratır. Geçersizlik, zaten gerçekleştirilmiş bir bölünmeyi geri çevirdiği için, işlerin yeniden yapılandırılması veya sözleşme ilişkilerinin karışıklığı gibi daha karmaşık etkiler doğurabilir. Özellikle geçersizlik davasında, alacaklı koruma prosedürlerindeki kusurlar önemli bir tartışma konusu olabilir.

Aşağıdaki tablo, şirket bölünmesinin durdurulması ve geçersizliğinin başlıca farklarını özetlemektedir.

ÖğeŞirket Bölünmesinin Durdurulması (Japon Şirketler Hukuku Madde 804)Şirket Bölünmesinin Geçersizliği (Japon Şirketler Hukuku Madde 814)
AmaçUygunsuz şirket bölünmesinin gerçekleştirilmesini önlemek için önleyici tedbirYürürlüğe girmiş uygunsuz şirket bölünmesinin yasal etkilerini geriye dönük olarak ortadan kaldırmak için sonradan alınan tedbir
Talep SahibiYalnızca hissedarlarŞirket bölünmesinin tarafı olan şirketler, hissedarlar, alacaklılar veya şirket bölünmesi nedeniyle hakları zarar gören kişiler
Dava Açma ZamanıŞirket bölünmesinin yürürlüğe girmesinden önceŞirket bölünmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde
Başlıca SebeplerKanun veya tüzük ihlali, belirgin adaletsiz yöntemler, hissedarların zararına rağmen amacın gerçekleştirilememesiÖnemli kanun veya tüzük ihlali (hissedarlar genel kurulu kararındaki kusurlar, alacaklı koruma prosedürlerindeki kusurlar, bölünme karşılığının adaletsizliği vb.)
EtkilerŞirket bölünmesinin yürürlüğe girmesi engellenirŞirket bölünmesi geriye dönük olarak geçersiz hale gelir (genel etki vardır)
Pratik ÖzelliklerYönetim kararlarına büyük müdahale, gereklilikler katıdır. Kanıt yükü yüksektir.Zaten meydana gelmiş yasal durumu geri çevirdiği için etkiler geniş kapsamlıdır. Yasal istikrarla uyum önemlidir.

Durdurma ve geçersizlik seçiminde, zaman çizelgesi farkı strateji üzerinde büyük bir etki yaratır. Durdurma, şirket bölünmesinin planlama aşamasında eksiklikler tespit edildiğinde, uygulamayı engelleyerek gelecekteki karışıklıkları önleme potansiyeline sahiptir. Ancak, gereklilikleri katıdır ve zaman kısıtlamaları büyüktür. Öte yandan, geçersizlik, zaten gerçekleştirilmiş bir bölünmenin yasal istikrarını sarsar, bu nedenle mahkemeler daha dikkatli bir değerlendirme yapar, ancak dava açma süresi sınırlı olduğundan hızlı bir yanıt gerektirir. Hissedarlar, şirket bölünmesinin planlama aşamasında adaletsiz bir karşılık hesaplaması şüphesi taşıdığında, durdurma talebini düşünse de, kanıtlamanın zorluğu nedeniyle, yürürlüğe girdikten sonra geçersizlik davasına geçiş yapabilir veya her ikisini de göz önünde bulunduran çok yönlü bir strateji geliştirebilir. Şirket açısından bakıldığında, durdurma talebi, iş planlarının tamamen gözden geçirilmesini gerektirebilir, bu nedenle önleyici hukuki incelemenin önemi daha da artar.

Ayrıca, alacaklı koruma prosedürleri (Japon Şirketler Hukuku Madde 789, Madde 799 vb.), şirket bölünmesinde önemli bir prosedürel gerekliliktir ve bu prosedürlerdeki kusurlar, geçersizlik sebebi olabilir. Öte yandan, durdurma sebebi olarak doğrudan “alacaklı koruma prosedürlerindeki kusurlar” belirtilmemiş olsa da, “kanun veya tüzük ihlali” olarak dahil edilebilir. Bu durum, alacaklı koruma prosedürlerinin, şirket bölünmesinin geçerliliğini belirleyen kritik bir unsur olduğunu göstermektedir. Şirket bölünmesi, şirketin varlıklarını devrettiği için, alacaklıların çıkarlarını zedeleme riski taşır. Japon Şirketler Hukuku, alacaklı korumaya büyük önem verir ve bu prosedürlerde eksiklik varsa, diğer gereklilikler yerine getirilmiş olsa bile, şirket bölünmesinin geçerliliği sorgulanabilir. Yöneticiler ve hukuk departmanı çalışanları, alacaklı koruma prosedürlerinin düzgün bir şekilde uygulanmasına azami dikkat göstermelidir.

Özet

Bu makalede, Japonya’nın Şirketler Hukuku kapsamında şirket bölünmelerine ilişkin iki önemli hukuki çözüm yolu olan durdurma talebi ve geçersizlik davasını, hukuki dayanakları, şartları ve somut Japon mahkeme kararları üzerinden detaylı bir şekilde açıkladık. Şirket bölünmesinin durdurulması, uygunsuz bir bölünmenin gerçekleştirilmeden önce etkisinin önlenmesi için önleyici bir tedbirdir ve hissedarların haklarının korunmasına hizmet eder. Ancak, bu talebin şartları katıdır ve mahkemeler, şirketin yönetim kararlarına etkisini dikkate alarak dikkatli bir değerlendirme yapma eğilimindedir. Öte yandan, şirket bölünmesinin geçersizliğine ilişkin dava, zaten etkili hale gelmiş bir bölünmenin hukuki geçerliliğini geriye dönük olarak ortadan kaldıran bir yöntemdir ve ciddi hukuki ihlaller veya maddi kusurlar olduğunda kabul edilir. Özellikle, genel kurul kararındaki kusurlar, alacaklı koruma prosedürlerinin yerine getirilmemesi ve adil olmayan bölünme karşılıkları önemli geçersizlik nedenleri olabilir. Bu iki hukuki araç, Japonya’nın Şirketler Hukuku’nun şirket bölünmelerinin yasallığını ve adilliğini sağlamak ve ilgili tarafların haklarını korumak için oluşturduğu vazgeçilmez bir güvenlik ağıdır. Yabancı yatırımcılar ve yöneticiler için, bu sistemleri derinlemesine anlamak, Japonya’da M&A ve organizasyonel yeniden yapılandırma stratejileri oluştururken son derece önemlidir.

Monolith Hukuk Bürosu, Japonya’nın Şirketler Hukuku, özellikle şirket bölünmelerini içeren organizasyonel yeniden yapılandırmalar konusunda zengin deneyim ve derin uzmanlığa sahiptir. Şirket bölünmesinin planlama aşamasında hukuki danışmanlıktan, durdurma talebi veya geçersizlik davasına ilişkin dava süreçlerine kadar, Japonya içi ve dışındaki birçok müşteriye kapsamlı hukuki hizmetler sunma konusunda bir geçmişe sahibiz. Büromuzda, Japon avukatlık lisansına ek olarak, yabancı avukatlık lisansına sahip İngilizce konuşan uzmanlar bulunmaktadır ve bu sayede Japonca ve İngilizce dillerinde sorunsuz iletişim sağlanabilmektedir. Bu, Japonya’nın hukuki sistemine aşina olmayan yabancı müşterilere karmaşık hukuki sorunları net ve doğru bir şekilde açıklamamıza ve en uygun hukuki stratejiyi önermemize olanak tanır. Şirket bölünmeleriyle ilgili hukuki zorluklarla karşılaşan hissedarlar, yöneticiler veya hukuk departmanı üyeleri, Japonya’nın Şirketler Hukuku’nda durdurma veya geçersizlik konularında uzman bilgi ve pratik deneyime sahip Monolith Hukuk Bürosu’na danışmalıdır. İş hedeflerinize ulaşmanız için güvenilir bir hukuki ortak olarak çaba göstereceğiz.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön