Avukat atanamayan davalar ve internet üzerinden yapılan iftira davalarında her iki tarafın temsili
Web sitemizdeki başka bir makale olan “Avukatların Vekillik Talebini Reddetme Durumları ve Nedenleri” başlıklı yazımızda, “Avukatın talebi reddetme durumları” olarak;
- İşin kapsamına dahil olmaması
- Mali çöküş
- Kazanma ihtimalinin olmaması
- Çıkar çatışması
- Müvekkil ile güven ilişkisi
ana durumları belirttik.
Burada, yukarıdaki “çıkar çatışması” konusunu biraz daha detaylı açıklamak ve “çift taraflı vekillik” hakkında bilgi vermek istiyoruz.
Çıkar Çatışması ve Kendi Adına Sözleşme Yapma & Çift Taraflı Temsil
“Çıkar çatışması”, taraflar arasında çıkarların çatıştığı bir durumu ifade eder. Yani, bir tarafın kazanç elde etmesi, diğer tarafın zarar görmesi durumudur.
“Kendi adına sözleşme yapma” ve “çift taraflı temsil”, geniş anlamda çıkar çatışması eylemlerinden bir türdür ve bu konuda Japon Medeni Kanunu’nun (Japanese Civil Code) 108. maddesi aşağıdaki gibi hüküm getirir.
(Kendi Adına Sözleşme Yapma ve Çift Taraflı Temsil vb.)
Japon Medeni Kanunu’nun (Japanese Civil Code) 108. Maddesi
1. Aynı hukuki işlemle ilgili olarak, karşı tarafın temsilcisi olarak veya tarafların her ikisinin temsilcisi olarak yapılan eylemler, temsil yetkisi olmayan bir kişinin eylemi olarak kabul edilir. Ancak, borcun ifası ve kişinin önceden onayladığı eylemler bu kapsam dışındadır.
2. Birinci fıkrada belirtilenlerin yanı sıra, temsilci ve kişi arasındaki çıkarların çatıştığı eylemler, temsil yetkisi olmayan bir kişinin eylemi olarak kabul edilir. Ancak, kişinin önceden onayladığı eylemler bu kapsam dışındadır.
Kendi Kendine Sözleşme Hakkında
Medeni Kanun’un 108. maddesinde “karşı tarafın temsilcisi olarak” ifadesi, “kendi kendine sözleşme”yi ifade eder. Aynı hukuki işlem (örneğin bir sözleşme) için “aynı kişi, tarafların temsilcisi olarak ve karşı tarafın temsilcisi olarak rolleri ayırır ve tek başına bir sözleşme yapar” durumuna “kendi kendine sözleşme” denir. Örneğin, ben ve Bay A arasında Bay A’ya ait bir ikinci el aracın satış sözleşmesi yapalım. Bu durumda, alıcı olan ben, satıcı olan Bay A’nın temsilcisi olur ve Bay A adına aracı bana satma niyetini beyan ederim. Bu durum “kendi kendine sözleşme”dir. Eğer bir alıcıya götürülürse 2 milyon değerindeki bir aracı 1 milyon karşılığında bana satma sözleşmesi yapılırsa, ben kazançlı çıkarım ancak Bay A’nın çıkarları haksız yere zarar görür. Bu tür durumlar olduğu için, genel olarak, karşı tarafın temsilcisi olmak kabul edilmez. Bu tür eylemler “temsil yetkisi olmayan bir kişi tarafından yapılan eylem” olarak kabul edilir, bu nedenle temsilci sözleşmesi olarak kabul edilmezler.
Ancak, ① sadece borcun yerine getirilmesi durumunda ve ② kişinin önceden izin verdiği durumlarda, karşı tarafın temsilcisi olmak mümkündür. ①’deki “borç”, vadesi gelen borçları ve taraflar arasında anlaşmazlık olmayanları kapsar, ancak borcun yerine getirilmesi, zaten belirlenmiş olan alacak-borç ilişkisinin sadece ödenmesi olduğu için, pazarlık yapılması gerekmez ve yeni bir durum kişinin çıkarlarını zarar vermez diye düşünülür.
Çift Taraflı Vekillik Nedir?
Aynı şekilde, Japon Medeni Kanunu’nun 108. maddesinde “tarafların her ikisinin de vekili olmak” ifadesi bulunur ve buna “çift taraflı vekillik” denir. Örneğin, A ve B kişilerinin, A’nın sahip olduğu bir ikinci el aracın satış sözleşmesini yapmayı düşündüklerini varsayalım. Bu durumda, hem A hem de B, C’ye başvurmak istediklerini belirtirler ve sonuç olarak hem satıcı olan A’nın hem de alıcı olan B’nin vekili C olur. C, sürekli pazarlık yapmanın zahmetli olduğunu düşünerek, iyi niyetli A’ya rastgele bir şeyler söyler, pazarlığı oldukça düşük bir fiyata sonlandırır ve gelecekte de B ile ilişkisinin devam edeceğine dair teşekkür alır.
Bu şekilde, “çift taraflı vekillik”i sınırsız bir şekilde kabul edersek, taraflardan birinin çıkarları haksız yere zarar görebilir. Bu nedenle, genel olarak bu tür çift taraflı vekillik kabul edilmez. Bu tür eylemler “vekil yetkisi olmayan bir kişi tarafından yapılan eylem” olarak kabul edildiğinden, vekillik sözleşmesi olarak kabul edilmez.
Ancak, “kendi adına sözleşme” ile aynı şekilde, ① sadece borcun yerine getirilmesi durumunda ve ② tarafların her ikisinin de onayı olduğunda, istisnai olarak, tarafların her ikisinin de vekili olmak mümkündür.
Japon Medeni Kanunu’nun 108. maddesinin 2. fıkrası, “kendi adına sözleşme” veya “çift taraflı vekillik” kapsamına girmeyen “çıkar çatışması eylemleri” için kuralları genişletir. Madde metninde belirtildiği gibi, “kendi adına sözleşme” ve “çift taraflı vekillik”, “aynı hukuki işlem” ile ilgili olmasına rağmen, “çıkar çatışması eylemleri” farklı hukuki işlemlerle de gerçekleşebilir.
Örneğin, A’nın dava sürecini yürütüyor ya da yürütmüşseniz, B’nin A’ya karşı dava açmasını kabul edemezsiniz. A’nın sırlarını biliyor ve bunu dava açmak için kullanırsanız, A zor durumda kalır.
Avukatlık ve Çift Taraflı Temsil
Sivil Kanunun 108. maddesi, muhasebeciler, emlak sektörü vb. geniş bir kitleyi hedef alırken, Japon Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Temel Görev Yönetmeliği, her ikisi de avukatların “çift taraflı temsilini” yasaklar.
Avukatlık Kanunu Madde 25 (Görev Yapılamayacak Davalar)
Avukat, aşağıda belirtilen davalarda görev yapamaz. Ancak, üçüncü ve dokuzuncu maddelerde belirtilen davalarda, dava sahibinin rızası olduğu takdirde bu durum geçerli değildir.
Bir. Karşı tarafın danışmanlığını kabul edip destekleyen veya talebini kabul eden dava
Avukatlık Temel Görev Yönetmeliği Madde 27 (Görev Yapılamayacak Davalar)
Avukat, aşağıdaki maddelerden herhangi birine uyan davalarda görev yapamaz. Ancak, üçüncü maddeye uyan davalarda, dava sahibinin rızası olduğu takdirde bu durum geçerli değildir.
Bir. Karşı tarafın danışmanlığını kabul edip destekleyen veya talebini kabul eden dava
Yasaklama hemen hemen aynı ifadelerle yapılırken, “karşı tarafın danışmanlığını kabul edip desteklemek” ifadesi, müvekkilden hukuki danışmanlık taleplerine somut yanıtlar vermek gibi durumları ifade eder. Bu tür durumlarda veya zaten karşı tarafın davasını kabul etmiş durumdaysa, avukat dava alamaz.
Yüksek Mahkeme bu konuda,
Avukatın bir müvekkilden hukuki bir dava hakkında danışmanlık (tavsiye) alması durumunda, herhangi bir nedenle danışmanlığı yarıda bırakması veya danışmanlığı sonuna kadar almasına rağmen herhangi bir görüş belirtmemesi durumunda, bu durum “karşı tarafın danışmanlığını kabul edip desteklemek” olarak kabul edilmez. Ancak, yukarıda belirtilen (iki) durumda, hukuki bir dava hakkında danışmanlık alıp, durumu dinledikten sonra somut hukuki önlemleri öğretme aşamasına gelindiğinde, genellikle “desteklemek” olarak kabul edilir. Çünkü genellikle bir avukatın bir müvekkilin danışmanlığına karşı belirli bir hukuki önlemi öğretmesi, ilgili davanın çözümünün bu önlemi alarak lehine çözüleceği görüşünü ifade etmekten başka bir şey değildir.
Yüksek Mahkeme, 14 Haziran 1958 (Gregorian Takvimi) Kararı
ve bu şekilde belirtmiştir.
Ve bu çift taraflı temsil yasağı, “Avukatın Temsil Talebini Reddetme Durumları ve Nedenleri” başlıklı yazıda da belirtildiği gibi, aynı ofiste çalışan avukatlar için de geçerlidir (Avukatlık Temel Görev Yönetmeliği Madde 57). Örneğin, Monolith Hukuk Bürosu’ndaki bir avukat zaten A kişisinden danışmanlık almışsa, baş avukat olan Kawase Avukat, A kişisi ile çatışma içinde olan B kişisinden danışmanlık talebini kabul edemez. Bu, hukuki olarak çıkar çatışması oluşturur ve hukuki danışmanlık almak yasaklanır.
https://monolith.law/corporate/refused-request-by-lawyer[ja]
Monolith Hukuk Bürosu ve Çift Taraflı Temsil
Her avukat ve hukuk bürosunun, uzmanlık alanı olan hukuk dalları ve alanları vardır. Her türlü hukuki soruna yanıt verebilecek avukat veya hukuk bürosu neredeyse yoktur. Bu yüzden, her avukat ve hukuk bürosu, deneyimlerinin az olduğu alanlardaki talepleri reddedebilir. Çünkü daha uygun bir çözüm mümkün olabilir. Örneğin, bizim Monolith Hukuk Bürosu, IT ve İnternet işlerine odaklanmış bir hukuk bürosu olduğu için, boşanma veya trafik kazası davaları hakkında danışmanlık talep edilse bile, genel tavsiyelerden fazlasını sunamayabiliriz. Boşanma veya trafik kazası davalarında uzmanlaşmış avukatlar veya hukuk bürolarına başvurmanın, talep sahibi için daha arzu edilen sonuçları elde etme olasılığı daha yüksektir.
Referans: https://monolith.law/practices[ja]
Avukatlar ve hukuk bürolarının her birinin uzmanlık alanları ve alanları olduğu için, talepler çakışabilir ve çift taraflı temsil olmaması için, her biri alanına göre dikkatlice yanıt verir.
Örneğin, boşanma veya cinsiyetle ilgili sorunlar hakkında çok sayıda danışmanlık talebi alan avukatlar veya hukuk büroları, öncelikle “boşanacak eşin (eşin) veya anlaşmazlığın diğer tarafının adını” kontrol eder. Boşanma söz konusu olduğunda, anlaşmazlık içinde olan bir kadının eşinin danışmanlığını almak veya eşin temsilcisi olmak ve aynı zamanda kocanın boşanma danışmanlığını almak kabul edilemez. Ayrıca, bir kadının danışmanlığını almak veya onun temsilcisi olmak ve aynı zamanda tazminat talep eden eşin temsilcisi olmak veya hukuki danışmanlık almak da kabul edilemez.
İftira ve Hakaret Mağdurlarının Savunması ve Çift Taraflı Temsil
Büromuz, internet üzerindeki itibar zararlarına karşı güçlü bir hukuk bürosu olarak, birçok şirket ve bireyden talepler almakta ve iftira ve hakaret içerikli makalelerin kaldırılması ve yazarlarının belirlenmesi konusunda çalışmaktadır. Bu nedenle, iftira ve hakaret olaylarının faili tarafından savunma hizmeti de sunmaktayız. Ancak, fail tarafından gelen durumlarda, örneğin bir e-posta formu aracılığıyla bizimle iletişime geçtiğinizde, büromuzun zaten mağdur tarafından bir talep aldığı olabilir. Bu durumda, çift taraflı temsil durumu oluşur ve bu nedenle hizmet sunamayabiliriz.
Bu nedenle, fail olan kişilerden, bize e-posta veya telefonla ulaştıklarında, gerçek isimlerini belirtmeyip “mağdurun şirket adı veya kişisel adı”nı bize bildirmelerini rica ediyoruz. Eğer mağdur, zaten talepte bulunan bir şirket veya birey değilse, o zaman “hukuki danışmanlık” hizmeti sunmayı düşünebiliriz.
Ayrıca, şu anda talepte bulunulmamış bir olay olsa bile, gelecekte mağdur tarafından büromuza bir talep olabileceğini unutmayın. Büromuz için, fail tarafından hukuki danışmanlık hizmeti almak, o olayla ilgili olarak mağdur tarafından bir talep almayı gelecekte de imkansız hale getirir. Bu nedenle, özür dileriz ancak, iftira ve hakaretin faili tarafından savunma durumunda, rahat bir “hukuki danışmanlık” hizmeti sunamayız.
Bu konuda, lütfen büromuzun “Diğer Bilgiler” bölümündeki “İftira ve Hakaret Failinin Savunması”nı tıklayın ve “Fail Tarafından Savunmanın Özgünlüğü ve Avukatın Kısıtlamaları” ile “Fail Tarafından Savunma ile İlgili İki Uyarı”yı okuyun.
Category: Internet