MONOLITH LAW OFFICE+81-3-6262-3248Hafta içi 10:00-18:00 JST [English Only]

MONOLITH LAW MAGAZINE

General Corporate

Şirket Satışında Kullanılan M&A: Prosedürleri ile Avantaj ve Dezavantajlarının Açıklaması

General Corporate

Şirket Satışında Kullanılan M&A: Prosedürleri ile Avantaj ve Dezavantajlarının Açıklaması

Girişim şirketlerinde yatırım geri dönüşü (genellikle EXIT olarak adlandırılır) için geleneksel yöntem, halka arz (IPO) idi.

Ancak, son zamanlarda, her zaman halka arzı hedeflemeyen ve şirketlerini halka arz olmaksızın M&A ile satan yöneticilerin sayısı artmaktadır.

Bu nedenle, şirketlerini satmayı düşünen yöneticilere yönelik olarak, M&A’nın avantajları ve dezavantajları, M&A süreci, avukatlara hangi işlemlerin verilmesi gerektiği gibi konuları ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.

M&A ile Şirket Satışı Nedir?

M&A, Mergers and Acquisitions’ın kısaltmasıdır. Türkçeye ‘Birleşme ve Satın Alma’ olarak çevrilebilir. Yani, M&A, şirketlerin birleşmesini veya satın alınmasını ifade eder.

M&A yöntemleri arasında, ‘Japon Şirketler Yasası’nda belirlenen organizasyonel yeniden yapılanma eylemlerinden biri olan birleşme prosedürleri, hisse devri ve işletme devri gibi işlemler bulunmaktadır.

‘Japon Şirketler Yasası’na göre birleşme prosedürleri, alacaklıları koruma amaçlı prosedürler gibi konuları sıkı bir şekilde düzenler. Bu nedenle, çok sayıda alacaklısı olan büyük ölçekli şirketlerin bu yöntemi kullanma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz.

Buna karşılık, girişim şirketleri M&A ile şirketlerini satarken, genellikle hisse devri veya işletme devri kullanılır. Hisse devri ile ilgili M&A hakkında ayrıntılı bir açıklama aşağıdaki makalede bulunabilir.

https://monolith.law/corporate/share-transfer-ma [ja]

M&A ile Şirket Satışının Avantajları ve Dezavantajları

Girişim şirketleri için yatırım geri dönüşü yöntemleri genellikle halka arz (IPO) veya M&A olmaktadır. M&A’nın IPO’ya kıyasla avantajlarını ve dezavantajlarını açıklıyoruz.

M&A’nın Kullanılmasının Avantajları

Girişim şirketlerinin M&A ile şirket satışının avantajları genellikle şunlardır:

  • Halka arza (IPO) göre daha hızlı yatırım geri dönüşü sağlar
  • Kurucuların başka işlere girişme fırsatı bulur

Halka Arza (IPO) Göre Daha Hızlı Yatırım Geri Dönüşü

Genellikle halka arz (IPO) hedefleniyorsa, birkaç yıl süren bir hazırlık süreci gereklidir.

Ayrıca, IPO için uzmanlara veya danışmanlara başvurmak ve şirket içi yönetim sistemini düzenlemek için gereken maliyet oldukça yüksektir.

Buna karşılık, M&A ile şirket satışı, alıcı şirket bulunduğunda, yarım yıl ila bir yıl içinde gerçekleşebilir.

M&A yaparken dış uzmanlardan destek almak mümkün olsa da, bu maliyet IPO’ya kıyasla daha düşüktür.

Kurucuların Başka İşlere Girişme Fırsatı

Ek olarak, M&A durumunda, satıcı şirketin temsilcisi şirketi sattığı anda kolayca istifa edebilir.

Yeni bir iş alanına odaklanmak isteyen girişim şirketi kurucularının, başka bir şirkette yeni bir iş kurmak istemesi durumu oldukça yaygındır.

Üstelik, zarar etmeyen ve gelecek vaat eden bir şirket, hisse devri ile M&A yoluyla satılırsa, hisseleri olan kurucu satış bedelini alabilir ve bu parayı yeni bir işe yatırabilir.

M&A’nın Kullanılmasının Dezavantajları

  • Kurucunun şirketin kontrolünü kaybetme riski vardır
  • Halka arza (IPO) göre şirket değerinin daha düşük tahmin edilmesi durumu olabilir

Kurucunun Şirketin Kontrolünü Kaybetme Riski

Kurucu şirket satışı ile birlikte istifa etmek istiyorsa sorun yoktur, ancak şirkette yönetici olarak kalmak istiyorsa M&A’nın riskleri vardır.

Hisse devri ile şirketin tüm kontrolünü alıcı şirkete devreden bir M&A gerçekleştirildiğinde, satıcı şirketin yönetim kurulu üyeleri ve diğer yöneticilerin seçimi ve görevden alınması alıcı şirketin takdirine bağlıdır. Bu nedenle, şirket satışından sonra kurucunun şirkette kalma garantisi yoktur.

Şirket Değerinin Düşük Tahmin Edilmesi Durumu

Ayrıca, M&A ile şirket satışı durumunda, satış bedeli alıcı şirketle yapılan müzakereler sonucunda belirlenir.

Alıcı şirketin satıcı şirketin gelecekteki potansiyelini yüksek değerlendirdiği veya sinerji etkisi beklediği durumlarda, IPO’ya göre daha yüksek bir şirket değeri tahmin edilebilir.

Yine de, bunun tersi olarak, IPO’ya göre daha düşük bir fiyata satın alınması da elbette mümkündür. Dolayısıyla, M&A ile şirket satışını düşünüyorsanız, hangi miktarın ekonomik mantığa uygun olduğunu belirlemek için önceden bir kriter belirlemekte fayda vardır.

M&A ile Şirket Satışının İlerletilme Yöntemi

M&A ile şirket satışı sürecinin nasıl ilerletileceği ve avukatın bu süreçteki rolünü açıklıyoruz.

M&A’da Gerekli Sözleşmeler ve İşlemler

M&A ile bir şirketi satmak durumunda, işlem aşağıdaki gibi ilerler:

Gizlilik Sözleşmesi İmzalama

Satıcı ve alıcı adayları belirlendiğinde ve M&A için somut incelemeler başladığında, ilk olarak her iki şirket arasında bir gizlilik sözleşmesi imzalanır.

M&A incelemeleri, her iki şirket için de yüksek derecede gizli bilgilerdir. Nihai şirket satışı anlaşması sağlanana kadar, M&A incelemelerinin ilerlediği genellikle sadece yönetim ve bazı yetkili çalışanlar tarafından bilinir ve diğer çalışanlardan gizli tutulur.

Özellikle satıcı veya alıcı şirketin halka açık bir şirket olması durumunda, bu bilgiler aynı zamanda içeriden bilgi olacağından, bilgi sızıntısının kesinlikle önlenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, gizlilik sözleşmesi imzalandıktan sonra, satıcı ve alıcı şirketler birbirlerinin şirket isimlerini açıklarlar.

Anlaşma Temel Belgesi İmzalama

Alıcı şirket resmi olarak M&A yapma kararı aldığında, alıcı şirket satıcı şirkete bir “niyet mektubu” gönderir.

Buna yanıt olarak, satıcı şirket şirket satışı müzakerelerine katılma niyetini gösterirse, her iki şirket arasında M&A incelemelerini ilerletme konusunda bir anlaşma temel belgesi imzalanır. Anlaşma temel belgesi, satıcı ve alıcı şirketlerin M&A incelemelerini ilerletmeyi yazılı olarak belirtir.

Yine de, bu M&A incelemelerini ilerletme anlaşması genellikle hukuki bağlayıcılığı olmayan bir beyefendi anlaşması olarak kabul edilir. Bu nedenle, sonuçta M&A anlaşmasına varılmaması durumunda, tarafların genellikle tazminat gibi sorumlulukları olmaz.

M&A’da anlaşma temel belgesinin maddeleri ve hukuki bağlayıcılığı hakkında aşağıdaki makalede daha ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

https://monolith.law/corporate/ma-lawyer-basic-agreement [ja]

Due Diligence ve Nihai Sözleşme İmzalama

Alıcı şirketin M&A yapma kararını alması için gereken, satıcı şirketin değerini ve risklerini inceleyen bir işlem olan due diligence’dir. Due diligence hakkında daha sonra ayrıntılı olarak açıklama yapacağım.

Due diligence’e dayanarak, alıcı şirket M&A yapma kararını nihai olarak aldığında, satıcı ve alıcı şirketler arasında nihai şirket satışı sözleşmesi imzalanır.

Nihai sözleşmede, şirketin satış fiyatı, hisse senetleri ve mülkiyetin devir yöntemi, şirket satışından sonra satıcı şirketin temsilcisinin muamelesi gibi maddeler genellikle belirlenir.

Nihai sözleşme imzalandığında, satıcı ve alıcı sözleşme içeriğine dayanarak gerekli işlemleri gerçekleştirir ve şirket satışı gerçekleştirilir. Bu uygulama işlemine “kapanış” denir.

Avukatların Birleşme ve Satın Almalarda (M&A) Neden Gereklidir?

Şirketler birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerini gerçekleştirirken, genellikle avukatlar ve sertifikalı muhasebeciler gibi dış uzmanlardan destek alırlar.

Avukatlar, M&A sürecinde genellikle aşağıdaki iki durumda şirketlere destek olurlar:

  • Sözleşme müzakereleri ve sonuçlandırma
  • Hukuki durum tespiti (due diligence)

Sözleşme Müzakereleri ve Sonuçlandırma

Öncelikle, M&A sürecinde, somut incelemeye geçme aşaması, nihai şirket satışı anlaşması aşaması gibi birçok aşamada, satıcı ve alıcı şirketler arasında bir sözleşme imzalanır.

Genellikle, M&A ile gerçekleştirilen şirket satışı, hem alıcı hem de satıcı için, şirketin kaderini belirleyen çok önemli bir olaydır. Bu nedenle, sözleşmenin şirket aleyhine aşırı derecede olumsuz olması kabul edilemez.

Ayrıca, nihai şirket satışı anlaşması, önceden gerçekleştirilen hukuki durum tespiti (due diligence) sonuçlarına dayanarak, satıcı ve alıcı arasında bireysel sözleşme müzakereleri yapılması gerekmektedir.

M&A sözleşmesinin örnekleri kolayca elde edilebilir, ancak gerçekten bir sözleşme yaparken, her durumun özel koşullarını yansıtması gerekir.

Şirketiniz için bir risk oluşturan veya M&A sürecinde endişe duyduğunuz bir durum varsa, riski azaltmak için sözleşmeye belirli maddeler eklemek gibi çözümler gerekebilir.

Bu tür sözleşme müzakereleri ve sözleşme hazırlama konularında, şirket hukuku gibi uzmanlık gerektiren hukuki bilgi gereklidir. İşte bu nedenle, sözleşme müzakereleri ve sonuçlandırma aşamasında avukatların katılımı gereklidir.

Hukuki Durum Tespiti (Due Diligence)

İkincil olarak, nihai şirket satışı anlaşması öncesinde gerçekleştirilen hukuki durum tespiti (due diligence) sürecinde de avukatların katılımı gereklidir.

M&A sürecinde hukuki durum tespiti (due diligence), M&A ile şirketi satın alan şirketin (alıcı şirket), satıcı şirketin değerini ve karlılığını incelemek için yapılan bir işlemdir.

Hukuki durum tespiti (due diligence) sırasında, satıcı şirketin değerini azaltabilecek bir durum ortaya çıkarsa, M&A işlemi bile iptal olabilir. Bu nedenle, M&A ile gerçekleştirilen şirket satışının tüm süreçleri arasında çok önemli bir işlemdir.

Hukuki durum tespiti (due diligence), finansal, hukuki, insan kaynakları, sistemler gibi çeşitli açılardan gerçekleştirilir ve tüm maddeler için hukuki durum tespiti (due diligence) yapmak, hem zaman hem de maliyet açısından gerçekçi olmayabilir.

Yine de, finansal ve hukuki durum tespiti (due diligence), şirket değerini büyük ölçüde etkilediği için, M&A sürecinde genellikle her iki durumda da gerçekleştirilir.

Bu durumların arasında, hukuki durum tespiti (due diligence) genellikle dışarıdan bir avukat tarafından gerçekleştirilir.

Elbette, alıcı şirketin hukuk departmanı varsa, şirket içi hukuk uzmanları da hukuki durum tespiti (due diligence) yapabilir.

Buna rağmen dış uzmanlardan yardım alınmasının nedeni, hukuki durum tespiti (due diligence) sırasında açık bir gözden kaçırma durumu olması ve bu durumun alıcı şirkete zarar vermesi durumunda, yönetimin hissedarlardan sorumluluk talep edilme riskidir.

Bu durumda, M&A sürecinde hukuki durum tespiti (due diligence) deneyimi olan bir avukat, hukuki durum tespiti (due diligence) sırasında gözden kaçırılabilecek noktaları gözden kaçırma riskini büyük ölçüde azaltabilir.

Özet

Şirketinizi M&A ile satmayı düşünüyorsanız, genellikle ilk adımınız M&A danışmanlık hizmetleri sunan bir aracı kuruma kaydolmak olacaktır. Bunun yanı sıra, işlem yaptığınız bankalar veya M&A danışmanlığı yapan sertifikalı muhasebeciler ve vergi danışmanları gibi profesyoneller de aracılık hizmeti sunabilir.

M&A danışmanlık firmasına satış teklifi olarak kaydolduğunuzda, şirket satın almak isteyen kurumlar ve bireyler, satışa çıkan şirketler hakkında bilgi edinebilirler. Bu bilgiler genellikle şirket adının gizli tutulduğu ve önceki yılın yıllık satışları gibi mali bilgilerin bir kısmının görüntülenebildiği şekildedir.

Son zamanlarda, gelecek vaat eden girişimleri satın almak isteyen şirketlerin sayısı artmaktadır. Bu nedenle, M&A yoluyla şirket satışı, kurucular için güçlü bir çıkış stratejisi olmaya devam edecektir.

Managing Attorney: Toki Kawase

The Editor in Chief: Managing Attorney: Toki Kawase

An expert in IT-related legal affairs in Japan who established MONOLITH LAW OFFICE and serves as its managing attorney. Formerly an IT engineer, he has been involved in the management of IT companies. Served as legal counsel to more than 100 companies, ranging from top-tier organizations to seed-stage Startups.

Başa dön