MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Japonya Ticaret Hukukunda Tokumei Kumiai'nin Hukuki İşleyişi: Yapı, Sorumluluk Alanı ve Zararların İşlenmesine Dair Kapsamlı Açıklama

General Corporate

Japonya Ticaret Hukukunda Tokumei Kumiai'nin Hukuki İşleyişi: Yapı, Sorumluluk Alanı ve Zararların İşlenmesine Dair Kapsamlı Açıklama

Japonya’da ticaret hukuku kapsamında belirlenen işletme türlerinden biri anonim ortaklıktır. Bu sistem, belirli bir iş için sermaye sağlayan yatırımcılar ile bu sermayeyi kullanarak işi yürüten işletmeciler arasındaki sözleşme ilişkisine dayanır. Anonim ortaklığın en belirgin özelliği, yatırımcı olan anonim ortakların dışarıdaki üçüncü kişilere karşı isim veya unvanlarının açıklanmaması ve sorumluluklarının yatırım miktarı ile sınırlı olmasıdır. Bu esneklik ve gizlilik sayesinde, anonim ortaklık gayrimenkul yatırımları, film ve içerik üretimi finansmanı, girişim sermayesi fonları gibi çeşitli proje finansmanı alanlarında kullanılmaktadır. Ancak, onun hukuki niteliği, tüzel kişiliğe sahip şirketler gibi organizasyonlardan temelde farklıdır. Anonim ortaklık, tüzel kişiliği olmayan saf bir sözleşme ilişkisidir. Bu gerçek, taraflar arasındaki hak ve yükümlülükler, mal varlığının aidiyeti ve işin başarısız olması durumunda risk paylaşımı açısından son derece önemlidir. Bu makalede, Japon ticaret hukukunun hükümleri ve yargı kararlarına dayanarak, anonim ortaklık sözleşmesinin hukuki yapısı, tarafların hukuki ilişkileri, anonim ortakların sorumluluk sınırları ve özellikle işten kaynaklanan zararlar durumunda somut işlemlerin nasıl ele alınacağı konusunda uzman bir bakış açısıyla ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.

Japonya’da Tokumei Kumiai Sözleşmesinin Hukuki Çerçevesi ve Taraflar

Japonya’daki Tokumei Kumiai (anonim ortaklık) sözleşmesinin temel yapısı, Japon Ticaret Kanunu’nun (商法) 535. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, Tokumei Kumiai sözleşmesi, “taraflardan birinin diğer tarafın işletmesi için sermaye koyması ve bu işletmeden elde edilen kârın paylaşılmasını taahhüt etmesi” ile kurulur. Bu sözleşme, farklı rolleri olan iki taraf tarafından oluşturulur.

Bir tarafta ‘işletmeci’ bulunur. İşletmeci, işletmenin tüm operasyonlarını kendi adına yürütür. İşletme ile ilgili sözleşmelerin yapılması, varlıkların yönetimi, borçların üstlenilmesi gibi tüm dışa dönük faaliyetler işletmeci tarafından tek başına gerçekleştirilir. İşletmeci, bir birey de olabilir, bir tüzel kişilik de.

Diğer tarafta ‘anonim ortak’ yer alır. Anonim ortak, işletmeye yatırımcı olarak rol alır. Anonim ortak, işletmeciye para veya diğer varlıkları sermaye olarak koyar, ancak işletmenin yönetimine doğrudan müdahale etme veya işletmeci adına üçüncü şahıslarla işlem yapma yetkisine sahip değildir. Adından da anlaşılacağı gibi, anonim ortağın varlığı genellikle üçüncü şahıslara açıklanmaz.

Burada son derece önemli bir nokta, anonim ortağın yaptığı sermaye katkısının hukuki mülkiyetidir. Japon Ticaret Kanunu’nun 536. maddesinin birinci fıkrası, “anonim ortağın sermaye katkısının, işletmecinin mal varlığına ait olduğunu” açıkça belirtir. Bu, sermaye olarak konulan paranın veya varlıkların mülkiyet hakkının tamamen işletmeciye geçtiği anlamına gelir. Bu hüküm, daha sonra ele alınacak olan işletmecinin iflası durumunda anonim ortağın konumuna doğrudan etki eder.

Tokumei Kumiai sözleşmesi, birden fazla tarafın bir araya gelerek işletme yürüttüğü sivil hukuk ortaklıkları veya hissedarların bir araya gelerek tüzel kişilik oluşturduğu şirketlerden farklı olarak, yalnızca işletmeci ve anonim ortak arasındaki karşılıklı bir sözleşme olarak nitelendirilir. Bu yapı, ortaklık kurulu veya hissedarlar toplantısı gibi kolektif karar alma organlarına ihtiyaç duymaz, bu da operasyonel esnekliği artırırken, işletmenin yürütülmesiyle ilgili yetki ve sorumluluğu işletmeciye yoğunlaştırır. Dolayısıyla, anonim ortak için yatırımın başarısı tamamen işletmecinin yönetim becerisi ve dürüstlüğüne bağlıdır ve sözleşme imzalanmadan önce işletmeciye karşı yapılan due diligence (özenli inceleme) hayati önem taşır.

İşletme Yönetimi ve Taraflar Arası Japon Hukuk İlişkileri

Japonya’daki anonim ortaklıkta hukuki ilişkiler, işletmeci ile üçüncü şahıslar arasındaki “dış ilişkiler” ve işletmeci ile anonim ortaklar arasındaki “iç ilişkiler” olarak net bir şekilde ayrılır.

Dış ilişkilerde, yalnızca işletmeci hak ve yükümlülük sahibi olur. İş faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan tüm varlıklar ve borçlar, hukuken işletmeci bireyin veya işletmeci olan tüzel kişinin varlıkları ve borçları olarak ele alınır. Bu nedenle, iş dünyasındaki ticari partnerler gibi üçüncü şahıslar, yalnızca işletmeciye karşı sözleşmesel haklarını ileri sürebilir veya yükümlülüklerin yerine getirilmesini talep edebilirler. Anonim ortaklar, üçüncü şahıslara karşı doğrudan herhangi bir hak veya yükümlülük taşımazlar.

Öte yandan, işletmeci ile anonim ortaklar arasındaki iç ilişkiler, anonim ortaklık sözleşmesinin içeriği ve Japon Ticaret Kanunu’nun hükümleri tarafından düzenlenir. Anonim ortakların temel hakları, sözleşmesel haklar olarak var olur. Bunların merkezinde, sözleşmede belirlenen oranlara göre işletmenin karından pay alma hakkı olan “kar payı talep hakkı” bulunur.

Ek olarak, anonim ortaklara işletmenin mali durumunu denetlemek için önemli haklar tanınmıştır. Japon Ticaret Kanunu’nun 539. maddesinin birinci fıkrasına göre, anonim ortaklar, her iş yılı sonunda işletmecinin bilançosunu inceleyebilir ve işletmenin işleri ve mali durumu hakkında bilgi edinebilirler. Aynı maddenin ikinci fıkrası, “önemli bir sebep olduğunda”, mahkeme izniyle her zaman işletmenin işleri ve mali durumunu inceleme hakkını tanır ve bu, işletmecinin olası usulsüzlüklerine karşı bir denetim aracı sağlar.

Japon Ticaret Kanunu tarafından belirlenen anonim ortaklıkla ilgili hükümler, temel bir çerçeve sunmakla sınırlıdır. Örneğin, karın somut hesaplama yöntemi, dağıtım zamanı ve sıklığı, işletmecinin uyması gereken mali standartlar veya anonim ortakların onayı olmadan yapılmaması gereken önemli iş yürütme kapsamı gibi detaylı işletme kuralları kanunla belirlenmemiştir. Bu tür konular, tümüyle taraflar arasındaki anonim ortaklık sözleşmesiyle belirlenir. Bu durum, anonim ortaklığın esnekliğinin kaynağı olduğu kadar, yatırımcılar için bir risk faktörü de olabilir. Eğer sözleşme içeriği yetersizse, anonim ortaklar yalnızca yılda bir kez denetleme hakkı gibi Ticaret Kanunu’nun asgari korumasına güvenmek zorunda kalabilirler. Bu nedenle, deneyimli yatırımcılar, detaylı raporlama yükümlülükleri, açık kar hesaplama standartları ve belirli önemli konular üzerinde veto hakkı gibi maddeleri içeren kapsamlı ve sağlam anonim ortaklık sözleşmelerinin imzalanmasını talep ederler.

Japonya’da Anonim Ortakların Sorumluluk Kapsamı: Sınırlı Sorumluluk ve İstisnaları

Anonim ortaklıkların yatırımcılar için cazip kılınan özelliklerinden biri, sorumluluklarının sınırlı olmasıdır. Daha önce belirtildiği üzere, anonim ortaklar üçüncü şahıslara karşı doğrudan bir sorumluluk taşımazlar. Ayrıca, işletmeci ile iç ilişkilerde de, sorumlulukları prensip olarak yatırılan sermayenin değeri ile sınırlıdır. Bu, ‘sınırlı sorumluluk’ olarak adlandırılır. Japon Ticaret Kanunu’nun (Commercial Code) 536. maddesinin 1. fıkrası, anonim ortakların işletmecinin borçlarından dolayı üçüncü şahıslara karşı sorumlu olmadıklarını hükme bağlar ve bu, sınırlı sorumluluğun hukuki dayanağını oluşturur. Anonim ortakların karşılaşabileceği en büyük ekonomik risk, yatırılan ana paranın kaybedilmesidir.

Fakat, bu sınırlı sorumluluk ilkesinin önemli istisnaları vardır. Anonim ortaklar, ‘anonimliklerini’ kendi istekleriyle terk edecek davranışlarda bulunduklarında, bu koruma kaybolur. Japon Ticaret Kanunu’nun 537. maddesi, bu istisnayı açıkça düzenler. Anonim ortaklar, kendi soyadlarını veya adlarını veya ticari unvanlarını işletmecinin ticari unvanı içinde kullanmalarına izin verirlerse veya kendi ticari unvanlarını işletmecinin ticari unvanı olarak kullanmalarına izin verirlerse, bu kullanımdan sonra doğan borçlar için işletmeci ile birlikte müteselsil sorumluluk taşırlar.

Bu hüküm, sadece formel bir isim kullanımı meselesi değildir. Bu, anonim ortakların eylemlerinin üçüncü şahıslar üzerinde bıraktığı izlenime dayanarak sorumluluğun belirlenmesidir. Anonim ortaklar, kendi isimlerini işletmeye kullanmalarına izin vererek, üçüncü şahısların gözünde sanki ortak işletmeciler gibi bir görünüm oluştururlar. Hukuk, bu tür yanıltıcı bir görünüm yaratan kişilere, oluşturdukları görünüme uygun sorumluluk yükler.

Bu nedenle, anonim ortaklıkta sınırlı sorumluluk, hukuki bir formülasyonla otomatik olarak garanti edilen değişmez bir hak değil, anonim ortakların dış dünyaya karşı katı bir anonimlik ve pasiflik sürdürmeleri koşuluna bağlı olarak verilen bir haktır. Bu, anonim ortaklar için önemli bir pratik risk yönetimi noktasını ortaya koyar. Örneğin, anonim ortaklar kendileri veya temsilcileri üçüncü şahıslarla doğrudan sözleşme müzakerelerine katılırlarsa, pazarlama materyallerinde isimleri yer alırsa veya kendi markalarını işletmecinin işiyle ilişkiliymiş gibi tanıtırlarsa, istemeden sınırsız sorumluluk riskiyle karşılaşabilirler. Anonim ortaklığın en büyük avantajı olan sınırlı sorumluluğun faydalarından yararlanabilmek için, dışa dönük eylemlerde büyük bir dikkat göstermek gerekmektedir.

Kâr ve Zararın Dağıtımı ile Aşırı Zararın İşlenmesi Japonya’da

Japonya’daki anonim ortaklık sözleşmelerinde, işletmeden elde edilen kârın dağıtım yöntemi, taraflar arasındaki sözleşme ile serbestçe belirlenebilir. Yasalar, belirli bir dağıtım oranı veya hesaplama formülü zorunlu kılmaz.

Öte yandan, zararın paylaşılması konusunda, Japon ticaret hukuku açık ilkeler belirlemiştir. Japon Ticaret Kanunu’nun (Commercial Code) 536. maddesinin 2. fıkrası, “Sermaye zarar nedeniyle azaldığında, zarar telafi edilmeden kâr payı talep edilemez” şeklinde hüküm içerir. Bu, zararın sermaye miktarını aştığı durumlarda bile, anonim ortaklık üyelerinin, zaten yaptıkları sermaye katkısının ötesinde bir zarar yükümlülüğü taşımadıklarını ifade eder. Sermaye miktarı zarar nedeniyle sıfıra düşse bile, fazladan zararı kapatmak için ek finansman sağlama yasal yükümlülüğü, esas olarak bulunmaz. Ayrıca, geçmişte alınan kâr paylarını geri ödeme yükümlülüğü de yoktur.

Bu nokta, anonim ortaklığın temel risk yapısını anlamak için çok önemlidir. Anonim ortaklık üyelerinin zarar yükümlülüğü, yasal olarak sermaye miktarı ile sınırlıdır.

Yine de, bu kural da taraflar arasındaki sözleşme ile değiştirilebilir. Anonim ortaklık sözleşmeleri, özel otonomi ilkesinin geniş bir şekilde uygulandığı alanlardır, dolayısıyla işletmeciler ve anonim ortaklık üyeleri anlaşırlarsa, sermaye miktarını aşan zararlar (aşırı zararlar) için anonim ortaklık üyelerinin belirli bir kapsamda yükümlülük üstlenmeleri konusunda hüküm koyabilirler. Bu tür maddeler, işletmeci tarafının riskini azaltmak için dahil edilebilir. Bu nedenle, yatırımcılar anonim ortaklık sözleşmesi imzalarken, zarar yükümlülüğüne ilişkin maddeleri dikkatlice incelemelidirler. Özellikle ek sermaye yatırma yükümlülüğü getiren maddelerin olup olmadığını kontrol etmek, yatırımın risk profilini doğru bir şekilde anlamak için hayati önem taşır. Yasal varsayılan kurallar ile sözleşme üzerindeki anlaşmalar arasındaki farkı fark etmek son derece önemlidir.

Japonya’da Anonim Ortaklık Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Tasfiyesi

Anonim ortaklık sözleşmesi, çeşitli nedenlerle sona erer. Japonya Ticaret Kanunu’nun 540. maddesi, sözleşmenin sona erme nedenleri olarak Japon Medeni Kanunu’ndaki ortaklık hükümlerine atıfta bulunur. Başlıca sona erme nedenleri şunlardır:

  • Sözleşmede belirlenen sürenin dolması
  • İşin amacının gerçekleştirilmesi veya gerçekleştirilememesi
  • Tarafların karşılıklı anlaşmasıyla feshedilmesi
  • Taraflardan birinin ölümü veya iflas işlemlerinin başlatılması
  • İşletmecinin işletmesini kapatması veya değiştirmesi

Özellikle önemli bir sona erme nedeni olarak, Japon Ticaret Kanunu’nun 541. maddesi, “İşletmeci iflas işlemi başlatıldığında, anonim ortaklık sözleşmesi sona erer” şeklinde hüküm koymaktadır.

Sözleşme sona erdiğinde, tasfiye işlemlerine geçilir. Japon Ticaret Kanunu’nun 542. maddesine göre, işletmeci anonim ortaklara yaptıkları sermaye katkısının değerini geri ödemekle yükümlüdür. Ancak, sermaye katkısı zaten zarar nedeniyle azalmışsa, sadece kalan miktarın geri ödenmesi yeterlidir. İşletmecinin varlıkları sermaye katkısının değerini geri ödemek için yetersiz olsa bile, işletmeciye kusur atfedilmediği sürece, anonim ortaklar eksik kısmı talep edemezler.

Burada, sermaye geri ödeme talep hakkının niteliği hakkında önemli bir Japon yargı kararı bulunmaktadır. Yüksek Mahkeme’nin 1973 yılı 26 Ocak (1973) tarihli kararı, anonim ortaklık sözleşmesinin sona ermesi durumunda anonim ortakların sermaye geri ödeme talep haklarının, yatırılan belirli bir malın kendisinin geri alınmasını talep eden bir hak olmayıp, sermaye katkısının değerine denk gelen bir para ödemesini talep eden “para alacağı” olduğuna hükmetmiştir.

Bu yargı kararı ve yasal düzenlemeler bir arada düşünüldüğünde, anonim ortaklıkta en büyük riskin işletmecinin kredi riski olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi, anonim ortakların sermaye katkıları işletmecinin mal varlığına dönüşür ve sözleşme sona erdiğinde geri ödeme talep hakları para alacağıdır. İşletmeci iflas ettiğinde, anonim ortaklık sözleşmesi sona erer ve anonim ortakların sermaye geri ödeme talep hakları, işletmecinin diğer genel alacaklıları (örneğin, finans kurumları veya ticari iş ortakları) ile aynı seviyede, teminatsız “genel iflas alacağı” olarak ele alınır. Bu, anonim ortakların iflas eden işletmenin varlık dağıtım işlemlerine katılmaları ve diğer genel alacaklılarla eşit oranda yatırım sermayelerini geri almaya çalışmaları anlamına gelir. Çoğu durumda, geri alınabilen miktar başlangıçtaki yatırım tutarının çok altında kalır. Bu nokta, kendi varlıklarının şirket varlıklarından ayrı tutulduğu anonim şirketin hissedarlarından temelde farklıdır ve anonim ortaklığa yatırım yapmayı düşünenlerin mutlaka anlaması gereken yapısal bir risktir.

Japonya’da Tokumei Kumiai ve Diğer İşletme Tipleriyle Karşılaştırma

Japonya’daki diğer önemli işletme tipleri olan “Medeni Kanun’a Göre Ortaklık” ve “Kabushiki Kaisha (Anonim Şirket)” ile kıyaslayarak, Tokumei Kumiai’nin (Sessiz Ortaklık) hukuki özelliklerini daha net bir şekilde anlayabiliriz.

Medeni Kanun’a Göre Ortaklık, Tokumei Kumiai gibi sözleşmeye dayalı olarak kurulur, ancak yatırılan varlıklar tüm ortakların “ortak mülkiyeti” haline gelir ve işletmenin yönetimi de esas olarak tüm ortaklar tarafından yürütülür. En büyük fark, ortakların sorumluluğunun sınırsız olmasıdır.

Kabushiki Kaisha, Japon Şirketler Kanunu’na dayanarak kurulan bir tüzel kişiliktir ve kendisi hak ve yükümlülüklerin öznesi haline gelir. Hissedarların sorumluluğu, sahip oldukları hisse senetlerinin alım bedeline sınırlıdır. Şirketin varlıkları hissedarların kişisel varlıklarından net bir şekilde ayrılmıştır ve hissedarlar, şirketin borçlarından doğrudan sorumlu tutulmazlar.

Bu farklılıklar, işletmenin yönetim şekli, riskin yerleşimi ve yatırımcıların korunma biçimi üzerinde büyük etkiler yaratır. Tokumei Kumiai, Kabushiki Kaisha gibi katı yasal düzenlemelerden ve işletme maliyetlerinden kaçınırken, Medeni Kanun’a Göre Ortaklık gibi sınırsız sorumluluktan kaçınmak isteyenler için etkili bir seçenek olabilir. Ancak, diğer yandan, varlıkların işletmeciye ait olması ve yatırımcının denetim yetkisinin büyük ölçüde sözleşmeye bağlı olması gibi özelliklere de sahiptir.

ÖzellikTokumei KumiaiMedeni Kanun’a Göre OrtaklıkKabushiki Kaisha
Uyulacak HukukJapon Ticaret KanunuJapon Medeni KanunuJapon Şirketler Kanunu
Hukuki NitelikSözleşmeSözleşmeTüzel Kişilik
Yatırımcının SorumluluğuEsas olarak sınırlı sorumlulukSınırsız sorumlulukSınırlı sorumluluk
İşletmeye KatılımMümkün değilEsas olarak herkesHissedarlar dolaylı
Üçüncü Şahıslara Karşı AnonimlikYüksekDüşükDüşük (Hissedarlar listesi mevcut)
Varlıkların Aidiyetiİşletmeciye aitOrtakların ortak mülkiyetiŞirkete ait
Çıkar Çatışması İşlemlerinin DüzenlenmesiSözleşmeye bağlıYasalYasal (Japon Şirketler Kanunu)

Özet

Tokumei kumiai, Japon ticaret hukukunun (Japan’s Commercial Code) sunduğu, son derece esnek ve belirli amaçlar için oldukça etkili bir yatırım düzenidir. Yatırımcılar için anonimlik ve sınırlı sorumluluk olmak üzere iki büyük avantaj sunar. Ancak, bu hukuki yapı özeldir ve kendine has riskleri barındırır. Yatırılan varlıklar işletmecinin mal varlığına dönüştüğünden, işletmecinin kredi riski doğrudan yatırımın güvenliğini etkiler. Ayrıca, tokumei kumiai üyelerinin korunması, yasal düzenlemelerin asgari şartlarına ek olarak, taraflar arasında imzalanan tokumei kumiai sözleşmesinin içeriğine büyük ölçüde bağlıdır. Bu nedenle, tokumei kumiai kullanılırken, onun hukuki niteliğini derinlemesine anlamak ve riskleri uygun şekilde yönetmek için detaylı bir sözleşme tasarımı şarttır.

Monolith Hukuk Bürosu, Japon ticaret hukuku (Japanese Commercial Code) kapsamında, tokumei kumiai sözleşmeleri de dahil olmak üzere, yerli ve yabancı birçok müşteriye hukuki hizmetler sunmuş ve bu alanda geniş bir deneyime sahiptir. Çeşitli sektörlerde tokumei kumiai düzenlemelerinin oluşturulması, işletmecilerin due diligence süreçleri ve anlaşmazlık çözümleri dahil olmak üzere kapsamlı destek mümkündür. Büromuzda, uluslararası iş yapısını geliştiren müşterilerin Japon hukuk sistemini (Japanese legal system) sorunsuz bir şekilde kullanabilmeleri için, yabancı avukatlık niteliklerine sahip İngilizce konuşan personel de dahil olmak üzere, tam donanımlı bir destek ekibi bulunmaktadır.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön