Artan Uluslararası Ticaret: Uluslararası Sözleşmelerde Uygulanacak Hukukun Seçimi ve Yerel Sözleşmelerden Farkları
İş dünyasının küreselleşmesi hız kazandıkça, yurtdışına açılmayı düşünen Japon şirketlerin sayısı artmaktadır. Ancak, uluslararası ticaretten sorumlu hale gelen kişilerin, yabancı şirketlerle yapılan işlemlerde nelere dikkat etmeleri gerektiğini bilmeyenler de az değildir. İngilizce sözleşmeler karşısında endişe duyanlar da olabilir.
Uluslararası sözleşmeler, yerel sözleşmelerden birçok farklılık gösterir ve bu farklılıkların doğası ve kuralları iyi anlaşılmadığı takdirde, şirketinize beklenmedik zararlar verebilir.
Bu makalede, uluslararası sözleşmeler hakkında, bilinmesi gereken yerel sözleşmelerle arasındaki farklar ve özellikleri hakkında bilgi verilecektir.
Uluslararası Sözleşmeler Hakkında
Yurtdışındaki şirketlerle iş yaparken, uluslararası sözleşmeler yapmanız gerekmektedir.
Uluslararası ticarette gerçekleştirilen sözleşmeler:
- Satış sözleşmeleri
- Lisans sözleşmeleri
- Dağıtım acentesi sözleşmeleri
gibi, yerel sözleşmelerle de ortak özellikler taşıyan tipik olanlardır.
Ancak, muhatap yurtdışında bir şirket olduğunda, Japonya’nın kurallarına uygun yerel sözleşmeler yerine, uluslararası sözleşmeler aracılığıyla işlemleri gerçekleştirmeniz gerekmektedir.
Yurtdışına açılan şirketler için uluslararası sözleşmeler kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Uluslararası Sözleşmeler ile Yerel Sözleşmeler Arasındaki Farklar
Uluslararası sözleşmeler ile yerel sözleşmeler arasında, doğaları, rolleri ve yapıları bakımından çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar, ülkelerin kültürleri ve kuralları farklı olduğu için ortaya çıkmaktadır. İşlemleri sorunsuz bir şekilde yürütmek için, uluslararası sözleşmeler ile yerel sözleşmeler arasındaki farklılıkları anlamak önemlidir.
Uluslararası sözleşmeler ile yerel sözleşmeler arasındaki farklar hakkında aşağıda daha detaylı bilgi vereceğiz.
Sözleşme Dili
Yurt içi sözleşmelerde sözleşme metinleri genellikle Japonca olarak hazırlanırken, uluslararası sözleşmelerde İngilizce kullanımı daha yaygındır.
Yine de, sözleşme metninin hangi dilde hazırlanacağı, esasen taraflar arasındaki görüşmelerle serbestçe kararlaştırılabilir.
Örneğin, uluslararası sözleşmelerde sözleşme metinlerinin aşağıdaki dillerde hazırlanması mümkün olabilir:
- Yurtdışı iştirakin bulunduğu ülkenin yetkili makamlarıyla iletişim için yerel dilde çeviri yapılması
- Japonca ve karşı tarafın dili bir arada kullanılarak hazırlanması
- Japon şirketlerin yurtdışındaki iştirakleriyle yaptığı sözleşmelerin Japonca olarak hazırlanması
Ancak, pratikte İngilizce kullanımı ezici bir çoğunlukla tercih edilmekte ve İngilizce sözleşme metinlerini doğru bir şekilde işleyip hazırlayabilmek zorunluluğu bulunmaktadır.
Sözleşmelerin Rolü
Uluslararası sözleşmelerde, sözleşme bir risk yönetimi aracı olarak kabul edilir.
Yurt içi sözleşmelerdeki sözleşme belgesi, taraflar arasındaki anlaşma maddelerini içeren bir belge olup, sözleşmenin imzalanmasının sembolik bir yönü de bulunmaktadır.
Fakat uluslararası sözleşmelerdeki sözleşme belgesi, tarafların hak ve yükümlülükleri hakkında hukuki bir belgedir. Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, doğal afetler ve diğer tüm risklere karşı güçlü bir araçtır.
Sözleşmelere Yaklaşım
Uluslararası sözleşmeler ile yerel sözleşmeler arasında, sözleşme hazırlarken temel bir farklılık vardır.
Uluslararası sözleşmelerde, genellikle karşı tarafı güvenmemek esasına dayalı bir kötümser yaklaşımla sözleşmeler hazırlanma eğilimindedir. Bu nedenle, tarafların iyi niyetli müzakerelerine güvenerek sorunları erteleyen bir yaklaşım bulunmaz. Çeşitli durumları öngörerek risk yönetimini sözleşme maddeleri ile sağlayabilmek için detaylı düzenlemeler yapılır.
Öte yandan, yerel sözleşmelerde, karşı tarafın Japon bireyler veya Japon şirketler olması nedeniyle, genellikle karşı tarafa güvenmeye dayalı iyimser bir yaklaşımla sözleşmeler hazırlanır. Özellikle belirtmeye gerek olmayacak şeyler için düzenlemelerin olmadığı durumlar olabilir. Ayrıca, sonraki müzakerelerin dürüstçe yürütüleceği beklentisiyle, sorunların daha sonra çözülmesi yönünde bir eğilim daha sık görülür.
Uluslararası sözleşmelerin sözleşme metinlerini hazırlarken, başlangıçta yerel sözleşmelere göre farklı bir yaklaşım gerektiğini unutmamak önemlidir.
Sözleşme Belgesinin Özellikleri
Yukarıda bahsedilen roller ve düşünce yapısındaki farklılıklar nedeniyle, sözleşme belgelerinin özellikleri de büyük ölçüde farklılık gösterir.
Uluslararası sözleşmelerde, risk yönetimi amacıyla her türlü durumu öngörerek, detaylı sözleşme maddeleri önceden belirlenmiştir. Bu nedenle, sayfa sayısı yerel sözleşmelere kıyasla oldukça fazladır.
Öte yandan, yerel sözleşmelerde, daha sonraki müzakerelere olan beklentiyle detaylı açıklamalar yapılmayabilir veya iş birliğinin bir simgesi olarak çok basit içeriklerle sözleşmeler imzalanabilir. Sonuç olarak, uluslararası sözleşmelere kıyasla sayfa sayısı daha az olma eğilimindedir.
Bu şekilde, uluslararası ve yerel sözleşmeler arasındaki farklılıklar, sözleşme belgelerinin kapsamı ve içeriğini de etkilemektedir.
Uygulanacak Hukuk
Uluslararası sözleşmelerin sözleşme metinleri genellikle “Anglo-Amerikan hukuku” sistemine ait ülkelerin yasalarına dayanarak oluşturulur.
Öte yandan, Japon sözleşmeleri Japon hukukuna göre düzenlenir. Japon hukuku, “Kıta Avrupası hukuku” sistemine ait bir yasal düzendir.
Bu şekilde, uluslararası sözleşmelerle yerel sözleşmeler arasında, farklı hukuk sistemlerine dayanan hukuk anlayışları olduğunu ve bunların uygulanacak hukuk olarak belirlendiğini göz önünde bulundurmak önemlidir.
Uygulanacak hukuk, anlaşmazlık durumlarında hangi ülkenin yasalarına göre sözleşmenin yorumlanacağını belirleyen bir kavramdır. Uygulanacak hukukun kuralları ve özellikleri farklı olmasına rağmen, yerel sözleşmelerdeki alışkanlıklarla hareket etmek beklenmedik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, işlemleri yürütürken dikkatli olmak ve bu farklılıkları anlamak önemlidir.
Uluslararası Sözleşmelerde Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi
Uluslararası sözleşmelerde uygulanacak hukuk, taraflar arasındaki müzakerelerle serbestçe belirlenebilir.
Yine de, tamamen ilgisiz bir ülkenin hukukunu uygulanacak hukuk olarak belirlemek, hukuki anlayış ve prosedürlerde zorluklara yol açabilir ve beklenmedik dezavantajlar doğurabilir. Genellikle, taraflardan birinin bulunduğu ülkenin hukuku veya sözleşmenin konusu ile ilgili üçüncü bir ülkenin hukuku tercih edilir.
Örneğin, Japon şirketler arasında yapılan bir sözleşmede, eğer ürünler Tayvan’dan temin ediliyor ve teslimat Tayvan içinde yapılıyorsa, işlem Tayvan içinde tamamlanmış olur. Bu durumda, Tayvan hukukunun uygulanacak hukuk olarak belirlenmesi mantıklı olacaktır.
Ayrıca, uygulanacak hukuku belirlerken, yargı yetkisi üzerinde anlaşmaya varılması da göz önünde bulundurulmalıdır.
Yargı yetkisi anlaşması, bir anlaşmazlık çıktığında hangi ülkenin mahkemelerinde dava açılacağını belirleyen anlaşmadır.
Uygulanacak hukuk ile yargı yetkisi anlaşmasında belirlenen ülkeler farklı olduğunda, mahkemeler için yabancı bir hukuku uygulayarak dava sürdürmek kolay bir iş değildir. Uygulamada, yabancı hukukun içeriği hakkında araştırma yapmak ve iddiaları ortaya koymak genellikle taraflara yük getirebilir.
Uygulanacak hukuk ile yargı yetkisi anlaşmasında belirlenen ülkeler farklı olduğunda, tarafların yükünün artabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmalısınız.
Bu şekilde, uluslararası sözleşmelerde uygulanacak hukukun belirlenmesi, çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak yapılır. İşlemleri sorunsuz bir şekilde ilerletmek için, uygulanacak hukuk dikkatlice değerlendirilmelidir.
Uluslararası Sözleşmelerde Uygulanacak Hukuk Kuralları
Uluslararası sözleşmelerde uygulanacak hukukun belirlenmesi esas olarak tarafların müzakereleriyle kararlaştırılır. Ancak, tamamen serbest bir anlaşma mümkün değildir ve belirli kurallar mevcuttur.
Uluslararası sözleşmelerde uygulanacak hukuk kurallarını daha detaylı inceleyelim.
Sözleşmelerdeki Temel İlkeler
Uluslararası sözleşmelerde uygulanacak hukuk, esas olarak, tarafların anlaşma ile belirlediği ülkenin hukuku tarafından belirlenir.
Bu, ‘Japon ~Hukukun Uygulanmasına İlişkin Genel Kanun’un (平成元年1989年) 7. maddesinde belirlenen, tarafların özerkliği ilkesi olarak adlandırılan bir prensiptir.
(Tarafların uygulanacak hukuku seçmesi)
7. Madde: Hukuki işlemin kurulması ve etkisi, tarafların o hukuki işlem sırasında seçtiği ülkenin hukukuna göre belirlenir.
Hukukun Uygulanmasına İlişkin Genel Kanun|e-Gov Yasaları Araştırma[ja]
Japonya’da bir dava açılacaksa, bu genel kanun uygulanır.
Temel ilke, uygulanacak hukukun taraflar arasındaki anlaşmayla serbestçe belirlenebileceği ve bu anlaşmanın kabul edileceğidir.
Haksız Fiil Taleplerinde Uygulanan Temel İlkeler
Haksız fiil temelli bir talepte bulunulduğunda, Genel Hükümler Yasası’nın (Japanese 法の適用に関する通則法) 7. maddesindeki prensipler uygulanmaz.
Haksız fiil, bir kişinin kasıtlı veya ihmal (ağır dikkatsizlik) sonucu başka bir kişinin çıkarlarına zarar veren eylemlerini ifade eder.
Sözleşmeye dayalı bir yükümlülüğün ihlali (sözleşme içeriğinin yerine getirilmemesi) söz konusu olduğunda, uygulanacak hukuk, tarafların özerkliği ilkesine göre, tarafların anlaşmasıyla belirlenen yerel hukuk olacaktır.
Ancak, aynı olaylar zincirine dayanan bir durumda bile, haksız fiil iddiasında bulunulduğunda, Genel Hükümler Yasası’nın 7. maddesi yerine, 17. madde ve sonrasındaki kurallar uygulanır.
Örneğin, Genel Hükümler Yasası’nın 17. maddesi şu şekilde hüküm içerir:
(Haksız Fiil)
Madde 17 – Haksız fiil sonucu doğan alacak haklarının oluşumu ve etkisi, zarar verici eylemin sonuçlarının ortaya çıktığı yerin hukukuna göre belirlenir. …
Genel Hükümler Yasası | e-Gov Yasaları Arama[ja]
Bir örnek olarak, Amerika’daki bir şirketle yapılan sözleşme kapsamında taşınan yükü taşıyan bir geminin, Amerika karasularında ihmal sonucu bir çarpışma kazası yaşadığını düşünelim. Bu durumda, sözleşmenin uygulanacak hukuku olarak Japon hukukunun kabul edildiği anlaşmış olsa bile, çarpışma kazasından kaynaklanan zararlar için dava açılırsa, uygulanacak hukuk Amerikan hukuku olacaktır.
Bu şekilde, haksız fiil iddiasında bulunulduğunda, sözleşmenin uygulanacak hukuku tarafların anlaşmasıyla belirlenen hukuk olmayıp, Genel Hükümler Yasası’nın hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşmede Uygulanacak Hukukun Belirlenmemesi Durumu
Sözleşmede uygulanacak hukukun belirlenmemesi durumunda, Genel Hükümler Kanunu (Japanese Civil Code) ilgili çözüm yollarını tanımlamaktadır.
Öncelikle, taraflar arasında zımni bir anlaşma olup olmadığı incelenir. Bu, Genel Hükümler Kanunu’nun 7. maddesinde anlaşmanın, sadece açıkça belirtilmiş olanları değil, zımni anlaşmaları da içerebileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
Zımni bir anlaşmanın bile tespit edilemediği durumlarda, sözleşmeyle en yakın ilişkili olan yerin hukuku (en yakın bağlantılı yer), uygulanacak hukuk olarak kabul edilir (Genel Hükümler Kanunu’nun 8. maddesi).
En yakın bağlantılı yer, aşağıdaki gibi durumlar göz önünde bulundurularak belirlenir:
- Sözleşmeyi karakterize eden ifanın gerçekleştiği yer (Genel Hükümler Kanunu’nun 8. maddesi 1. fıkra)
- Karakteristik ifayı gerçekleştiren tarafın ana iş yerinin bulunduğu yer (Genel Hükümler Kanunu’nun 8. maddesi 2. fıkra)
- Sözleşmenin konusu olan taşınmazın bulunduğu yer (Genel Hükümler Kanunu’nun 8. maddesi 3. fıkra)
Yine de, zımni anlaşma veya en yakın bağlantılı yer, çeşitli durumlar göz önünde bulundurularak kararlaştırılan şeylerdir. Beklenmedik bir yerin hukukunun uygulanabileceği ihtimali de vardır.
Bu nedenle, uygulanacak hukukun önceden sözleşmede açıkça belirtilmesinin önemli olduğu söylenebilir.
Sözleşmelerde Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi Anlaşmasının İstisnaları
Genel Hukuk kuralları, tüketici sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri için, uygulanacak hukukun belirlenmesi konusunda anlaşma yapılmış olsa bile, istisnai hükümleri belirtmektedir.
Bu, şirketlere karşı daha zayıf bir konumda olan tüketicileri ve işçileri korumak içindir.
Tüketici sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri söz konusu olduğunda, taraflar arasında uygulanacak hukuk konusunda bir anlaşma yapılmış olsa dahi, anlaşılan uygulanacak hukuktan farklı bir yerin zorunlu hukuk kuralları uygulanabilir.
Zorunlu hukuk kuralları, tarafların anlaşmasının içeriğinden bağımsız olarak uygulanan hükümlerdir.
Tüketiciler veya işçiler, kendi ülkelerinin zorunlu hukuk kurallarını kullanmak istediklerini beyan ettiklerinde, bu zorunlu hukuk kurallarının uygulanacağı öngörülmektedir (Genel Hukuk kuralları Madde 11, Madde 12).
Sözleşmede uygulanacak hukuk konusunda bir anlaşma yapmış olsanız bile, istisnai durumların olduğunu unutmamak önemlidir.
Uluslararası Sözleşme İmzalarken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Şirketler uluslararası sözleşme imzalarken dikkat etmeleri gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır.
Yerel sözleşmelerden birçok farklılık gösteren uluslararası sözleşmelerde, yerel sözleşmelerdeki gibi rahat bir şekilde ve düşünmeden imza atmak beklenmedik sorunlara yol açabilir.
Uluslararası sözleşme imzalarken dikkat edilmesi gereken noktaları aşağıda detaylı bir şekilde açıklıyoruz.
Sözleşmeyi Kontrol Etmeden İmza Atmayın
Her sözleşmede olduğu gibi, sözleşme metninin kontrolü çok önemlidir, ancak özellikle İngilizce sözleşme metinlerini dikkatlice incelemeden imza atmak risklidir.
İngilizce sözleşme metinleri, Japon hukukundan farklı olan Anglo-Amerikan hukuk sistemine dayanmaktadır ve Japon sözleşmelerinde karşılaşmayacağınız kavramlar ve maddeler içerebilir.
Örnek olarak aşağıdaki gibi maddeler düşünülebilir:
- Tanım maddeleri
- Sebep
- Geçmiş
- Haklardan feragat
- Tazminat
- Tam anlaşma
Bu tür maddeler Japon sözleşmelerinde nadiren yer alır.
İngilizce sözleşme metinleri sadece İngilizce yazılmış olmaları nedeniyle değil, Japon sözleşmelerinden birçok farklı yönleri olduğu için dikkatli incelenmelidir. İmza atarken dikkatli olmak çok önemlidir.
Şirketiniz İçin Avantajlı Sözleşme İçeriği İçin Müzakere Yapın
Uluslararası sözleşmelerde, karşı tarafın sunduğu sözleşme metni üzerinde müzakere yoluyla içeriğin değiştirilmesi, silinmesi veya eklenmesi genel bir yaklaşımdır.
Bu, karşı tarafın hazırladığı sözleşme metninin genellikle onların lehine olacak şekilde düzenlenmiş olmasındandır. Bu nedenle, karşı tarafın hazırladığı sözleşme metnini hiçbir değişiklik yapmadan imzalamak pek mümkün değildir.
İlk taslak üzerinden, tarafların iddialarını ve uzlaşmalarını yaparak sözleşme metnini oluşturmak karşı tarafın da beklentisidir. Yani, müzakere yapmak kötü bir izlenim yaratmaz.
Şirketiniz için avantajlı bir sözleşme içeriği hedefleyerek, aktif bir şekilde müzakere yapın.
Avukata Danışın
Uluslararası sözleşme yaparken, sözleşme imzalamadan önce bir avukata danışmak önemlidir.
Uluslararası sözleşmelerde, bir sorun ortaya çıktığında, sadece sözleşme metnindeki maddelere dayanarak mücadele edebilirsiniz. Sözleşme her şey demek olan uluslararası sözleşmelerde, uzman birine danışmak çok önemli bir risk yönetimi stratejisidir.
Japon sözleşmelerinde genellikle “Belirlenmemiş maddeler için, iyi niyetli müzakereler sonucunda çözüm bulunur” şeklinde bir madde bulunur. Bu sayede, bir sorun ortaya çıktığında avukata danışılsa bile, bir çözüm yolu bulunabilir.
Ancak, uluslararası sözleşmelerde, baştan dezavantajlı bir sözleşme imzalanmışsa, bir sorun çıktığında avukata danışsanız bile, şirketiniz için avantajlı bir çözüm bulmak zorlaşır. Müzakere masasına bile çıkamayabilirsiniz.
Avukata danışmak, sorun ortaya çıktıktan sonra değil, sözleşme öncesinde yapılması önerilir.
Özet: Yerel ve Uluslararası Sözleşmelerin Farklarını Anlayarak Müzakere Etmek Önemlidir
Yabancı şirketlerle iş yaparken kaçınılmaz olan uluslararası sözleşmeler, yerel sözleşmelerden birçok açıdan farklılık gösterir. Yerel sözleşmelerdeki gibi bir hissiyatla imza atmak, beklenmedik dezavantajlarla karşılaşmanıza neden olabilir.
Uluslararası sözleşmelerin doğası ve kuralları hakkında, yerel sözleşmelerle olan farklılıkları iyi anlamak ve şirketiniz için dezavantajlı bir sözleşme imzalamamak için dikkatli olun.
Uluslararası sözleşmelerde risk yönetimi açısından en önemli adım, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme metninin gözden geçirilmesi ve müzakerelerin yapılmasıdır. Deneyimli ve başarılı avukatlardan danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.
Hukuk Büromuz Tarafından Sunulan Önlemler
Monolith Hukuk Bürosu, IT ve özellikle internet ile hukukun her iki alanında da zengin deneyime sahip bir hukuk firmasıdır. Son yıllarda, küresel iş dünyası giderek genişlemekte ve uzmanlar tarafından yasal kontrollerin gerekliliği artmaktadır. Büromuz, uluslararası hukuk işlerinde çözüm sunmaktadır.
Monolith Hukuk Bürosu’nun Uzmanlık Alanları: Uluslararası Hukuk İşleri ve Yurtdışı İşlemler[ja]
Category: General Corporate
Tag: General CorporateM&A